Türkiye´de Kaynaştırma Eğitimi Üzerine Yapılan Yüksek Lisans ve Doktora Tezlerinin İçerik Analizi (original) (raw)
Related papers
TÜRKİYE'DEKİ Özel Amaçli İngi̇li̇zce Odakli Li̇sansüstü Tezleri̇ Üzeri̇ne Si̇stemati̇k Bi̇r İnceleme
2021
Özel Amaçlı İngilizce (ÖAİ) yaklaşımını benimseyen yabancı dil öğretim programlarına, 1960'larda ortaya çıkışından bu yana, dünya çapında bir ilgi olmasına rağmen, Türkiye'de ÖAİ odaklı yabancı dil programları yeterince ön plana çıkmamıştır. Bu çalışma, 1987-2019 yılları arasında Türkiye'de yürütülüp, Yüksek Öğretim Kurumu Tez Merkezi Veri Tabanında arşivlenmiş yüksek lisans ve doktora tezlerini kapsayan ÖAİ odaklı araştırmaların sistematik bir incelemesini sunmayı amaçlamaktadır. Yürütülmüş olan tezler temel olarak araştırma kapsamı ve metodolojik altyapıyı oluşturan öğeleri içeren bir çerçeveye göre incelenmiş, sınıflandırılmış ve betimsel analizleri yapılmıştır. Sonuç olarak, Türkiye'de ÖAİ alanında yürütülmüş olan lisansüstü tezlerinin çoğunlukla ihtiyaç analizi basamağında kaldığı görülmüştür. Metodolojik olarak bakıldığında, ilgili alandaki deneysel çalışmaların sayısı oldukça azdır. Eğitim teknolojilerinin yabancı dil öğretiminde benimsenmesi hususunda ülke çapında bir ilgi ve yatırım olmasına karşın, yapılan sistematik inceleme sonucunda görülmüştür ki, ÖAİ odaklı çevrimiçi ders tasarımı ya da günümüz eğitim teknolojilerini benimseyen ÖAİ odaklı dil öğretim programların geliştirilmesine ilişkin lisansüstü çalışmaların sayısı oldukça kısıtlıdır.
2014
TEZ9394Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2014.Kaynakça (s. 168-183) var.xvii, 188 s. : tablo ; 29 cm.Bu tezde İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin ve İngilizce öğretmenlerinin İngilizceden Türkçeye yaptıkları düzenek değiştirme uygulamalarının detaylı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışma Adana ve Denizli illerinde bulunan 2 farklı özel okulda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemi anadili Türkçe olan 3 İngilizce öğretmeninden ve ortaöğretimde 5. Sınıf olan 75 öğrenciden oluşmuştur. Bu amaçlar doğrultusunda üç orta seviye sınıf 2’şer ders saati olmak üzere video kamera ile kayda alınmıştır. Ders kayıtları çözümlenmiş ve düzenek değiştirme uygulamalarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşiyorsa ne sıklıkla görüldüğü, değiştirmelerin öğrenci tarafından mı yoksa öğretmen tarafından mı başlatıldığı, bu değiştirmelerin ne tür işlevlerinin olduğu ve son olarak da bu değiştirmelerin sınıf içi etkileşimde önemli bir yeri olup olmadığı araş...
