Siyasal Etki Bağlamında İlk Dönem Lise Felsefe Ders Kitaplarında Ahlaksal Konuların İşlenişi (original) (raw)
Related papers
Cumhuriyet Dönemi İlk Lise Felsefe Ders Kitaplarında Ahlaksal Özgürlük Problemi
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2014
İnsanın ahlaksal bir eylemde bulunurken özgür olup olmadığı felsefe tarihinin en çok tartıştığı sorulardandır. Bu soru, Cumhuriyetin ilanından sonra liseler için yazılan felsefe ders kitaplarında da canlılığını korumuştur. O dönemde yazılan felsefe ders kitaplarında, günümüzdeki muadillerinden farklı olarak üç ana tema üzerinde durulmuştur. Ahlak, metafizik ve estetik ile birlikte, bu üç konuyu oluşturmuştur. Diğer bir deyişle ahlaksal konular, Cumhuriyetin ilanından sonra liseler için yazılan ilk felsefe ders kitaplarının en temel konularını oluşturmuştur. Bu konular arasında en önemli yeri de insanın iyi ya da kötü olarak nitelendirilebilen bir davranışta bulunurken özgür olup olmadığı konusu oluşturmuştur.
Öz: Sosyal bilimlerin çalışma alanlarında giderek dikkat çeken ve disiplinler arası bir çalışma alanı olarak şekillenen toplumsal hafıza, siyasal yapılar tarafından beden, mekân, tarih ve dil politikalarıyla inşa edilmektedir. Geçmişle hesaplaşma ve geçmişe tutunma ikilemini içinde barındıran toplumsal hafıza, belirli bir ulus devlet politikasının muhatabı olan herkesin hafızasını karşılamak için kullanılmaktadır. İnceleme nesnesi insan olan sosyal bilimlerin her disiplini, insanı anlamak adına hafıza meselesine bir şekilde değinmek durumunda kalmıştır. Tıpkı bireysel hafızada olduğu gibi toplumsal hafızada da bir veriyi unutmak ya da hatırlamak için tekrarın önemi haizdir. Bu doğrultuda araştırmanın amacı, toplumsal hafızanın siyasal alan tarafından inşa sürecinin ders kitaplarına yansımasını irdelemektir. Bu amaçla araştırmanın yöntemi doküman incelemesi olarak tasarlanmış ve bu çalışmada ele aldığımız sosyal bilgiler/tarih ders kitapları Kutü'l Amare Zaferi örneği üzerinden analiz edilerek elde edilen veriler yorumlanmıştır. Araştırmanın sonuçları değerlendirildiğinde katılımcıların Kutü'l Amare zaferi ile ilgili öğrencilik yıllarından bir şey hatırlamadığı, ders kitaplarında böyle bir bilginin varlığından bihaber oldukları görülmektedir. Katılımcıların çoğu sokak afişlerinden, bir kısmı da televizyon, internet gibi kitle iletişim araçlarından Kutü'l Amare Zaferini öğrendiklerini vurgulamakta ve yine önemli bir katılımcı sayısı ders kitaplarında yer almasını önemli görmektedirler. Görüşmeye katılanların yarısından fazlası ise siyasi koşulların eğitime etkisi dolayısıyla ders kitaplarına yansıması olarak değerlendirmişlerdir.
