Sâdıkî Afşar'ın Mecma'ul-Havâs'ı: Çağatay Türkçesinde Yazılmış Şâirler Tezkiresi (original) (raw)

2013, Journal of Turkish Studies

Sâdıkî (940/1553-?), one of the famous artists of the Shah Abbas era (1587-1629), is Afshar Turkmen. Sadiki, in his youth, completed the training on painting murals in the accompany of Behzad's nephew, well known mutiralist Muzaffar Ali, (1450-55? / 1535-36?). After he completed his training he became one of the famous mutiralists of his period. He is the owner of the collection of poets' biographies consisting of poetical, literary works written in Turkish and Persian. Afshar Sâdıkî Beg wrote Mecma'ul-havâs in Chagatai Turkish as a response to Alî Şîr Nevayî's Mecâlisü'n-Nefâyis. It is estimated that during the two years 1597 and 1598 the Mecma'ul-havâs was written in the eastern area of the Turkish language. It was the second and the final biographical work written in Chagatai Turkic. This work, covers a vast geographic range from the territory of the Ottoman Empire, covering current Iran, Azerbaijan, Central Asia, Afganstan, up to Pakistan and India. Sadıki wrote about poets and artists who lived in his period. He wrote about their works in order to promote poetry and art of the artists and to create an interest in and learning of their works. Mecma'ul-havâs, a biography of 480 poets divided into eight chapters written in plain language. The seventh chapter of the work was concerned famous Turkish poets like Bakî and Fuzûlî, Necatî. The eighth chapter was dedicated to Persian poets. In this study the life and the art of Sâdıkî and the place of Mecma'u'l-havâs in our literature and language history will be mentioned. Our study consists of two chapters. Information about Sâdıkî's life, education and his poetry will be given in the first chapter. Collections of poets biographies named as Mecma'ul-havâs written by Sâdıkî-i Kitâbdâr in Chagatai Turkish will be evaluated with regards to content and genre and compared to Mecâlisü'n-nefâis and taken as a model for its own in terms of content.

Çağatay Sahasindan Türkçe Şi̇i̇rleri̇ Bi̇li̇nmeyen Bi̇r Şai̇r: Hi̇lâlî-İ Çağatâyî Ve Bahr-I Tavîl’İ

2021

Iran’in Esterâbâd sehrinde dogan Bedruddin Muhammed b. Abdillâh Hilâli (o. 1529-30), Cagatay Turklerinden olmasindan dolayi Cagatâyi nisbesiyle meshur olmus ve Ali Şir Nevâyi’nin himayesi ile Sultan Huseyn-i Baykara’ya musahiplik yapmistir. Turk asilli olmasina ragmen eserlerini Farsca kaleme alan Hilâli-i Cagatâyi’nin Farsca Divân’i ile birlikte Şâh u Dervis, Sifâtu’l-Âsikin ve Leylâ vu Mecnun adli uc mesnevisi gunumuze ulasmistir. E. R. Rustamov, sairin Cagatay Turkcesiyle yazdigi Bahr-i Tavil’inden ilk defa bahsederek Hilâli’nin kendi anadiliyle de eser verdigini ortaya koymustur. Bahr-i Tavil, sairin elde mevcut bulunan tek Turkce eseri olmasi bakimindan oldukca onemlidir. Bu makalede Turk edebiyatinda bahr-i tavil turu ile ilgili bilgiler verildikten sonra Hilâli-i Cagatâyi’nin hayati ve eserlerine yer verilmis; makalenin sonunda Bahr-i Tavil’in dil ozellikleri ve ceviri yazili metni sunulmustur. •

Çağatay Türkçesiyle Yazılan Tevarīh-i Güzīde-Nusret-Name ve Eserde Geçen Manzumeler

TDİD, 2022

Tevarīh-i Güzīde-Nusret-Name adlı eser mensur olarak düzenlenmiştir. Ancak buna rağmen eserde manzum parçalar da yer almaktadır. Özellikle eserin Nusret-name kısmı olarak kabul edilen Şeybani Han hakkındaki ikinci bölümünde manzumeler daha fazladır. Doğal olarak burada Şeybani Han’ın edebiyata ve şiire ilgi duymuş olması etkili olmuştur. Şiirler genel olarak hanın etrafında bulunan komutanlar, bazı kahraman beyler ve kavimler hakkındadır. Buna Çağatay beyleri, Özbek eli, Canıbek Sultan, Hamza Sultan hakkındaki manzumeleri örnek olarak gösterebiliriz. Bununla birlikte, lirik şiir parçalarının da yer alması esere edebī bir değer katmıştır.