ISPEC 11th İnternational Conference on Engineering and Natural Sciences, 2021
Uygarlık tarihi kronolojik bir sıra ile incelendiğinde, doğal taş kullanımının insanoğlunun yaşamında, önemli yer tuttuğu göze çarpan bir gerçektir (Bradley, 1998). Doğal taş kullanımı İ.Ö. 600 yıllarında binaların, anıtların yapımında, eski Yunanistan'da önce ahşap kolonların yerine geçen sütunlarda kullanılmış, daha sonra (İ.Ö. 480) kiriş amaçlı kullanımları da giderek yaygınlaşmıştır. Anadolu'da Türk-Selçuk-Osmanlı kültürü egemen olurken, doğal taş Avrupa'dan farklı, fakat en az oradakiler kadar yoğun ve ustaca kullanıldığı gözlenmektedir (Vardar, 1990).Kayseri il merkezinde bir çok tarihi taş anıt bulunmaktadır. Bu anıtlar şehir merkezinde olmalarından dolayı hem insan kaynaklı hemde çevresel diğer faktörlerden dolayı yıllar içerisinde çeşitli tahribatlara maruz kalmışlardır. Kayserinin coğrafi konumundan dolayı ve karasal iklimde bulunmasından dolayı taş anıtların maruz kaldığı bozulmalar fiziksel, kimyasal ve biyolojik bozulmalar olabilmektedir. İnsan kaynaklı faktörlerde taş anıtların yıllar içerisinde bozulmasında hem direk hemde indirek olarak etki etmektedir.Kimi zaman insan kaynaklı faktörler fiziksel,kimyasal veya biyolojik bozulmaların daha da hızlanmasına sebep olabilmektedir. Bu çalışma amacılığı ile Kayseri şehir merkezinde çalışan anıtlar Kayseri Kalesi Sur Duvarları, Zeynel Abidin Türbesi ve Mahperi Hunat Hatun Kümbeti'dir. Tüm bu anıtlar konum olarak bir birlerine yakın yerlerdedir ve hemen hemen bozulma türleri aynıdır. Şehir merkezinde olmalarından dolayı ve Kayseri il merkezinde olmalarından dolayı yoğun olarak hava kirliliğinden ve araçların eksoz gazlarından çıkan korbondioksit tabanlı kimyasal bozulmalardan yoğun olarak etkilenmişlerdir. Anıtlardan incelenmesi için parçalar alınmamıştır. Sadece gözlemsel olarak incelemelerde bulunulmuştır. Daha detaylı labratuvar çalışmaları detaylı analizler için gereklidir. Bu çalışmadan elde edilecek sonuçlar bu anıtlarda ileride yapılabilecek restorasyon çalışmaları için bir ön çalışma veya ön rapor niteleiğinde olacaktır.
2013
Bu calismanin amaci fen ve teknoloji ogretmenleri ve ogretmen adaylarinin yapilandirmaca yaklasima yonelik goruslerini belirlemek ve farkli degiskenlere gore incelemektir. Tarama yonteminin kullanildigi calismada yapilandirmaca yaklasima yonelik gorus olcegi kullanilmistir. Calismanin orneklemini Turkiye'nin farkli illerinde ve bolgelerinde gorev yapan 31 Fen ve Teknoloji ogretmeni ile Canakkale On sekiz Mart Universitesi Egitim Fakultesi Fen ve Teknoloji ogretmenligi 4. sinifta ogrenim gore 58 ogretmen adayi olusturmaktadir. Yapilan analizler sonucunda; Fen ve teknoloji ogretmenlerinin yapilandirmaca yaklasima yonelik gorusleri fen ve teknoloji ogretmen adaylarina gore daha olumlu oldugu, Fen ve teknoloji ogretmenleri ve ogretmen adaylarinin yapilandirmaca yaklasima yonelik gorusleri yaslarina ve cinsiyetlerine gore degismedigi ortaya cikmistir.
Erken Çocuklukta Akıl Yürütme Becerilerine İlişkin Türkiye’de Yapılan Araştırmaların İncelenmesi
Muallim Rıfat Eğitim Fakültesi Dergisi, 2021
Türkiye'de erken çocuklukta akıl yürütme becerilerine ilişkin yapılan araştırmaların tematik dağılımlarının incelendiği bu araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. 2010-2020 yılları arasında okul öncesi dönemde akıl yürütme becerilerine ilişkin yapılan araştırmalar, "okul öncesi" "erken çocukluk" "akıl yürütme" ve "muhakeme" anahtar sözcükleri kullanılarak araştırılmıştır. Bu bağlamda 24 yayın (tez ve makale) bu araştırmaya dahil edilmiştir. Doküman analiz tekniği ile yapılan incelemelerde, bu araştırmaların çoğunlukla "işitsel muhakeme" ve "matematiksel muhakeme" konularında yapıldığı görülmüştür. Ancak bilişsel muhakeme, görsel uzamsal muhakeme, muhakeme ve eğitim programları gibi farklı alanlarda yapılan araştırmalara da alan yazında rastlanılmıştır.
