Koroner Angiografi İşlemi Esnasında Tesadüfen Saptanan Ciddi Aort Koarktasyonu (original) (raw)

Acil Servise ST Segment Elevasyonlu Olmayan Miyokard Enfarktüsü ve Kararsız Angina Pektoris ile Başvuran Hastalarda Perfüzyon İndeksinin Klinik Değerlendirmesi

Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi

Background: We aimed to evaluate the perfusion index (PI) level at the 10th minute of admission to the emergency department in patients with non-ST-segment elevation myocardial infarction (NSTEMI) and unstable angina pectoris (USAP). In addition, we aimed to evaluate whether PI is useful in differentiating NSTEMI and USAP patients in the emergency department in the early stage.Materials and Methods: Eighty NSTEMI (Group 1) and 50 USAP (Group 2) patients who were consecutively admitted to our emergency department between November 2017 and May 2019 and diagnosed with acute coronary syndrome were included in the study. In both patient groups, PI measured with the Massimo-SET Root 7362A RDS7 non-invasive pulse oximetry probe and other routine laboratory measurements were measured and compared.Results: The mean PI was significantly lower in NSTEMI patients (p <0.001). At 30-day patient follow-up, the PI of the reduce was significantly lower (P <0.001). The area under the curve was ...

Kateter yoluyla aort kapağı yerleştirilmesi sırasında hemodinamik bozukluk ve ST-segment yükselmesi gelişen bir olgu

2014

Özet– Kateter yoluyla aort kapağı yerleştirilmesi son yıllarda cerrahi açısından yüksek riskli, ciddi aort darlığı olan semptomatik hastalarda alternatif bir tedavi yöntemi haline gelmiştir. Ancak bu yeni tedavi yöntemi ile birlikte bazı ölümcül komplikasyonlar da görülmeye başlamıştır. Bunlardan biri işlem esnasında gelişen sol ana koroner arter ağzındaki tıkanıklıktır. Bu yazıda, kateter yoluyla aort kapağı yerleştirilmesi sırasında sol ana koronerde tama yakın akut tıkanma ve hemodinamik bozukluk gelişen ve başarılı balon anjiyoplasti ve stent işlemi uygulanan bir olgu sunuldu. Summary– Transcatheter aortic valve implantation is becoming increasingly popular as an alternative treatment technique for symptomatic patients with severe aortic stenosis, who are at high risk for surgery. However, with this revolutionary treatment modality, some fatal complications have also emerged. One of these fatal complications is the occlusion of the left main coronary artery at the time of proced...

Polikliniklere karşın acil serviste yeni tanı alan pulmoner emboli hastalanın farklılıklarındaki deneyim

Bakirkoy Tip Dergisi / Medical Journal of Bakirkoy, 2014

Polikliniklere karşın acil serviste yeni tanı alan pulmoner emboli hastalanın farklılıklarındaki deneyim Amaç: Pulmoner emboli (PE) hastaları değişik semptomlarla değişik kliniklere başvururlar. Bu çalışmanın amacı bir üniversite hastanesinin değişik şehirlerdeki dört ayrı hastanesindeki değişik polikliniklere ve acil servise başvuran pulmoner emboli tanılı hastaların özelliklerini ve farklılıklarını ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntem: Acil serviste ve polkiniklerde son 20 ayda yeni pulmoner emboli tanısı almış hastaların dosyaları incelendi. Çalışma çok merkezli ve retrospektif olarak yapıldı. Hasta kartları değerlendirilerek iki çift kör araştırmacı tarafından daha önce hazırlanan formlar dolduruldu. Bulgular: Toplam 152 hasta incelendi. Acil servisteki 65 yaş ve üstü hastaların oranı %47.7 idi (n: 51); kadın hastaların oranı %57 idi (n: 61). Hastaların 107'sine (%70) acil serviste, 45'i (%29.6) polikliniklerde tanı almıştı. Hastaların 12'si (%7.9) tanı almadan önceki son 10 gün içinde aynı acil servise birkaç kez benzer şikayetlerle başvurmuştu. Polikliniklerde tanı alan PE hastaları çoğunlukla obez (p: 0.016) ve başvurudan önce semptom süresi uzunken (p: 0.004) acil servise gelen hastalarda taşikardi (p: 0.017) ve yüksek beyaz küre sayısı (p: 0.001) mevcuttu. Akciğer grafisinde diafragma elevasyonu poliklinik hastalarında daha sık görüldü (p: 0.033). Sonuç: Polikliniklerde tanı alan PE hastaları acil serviste tanı alanlara görer daha stabil, obez ve daha uzun süreli şikayetlere sahipti.