Ferheng-i Şuʿûrî'de Yer Alan Çağatay Türkçesine Ait Söz Varlığı -Fiiller-

Ferheng-i Şuʿûrî'de Yer Alan Çağatay Türkçesine Ait Söz Varlığı -Fiiller-, 2023

Ferheng-i Şuʿūrî; 17. yüzyılda, Osmanlı sahasında, Şuʿûrî Hasan Efendi tarafından Farsça-Türkçe sözlük geleneği doğrultusunda oluşturulmuş bir eserdir. Farsça madde başı olarak yer alan sözcükler açıklanmış, anlam verildikten sonra sözcüğün Arapça, Osmanlı Türkçesi ve Çağatay Türkçesindeki karşılıkları gösterilmiştir. Sözlük bu özelliğiyle büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada eserde yer alan fiiller üzerinde durulmuştur. İlk olarak Çağatay Türkçesine ait olduğu ifade edilen fiiller taranıp listelenmiş, ardından bu fiillerin Çağatay Türkçesi sözlüklerinde var olup olmadığı, var ise hangi anlamlara sahip olduğu, ses ve anlam değişimine uğrayıp uğramadığı gibi hususlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın Çağatay Türkçesi araştırmalarına ve söz varlığı çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Sâdıkî Afşar'ın Doğu Türkçesinde Yazılmış Şiirleri

Journal of Turkish Studies, 2013

Sâdık Bey Afşar is one of the most important poets of the Shah Abbâs I period (1587-1629). Sâdık Bey Afşar is the author of the, very well known in Turkish literature, collection of poets biographies named as Mecma'u'l-havâs written in Chagatai Turkish. The poet with the pen name "Sâdıkî" who has wrote poetical pieces in different dialects of Turkish under the title of "Kasâyid ü Gazeliiyyat-ı Türkî" just after the collection of poets in his corpus. Sâdıkî shows with this trait that he has comprahended both the two fields in the course of Turkish Language history. Succeed to remove the boundaries by the products given in Ottoman, Azeri and Chagatai Turkish dialects of Turkish. Both features of Azeri and Chagatai Turkish are seen among the poems written in Chagatai Turkish. Turhan Gandjei adverted the Turkish poems of Sâdıkî for the first time and only analysed seven ghazals written in Eastern Turkish. In 2012, Mehmet Nuri Çınarcı presented the piece of published Turkish poems besides unpublished Turkish poems of Sâdıkî. In this study, in order to reveal the poems Sâdıkî indited in Eastern Turkish, eighteen ghazels of the author gathered based on the work, Sadiq Bey Afşar Şeirler (Bakü, 2010), of Paşa Kerimov.

Çağatay Sahasından Türkçe Şiirleri Bilinmeyen Bir Şair: Hilâlî-i Çağatâyî ve Bahr-ı Tavîl’i

