Muhi̇tdi̇n Bi̇rgen Ve Bakü Muhi̇ti̇ (original) (raw)

Kutadgu Bi̇li̇g’De Bi̇yoi̇kti̇dar

Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2017

Siyasetnameler devleti yönetme noktasında her türlü erke sahip kişilere, devlet yönetimi ve toplumsal yapının inşası bağlamında yönlendirmede bulunabilme yetkinliğine sahip bir düşünüre, sahip olduğu bilgi birikimi bağlamında değer veren bir kültürel yapının edebiyata mâl edilen tezahürüdür. Makalede de belirtilen bağlamda değerlendirilen siyasetname türünün Türk kültür tarihindeki bilinen ilk örneği 11. yüzyılda Balasagunlu Yusuf Has Hacib"in yazara Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han"a sunmuş olduğu Kutadgu Bilig"dir. Makalede Kutadgu Bilig, felsefe ve dilbilimin kesişim evreninde iktidar felsefesinin önemli bir alt kavram alanına karşılık gelen biyoiktidar bağlamında söylem çözümlemesine tâbi tutulmuştur. Bu bağlamda, Türk kültür evreninin önemini daha çok içeriğinden alarak toplum ve devlet yapılanmasına yönelik zengin veri barındıran Kutadgu Bilig özelinde Türkçenin ve onu var eden kültür atmosferinin (kültürel logosferin) zenginliği ve özgünlüğü postyapısal iktidar felsefesi bünyesindeki biyoiktidar kavramı özelinde değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Bazi Belagat Ki̇taplarinda Mecazi Murselin Tanim Ve Tasni̇fi̇ Üzeri̇ne Bi̇r Mukayese

Turkish Studies, 2013

Mecâzlar ve onun en önemli kolu olan mecâz-ı mürsel, belâgat kitaplarının üç ana konusundan me'ânî, beyân ve bedî'in beyân konusu içinde ele alınmaktadır. Klâsik literatürde edebî sanatlar tabirinden ziyade, sözü lafız ve mânâca güzelleştiren unsurlar demek olan "muhassinât-ı lafziyye ve ma'neviyye" tabiri geçmektedir. Günümüzde ise bu durum göz ardı edilerek bütün konular edebî sanatlar adı altında toplanmakta ve mecâz, isti'âre ve kinâye gibi beyân konuları da edebî sanatlar içinde ele alınmaktadır. Halbuki klasik belâgat kitaplarında bunlar edebî sanattan ziyade, bir maksadı değişik yollarla ifade etmenin usûl ve kaidelerini inceleyen beyan ilmi içinde yer almaktadır. Mecâz-ı mürsel, belâgat kitaplarında ele alınan temel konulardan olup, isti'âreden başlayarak birçok edebî sanatın bu mecâz ağacından geliştiği görülmektedir. Mecâz-ı mürsel hakkında değişik belâgat kitaplarında birbirine benzer tanımlar yapılsa da gerçek anlamdan mecaz anlama giden alâkalarda muhtelif şekil ve sayılar görülmektedir. Bu alâkalar 10-25 arasında sayılabilmiş ise de genellikle 10-15 arasında alâka verilmiştir. Bazı kitaplarda ise bu konunun bulunmadığı görülmektedir. Mecâz-ı mürsel için günümüzde değişik isimler kullanılmakta ve bu da karışıklığa sebep olmaktadır. Bu sebeple çeşitli belâgat kitaplarında mecâz-ı mürselin tanım ve tasnifinin karşılaştırmalı olarak gösterilmesi önem arzetmektedir. Bu makalede belli başlı belâgat kitapları taranarak mecâz-ı mürsel ile ilgili tanım ve tasnifler incelenmiş ve mukayeseli olarak ortaya konulmuştur.

MÜNYETÜ'L-EBRÂR VE GUNYETÜ'L-AHYÂR (ABDURRAHÎM)

Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, 2022

Halvet konusunda Anadolu’da kaleme alınmış ilk Türkçe müstakil eser. Eserin başlığındaki ibare “iyiler için maksûd olan, hayırlılar için yeterli olan” anlamına gelir. Necmeddîn-i Kübrâ’nın (ö. 618/1221) mürîdlerinden Hâssî’nin (ö. 634/1236) halvete dâir es-Selve fî Şerâiti’l-Halve adlı eserinin şerhli bir tercümesi olan eseri ilk olarak Edip Ali Bakı (1953) gündeme getirmiştir. M. Fuad Köprülü’nün Bayramiyye tarikatının özellikleri hakkında okuru Akşemseddîn ve İbrâhîm Tennûrî’nin eserleriyle beraber Münye ve Vahdetnâme’ye yönlendirmesi, eserin Bayramîlik tarihi içerisindeki yerini göstermesi açısından dikkat çekicidir.

Bâbür’Ün Mübeyyen Adli Eseri̇ni̇n Bi̇li̇nmeyen Bi̇r Nüshasi

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2017

Öz Klasik Çağatay Edebiyatının en önemli isimlerinden biri Bâbür'dür. Hem mensur hem de manzum eserleri bulunan Bâbür, Hanefi fıkhı hakkında Mübeyyen adlı bir mesnevi de kaleme almıştır. Dünya'daki farklı kütüphanelerde eserin toplam on yazma nüshası bulunmaktadır. Mübeyyen'in daha önce kaynaklarda hiç bahsedilmeyen bir nüshası da İsveç'te Lund Üniversitesi Jarring Koleksiyonunda keşfedilmiştir. Bu çalışmada, öncelikle Mübeyyen ve nüshanın bulunduğu koleksiyondan genel hatlarıyla bahsedilmiştir. Akabinde nüsha tanıtılmış ve koleksiyon kataloğunda nüsha hakkında verilen yanlış bilgiler tashih edilmiştir. Nüshanın en önemli özelliklerinden biri olan haşiyeleri, örneklerle değerlendirilmiştir. Nüshadaki Uygurca unsurlar tespit edilerek sonuç kısmında bunlardan hareketle müstensih hakkında bazı tahminlerde bulunulmuştur.