Bu araştırmanın amacı, ilköğretim okulu öğretmenlerinin stresle başa çıkma tarzları ile kullandıkları mizah tarzları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Korelasyonel bir araştırma olan bu çalışmaya, Ankara'daki ilköğretim okullarından uygun örnekleme yoluyla seçilen 221 öğretmen katılmıştır. Veri toplama aracı olarak 'Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği' ve 'Mizah Tarzları Ölçeği' kullanılmıştır. Verilerin analizi için Pearson korelasyon katsayıları hesaplanmış ve çoklu doğrusal regresyon analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçları, tüm mizah tarzlarının stresle başa çıkmada kendine güvenli yaklaşımın anlamlı yordayıcıları olduğunu göstermiştir. Kendine güvenli yaklaşım, kendini geliştirici ve katılımcı mizah tarzları ile pozitif ilişkili bulunurken, saldırgan ve kendini yıkıcı mizah tarzları ile negatif ilişkili bulunmuştur. Stresle başa çıkmada iyimser yaklaşım, kendini geliştirici mizah tarafından pozitif yönde yordanırken, saldırgan mizah tarafından negatif yönde yordanmıştır. Bulgular, sağlıklı mizah tarzlarına (katılımcı ve kendini geliştirici) sahip öğretmenlerin aynı zamanda sağlıklı başa çıkma tarzlarını daha fazla kullandıklarını göstermiştir.
2014
TEZ9389Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2014.Kaynakça (s. 69-73) var.xii, 74 s. : tablo ; 29 cm.İletişim izlemleri ikinci dil öğrencilerinin Aradil sistemlerindeki konuşmaları boyunca bir sorunla karşılaştıklarında başvurdukları başa çıkma izlemleridir. Aradil birinci dil ve ikinci dil kurallarının fosilleşmesini içerir. Bu fosilleşmenin bir sonucu olarak, dil öğrenicisi ana dili ve hedef dilden farklı olarak kendi yapıları ve kuralları olan farklı bir sistem geliştirir. İkinci dil öğrenicileri tarafından üretilen ifadeler hatalı olma potansiyeline sahip olduğundan, bu öğreniciler hatalarını telafi etmek için iletişim izlemlerinden yarar sağlarlar. Bu kavram geçtiğimiz kırk yıldır ikinci dil edinimi araştırmalarında birçok araştırmacının dikkatini çekmiştir. Bu çalışma, Çukurova Üniversitesi, İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı’nda yabancı dil olarak İngilizce öğrenen 48 Türk öğrencinin sözlü anlatımlarındaki iletişim izlemleri olarak tekrarların kullanımındaki İn...
Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2021
Araştırma, yabancı dil olarak Türkçe öğrenen öğrencilerin A1 seviyesinden C1 seviyesine kadar yazılı anlatımlarında söz dizimi bakımından nasıl bir gelişme gösterdiklerini tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu İnönü Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi'nde 2017-2018 eğitim öğretim yılında iki farklı sınıfta öğrenim gören 23 öğrenciden toplanan toplam 155 kağıt oluşturmaktadır. Araştırmada öğrencilerin sınav kâğıtları A1'den C1 seviyesine kadar incelenmiştir. Cümleler, yüklemin yerine göre, yüklemin türü bakımından, anlamları ve yapılışları bakımından incelenmiştir. Bulgulara göre, kağıtlardaki kurallı cümle sayısı oranı B2 düzeyinde %99.6'dır. Devrik cümle sayısı B1 düzeyinde %5.4 ile en yüksek orana ulaşmıştır. İsim cümle sayısının A1 düzeyinde %73.9 ve B2 düzeyinde % 75.0 ile en yüksek orana ulaştığı görülmüştür. Fiil cümlelerinin sayılarının oranı ise A1düzeyinde %26.1 ile en aza yakınken, B1 düzeyinde %88.5, C1 düzeyinde %74.9'tür ve en üst seviyelerdedir. Olumlu cümlelerin sayı oranı A1 düzeyinde %99.1 en fazladır. Olumsuz cümlelerin sayı oranı ise A1'de %0.9 en az B2 düzeyinde %7.1 en fazladır. Soru cümleleri ise A1 düzeyinde hiç kullanılmamışken en yüksek oran A2 düzeyinde %2.5 görülmüştür. Basit cümle sayısı oranı A1 düzeyinde %90 ile en yüksekken, C1 düzeyinde %19.7 en düşüktür. Birleşik cümlelerin oranı A1 düzeyinde % 0.2 en düşükken B2 düzeyinde % 22.3 ile en yüksek orana ulaşmıştır. Öğrencilerin yazılı anlatımlarında bağlı cümlelerin yer alma oranı A1 düzeyinde % 4.9 iken C1 düzeyinde %14.3'tür.Sıralı cümlelerin yazılı anlatımlarda yer alma oranı A1 düzeyinde % 4.3, B2 düzeyinde i% 15.3, C1 düzeyinde ise % 12.4'tür.
