Türki̇ye`Deki̇ Kuşaklarin Reklamda “Toplumsal Ci̇nsi̇yet” Konusuna Yöneli̇k Bakiş Açilari (original) (raw)

Türki̇ye’Ni̇n Sosyal Transformasyon Süreci̇nde y Kuşağinin “Toplumsal Ci̇nsi̇yet Rolü” Tutumlari

Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2018

Bu çalışmada Y kuşağının son üyeleri olan lise öğrencilerinin eşitlikçi ve geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini benimseme düzeylerinin belirlenmesi, toplumsal cinsiyet rollerini belirleyen değerlerde değişimin olup olmadığı, varsa bu farklılaşmanın Y kuşağının özellikleri ve bazı değişkenlerin etkisi bağlamında açıklanması amaçlanmıştır. Araştırma modeli tanımlayıcı-kesitsel olarak tasarlanmış bir çalışmadır. Konya merkez ilçelerde bulunan farklı türde öğretim programı uygulayan beş lisede 410 öğrenciye anket uygulanmıştır. Örneklem seçkisiz örneklem tekniğiyle belirlenmiştir. Anket formu öğrencilerin sosyo-demografik özellikleri ile ilgili sorular ile S. Zeyneloğlu ve F. Terzioğlu tarafından hazırlanan ve geçerlilik-güvenirlilik çalışması aynı yazarlar tarafından yapılan "Toplumsal Cinsiyet Rolü Tutum Ölçeği"nden oluşmaktadır. Öğrencilerin "Toplumsal Cinsiyet Rolü Tutum Ölçeği" toplamından aldıkları ortalama puan = 3,0623; "eşitlikçi toplumsal cinsiyet rolü" alt boyutundan aldıkları ortalama puan = 4,0619, "geleneksel toplumsal cinsiyet rolü" alt boyutundan ise = 3,1561'dir. Araştırma sonucuna göre, Y kuşağının son jenerasyonu olan gençlerin eşitlikçi değerleri yüksek ve olumlu düzeyde benimsemekle birlikte, geleneksel değerlerin izlerini de taşımaya devam ettikleri tespit edilmiştir.

Türki̇ye’Deki̇ Aricilik Faali̇yeti̇ne Hukuki̇ Perspekti̇ften Bakiş

Uludağ Arıcılık Dergisi

Dünya arıcılık sektöründe, Türkiye, önemli üretim potansiyeline sahip ülkelerden biri olarak yer almaktadır. Koloni varlığı bakımından dünya sıralamasında üçüncü sırada olan ülkemiz bal ihracatında yirmi birinci sırada yer alarak sektörün sahip olduğu potansiyelin çok altında bir gelir elde etmektedir. Bu doğrultuda Türkiye iç pazarda bal üretimi bakımından ihtiyaçlara cevap verebilir olsa da dış pazarda önemli bir aktör olmaktan uzaktır. Bunun önemli bir nedeni de Türkiye'de arıcılık üzerine yürürlükte bulunan mevcut yasal düzenlemelerin sektörün ihtiyaçlarına cevap verememesi ve verimin artmasına hizmet etmemesidir. Henüz ülkemizde bal dışındaki arı ürünlerine yönelik standardizasyon çalışmaları tamamlanmadığından hukuki mevzuat oluşturulamamıştır. Gerekli hukuki düzenlemelerin oluşturulmasında geç kalınması ülkemizdeki arı ırkları ve bitki türleri bakımından da ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalınmasına yol açmaktadır. Doğru bir teknikle hazırlanacak, bir bütünlük arz eden, ulaşılabilir ve uygulanabilir olan, şeffaf, güncel ve bütün arı ürünlerini ve arıcılık faaliyetinin her safhasını kapsayan bir mevzuat ile Türkiye arıcılık sektöründe ciddi atılımlar yapabilecektir. Zira hukuki denetimi sağlanmış ürünlerin piyasadaki marka değeri de artacaktır.