BÜYÜ DÜKKÂNI’NDAKİ BÜYÜLÜ VE BÜYÜSÜZ ANLATILAR

BÜYÜ DÜKKÂNI’NDAKİ BÜYÜLÜ VE BÜYÜSÜZ ANLATILAR* Songül ASLAN KARAKUL** ÖZET Yazınsal göstergebilim farklı metinlerin anlaşılmasında ve anlamlandırılmasında kullanılan bir yöntem olagelmiştir. Bu yöntem, anlatıyı farklı açıdan okumaya olanak sağlaması ve anlatıdaki söylenen şeyin nasıl söylendiğini ortaya koyması; görünmeyeni görünür kılması açısından önemlidir. Bu çalışmada Yeşim Türköz’ün Büyü Dükkânı adlı öyküsü yazınsal göstergebilim açısından değerlendirilecektir. Göstergebilimsel çözümlemede gönderenle özne arasında bir anlaşma yapılır. Bu anlaşmaya temel anlatı izlencesi denir. Temel anlatı izlencesine anlatı boyunca belirleyeceğimiz kullanımdaki anlatı izlenceleri sayesinde ulaşırız. Bu nedenle çalışmamızda kullanımdaki anlatı izlenceleri ayrıntılı olarak değerlendirilecektir. Büyü Dükkânı adlı bu öykü bir anlatı örneğidir. Anlatı, anlatı kişileri tarafından belli bir uzam ve zaman içinde gerçekleştirilen bir olay ya da olaylar zincirinin sözlü ya da yazılı olarak aktarıldığı bir tür söylemdir. Bu tür bir söylemde, anlatı kuramcısı gerçek ya da kurmaca bir iş yapan ya da yapmaya niyetli olan anlatı kişilerini tanımak için bu kişilerin değişik bağlamlarda yaptıkları eylemleri, işlevleri açısından değerlendirmek ister. Anlatı, bir olayörgüsü içeren anlatı izlencelerinden ve bunların birbirleriyle olan bağıntılarından oluşur. Yeşim Türköz tarafından yazılan Büyü Dükkânı adlı öykü ruhbilimsel özellikler taşımaktadır. Bu açıdan anlatı izlencesinin dört aşaması çok belirgin bir biçimde anlatıda görülmemektedir. Öykünün yapısı gereği eyletim ve edinç aşamaları çok geniş yer tutmaktadır. Öznenin kendisini sorgulaması, kipsel olarak kendisini kontrol etmesi inceleyeceğimiz anlatıda en fazla yer tutan kısımdır. Anathar Kelimeler: Göstergebilimsel inceleme, anlatısal düzey, anlatı izlencesi, eyletim, edinç.

Çokdi̇lli̇li̇k Ve Çokdi̇lli̇ Beyi̇n

Journal of International Social Research, 2018

Öz İki ve/veya çok dillilerin beyninde konuşma faaliyeti esnasında dil kullanımından sorumlu yürütücü işlevleri yerine getiren nöronları birbirine bağlayan sinapsların sayısında artış görülür. Bu artış kişilerde konuşma sürecinden sorumlu dil ağına ek olarak prefrontal korteksin faaliyete geçmesiyle meydana gelir. Dil kullanımında yürütücü işlevleri yerine getiren nöronları birbirine bağlayan sinapsların sayısının artmasının dışında prefrontal korteksin de faaliyete geçmesiyle konuşma lobu yeniden şekillenir; bu da beynin bu alanının boyutunun büyümesine ve buna koşut olarak işlevinin de artarak güçlenmesine neden olur. Beynin bu şekilde bir değişim ve gelişime uğraması bilişsel performansın da gelişmesine katkı sağlanır. Yapılan birçok araştırmanın sonucuna göre iki/çok dilliler akademik başarı, uzun vadeli sağlık ve esenlik, özdenetim, esnek görev değiştirme yeteneği, çalışma belleği ve yoğunlaşma gerektiren görevlerde tek dillilerden çok daha başarılıdırlar. Beynin fazladan bu tür faaliyetlere odaklanabiliyor olması ve bununla ilintili yararların kapsamı-hangi dilin/dillerin konuşulduğuna bakılmaksızınhepsinde aynıdır. Burada belirleyici olan etken, kişinin ikinci dili kullanma sıklığı, sahip olduğu dilsel yeterlilik, normlara uygun dilbilgisel yapılar hakkındaki bilgisinin yanı sıra dili edindiği/öğrendiği yaştır.

Kutadgu Bi̇li̇g’De Kadin

DergiPark (Istanbul University), 2016

Yusuf Has Hacip tarafından XI.yüzyılda Karahanlı Türkçesiyle yazılmış Kutadgu Bilig, kültür ve edebiyat tarihimizde önemli bir yer tutar. Türk-İslam sentezinin en eski örneklerinden olan bu eser didaktik bir eserdir. Her iki dünyada da mutlu olmanın yollarını gösterir. Bu çalışmada Kutadgu Bilig'de ve dolayısıyla Karahanlı Türkçesinde kadın kavramını karşılayan sözcük ve sözcük grupları kullanım sıklığı ve bağlam açısından ele alındı. Böylelikle dönemin zihniyetinin, kadına yüklenen rolün daha iyi anlaşılması hedeflendi.