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2020

İran’ın Esterâbâd şehrinde doğan Bedrüddîn Muhammed b. Abdillâh Hilâlî (ö. 1529-30), Çağatay Türklerinden olmasından dolayı Çağatâyî nisbesiyle meşhur olmuş ve Alî Şîr Nevâyî’nin himayesi ile Sultan Hüseyn-i Baykara’ya musahiplik yapmıştır. Türk asıllı olmasına rağmen eserlerini Farsça kaleme alan Hilâlî-i Çağatâyî’nin Farsça Dîvân’ı ile birlikte Şâh u Dervîş, Sıfâtü’l-Âşıkîn ve Leylâ vü Mecnûn adlı üç mesnevisi günümüze ulaşmıştır. E. R. Rustamov, şairin Çağatay Türkçesiyle yazdığı Bahr-ı Tavîl’inden ilk defa bahsederek Hilâlî’nin kendi anadiliyle de eser verdiğini ortaya koymuştur. Bahr-ı Tavîl, şairin elde mevcut bulunan tek Türkçe eseri olması bakımından oldukça önemlidir. Bu makalede Türk edebiyatında bahr-ı tavîl türü ile ilgili bilgiler verildikten sonra Hilâlî-i Çağatâyî’nin hayatı ve eserlerine yer verilmiş; makalenin sonunda Bahr-ı Tavîl’in dil özellikleri ve çeviri yazılı metni sunulmuştur.

Son Dönem Çağatay Türkçesiyle Yazılmış Bir Siyer Nüshasında Birleşik Fiiller (İnceleme - Çevriyazı - Türkiye Türkçesine Aktarım)

International Journal of Languages' Education and Teaching, 2019

Turkish that was used as the common written and literary language in Central Asia region (= Turkistan) from the beginning of 15th century to 1921 is called as Chagatai Turkish. Chagatai Turkish that sprawled was utilized by several Turkic tribes; there emerged a large canon of Chagatai Turkish in time. A good number of books in prose and verse have been written as from the century that is remembered by Chagatai Turkish; the books that were written in propose are generally religious content. There also are books in "siyer (prophetic biography) / siyer-i nebi, kısâsu'l-enbiyâ". It is possible to insert the related prophetic biography text in postclassical Chagatai Turkish period (1600-1921) by considering the language properties. The text submits a section from experienced events in period pf the prophet of Islam, Muhammad. Original copy of the text in Turkish Writings part in Oxford-Bodleian Library in England. This paper scrutinized the compound verbs used in the text. They were divided into subgroups by various features and also classified based on several properties they included by own contents. There were mostly seen compound verbs in forming of "noun / adjective + auxiliary verb". "noun + main verb (locutioned)" and "binary compound verbs" respectively followed the forming of "noun / adjective + auxiliary verb" based on frequency. There are 12 compound verbs in other types of compound verbs in the text. The studies that will conduct on several texts that can lighten sound, form and syntax features of Chagatai Turkish in the postclassical period help to understand Turkish used in that period.

Kâtip Çelebî nin Mîzânü l-Hakk Adlı Eseri Bağlamında Kâdızâdeliler-Sivasîler Mücâdelesi

Journal of International Social Research, 2015

STRUGGLE BETWEEN KADIZADELIS AND SIVASIS IN THE CONTEXT OFKATIPÇELEBI'S WORK NAMED MĪZĀN AL-HAQQ Ferzende İDİZ * Öz XVII. yüzyılda Osmanlının yaşadığı önemli olaylardan birisi hiç şüphesiz tarihe Kâdızâdeliler-Sivasîler Mücadelesi olarak geçmiş olan fitne olayıdır. Kâtip Çelebî 'nin de yaşadığı bu dönemde din adamları ikiye ayrılmış ve pek de ilmî değeri bulunmayan bir takım meseleleri tartışmaya, bundan dolayı bir birlerini itham etmeye ve kin duymaya başlamışlardır. Bu tartışmaların medrese ayağını Kâdızâde Mehmed Efendi başlatmış ve etrafına bir takım taraftar da toplamıştır. Bundan dolayı bunlara Kâdızâdeliler denilmiştir. Öte yandan Kâdızâdenin tekke ve sûfîleri suçlayan sözlerine Abdulmecîd Sivasî (öl.1049/1639) karşı çıkmış ve kürsülerde söz konusu ithamlara sert cevaplar vermiştir. Tekke ve mutasavvıfları temsil eden ve Sivasî Şeyh olarak tanınan bu zât etrafında toplananlara da Sivasîler ismi verilmiştir. Bu çalışmada, Kâtip Çelebî'nin tutumu, konuya yaklaşımı ve tartışılan meselelere getirdiği çözümler işlenecektir.

