1980 Askeri Darbesi Öncesi İngiliz Dışişleri Bakanlığı Perspektifinden Milliyet (original) (raw)

İki Darbe Arasında: 1960-1980 Döneminde Genel Özellikleriyle Türk Dışişleri Bakanlığı

Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları / Recent Period Turkish Studies

Türkiye'de cumhuriyet dönemi dış politikası hakkında çok geniş bir yazın olsa da ülkenin dış politikasını yürütmekle sorumlu temel kurum olan Dışişleri Bakanlığı hakkında çok az sayıda araştırma bulunmaktadır. Türkiye'nin diplomatik tarihi de daha ziyade siyasi elitlerin ve uluslararası konjonktürün etkisi ışığında değerlendirilmektedir. Bu çalışmada Türk Dışişleri Bakanlığı, daha önce tecrübe etmediği türden meydan okumalarla karşılaştığı 1960-80 dönemi arasındaki seyri üzerinden analiz edilecektir. Dışişleri Bakanlığı hem bu dönemin kurum içine ve ülke dış politikasına yansımalarıyla meşgul olmuş hem de aynı yıllarda dünyadaki muadilleri gibi bir dönüşüm sürecinden geçmiştir. Çalışma kapsamında Türk Dışişleri bürokrasisinin geçirdiği dönüşüme ve karşılaştığı meydan okumalara yanıt verme becerisine dünyadaki örneklerin yanı sıra dönemin diplomatlarının tanıklıklarının mukayeseli bir analizi üzerinden ışık tutulması amaçlanmaktadır.

1980 ASKERİ DARBESİ ÖNCESİ İNGİLİZ DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI PERSPEKTİFİNDEN MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ

Soğuk Savaş Dönemi konjonktüründe dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türkiye’deki ideolojik kutuplaşma, diyalog kapılarının kapanmasına ve silahlı çatışmaların sokaklarda kendini göstermesine sebep olmuştur. Sol ideolojinin evrensel komünizmi Türkiye’ye taşıma amacı karşısında devletin yetersiz kalması üzerine en ciddi direnci gösteren fikir akımı Türk milliyetçiliği olmuştur. Türk milliyetçiliğinin bu süreçte sosyal ve siyasi kurumları olarak ortaya çıkan ‘’Ülkücü Hareket’’ ve ‘’MHP’’, Türkiye’deki tüm sol akım ve fraksiyonların içtimai, siyasi, iktisadi ve kültürel propagandalarıyla mücadele etmekle kalmamış, militer bir direnç de göstermiştir. Türkiye’nin 1980 öncesi kriz döneminin önemli unsurlarından olan MHP ve milliyetçi kuruluşlar Batılı büyük devletlerin merceği altına alınmış ve kendi politikaları çerçevesinde kanaat ve değerlendirmeler yapmışlardır. Bu çalışmada da 2 Eylül 1980 tarihli, Birleşik Krallık’ın Ankara Büyükelçiliği tarafından hazırlanmış‘’The Nationalist Action Party’’ (Milliyetçi Hareket Partisi) başlıklı uzunca bir raporun değerlendirilmesi yapılacaktır. İngiliz Dışişleri Bakanlığı 1980 Askeri Darbesi öncesi, MHP’nin kökeni, amaçları ve sağ politik şiddetteki sorumluluğuyla alakalı Ankara Büyükelçiliği’nden kapsamlı bir rapor talep etmiştir. Büyükelçiliğin Londra’ya gönderdiği bu rapor, Türkiye’nin darbe öncesi siyasi ikliminde ve şiddet olaylarında MHP ve lideri Alparslan Türkeş’in konumunu dış perspektiften yansıtması açısından değerlidir.

İngiliz Belgelerine Göre Türkiye'de 1960, 1971 ve 1980 Askeri Müdahaleleri

Özet Bu makalede Türkiye'deki 1960, 1971 ve 1980 askeri müdahaleleri incelenmektedir. Makalede orduyla hükümet arasındaki ilişkiyi analiz etmek, ordunun Türkiye siyasetine ne ölçüde müdahale ettiğini belirlemek, Cumhuriyet'in gelişmesinde oynamış olduğu rolü incelemek de hedeflenmektedir. Burada asıl amacımız darbelerin neden yapıldığını, Britanya'nın görüşünün ve devrimden sonra istikrar beklentilerinin neler olduğunu tartışmaktır. Ordu, modern Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli bir yere sahiptir. Her on yılda bir adeta düzenli olarak yapılan askeri darbeler, bunun kanıtı gibi görünüyor. Mayıs 1960, Mart 1971 ve Eylül 1980'deki müdahaleler, silahlı kuvvetlerin cumhuriyetin demokratik egemenliğini, yolsuz ve beceriksiz politikacıların yaptıkları işleri takiben, geri getirme eylemleri olarak açıklandı. Ordu, 1960'da Adnan Menderes'in Demokrat Parti hükümetini, eylemlerini haklı çıkarmak için meclisteki ezici çoğunluğuna güvenerek anayasayı tamamen göz ardı ederek ülkeyi yönettiği gerekçesiyle devirdi. Mart 1971'de ordu, Süleyman Demirel'i istifaya zorladı ve on yıl sonra Eylül 1980'de aynısını yaptı. İlk müdahale anayasanın savunulması olarak haklı gösterildi. Diğer iki darbenin sebebi hükümetlerin zayıf, verimsiz, anarşi ve istikrarsızlığın kaynağı olarak gösterildi. Her defasında ordu, politikacıları kendi yaptıkları karışıklıktan kurtarmak için müdahale ettiğini iddia etti. Türk ordusu cumhuriyetin koruyucusu ve Kemalist mirasın devamı olarak algılanırsa, darbe olasılığı her zaman var olacaktır. Ancak, iktidar seçkinlerinin en azından bir kısmının, nüfusun önemli kesimlerine ek olarak, ordu yönetiminin krizden çıkışın tek yol olduğuna inandıkları ve bunun için davet edildiğine bakarak ordunun müdahale etmek için her zaman güce sahip olduğunu vurgulamalıyız.

