TÜRKİYE'DEKi DEVLET ÜNiVERSiTELERİNİN 2004 YILI PERFORMANSLARININ, VERİ ZARFLAMA ANALİZİ YÖNTEMİYLE BELİRLENİP BUNA GÖRE 2005 YILI BÜTÇE TAHSiSLERİNİN YAPILMASI (original) (raw)

1997-2012 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE'DE VERİ ZARFLAMA ANALİZİ İLE İLGİLİ YAYINLANAN AKADEMİK ÇALIŞMALAR

Kıt olan kaynakların etkin bir şekilde kullanılması sadece kaynakları kullananlar için değil aynı zamanda bütün ekonomi için önem arz etmektedir. Homojen kaynak kullanıcıları (karar verme birimleri) içinde hangilerinin etkin çalıştığının bulunması ve etkin çalışmayanların etkin olabilmeleri için yapmaları gerekenlerin tespit edilmesi gerekmektedir. Veri zarflama analizi karar verme birimlerinin verimliliklerini ölçmede yaygın olarak kullanılan ve parametrik olmayan bir yöntemdir. Bu çalışmada Türkiye'de yayınlanmış ve veri zarflama analizini kullanan 100 den fazla makale incelenmektedir. Sınıflandırmalar çalışmanın yapıldığı sektör, kullanılan veri zarflama modelleri, karar verme birimi sayısı, kullanılan girdi ve çıktı değişkenleri ve yazılımlara göre yapılmıştır. Makaleler incelendikçe, veri zarflama analizinin göreli verimliliği etkin bir şekilde ölçebildiği ve bu ölçümlerin yönetimin kararlarında yardımcı olabilecek bilgileri sunabildiği ortaya çıkarılmıştır.

992 VE 2006 YILLARINDA KURULAN DEVLET ÜNİVERSİTELERİNİN VERİ ZARFLAMA ANALİZİ İLE ETKİNLİK ÖLÇÜMÜ

Bu çalışmada 1992 yılında kurulan 11 devlet üniversitesi ve 2006 yılında kurulan 19 devlet üniversitesi etkinlik açısından karşılaştırılmıştır. Etkinlik ölçümünde veri zarflama analizi kullanılmıştır. Üniversitelerin yayınladıkları 2016 faaliyet raporlarına göre 6 girdi değişken ve 3 çıktı değişken oluşturulmuştur. Karar verme birimlerinin normal dağılıma uygunluğu, Çarpıklık-Basıklık katsayıları, Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri ile araştırılmıştır. Karar verme birimlerinde kullanılan veriler normal dağılım göstermemiştir. Bundan dolayı Mann-Whitney U, Kolmogorov-Smirnov ve Moses testleri ile ikili karşılaştırmalar yapılmıştır. Karar verme birimlerinin çeşitli etkinlik puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Sonuç olarak, toplamda etkili olan karar verme birimleri, teknik olarak da etkin bulunmuştur.