Türki̇ye'De Kuşaklar Arasindaki̇ Si̇yasi̇ İleti̇şi̇m Algilarinin Farklari: Kültür Ve Li̇derli̇k Perspekti̇fi̇nden Bi̇r Değerlendi̇rme

Avrasya uluslararası araştırmalar dergisi, 2021

İnsanların iletişim algıları, pek çok farklı faktör tarafından etkilenir ve tayin edilir. Bireysel düzeyde iletişime yön veren faktörler çeşitlilik gösterse de insan gruplarının iletişim algı ve yönelimleri, genel eğilimleri saptanarak tespit edilebilmektedir. Grupların belirgin hassasiyetleri, hayatlarına yön veren temel değerler, değerler sisteminin getirdiği öncelik sırası, ortak deneyimler, temel düşünme stratejileri, yaklaşım biçimleri, yaşadıkları dönemin sosyokültürel özellikleri gibi faktörler onların iletişim algılarını belirler. Siyasal iletişim ise kendine özgü iletişim biçimlerine sahip bir iletişim alanı olarak bu algılardan ayrı ve uzak değildir. İnsan gruplarının iletişim algılarına yön veren faktörler, siyasal iletişim alanında belirleyiciliği yüksek olan önemli bir değişkenler kümesidir. Kültür, kuşak ayrımları ve liderlik algısı ise alan yazınında iletişime yön veren temel etkenler arasında sıklıkla sayılmaktadır. Bu çerçevede çalışmanın temel hipotezi; X, Y, Z kuşaklarının arasında kültürel farklar bulunduğu ve bu farkların siyasal iletişim bağlamında da farklı algılamalar meydana getirdiğidir. Çalışmada bu ana hipotez çerçevesinde kuşakların siyasal iletişim algıları arasındaki farklarının kültür ve liderlik değişkenleri açısından tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bahsi geçen ana amaç ekseninde öncelikle X, Y ve Z kuşaklarının siyasal iletişimlerinin farklı olmasını sağlayan faktörler tespit edilmiştir. Tespit edilen bu temel faktörler etrafında iletişim, liderlik, kültür açısından kuşaklara yön veren temel dinamikler belirlenmiştir. Literatür taraması yöntemi kullanılarak saptanan kuşaklar arası siyasal iletişim algı farklılıklarının ardından söz konusu farklılıklar, kültür ve liderlik perspektifinden ele alınmıştır. Araştırma sonucunda kuşakların farklı iletişim stratejileri kullandıkları, her bir kuşağın kendine özgü kültürel dinamikleri olduğu ve liderlik yaklaşımlarının kuşaklara göre çok belirgin farklılıklar gösterdiği tespit edilmiştir. Liderlik, kültür ve iletişim gibi üç ana değişkenin kuşaklara göre farklılıklar göstermesinin siyasal iletişim algısına da yansıdığı saptanmıştır. Elde edilen bu bulgular, araştırmanın sonuç bölümünde değerlendirilmiş ve önerilerde bulunulmuştur.

Di̇n Bi̇li̇mleri̇ Araştirmalarinda" Bakiş Açilari" Üzeri̇ne

eskieserler.com

Çevirisini yapmaya çalıştığımız bu metin, Winston L. King'in "Introduction To Religion" adlı eserinin "Giriş" bölümünden ibarettir. Bu çalışmada L. King, dinsel araştırmalarda izlenilen yöntemler üzerinde durmakta, neden bu yöntemlerin seçildiğini, bunların başlıca sebeplerini, oluşumunu, felsefi ve kültürel arka planını ortaya koymaktadır. Bilimsel disiplinlerde yöntembilimi konusunun inkar edilemez bir önem arzettiği düşünüldüğünde dini bilimlerin, kendi savunulabilir yöntembilimlerini ortaya koymaları gerektiği ortaya çıkar. Bu yöntembilimi sorununun, amaçlar dikkate alındığında çok yönlü olarak karşımıza çıktığını görmek güç değildir. Özellikle akademik çalışma yapanların, yapacak oldukları çalışmaların daha güvenilir olması için uygun metotlar seçmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Yöntem seçiminin, konunun ilgili olduğu bilim dalıyla, konunun özelliğiyle ve araştırıcının bakış açısıyla ilişkisi olduğu bir gerçektir. Genelde din araştırmaları, özelde İslami araştırmalar söz konusu edildiğinde bilimsel yöntem konusunun sorgulamaya açılması ve konunun felsefi temellerine inilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Biz, değerlendirme bölümünde çalışmamızın sınırları içerisinde yöntembilimi konusunun günümüz Türkiye'sindeki durumunu, tartışma konularını, felsefi temelini, örneklerle kısaca ortaya koymaya çalışacağız. Bu kısa çalışma içerisinde son sözü söyleme amacında olmadığımızı, konunun en azından bir problem olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekmek istediğimizi önceden belirtmek isterim. DİN ARAŞTIRMASI ÜZERİNE *** Winston L. KING Günümüzde dinle ilgili birden çok araştırma yöntemi olduğundan bunların ayırtedilmesi faydalı olur. Bu araştırma yöntemleri, temel bakış açılarına veya din karşısındaki durumlarına göre sınıflandırılabilirler. Böyle bir sınıflamayla çeşitli yöntemlerin neden o şekilde işlediklerini, neden o tür bir sonuca ulaştıklarını ve her bir yöntemin diğeriyle olan ilişkisinin ne olduğunu biraz anlayabiliriz.