Şant Kullanılmadan Gerçekleştirilen 352 Karotis Arter Endarterektomi Deneyimi ve Teknik Bir Modifikasyon Tarifi: Erken Dönem Sonuçlar

Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 2013

The necessity for an indwelling arterial shunt during carotid endarterectomy (CEA) is one of the most widely debated and long-standing controversies in carotid surgery. We developed a modified technique for carotid endarterectomy without using a shunt and have achieved successful results with this procedure. The aim of this study is to present these 352 isolated CEA cases and evaluate the results. M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od ds s: : In our clinic, 352 isolated CEA were performed on 320 consecutive patients without using a shunt between 2005 and 2012. In 32 of the cases, bilateral CEA were performed. Among the patients, 36.8 % (n=118) were neurologically asymptomatic, and 63.2 % (n=202) were symptomatic. Complete occlusion was present in the contralateral carotid arteries of 23 patients. All patients were operated on under general anesthesia, and no intraluminal shunts were used. This operative technique is a modification of an eversion carotid endarterectomy in which a longitudinal arteriotomy is begun on the common carotid artery (CCA) and purposely skewed towards the origin of the external carotid artery. The mean crossclamp time in our study was 12±4.62 minutes. R Re es su ul lt ts s: : There was one case of postoperative mortality (0.28%) that was caused by myocardial infarction. We observed 1 (0.28%) case of permanent neurologic deficit, 27 (7.6%) cases of peripheral nerve damage, 4 (1.1%) cases of early postoperative transient neurologic attack, 3 (0.85%) cases of hoarseness and 3 (0.85%) cases of neurocognitive impairment. C Co on nc cl lu us si io on n: : The results indicate that this mini-modified eversion CEA surgery performed without the use of a shunt can be successful for patients with carotid stenosis. K Ke ey y W Wo or rd ds s: : Endarterectomy, carotid; ischemic attack, transient; stroke Ö ÖZ ZE ET T A Am ma aç ç: : Karotis arter endarterektomi (CEA) cerrahisinde şant kullanım gerekliliği, yama kullanımı, eversiyon ve konvansiyonel endarterektomi teknikleri halen tartışılan konulardır. Kliniğimizde CEA operasyonları şant kullanılmadan yapılmaktadır. Yine bu operasyonlarda kliniğimizde geliştirilmiş olan farklı bir arteriyotomi tekniği kullanılmaktadır. Bu çalışmada şant kullanılmadan gerçekleştirilen 352 izole CEA olgusu değerlendirilmiş ve kliniğimizce geliştirilmiş olan tekniğinin tarifi ve erken dönem sonuçları tartışılmıştır. G Ge er re eç ç v ve e Y Yö ön nt te em ml le er r: : Kliniğimizde 2005-2012 yılları arasında 320 hastaya 32'si bilateral olmak üzere, toplam 352 izole CEA operasyonu uygulandı. Hastaların %36,8 (n=118)'i nörolojik olarak asemptomatik, %63,2 (n=202)'si ise semptomatik hastalardan oluşmaktaydı. Tüm hastalar genel anestezi altında ve şant kullanılmadan opere edildi. Endarterektomi, ana karotis arterden eksternal karotis artere longitudinal bir arteriyotomi insizyonu ile gerçekleştirildi. Ortalama kros klemp zamanı 12±4,62 dakika olarak ölçüldü. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Genel anestezi altında ve şant kullanılmadan gerçekleştirilen CEA operasyonlarında oldukça iyi sonuçlar alınabildiği görülmüştür. Ayrıca, tarif ettiğimiz teknikte-uygun olgular için-aterosklerotik plağın kolayca çıkarılabildiği, internal karotis arterde dikiş hattı olmaması sayesinde yama kullanım gerekliliğinin olmadığı görülmüştür. T Ta ar rt tı ış şm ma a: : Olgularımızdan biri (%0,28) postoperatif dönemde gelişen akut myokardiyal infarktüs nedeniyle kaybedildi. Bir olguda (%0,28) kalıcı nörolojik defisit, 27 (%7,6) olguda ekstrakraniyal periferik sinir hasarı, 4 (%1,1) olguda erken post operatif geçici (transient) nörolojik atak, 3 olguda (%0,85) ses kısıklığı ve 3 olguda da (%0,85) geçici bilişsel bozukluk oluştuğu gözlemlendi.