Huzurevi Bahçelerinin Yaş Dostu Tasarım Açısından İncelenmesi, Antalya-Türkiye Örneği
2020
Özet Dünyada yaşlanma hızı dikkat çekici bir şekilde artmakta ve bu artışın sonuçlarının günlük yaşama etkileri net olarak görülmektedir. Kentlerin bu sürece hazırlıklı olması için mekanların yaş dostu tasarım yaklaşımı ile şekillendirilmesi gerekmektedir. Bu mekanların en önemli bileşenlerinden bir tanesi huzurevleridir. Bu çalışmada; Antalya şehir merkezindeki huzurevi bahçelerinin analizi, yaş dostu tasarım yaklaşımı kapsamında gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında Antalya şehir merkezindeki yedi adet huzurevinin bahçelerinde çalışmalar yapılmıştır. Bu saha çalışmalarında ölçümler ve gözlemler yapılmış ve huzurevinde kalan yaşlı bireylerle bahçe alanı ile ilgili istek ve beklentilerinin ortaya çıkarılması için görüşmeler yapılmıştır. Çalışma sonucunda çeşitli standartlar, sağlık bahçesi tasarım kriterleri, arazi çalışmaları ve görüşme formlarının sonuçlarına göre tasarım önerileri geliştirilmiştir. Yapılan görüşmeler ve arazi çalışmaları sonucu, Antalya kent merkezinde yer alan huzurevi bahçelerinin yaşlıların istek ve beklentilerini karşılamadığı gözlenmiştir. Ayrıca mevcut huzurevi bahçelerinin, estetik, fonksiyonel ve psikolojik ilkeleri göz önünde bulundurmadan, ulusal ve uluslararası tasarım standartlarına uymayacak şekilde tasarlandığı ortaya çıkmıştır. Çalışmanın sonunda çeşitli tasarım önerileri geliştirilmiştir.
Okulda Yönetici ve Öğretmenlerin Deneyimledikleri Duyguların Hiyerarşik Yapılarının İncelenmesi
Trakya Eğitim Dergisi, 2019
Bu çalışma okullarda öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin yaşadıkları duyguların nasıl bir hiyerarşik yapı içerdiğini betimlemeye odaklanmıştır. Akdoğan (2016) tarafından geliştirilen 54 maddelik duygu durum ölçeği Aksaray ili şehir merkezindeki ilkokul, ortaokul ve lise kademesinden tabakalı örneklemeyle belirlenen katılımcılara 2017 Mart-Haziran döneminde uygulanmıştır. Betimleyici istatistikler, açımlayıcı faktör analizi ve korelasyon analiziyle toplam 633 katılımcıya ait veri incelenmiştir. Bulgular, alan yazında beliren çeşitli duygu sınıflamalarının yanı sıra Transfer kuramı, Sosyal Bilişsel Kuram ve Duygusal Olaylar Kuramları açısından değerlendirilmiştir. Okullarda en sıklıkla olumlu duygulardan sevgi, ilgi ve sabır; olumsuz duygulardan ise acıma, endişe ve hayal kırıklığı duygularının yaşandığı saptanmıştır. Olumlu duyguların olumsuz duygulara oranı katılımcılar için 1.31 olarak hesaplanmakla birlikte ideal oranın 1.50-2.00 aralığında olması beklenmektedir. Dördü olumlu 10 farklı hiyerarşik yapı tespit edilmiştir. En güçlü ilişki ağına sahip yapı güven, gurur, coşku, cesaret, memnuniyet, hoşnut olma, inanma ve huzur duygularını içermiştir. Sonuçlar bağlamında okullarda duygusal körelme, kendine kapanma ve sinik davranışların düşük; bağlılık ve memnuniyetin yüksek olduğu belirlenmiş ve okullarda duygusal ortamın gelişimine hizmet edebilecek öneriler geliştirilmiştir.