Türki̇ye’Deki̇ Reklamlarda Selfi̇e Kullanimi Ve Ben Kuşağinin Yansimalari

2019

Son donemlerde gundemden dusmeyen bireyin kendi kendinin fotografini cekme modasi olarak tanimlanan “selfie” (ozcekim) nin modern kultur uzerindeki donusumsel etkisinin iletisimden psikoloji ve dijital medya calismalarina kadar her alanda gorulmesi dikkat cekmektedir. Gunumuz sosyal medyasiyla birebir etkilesim icerisinde olan kuresel ve ulusal markalar ise bu yeni trendi gerek pazarlama stratejilerine, gerekse reklam iletisim calismalarina dahil etmeyi ihmal etmemektedir. Bu noktada reklamlarin deger, inanc veya normlari ve buna bagli toplumsal yapiyi yansittigi dusunuldugunde, “selfie” kullaniminin reklamlari ne sekilde etkiledigi sorusu gundeme gelmektedir. Turkiye ozelinde selfie ve reklam etkilesimi konusunda literaturde cok fazla kaynagin olmadigi dikkate alindiginda, calismanin bu alandaki boslugu dolduracagi ongorulmektedir. Buna gore calismada reklamlarda giderek yayginlik kazanan bir cekicilik ogesi olan “selfie” kullanimi incelenerek; Hofstede’in kulturel boyutlari te...

Türki̇ye’Deki̇ Özel Fi̇rmalarin Ve Halkla İli̇şki̇ler Ajanslarinin Halkla İli̇şki̇ler Mezunlarina Bakiş Açilari Ve Halkla İli̇şki̇ler Çalişanlarindan Beklenti̇leri̇

2020

Gunumuzde halkla iliskilerin calisma sahasi giderek genislemektedir. Ozel sektorde, kamu kuruluslarinda, sivil toplum kuruluslari ve siyasi partiler gibi yapilarda uygulama alani genislemekte ve bu genisleme de sektorel istihdam ve kaliteli is gucunun artmasina karsilik gelmektedir. Halkla iliskilerin uygulama sahasi genisledikce kurumlarin kalifiye personel ihtiyaci da artmakta ve kurumlarda halkla iliskiler uzmaninin hangi sureclerin icinde yer almasi gerektigi daha iyi tanimlanmaktadir. Bu tanim, halkla iliskiler uzmaninin surekli ogrenmenin yani sira kendini surekli gelistirmesi anlami tasimaktadir. Bu calisma, Turkiye’deki ozel firmalar ve halkla iliskiler ajanslarinin halkla iliskiler mezunlarina bakis acilari ve halkla iliskiler calisanlarindan beklentilerini ortaya koymak amaciyla hazirlanmistir. Arastirma kapsaminda, ozel firmalar ve halkla iliskiler ajanslarinin yoneticileri ile yuz yuze gorusmeler yapilmistir. Arastirmanin orneklemini, Capital Dergisi’nin “Capital 500 Lis...

Türki̇ye’Deki̇ Si̇yasi̇ Parti̇leri̇n Di̇ji̇tal Pazarlama Kanallarini Kullanimi

Yönetim ve Ekonomi Dergisi, 2018

Web 2.0. tabanlı iletişim teknolojilerinin gelişmesi, her alanda olduğu gibi pazarlama faaliyetlerine de önemli katkılar sağlamıştır. Tüketicinin istediği bilgiye anında ulaşabilmesi ve aynı zamanda kendisinin de ulaşılabilir olması, satın alma kararlarında internetten elde ettiği bilgilerin yön verici olması gibi etkenler dijital pazarlama olarak adlandırılan faaliyetlerin gelişmesine olanak sağlamıştır. Yeni teknolojilerin “ulaşılabilir” olma noktasında yapmış olduğu bu katkılar siyasi partiler tarafından da anında karşılık bulmuştur. Bu çalışmada siyasal pazarlama kavramına kısaca değinildikten sonra dijital pazarlamanın siyasal alandaki katkıları ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Türkiye’de faaliyet gösteren ve seçmenlerin %86.7’sinin oyunu alan ilk üç siyasi partinin dijital pazarlama kanallarını ne şekilde kullandığının belirlenebilmesi amacıyla içerik analizi yapılmıştır.