Bu çalışmanın amacı, ilkokul ve lise okul müdürlerinin karşılaştıkları ahlaki ikilemleri ortaya çıkarmaktır. Vaka çalışması deseninde tasarlanan çalışmaya ölçüt örnekleme yöntemiyle belirlenen dördü ilkokul, dördü lise olmak üzere toplam sekiz okul müdürü katılmıştır. Çalışmada yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak elde edilen verilerin analizi betimsel analiz yöntemiyle yapılmıştır.. Bulgular, (i) üst yönetimin baskısı ve vicdan arasındaki ahlaki ikilemler, (ii) bir öğretmen ve diğer öğretmenler arasındaki ahlaki ikilemler ve (iii) öğretmen ve öğrenciler arasındaki ahlaki ikilemler olmak üzere üç tema altında sunulmuştur. Çalışmanın bulgularına göre, okul müdürleri eleştiri etiği, adalet etiği, özen etiği ve meslek etiği gibi farklı etik perspektifleri kullanarak karşılaştıkları ahlaki ikilemlerin üstesinden gelmektedir. ABSTRACT: This study, designed as a case study, aims to reveal the ethical dilemmas that school principals face during decision-making processes and how they cope with these dilemmas. Eight school principals who work in Istanbul and encounter ethical dilemmas participated in the study and were selected in accordance with the criterion-based sampling method. A semi-structured interview form consisting of open-ended questions has been used in this study, and data has been analyzed through content analysis. The findings have been presented under three themes: the dilemmas principals face between senior management and conscience, between one teacher and other teachers, and between teachers and students. According to the findings of the study, school principals operate from different perspectives such as the ethics of critiquing, the ethics of justice, and the ethics of caring for different ethical dilemmas.
Seküler Ahlak Bağlaminda Di̇n-Ahlâk İli̇şki̇si̇
2019
ÖZET İnsanoğlunu mutlu edebilmek adına geliştirilen sistemlerden biri de "ahlak"tır. Ahlak tarihinde bu amaçla çeşitli ahlak teorileri geliştirilmiştir. Bir kısım düşünürler, insanı dilinden, kültüründen, dininden ve metafizik denetimlerinden tamamen soyutlayarak, insanî yönelişleri metafizik alandan bu dünyaya ve yaşanan zamana çevirerek, dini temelden yoksun olan seküler ahlak teorileri oluşturmuşlardır. Bu makalede sekülerliğin ne olduğundan hareketle, dini olguları dışlayarak, sadece pozitif bilimsel ve rasyonel temellere dayanarak, oluşturulacak ahlak anlayışlarının, ahlakın amacını ne derece gerçekleştirebileceği tartışılacak. Ahlâk değerlerinin sadece ferdin zihni ürünü olmaya indirgenmesiyle, bireyin iyiyi yaşaması ve kötüden kaçınması için gerekli olan isteklendirmenin (motivasyon) yeterince sağlanıp sağlanamayacağı irdelenecektir. Dini temelden yoksun ahlak gerekli isteklendirme konusunda "ihtiyaç duyulan, bireyi ahlak ilkelerine uygun hareket etmeye yönlend...
ÖZET Bu çalışmanın konusu, lise 10.sınıf Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi dersinin " Allah İnancı " ve " İslam' da İbadetler " ünitelerinin Beyin Temelli Öğrenme Yaklaşımına dayalı olarak hazırlanan ders planı ve etkinliklerle işlenmesinin öğrencilerin aka-demik başarı ve kalıcılık düzeylerine etkisidir. Bu çerçevede Ortaöğretim Din Kül-türü ve Ahlak Bilgisi dersinde Beyin Temelli Öğrenme Yaklaşımına dayalı din öğ-retiminin, öğrencilerin akademik başarı düzeylerini ve öğrenmelerinin kalıcılığını ne ölçüde etkilediğinin tespit edilmesi çalışmanın temel amacıdır. Araştırmada kontrol gruplu ön test-son test desenine başvurulmuştur. Veri top-lama aracı olarak ön test, son test kullanılmış; son testin uygulanmasından yakla-şık 21 gün sonra da kalıcılık testi yapılmıştır. Sonuçlar SPSS programında analiz edilmiştir. Verilerin çözümlenmesinde ANOVA ve ANCOVA analiz teknikleri uy-gulanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, deney grubu lehine beyin te-melli öğrenme yaklaşımına dayalı öğretimin akademik başarı ve kalıcılık üzerinde anlamlı etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Erken Cumhuriyet Dönemi Lise Tarih Ders Kitaplarında Din Anlatısı
