Aydın, Sultanhisar Akharaka Antik Kentinde M.S. I. Yüzyıl Muhasebe Kavramları (original) (raw)
Related papers
Antik Çağlarda Muhasebe ve Dinlerin Muhasebeye Bakış Açısı
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy), 2017
Bu araştırmanın amacı, muhasebenin antik çağ medeniyetlerinde doğuşu, uygulanışı ve günümüze kadar nasıl geldiği hususunu incelemek ile ortaya koymaktır. Muhasebenin tarihi, M.Ö. 4. binyılın sonlarına uzanan en eski metinlerle (3200-3100) başlar. Bunlar, güney Irak'taki Uruk kentinin anıtsal tapınak bölgesi dell'Eanna'da bulunan kil tabletleri üzerine oyulmuş, doğrudan çivi ile hazırlanmış yazıların öncüllerini temsil eden piktogram işaretleri dizileridir. Bu yazıların içeriği genel olarak idari nitelikte olup, çalışanlara dağıtılan erzak ve ürünlerin listelerinden oluşmaktadır. Tarih öncesi muhasebe sistemleri temelde iki araç üzerine kurulmuştur: Muhasebe simgeleri(belirteçleri) ve mühürleri. Bu çalışmada, kayıtların nasıl tutulduğu ve kullanıldığı, farklı muhasebe uygulamaları arasındaki çelişik farklılıkların tanımlanması ile belirtilmesi de ele alınmıştır. Antik medeniyetlerde muhasebenin yönetilmesi ve uygulanılmasına katkı sağlayan kişiler ve sistemler üzerinde durulmuştur. Ayrıca, çift taraflı muhasebe kaydının ilk olarak Mezopotamya’da kullanılmaya başlaması ve 14. Yüzyılda geliştirilmeye başlaması konu edilmiştir. Son olarak, dinlerin Muhasebe’ye bakış açısı kapsamında bir takım dinler değerlendirilmeye alınmıştır.
XVI. Asır Kudüs Sancağı'nda Memlük Sultanlarına Ait Vakıflar
Tarihte Kudüs ve Mescid-i Aksa, 2023
Mescid-i Aksâ Kudüs ve Tarihte Mescid-i Aksâ Kudüs ve Tarihte Kudüs, birçok peygamberin tevhid mücadelesine ev sahipliği yapmıştır. Kur'ân-ı Kerîm'de İsrâ sûresinin açık beyanı ile mübarek kabul edilen Kudüs şehri, İslâm'da kendisine ibadet için yolculuğa çıkılabilecek üç mescitten biri olan Mescid-i Aksâ'yı da bağrında barındırır. Dinî, kültürel ve stratejik konumu itibarıyla bir toprak parçası olmasından öte anlamlar taşıyan Kudüs, Hz. Ömer'in fethi ile özgürleşmiş ve diğer İslâm devletlerinin hâkimiyetinde sadece Müslümanlar için değil, diğer inanç grupları için de bir arada yaşama kültürünün tüm insanlığa gösterildiği İslâm'ın dârüsselâm beldelerinden bir tanesi olmuştur. Kudüs, üç semavi din için kutsal kabul edilmesinin yanında, kadim tarihi ile zengin bir dinî ve tarihî mirasa da sahiplik yapmaktadır. Müslümanlar 624 yılına kadar namazlarında kıble olarak bu şehre yönelmişlerdir. Gerek miraç hadisesinin burada gerçekleşmesi gerekse hadis kaynaklarında zikredilmesi sebebiyle İslâm toplumları bu şehre özel bir önem atfetmişlerdir.
Mustafa Çetinaslan, Hüseyin Muşmal, İbrahim Kunt, “Beyşehir Yöresinde XV. XVI. Yüzyıl ait Sandukalar”, İstem İslâm San’at, Tarih, Edebiyat ve Mûsikîsi Dergisi, Yıl 11, 22, Konya 2013, s. 95-116.
Silifke, Mucuk Köyü’ndeki Geç Antik-Bizans Dönemi’ne Ait Mimari Plastik Eserler
Sanat Tarihi Yıllığı, 2021
ÖZ "Göksu Arkeoloji Projesi" kapsamında 2006 yılında yapılan araştırma sonucunda Mucuk Köyü'nde evlerin duvar örgüsünde ve evlerle köy camisinin etrafında mimari plastik eserler belirlenmiştir. Bunlar hepsi kireçtaşından dört çift yarım sütunlu paye başlığı, bir paye başlığı, üç çift yarım sütunlu paye kaidesi, bir sütun kaidesi, duvar örgüsünde kullanılmış bir sütun gövdesi, hayvan figürlü bir friz parçası, boyutları açısından değerlendirildiğinde kiborion ya da templona ait olabilecek kırık bir sütun gövdesi, kare formlu bir altlık ve çift yarım sütunlu bir pencere payesidir. Çift yarım sütunlu paye başlıkları Geç Antik-Bizans Dönemi'nde 3.-4.yüzyıldan başlayarak başkent Konstantinopolis, Anadolu ve diğer eyaletlerde kullanılmıştır. Mucuk Köyü'nün yer aldığı antik Kilikia ve Isauria Bölgesi müzelerinde (Adana, Anamur, Mersin, Silifke, Tarsus) ikisi Prokonnesos mermerinden, ikisi mermerden çoğu ise kireçtaşından çift yarım sütunlu paye başlığı sergilenmektedir. Mucuk'takilerle birlikte bir grup oluşturan kireçtaşından çift yarım sütunlu paye başlıkları ve kaideleri bölge atölyelerindeki üretime işaret etmektedir. 5.yüzyıl ilk yarısından itibaren Konstantinopolis atölyelerinde üretilen sütun/paye başlıkları Doğu Roma imparatorluk sınırları içerisindeki bölgelere gönderilmiştir. Böylece farklı başlık formu ve üzerindeki yaprak ve motif üslubu 5. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bölgesel atölyelerde yerel malzemeye uygulanmıştır. Bu durum Kilikia ve Isauria Bölgesi örnekleriyle de ispatlanabilmektedir. Mucuk Köyü'ndaki çift yarım sütunlu paye başlıkları akantuslarının işlenişi açısından değerlendirildiğinde başkent kökenli akantus üslubunun yerel zevkle harmanlandığı örneklerdir. Mucuk Köyü'ndeki mimari parçalar hem Kilikia ve Isauria Bölgesi genel tarihine bakıldığında hem de motif ve üslup açısından 5.yüzyıl ikinci yarısı-6.yüzyıla tarihlendirilir. Mucuk Köyü'ndeki Geç Antik-Bizans Dönemi'ne ait mimari parçalar ise köyde ya da yakın çevresinde bulunan bir kiliseden getirilmiş olmalıdır.