TÜRKİYE’DE DIŞ TİCARET DENGESİ BELİRLEYİCİLERİNİN SINIR TESTİ YAKLAŞIMIYLA ÖNGÖRÜLMESİ: 1989-2005

Bu çal ma, 1996-2007 dönemi için Türkiye'de do rudan yabanc sermaye giri i (FDI) ile d ticaret (ihracat ve ithalat) aras ndaki uzun dönem ve nedensellik ili kisini iki ve çok de kenli VAR yöntemi ve Granger nedensellik testleriyle incelemeyi amaçlamaktad r. Ampirik sonuçlarda tek de kenli modellerde FDI ile ihracat ve ithalat aras nda pozitif ve anlaml ili kiye rastlan rken, çok de kenli modelde sadece FDI ile ithalat aras nda anlaml ve pozitif ili ki belirlenmi tir. Bu sonuç Türkiye'de faaliyet gösteren çokuluslu irketlerin Türkiye'nin ihracat ve ithalat art rd ve FDI'la d ticaret aras nda tamamlay k ili kisi bulundu unu göstermektedir. Ayn zamanda çal mada FDI ile d ticaret aras nda nedensellik ili kileri de gösterilmi tir. Nedensellikle ilgili olarak iki de kenli modellerde uzun dönemde FDI ile ithalat ve FDI ile ihracat aras nda tek yönlü nedenselli e rastlan rken, çok de kenli modellerde ithalat ve ihracat n birlikte FDI' n nedeni oldu u bulgusuna ula lm r. Ampirik sonuçlardan hareketle Türkiye'de uzun dönemde ithalat art FDI'a, FDI art ihracat art na yol açmaktad r. Ayr ca ithalat ve ihracat art birlikte FDI art na neden olmaktad r. Abstract This paper aims to examine long-run and the causal relationships between inward foreign direct investment (FDI) and trade (exports and imports) in Turkey by using VAR methodology and Granger causality tests in both bivariate and multivariate models over the period 1996-2007. The empirical results indicate that there is a positive and significant long-run relationship between FDI and trade (import and export) in bivariate models, although there is only long-run positive relationship between FDI and import in multivariate model, suggesting that multinational enterprises operated in Turkey increase Turkey's export and import in the long run. These results also suggest that there is a complementary relationship between FDI and trade. In addition, there is a casual links between FDI and trade. The main findings are the one-way short and long-run causality between FDI and import and one-way long-run causality between FDI and export in bivariate models. There is also empirical evidence that both import and export appear to cause FDI in longrun and export causes import in short-run in multivariate models. Policy implication of the paper is that more imports into Turkey lead to more FDI, which, in turn, lead to more export from Turkey to the world. Furthermore, more import and exports lead to more FDI in the long-run.

DÜNYADAKİ DÜŞÜK MALİYETLİ HAVALİMANLARININ PERFORMANSLARININ VERİ ZARFLAMA ANALİZİYLE DEĞERLENDİRİLMESİ

Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2021

Bu çalışmanın amacı dünyada düşük maliyetli iş modeli uygulayan havalimanlarının performansının analiz edilmesidir. Çalışma kapsamında dünyanın değişik bölgelerinde, düşük maliyetli iş modelini uygulayan 8 havalimanının 2019 yılı verileri, Veri Zarflama Analizi (VZA) aracılığıyla analiz edilmiştir. Çalışmada kapsamında performans ölçümünün çok boyutlu incelenmesini sağlamak amacıyla 4 farklı performans ölçüm modeli geliştirilmiştir. Çalışmanın bulguları havalimanlarının birçoğunun etkin olmadığını ancak bazı havalimanlarının pozitif olarak ayrıştığını göstermektedir.

TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNDE ETKİNLİK VE VERİMLİLİK ANALİZİNİN VERİ ZARFLAMA YÖNTEMİ İLE İNCELENMESİ: 2013-2015 DÖNEMİ UYGULAMASI