20.yüzyılın başlarında Türkiye Cumhuriyeti, Batılı benzerleri gibi, ulus inşası için bir gayret gösterdi. Yeni ve modern bir toplum yaratmak için eğitim sistemini yeniden inşa etti. Bu kapsamda, tarih eğitiminin ana hedeflerinden biri "ulusal kimlik" oluşturmak ve dil eğitimi olduğu gibi, bir "etnik köken ve dile dayalı bir aidiyet duygusu" yaratmak oldu. Buna paralel olarak, "Türk Tarih Tezi" oluşturuldu. Bu çalışma dönemin etkili tarih eğitimi araçlarından olan Türk Tarihi’nin Ana Hatları Methal Kısmı ve Tarih I-IV ders kitaplarında görülen “dini tartışmaların” niteliği ve bu tür tartışmaların nedenleri ele alınmıştır. Bu amaçla bahsi geçen lise tarih ders kitapları doküman ve nitel içerik analizine tabi tutulmuştur. Analiz edilen bulgular doğrudan örnek alıntılarla sunulmuştur. Bahsi geçen ders kitaplarında İslam ve din olgusu üzerinde yapılan değerlendirme kurgusunun yanında bu kurgu tarafından yansıtılan fikri altyapıya da odaklanılmıştır. Lise tarih ders kitaplarında dini tartışmalara yer verilmesinin uygunluğu tarih eğitimi açısından tartışılmıştır. Sonuç olarak, incelenen ders kitaplarında pozitivist bir bakış açısından Sosyal Darwinist bir yaklaşım çerçevesinde insanların ortaya çıkışı ve uygarlık süreci gözlenmiştir. Bu yaklaşımın, o dönemin siyasi ve ideolojik tercihleri ile paralel olduğu söylenebilir.
İbn Rüşd'ün Seçkinciliği Bağlamında Felsefenin Siyasal İşlevi
Bu makalede İbn Rüşd’ün felsefeye yönelik savunusuyla bağlantısı çerçevesinde filozofların toplum ve devlet yönetimindeki yerini sorgulamak amaçlanmıştır. Felsefe tarihinde ilk kez Platon’un toplumu yönetme yetkisini filozoflara yüklemesiyle ortaya çıkan bu sorun, İslâm düşüncesinde felsefe-din ilişkisi problemiyle birlikte alınmış ve Fârâbî’den İbn Rüşd’e kadar geniş bir tartışma alanı oluşturmuştur. Bu konuda İbn Rüşd, felsefenin seçkin bir azınlığa hitap ettiğini ileri sürerek ona fıkhın sınırları içinde bir yer vermeye çalışmıştır. Sonuç olarak, İbn Rüşd’e göre toplum yönetimi ile ilgili sorunlar fıkhın sınırları içindedir. Bununla birlikte felsefe de bu sınırların dışında değildir. Bilakis onun siyasal işlevi kelâmın olumsuz etkileri karşısında her türlü ideolojik söylemin önüne geçerek nesnel bir zemin oluşturmaktır. Anahtar Kelimeler: İbn Rüşd, seçkincilik, siyaset felsefesi, felsefe, burhan, şeriat.
Okul Yöneti̇mi̇nde Eti̇k, Ahlak Ve Nefs Kavramlarinin Değerlendi̇ri̇lmesi̇
2018
Okul yonetimi, egitim yonetiminin bir alt sistemi olup, ondan bagimsiz degildir. Yonetimde gecerli olan yonetsel etik ve ahlaki ilkelerin cogu okul icin de gecerlidir. Okul, ahlaki davranislarin ogrenildigi ve kazanildigi yerdir. Ahlakli ve bilincli bir toplumun olusturulmasinda okula onemli gorevler dusmektedir. Okulun bu gorevlerini etkili olarak yerine getirmesinde okul yoneticilerine ve okul toplumuna onemli sorumluluklar dusmektedir. Okul yoneticisi, yonetsel etik degerleri hâkim kilmali ve bunlari uygulamaya ozen gostermelidir. Bu calismanin amaci, alanyazin taramasina dayali olarak okul yonetiminde etik, ahlak ve nefs kavramlarinin bir kritigini yapmaktir. Bu calisma alanyazin taramasina dayali bir arastirmadir. Boylece, ilgililerin konuya dikkatlerini cekerek bir farkindalik yaratilmasi dusunulmustur. Okul yoneticiligine atanmada liyakatin onemine deginilmistir. Diger yandan, yonetim sureclerinin etkili kullanilmasi, nefsin isteklerinden uzak durulmasi yaninda, ahl...