Obez Hastalarda Ve Obez Kroni̇k Böbrek Hastalarinda Enflamasyon Beli̇rteci̇ Olarak Hemogram Parametreleri̇ni̇n Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Acta medica alanya, 2021

Amaç: Kronik inflamasyon hem obezitenin hem de kronik böbrek hastalığının patogenezi ile ilişkilidir. Çalışmamızda obez hastalarda ve obez kronik böbrek hastalarında inflamasyon belirteci olarak tam kan sayımı parametrelerinin değerlendirilmesini amaçladık. Yöntemler: Çalışmada yer alan bireyler 3 ayrı gruba bölündü. Grup-1 obez hastalardan, grup-2 obez kronik böbrek hastalarından, grup-3 kontrol grubu olarak sağlıklı bireylerden oluşmakta idi. Çalışmamız, 6 aylık bir sürede bir eğitim ve araştırma hastanesinde gerçekleştirildi. Bulgular: Kırkbir hasta grup-1'de; 41 hasta grup-2'de ve 22 sağlıklı birey grup-3'de yer aldı. Beyaz küre sayıları grup-3'e kıyasla grup-1 ve grup-2'de anlamlı düzeyde yüksek saptandı (7,5±1,4 x103/µL vs 8,4±2,4 x103/µL vs 6,5±1,3 x103/µL, sırasıyla, p<0.001) ve nötrofil lenfosit oranı grup-3'e kıyasla grup-1 ve grup-2'de anlamlı düzeyde yüksek saptandı (1,9±0,7 vs 2,5±1,5 vs 1,7±0,4, sırasıyla, p<0.001). Nötrofil lenfosit oranı ve beyaz küre sayısının, sistolik kan basıncı, ürik asit, üre ve kreatinin arasında pozitif; glomerüler filtrasyon hızı ile negatif korelasyon saptandı. Sonuçlar: Rutin klinik pratikte sıkça kullanılan hemogramdan elde edilen parametrelerin inflamasyon belirteçleri olarak anlamlı sonuçlanması önemlidir.

Kardiyak cihazlara bağlı olarak gelişen enfektif endokardit; 15 olgunun analizi

2013

Department of Cardiology, Dicle University Faculty of Medicine, Diyarbakır †Department of Cardiovascular Surgery, Dicle University Faculty of Medicine, Diyarbakır # Clinics of Cardiology, Izmir Atatürk Training and Research Hospital, İzmir * Clinics of Cardiology, Kartal Koşuyolu Higher Specialization Training and Research Hospital, İstanbul; ‡ Department of Cardiology, Süleyman Demirel University, Isparta; § Department of Cardiology Bülent Ecevit University Faculty of Medicine, Zonguldak

Perkütanöz Koroner Anji̇ografi̇ Sonrasi Geli̇şen Hematom Ve Eki̇moti̇k Ci̇lt Lezyonlu Bi̇r Vaka

Bozok tıp dergisi, 2013

Vasküler komlikasyonlar koroner anjiyografi ve perkütanöz koroner girişim sonrası gelişebilir. Femoral arter ponksiyonu vasküler erişimde en yaygın olarak kullanılan metotlardan biridir. Kompleks kardiyovasküler girişimsel işlemler sonrası (stent implantasyonu, aortik valvüloplasti, ve intraaortik balon pompası veya kardiyopulmoner baypas destek kullanımı dahil) vasküler giriş yeri komplikasyonu gelişme olasılığı artmıştır. Biz burada perkütan femoral arter girişimi yapılan hastada gelişen femoral hematom ve yaygın cilt ekimozlu bir olguyu sunuyoruz.