DİVAN EDEBİYATINDA CİNSİYET KONULU ÇALIŞMALAR HAKKINDA BİR KAYNAKÇA (original) (raw)
Related papers
Divan edebiyatında eleştiri var mıdır, yok mudur? Varsa bu eleştiriyi nerelere bakarak bulabiliriz? Divan edebiyatı eleştirel yönüyle incelemeye çalışan bir makale.
BİR SAVAŞÇININ GÖKLERDEKİ TASAVVURU: DİVAN EDEBİYATINDA MİRRÎH
2024
Gezegenler ve yıldızlar kadim zamanlardan itibaren oluşumları ve hareketleriyle insanoğlunun ilgisini çekmiştir. İnsanlar; farklı zaman dilimlerinde karşılaştıkları gökyüzündeki cisimlerin hareketlerini, efsanevi ve mitolojik bilgilerin yanı sıra bilim vasıtasıyla da anlamlandırmaya çalışmıştır. İnsanların tabiatı gözlemleyerek edindikleri bilgilerin toplamında ise efsane ile gerçeğin iç içe geçmiş olduğu bazen de olağandışılığın harmanlandığı bir bilgi yığını ile karşılaşılır. Medeniyetlerin bilgi alışverişinde bulunmaları ve gökyüzüne dair yeni bilgiler elde etmeleri neticesinde ise hem Batı hem de Doğu medeniyetlerinde ortak inanışlara rastlanır. Her iki medeniyetin de çeşitli anlamlar yüklediği, hareketlerinden yola çıkarak çeşitli yorumlamalar yaptığı gezegenlerden birisi de Mars’tır. Güneş sistemi içinde bulunan bu gezegen, tarih boyunca gökyüzü hakkında araştırmalar yapan kavimlerin ortak katkılarıyla çok yönlü ve çok anlamlı bir hâle bürünmüştür. Özellikle Batı medeniyetinde savaş tanrısı olarak algılanan ve savaşçı özellikleriyle ön plana çıkan Mars, divan edebiyatı şairleri tarafından da benzer vasıflarla şiirlere konu olmuştur. Güçlü, cesaretli, yenilmez ve kan dökücü gibi sıfatlarla nitelendirilen Mars, klasik Türk edebiyatında çoğunlukla sevgiliyle eş değer olarak görülmüştür. Çalışmamızdaki asıl amaç çok yönlü ve çok kültürlü bir yapıya sahip olan ve klasik Türk edebiyatında daha çok Mirrîh olarak adlandırılan Mars gezegeni hakkında şairlerin nasıl bir hayal tasavvuru oluşturduklarını ve ona ne gibi anlamlar yüklediklerini ortaya çıkarmaktır.
efd.mehmetakif.edu.tr
Türk kültüründe hediye alma ve verme gelene i, insanlarımızı birbirine ba layan güzel hasletlerden biridir. Maddî veya manevî de erleri itibariyle her kesimden insanımızın hediye alma ve verme alı kanlı ının edebiyatımıza da yansıdı ını ve hediye kavramının yeni anlamlarla kullanıldı ını görebilmekteyiz. Bazen ya anılan çevre ve zaman, bazen de ki ilerin do u larından gelen özelliklerin, hediyenin yeni anlamlar kazanmasında etkili oldu unu anlıyoruz.
LİSELERDE DİVAN EDEBİYATI ÖĞRETİMİ
Klasik edebiyatın biçim ve içerik özelliklerinin tanıtılmasında yeni bir anlayışa ihtiyaç duyulmaktadır. Büyük bir edebî geleneğe dayanan divan şiirini, lise düzeyinde uygun örneklere dayanarak öğretmek ve böylece bu edebî dönemin iç ve dış tekâmülünü lâyıkıyla yansıtmak, yeni müfredâtın en önemli görevi olmalıdır. Aruz vezni, nazım şekilleri ve edebî sanatlar çerçevesinde tanıtılan divan edebiyatının, düşünce ve hayalin tekâmülü bakımından da dikkatlere sunulması şarttır. Ancak, bütün bunların gerçekleşmesi, Osmanlı toplumunun ürettiği bu edebiyata doğru bakmakla mümkündür. Osmanlı tarihini olumsuzlayan bir anlayışın, onun ifade biçimi olan edebiyatını da olumsuzlayacağı kaçınılmazdır. Tarihimizin bu en büyük edebî birikimini, güzel örneklerle tanıtmak ve onun karakteristik özelliklerini, tarafsız ve objektif bir yaklaşımla değerlendirmek, gençlerin estetik eğitimi bakımından da önem taşımaktadır.