Iki Darbe Arasinda 1960-1980 Doneminde Genel Ozellikleriyle Turk Disisleri Bakanligi

Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Dergisi, 2022

Türkiye’de cumhuriyet dönemi dış politikası hakkında çok geniş bir yazın olsa da ülkenin dış politikasını yürütmekle sorumlu temel kurum olan Dışişleri Bakanlığı hakkında çok az sayıda araştırma bulunmaktadır. Türkiye’nin diplomatik tarihi de daha ziyade siyasi elitlerin ve uluslararası konjonktürün etkisi ışığında değerlendirilmektedir. Bu çalışmada Türk Dışişleri Bakanlığı, daha önce tecrübe etmediği türden meydan okumalarla karşılaştığı 1960-80 dönemi arasındaki seyri üzerinden analiz edilecektir. Dışişleri Bakanlığı hem bu dönemin kurum içine ve ülke dış politikasına yansımalarıyla meşgul olmuş hem de aynı yıllarda dünyadaki muadilleri gibi bir dönüşüm sürecinden geçmiştir. Çalışma kapsamında Türk Dışişleri bürokrasisinin geçirdiği dönüşüme ve karşılaştığı meydan okumalara yanıt verme becerisine dünyadaki örneklerin yanı sıra dönemin diplomatlarının tanıklıklarının mukayeseli bir analizi üzerinden ışık tutulması amaçlanmaktadır.

İngiliz Büyükelçilik Yıllık Raporlarında Türk Dış Politikası (1933-1937

ÖZET İ� ngiliz Büyükelçileri, her yılın sonunda bulundukları ülke hakkında yıl içerisinde meydana gelen gelişmeleri, elçilik uzmanları vasıtasıyla rapor halinde Birleşik Krallık hükümetine sunmaktaydı. 1933-1937 yılları arasında Türkiye'nin Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan Sir Percy Loraine de, Türkiye ile ilgili raporlar hazırlatarak Birleşik Krallık hükümetine sunmuştur. Bu çalışma 1933-1937 yıllarında Birleşik Krallık Ankara Büyükelçiliğinin Türkiye ile ilgili raporlarında Türk dış politikasının ne şekilde ele alındığını incelemeyi amaçlamaktadır. ABSTRACT At the end of each year, the British Ambassadors reported to the UK government a report on the developments that had taken place during that year. Sir Percy Loraine, who served as Turkey's ambassador to Ankara between 1933-1937, also prepared reports on Turkey and presented it to the UK government. This study aims to examine how Turkish foreign policy is addressed in the Annual Reports of the Ankara Embassy of the United Kingdom of Turkey in 1933-1937 on Turkey.

Büyük Taarruz Öncesi Diplomasi: Dâhiliye Vekili Ali Fethi Bey'in Londra Misyonu

Büyük Millet Meclisi hükümetinin Dâhiliye Vekili Ali Fethi (Okyar) Bey, 3 Temmuz 1922'de Avrupa'da tedavi görmek meclisten için iki aylık izne ayrılmış, bu süre zarfında İngiltere ve Fransa'nın Türkiye ve Yunanistan'a sunduğu Mart 1922 tarihli barış şartları üzerine İtalya, Fransa ve İngiltere'de müzakerelerde bulunmuştur. Roma ve Paris'in ardından 30 Temmuz 1922'de Londra'ya giden Fethi Bey, diğer ülkelerin aksine burada üst düzey görüşmelerde bulunamamıştır. Ağustos ayı boyunca Fethi Bey'in İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon'la müzakere talepleri çeşitli bahanelerle reddedilmiş, Fethi Bey ancak dış politikayı etkileme imkanı olmayan ikinci düzey yetkililerle görüşebilmiştir. Mevcut literatüre Fethi Bey'in Londra misyonunun başarısızlıkla sonuçlandığı ve bunun ardından Büyük Taarruz kararının alındığı kanısı hâkimdir. Oysaki Büyük Taarruz öncesi Mustafa Kemal Paşa'yla Fethi Bey arasında gerçekleşen görüşme ve yazışmalar farklı bir yoruma olanak sağlamaktadır. Fethi Bey'in anılarında belirttiği bu görüşmelere göre; azami gizlilik içerisinde yürütülen taarruz hazırlıklarında, İngiltere'nin durumun farkına varmasının geciktirilmesi büyük bir önem taşımaktadır ve Fethi Bey'in Londra misyonunun asıl hedefi budur. Fethi Bey'in Avrupa ziyareti, İtalya, Fansa ve İngiltere nezdinde barış görüşmeleri yapmaktan ziyade, bu kanıyı uyandırarak taarruz gerçekleşene kadar İngiltere'nin fiili bir müdahalesini önlemek ve milli mücadele lehine ve İngiltere hükümeti aleyhine kamuoyu oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada, Fethi Bey'in Büyük Taarruzdan hemen önce gerçekleşen Londra ziyareti taarruzun gizliliğini korumak için alınan tedbirlerden biri, bir diplomasi manevrası olarak ele alınmış ve Fethi Bey'in bu süre zarfında İngiliz hükümeti nezdindeki girişimleri ve Londra'da yürüttüğü kamuoyu oluşturma faaliyetleri incelenmiştir. Çalışmanın temel kaynağını Fethi Bey'in anıları ve İngiliz arşiv evrakı oluşturmaktadır.