Sosyal Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2017

Bu çalışmanın amacı, Türk Bankacılık sektöründe faaliyet gösteren ticari bankaların Veri Zarflama Analizi ve Malmquist Toplam Faktör Verimliliği Endeksi yardımıyla etkinlik ve verimlilik analizinin yapılmasıdır. Bu amaçla Türk bankacılık sektöründe 2013-2015 yılları arasında aralıksız faaliyet gösteren 16 adet ticari bankanın etkinlikleri VZA ile ölçülerek, Malmquist Verimlilik Endeksi yardımıyla yıllar bazında etkinliklerinde bir gelişme olup olmadığı incelenmiştir. Çalışmada, girdi odaklı CCR modeli uygulanarak, ölçeğe göre sabit getiri varsayımı altında karar verme birimlerinin toplam etkinlik değerleri hesaplanmıştır. Bu doğrultuda üç adet girdi ve iki adet çıktı değişkeni seçilmiştir. Etkinliğin ölçümünde girdi değişkenleri olarak, toplam mevduat/toplam aktifler(%), faiz giderleri/toplam aktifler(%), diğer faaliyet giderleri/toplam aktifler(%) kullanılmıştır. Çıktı değişkenleri olarak ise, toplam krediler ve alacaklar/toplam aktifler(%), faiz gelirleri/toplam aktifler(%) kullanılmıştır. Analiz DEAP 2.1. (Data Envelopment Analysis Program) paket programı kullanılarak yapılmıştır. Aracılık yaklaşımı benimsenerek oluşturulan girdi ve çıktı bileşenlerine dair yapılan analiz sonuçlarına göre; 2013 yılında teknik olarak etkin olan ticari banka sayısının dokuz tane olduğu görülürken, 2014 yılında teknik olarak etkin ticari banka sayısı dokuz olup, bu sayı 2015 yılında ona çıkmıştır. Ortalama etkinlik derecelerine bakıldığında 2013 yılında %93.5, 2014 yılında %93.3 ve 2015 yılında ise %96 olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlara göre 2013-2015 yıllarını kapsayan dönemde çalışmaya dahil edilen ticari bankaların etkinlik düzeyleri yüksek çıkarken son yılda bir artış sağlanmıştır. Ayrıca toplam verimlilikleri açısından yıllara göre bir gelişme gözlenmiştir.

1992 Ve 2006 Yillarinda Kurulan Devlet Üni̇versi̇teleri̇ni̇n Veri̇ Zarflama Anali̇zi̇ İle Etki̇nli̇k Ölçümü

Beykoz Akademi Dergisi, 2020

Bu çalışmada 1992 yılında kurulan 11 devlet üniversitesi ve 2006 yılında kurulan 19 devlet üniversitesi etkinlik açısından karşılaştırılmıştır. Etkinlik ölçümünde veri zarflama analizi kullanılmıştır. Üniversitelerin yayınladıkları 2016 faaliyet raporlarına göre 6 girdi değişken ve 3 çıktı değişken oluşturulmuştur. Karar verme birimlerinin normal dağılıma uygunluğu, Çarpıklık-Basıklık katsayıları, Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri ile araştırılmıştır. Karar verme birimlerinde kullanılan veriler normal dağılım göstermemiştir. Bundan dolayı Mann-Whitney U, Kolmogorov-Smirnov ve Moses testleri ile ikili karşılaştırmalar yapılmıştır. Karar verme birimlerinin çeşitli etkinlik puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Sonuç olarak, toplamda etkili olan karar verme birimleri, teknik olarak da etkin bulunmuştur.

TÜRKİYE'DEKİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARININ ÖRGÜT KAPASİTELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