2022
Klasik Türk edebiyatında metin neşri çalışmaları devam etmekle birlikte diğer bir çalışma alanı olan metin yorumlama biçimleri daha geniş bir çerçevede ilerlemektedir. Bu yorumlama biçimlerinden biri de Batı’da ilk örnekleri verilmeye başlanan concordance (bağlamlı dizin) çalışmalarıdır. Türkiye’deki ilk örnekleri özel concordance programları vasıtasıyla hazırlanmış olan bu çalışmalar, son on yıllık dönemde daha sistematik ve bütüncül bir biçimde sürdürülmektedir. Günümüz dijital altyapılarının verdiği imkânlar ile metin yorumlamalarında yeni metotlar denenmeye başlanmıştır. Kısa ismi TEBDİZ olan “Tarih ve Edebiyat Metinleri Bağlamlı Dizin ve İşlevsel Sözlüğü” projesi, bu girişimlerden birisidir. Bu çalışmada TEBDİZ altyapısı kullanılarak hazırlanan “Hayâlî Bey Dîvânı’nın İncelenmesi-Bağlamlı Dizini ve İşlevsel Sözlüğü” adlı tez çalışmasının verilerinden yararlanılarak şair ve üslubuna dair bazı kesitler sunulmuştur. Hazırlanan sözlükten hareketle şairin hayatı, şiir ve şair üzerine düşünceleri ve sıklık olarak dikkat çeken kavramlar ilk bölümde; dil ve üsluba dair kullanımlara ilişkin tespit edilen veriler ikinci bölümde tanıklar üzerinden değerlendirilmiştir. Çalışmada Hayâlî Bey ile ilgili olarak kaynaklarda verilen genel geçer bilgiler sayısal verilerle bir zemine oturtulmaya çalışılmış, şairin hem kişiliği hem de şiirine ilişkin tespitler Divan’ın bağlamsal dizini ve yapıların sıklığı üzerinden verilmeye çalışılmıştır.
DÎVÂN-I HİKMET'İN KÖKŞETAV NÜSHASININ DİLİ
Kokshetau copy of Divan-ı Hikmet, which was found in the Museum of Literature and Art in Kokshetau, differs from the other copies in terms of grammatical features and vocabulary. We indicated in the article “A New Copy of Divan-ı Hikmet: Kokshetau Copy” that Kokshetau copy is the earliest copy among the current copies and it was written in the 15-16th centuries in Chagatai Turkish considering the orthographic and grammatical features of the copy. The copy reflects the characteristics of the literary language of that era. Erarslan states that Divan-ı Hikmet has the Uzbek language features in the Tashkent manuscript while it has the Kazan Tatar features in the Kazan edition. As a result of the studies we have done on the work, Kazakh language features can be seen in the Kokshetau copy. In the copy, it is possible to see some of the distinctive features of the dialectic groups. (küy- / yan- “to burn”; öt- /keç- “to pass” vb.) In this article, we corroborated the thesis that the copy is the earliest among the others by providing new addings to the orthographic and grammatical features of the copy. The use of the synonymous words in the vocabulary between the dialects has been analysed, and we examined the features of the Kazakh language in the copy. Moreover, we briefly mentioned the elements that came to Chagatai Turkish from Oghuz Turkish.
