MÜZİK KÜLTÜRÜMÜZDE ARANJMAN: POP MÜZİK NASIL (TÜR)KÜYERELLEŞTİ? (original) (raw)
2022, Kültürel Alanda Küyerelleşme, 2. Bölüm
Türkçe’ye Fransızca’dan geçmiş bir terim olan ve düzenleme anlamına gelen “aranjman”, tarih bağlamında kullanıldığında pop müzik türünün Türkiye’deki kültür repertuvarına girdiği yılları ifade eder. Bu bölümde aranjman dönemi bir küyerelleşme süreci olarak ele alınmaktadır. Öncelikle Victor Roudometof’un (2016) küyerelleşme ve küreselleşme kavramlarının farklılığı- na dair saptadığı üç önemli özellik, André Lefevere’in (1992) “yeniden yazım” ve “hamilik” ve Itamar Even-Zohar’ın (2002) “icat”, “ithal” ve “kültürel repertuvar” kavramlarıyla birleştirilerek kuramsal bir çerçeve çizilmektedir. Hemen ardından, “yeniden yazma” kavramından “yeniden icra”, “yeniden söyleme” ve “yeniden söz yazma” gibi alt kategoriler türetilerek, şarkı çevirisinde bütünü gözden kaçırmayan çalışmalara katkı sağlamayı hedefleyen, icraya yönelik şarkı çevirisi- nin yalnızca şarkı sözü yazmak ya da çevirmekten ibaret bir edim olmadığının, şarkının geçirdiği kültürel dönüşümün dilsel olmayan farklı boyutlarıyla ele almanın da altı çizilmektedir. Bu farklı boyutlara ek olarak pop müzik sektörünün doğuşunda ve sonrasında hamilik işlevini üstlenen müzik prodüktörleri de “yeniden yapım” kavramı içinde ele alınmaktadır. Bu bölüm 1960’lı yıllarda ithal yöntemiyle başlayıp, 1970’li yıllar ve sonrasında ise icatların da ortaya çıkmaya başladığı Türkiye’deki pop müzik kültürel repertuvarını, hamilerin ve yeniden yazanların ortak çalışması olarak tanımlayarak kültürel tarihe de katkı sağlamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, Türkiye’nin 1950’ler ve sonrasındaki 20 yılda tanık olduğu politik ve kül- türel gelişmeler ışığında, aranjman dönemi aşamalara ayrılacaktır. Bu aşamaların en sonuncusu, yukarıda da değinildiği gibi, yeniden yazılan şarkılar değil, sıfırdan yazılan şarkılar, yani Itamar Even-Zohar’ın deyişiyle “icat”lardır. Bu aşamalandırmayı yaparken faydalanılan başlıca kaynaklar albüm olarak yayınlanan şarkılar olmakla birlikte politik ve kültürel tarih metinlerinden de yoğun biçimde faydalanılmıştır. Şarkı çeviribiliminde bütüncül bir yaklaşım benimsediğimizde, hem aranjman döneminin Türkiye kültürel repertuvarı tarihinde edindiği yeri, hem çevirinin bu yerin meydana gelmesi ve gelişmesinde üstlendiği işlevi, hem de politika, müzik ve çeviri arasındaki kuvvetli tarihi bağları çok daha net bir biçimde görebiliyoruz.