Mi̇lli̇yetçi̇li̇k, Etni̇si̇te Ve Toplumsal Ci̇nsi̇yet Rolleri̇ Ekseni̇nde Kadin Bakiş Açisi

DergiPark (Istanbul University), 2022

Milliyetçilik, kimi düşünürler tarafından soyut bir kavram olarak tanımlanıp hayal edilmiş bir topluluk olarak görülmesine rağmen, kimi düşünürlerce de daha dinamik ve canlı bir kavram olarak ifade edilir. Bu sebepledir ki, millet kavramı ve onun ışığında milliyetçilik ve etnisite gibi kavramların da dinamizmi aslında sorgulamaların ve farklı yorumlamaların temelidir. Etnik topluluklar, paylaşılan tarihi anılar, kollektif özel bir ad, nüfusun önemli kesimleri arasındaki dayanışma duygusu, ortak kültür ile özel bir yurtla bağlı olma hali olarak tanımlanırken her millet içinde de yer almaktadır. Kadın kavramı ise, millet, milliyetçilik konusundaki hegemonik kuramların çoğunda ihmal edilmiştir. Kadına sadece biyolojik üstünlükleri üstünden bakıp, sembolik roller biçmek yanlış olup milletlerin oluşumunda pek çok rolü göz ardı edilmemelidir. Günümüzde milletleri yeniden üretenlerin kadınlar olduğu teorisinin doğru olduğundan hareket edersek, milliyetçi projelerde kadınlar kendilerine biçilen roller ile farklı yollarla bu projelere dâhil olmaktadır. Ayrıca kadınların yaşadıkları topluma yabancılaşması, kendilerini erkeklerden ayrı görmesi, dışlanması uzun vade de bakıldığında toplumlar için sıkıntılı bir durumdur. Bu çalışmanın amacı, milleti düşüncelerinin merkezine koymuş olan milliyetçilik ideolojisinin kadın gözüyle incelenmesidir. Bu kapsamda öncelikle, milliyetçilik kavramı irdelenmekte ve etnik kimlik, etnik simgecilik kavramları çözümlenmektedir. Milliyetçiliğe dair çalışmalarda uzun bir süre görmezden gelinen milletin bir parçası olarak kadınların, milliyetçiliğin inşa süreçlerindeki rolleri ortaya konmaya çalışılmaktadır.

Si̇yahi̇ Ayrimciliğa Karşi Hazirlanan Kamu Spotu Reklamlari

2018

Son dönemde siyahilere yönelik ayrımcılıklara karşı uluslararası alanda kamu spotu reklamlarının sayısında ciddi bir artışın olduğu görülmektedir. Yayınlanan kamu spotu reklamlarında siyahilerin toplum içerisinde yaşadığı iddia edilen ayrımcılıklar ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmada kamu spotu reklamlarında siyahilere yönelik ayrımcılığın nasıl ve ne yönde sunulduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla amaçlı örneklem metodu kullanılarak belirlenen siyahi ayrımcılığını konu alan üç kamu spotu reklamı (Birlemiş Milletler, ABD ve Avustralya) göstergebilimsel analiz yöntemi kullanılarak incelemiştir. Çalışma kapsamında kamu spotlarında yer alan görsel ve yazılı kodlar İsviçreli Dil Bilimci Ferdinand de Saussure'ün Göstergeler Modeli üzerinden analiz edilmiştir. Elde edilen bulgularda, kamu spotlarında siyahilere yönelik toplum tarafından inşa edilen olumsuz algılar nedeniyle toplumun siyahileri dışlayarak ötekileştirdiğine vurgu yapıldığı görülmüştür. Buna karşın kamu spotu reklamlarının toplumda siyahilere yönelik oluşan olumsuz algıları yok etmeye çalıştığı ortaya çıkarılmıştır.