DİVAN EDEBİYATINDA LEVENDÎ MAHLASLI ŞAİRLER VE MUSULLU LEVENDÎ
Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, 2020
Türk edebiyatının önemli bir bölümünü klasik Türk edebiyatı oluşturur. Divan edebiyatı olarak da nitelendirilen bu süreçte şairler, birçok manzum ve mensur eser kaleme almışlardır. Bu evrede şiir yazan ve eserleri bulunan şairlerin büyük bir bölümü hakkında kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Fakat bir kısmının şiirleri hâlen günümüze ulaşamamıştır. Bu eserlerin bazıları, edebiyat için önemli ir kaynak mahiyeti taşıyan yazma şiir mecmualarında geçmektedir. Bu şiirlerin varlığı ancak bu mecmuaların okunması ve tanıtılması ile mümkündür. Bundan dolayı da özellikle Arap harfli olarak kaleme alınmış metinlerin gün yüzüne çıkarılması önem arz etmektedir. Özellikle edebî metinleri ve manzumeleri ihtiva eden mecmua çalışmalarının yoğunlaştığı günümüzde, her yeni mecmua, yeni bir şaire veya bunların günümüze ulaşmayan şiirlerine ulaşılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Mecmualar arasında önemli bir yeri olan eser de Kâsımî Mecmuası’dır. Eser, Kâsımî tarafından M 1625 yılında derlenmiştir. Kâsımî Mecmuası’nda kaynaklarda adına rastlanmayan birçok şaire veya adı bilinip şiir örnekleri bulunmayan birçok şairin şiirlerine ulaşmak mümkündür. Edebiyat kaynaklarımızda Levendî mahlasını kullanan şairler hakkında çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı tezkirelerde bir kısmı da mecmualarda geçmektedir. Bu kaynaklarda şairlere ait şiir örnekleri de bulunmaktadır. Çalışmamızda, edebiyat kaynaklarındaki Levendî mahlaslı şairler hakkındaki bilgilere ve şairlere atfedilen diğer şiir örneklerine yer verilmiştir. Kâsımî Mecmuası’nda Musullu olarak tanıtılan Levendî’ye ait şiir örnekleri tespit edilip yeni yazıya aktarılmıştır.
TOPLUM TARAFINDAN DİVAN EDEBİYATININ ALGILANMASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Bir toplumun geleceğinin şekillenmesinde geçmişten getirdiği bilgi, tecrübe, sanat, edebiyat vb. unsurları kullanabilmesi önemlidir. Toplumda dilsel becerileri geliştirmek ve dil zevki oluşturmak için ses yapısı (müziği) çok güçlü olan edebi ürünlerin kullanılması söz konusudur. Bu bağlamda Türk edebiyatı içerisinde bu özelliği ile öne çıkan divan edebiyatından maksimum derecede faydalanmak gerekir. Divan edebiyatı metinleri muhakeme yoluyla bireylerin zihinsel becerilerini geliştirir ve onlarda estetik duygusu oluşturur. Daha da önemlisi bu muazzam örgünün içinde yatan düşüncenin, duygunun ortaya çıkarılması ve güncellenerek topluma kazandırılması gerekmektedir. Ancak günümüzde Divan edebiyatı ve gelenekleri çeşitli sebeplerden dolayı değerini yitirmekte ve toplum tarafından bu edebiyatın diline, terminolojisine, şekil özelliklerine ve ifade biçimlerine yabancılaşma durumu vardır. Aruz vezni, nazım şekilleri ve edebi sanatların temelinde kurulan Divan edebiyatı öğretimi anlaşılırlığı güç bir alan halini almaktadır. Bu araştırmada, Divan edebiyatı hakkında toplumun zihninde oluşmuş olan algı saptanmaya çalışılmıştır. Bu aşamada sorunun belirlenmesi adına Divan edebiyatının algılanışı ile ilgili varsayımlar üzerinden likert ölçeğine dayalı bir anket hazırlanmıştır. Divan edebiyatı öğrenimi görmüş en az lise mezunu bireylere divan edebiyatı ile ilgili sorular yöneltilerek veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS programında analiz edilerek frekans dağılımları ve yüzdelikleri hesaplanmıştır. Çalışma sonunda ulaşılan bulgulara göre, Divan edebiyatının toplum tarafından olumsuz algılanmasına tesir eden en önemli faktörün dilinin anlaşılamaması olduğu belirlenmiştir.