Cevrî, Hall-İ Tahkîkat Ve 'Aynü'L-Füyûz Adli Eserleri̇

International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2019

Kaynaklarda iyi bir tahsil gördüğüne dair bilgiler olan ve Ankaralı İsmail Rüsuhi Dede"nin sohbetleri ile Mevlevi tekkelerindeki semâ törenlerine katılan Cevrî şair ve hattât (güzel yazı ustası) olarak tanınmıştır. Güzel yazı yazmadaki yeteneği, onun Divan-ı Hümayun kâtipliği yapmasını ve iyi bir ömür sürmesini sağlamıştır. Devlet büyüklerine yazdığı kitapların karşılığı olarak aldığı câizelerle de minnetsiz bir şekilde yaşamıştır. Kaynaklarda Cevrî"nin tasavvufa da ilgi duyarak Mevlevîlik tarîkatına girdiği belirtilir. Yusuf Sine-çâk"ın Cezîre-i Mesnevi"sine yazdığı Aynü"l-füyûz adlı eseri ile Hall-i Tahkîkāt, şairin Mevleviliğini isbat eden delillerdir. Hall-i Tahkîkāt adlı eseri Mevlânâ"nın Mesnevî"sinden seçtiği 40 beytin şerhi niteliğinde bir eserdir. Aynü"l-Füyûz Mevlevîlik hakkında bilgi vermek, tarîkata yeni girenlere yol göstermek, derviş ve sâliklerin bilmesi ve dikkat etmesi gereken hususları anlatmak için yazılmıştır. Cevrî"nin Hall-i Tahkîkāt ve Aynü"l-füyûz adlı eserlerini içeren yazma İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, K 600"de kayıtlı olup 82 varaktan ibârettir. Eserin dış kapaktan sonra gelen yedi varağı boştur. İlk üç varakta ait olduğu kütüphane adı, kaşesi ve mührü ile Farsça bazı beyitler vardır. Eser 8. varakta başlayıp 79. varakta sona ermektedir. 80. varak boş olup 81 ve 82. varaklarda Osmanlıca bazı yazılar ve yazıların yanında Arapça rakamlar vardır. 8 ila 79. varaklar arasında yer alan eser yaklaşık 71 varaklık bir hacme sahiptir. Her bir varak a-b yüzü olmak üzere ortalama 35-36 beyitten ibarettir.

Şemseddin Sâmi’nin Kâmûs-ı Türkî’sindeki Çağatayca Kelimeler

2021

İlk baskısı 1901 tarihinde İkdam gazetesi tarafından yapılan ve birçok yönden Türk sözlükçülüğünün yapı taşı durumundaki Kâmûs-ı Türkî, Şemseddin Sâmi'nin en önemli eserlerinden biridir. Bugüne kadar Türk dili ve tarihi alanında birçok çalışmaya temel olan Kâmûs-ı Türkî hâlâ üzerinde Türkologların çalışması gereken kaynak eserlerden biridir. Çalışmamızda Arnavutlar arasında Sami Fraşeri olarak tanınan ve çok sevilen Osmanlı aydını Şemseddin Sâmi'nin Kâmûs-ı Türkî adlı sözlüğünde Çağatayca notu düşülerek verilen kelimeleri inceledik. Bu kapsamda Kâmûs-ı Türkî'yi tarayarak Çağatayca notu düşülen kelimeler çıkarılmıştır. Bu kelimeler sözlükteki madde başlarına göre değil, Şemseddin Sâmi'nin madde içerisinde belirttiği imla ile çalışmaya aktarılmıştır. Çalışmamızda genel olarak Şemseddin Sâmi'nin Çağatayca anlayışını da ortaya koymaya çalıştık. Bu yüzden onun sözlüğün başında verdiği İfade-i Meram kısmında Doğu Türkçesi ve Çağatayca ile ilgili olan fikirlerini belirterek bu çerçevede sözlüğüne aldığı kelimelerin diğer Çağatayca sözlüklerdeki şekil ve anlam özellikleri ortaya konmaya çalışılmıştır.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.