6. Uluslararası Yıldız Sosyal Bilimler KOngresi, 2019

Siyasi karar alma süreçlerinde ve kamu politikası yapım süreçlerinde etki sahibi olmak isteyen düşünce kuruluşlarının, politika etkisine sahip olabilmek için örgütsel açıdan bazı gereklilikleri sağlamaları gerekmektedir. Nitekim hükümetler, politika süreçlerinde işlenmiş bilgiye duyulan ihtiyaç sonucunda düşünce kuruluşlarına başvurabilmektedirler. Düşünce kuruluşlarının bu süreçlerde rol almaları, süreçlerin daha katılımcı ve demokratik bir nitelik kazanmasını sağladığından dolayı bu kuruluşların dahil edilmek için gerekli bazı şartları sağlamaları gerekmektedir. Gereken şartları sağlayabilmeleri için öncelikle örgüt kapasitelerini belirli bir düzeyin üzerine taşımaları önemli bir koşuldur. Örgüt kapasitesini belirleyen unsurlar kuruluşların personel kaynakları, finansal kaynakları ve yönetim kapasiteleri olarak şekillenmektedir. Bu çalışmanın amacı öncelikle Türkiye'deki düşünce kuruluşlarının örgüt kapasiteleri üzerine bir analiz ve değerlendirme yapmak yoluyla mevcut durumu ortaya koymak ve sonrasında politika süreçlerinde etkili olabilmek için örgüt kapasitelerinin ne ölçüde geliştirilmesi gerektiğine dair önerilerde bulunmaktır. Demokratik sistem içerisinde önemli roller üstlenmeleri beklenen düşünce kuruluşlarının örgüt kapasitelerinin geliştirilmesi için uygulanabilir ve bilimsel kaynaklı önerilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmanın önemi, bu ihtiyaca yönelik olarak nitelikli verinin ortaya konulması yoluyla düşünce kuruluşlarının dahil edilmesine yönelik önerilerde bulunulmasıdır. Sonuç olarak düşünce kuruluşlarının örgüt yapıları ile etki kapasiteleri arasında nasıl bir ilişki olduğu analiz edilerek sonuçlar üzerimden düşünce kuruluşlarının örgütsel yapılarının değerlendirilmesi hedeflenmektedir. Abstract Think tanks wishing to have an impact on political decision-making and public policy-making processes need to meet certain organizational requirements in order to have a policy impact. Since governments need processed information in policy processes, think tanks have become important actors in world politics. Think tanks need to play a role in these processes and they need to meet certain conditions to be included, as they enable processes to become more participatory and democratic. In order to meet the necessary conditions, it is an important condition for them to increase their organizational capacities to a certain level. The factors that determine organizational capacity of think tanks are personnel resources, financial resources, and network capacities. The aim of this study is primarily to make identify the current situation by making an analysis and assessment of the organization capacities of think tanks in Turkey and to make suggestions about the extent to which organizational capacities should be developed in order to be effective in policy processes. Because, practical and scientifically-based suggestions are needed to develop the organizational capacities of think tanks that are expected to play important roles in the democratic system. The importance of this study is to make suggestions for the inclusion of think tanks by presenting qualified data. As a result, in this study, it is aimed to evaluate the organizational structures of think tanks by analyzing the relationship between think tanks' organizational structures and their impact capacities on policy process in Turkey.

TÜRKİYE'DE DÖVİZ KURU DALGALANMALARININ SANAYİ ÜRETİMİ VE TÜKETİCİ GÜVENİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: (2008-2019)

HOCA AHMET YESEVİ ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ, 2019

Ulusal sınırların ortadan kalkmasıyla birlikte Dünya hızla küresel bir köy haline dönüşmüş ve ülkeler; gerek siyasal, gerek ekonomik, gerekse de kültürel açıdan birbirlerine entegre olmuşlardır. Özellikle ekonomik ve finansal alanda yaşanan liberalizasyon, uluslararası ticareti hızlandırmış ve döviz kurunu uluslararası ticaretin ayrılmaz bir parçası haline dönüştürmüştür. Finansal liberalizasyon ile birlikte artık döviz kuru ülkelerin siyasal, ekonomik, ve güvenlik politikalarından etkilenebilmekte ve bu doğrultuda yaşanan döviz kuru dalgalanmaları, iç ve dış piyasalarda ülkelerin üretim, tüketim ve ticari faaliyetlerini etkileyebilmektedir. Bu çalışmada Türkiye’nin reel döviz kuru, toplam sanayi üretimi ile tüketici güven endeksi gibi makroekonomik göstergeler arasında bir ilişkinin olup olmadığının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda yapılan çalışmanın ana teması: Türkiye’nin 2008:M1–2019:M3 dönemlerine ait reel döviz kuru, toplam sanayi üretimi ile tüketici güven endeksinin aylık verileri kullanılarak ekonometrik bir analizi yapılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda önce Genişletilmiş Dickey Fuller Testi kullanılarak seriler aynı düzeyde durağan hale getirilmiştir. Ayrıca bu değişkenler arasında Johansen Eş Bütünleşme Testi kullanılarak uzun dönemli ilişkinin var olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak Granger Nedensellik Testi kullanılarak analiz yapılmıştır. Granger nedensellik testinde döviz kuru ile sanayi üretimi arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu, döviz kurundan tüketici güven endeksine doğru ise tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir.