Görsel Sanatlar Öğretmenlerinin Öğrenci İzleme, Ders Ölçme ve Değerlendirme Yaklaşımları (original) (raw)
Related papers
Türk Eği̇ti̇m Si̇stemi̇nde Görsel Sanatlar Dersi̇ Öğreti̇m Programlarinin Değerlendi̇ri̇
The Journal of Social Sciences
Histerektomi, ilk olarak 19. yüzyılda vajinal veya abdominal insizyon kullanılarak başarıyla uygulanmıştır (1). Teknolojideki yenilikler, 1989'da ilk laparoskopik histerektominin (LH) yapılmasına olanak sağlamıştır (2). 2009 Amerika Birleşik Devletleri sürveyans verileri itibariyle, benign hastalıklar için histerektomiye cerrahi yaklaşım dağılımının %56 abdominal, %20 laparoskopik, ÖZET Amaç: Total Laparoskopik Histerektomi (TLH) operasyonunun uygulanabilirliğini, avantaj ve dezavantajlarını göstermek ve Doğu Anadolu'da bulunan kliniğimizde yapılan TLH olgularının postoperatif bulgu ve komplikasyonlarını literatür ışığında tartışmaktır. Gereç ve Yöntemler: Toplam 25 hasta TLH yöntemi ile ameliyat edildi. Enerji modalitesi olarak ligasure ve harmonik kullanıldı. Ortalama ameliyat süresi, intraoperatif kanama miktarı, hemoglobin konsantrasyonunda düşme, majör ve minör postoperatif komplikasyonlar ve laparatomiye geçiş oranları incelendi. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 52,20±8,17 ±SD olup en yaşlı hasta 73, en genç hasta ise 40 yaşında idi. TLH için en fazla ameliyat endikasyonu %24 oranıyla servikal intraepitelyal lezyon (CIN) olduğu görüldü. Ortalama ameliyat süresi 105,12±26,33 SD idi. Bir (%4) hastada mesane yaralanması, bir (% 4) hastada ise transfüzyon gerektirecek hemoraji, major komplikasyon olarak oluştu. Yalnızca bir (%4) hastada alt segment yerleşimli myom ve ciddi barsak yapışıklıkları nedeni ile TLH'den laparatomiye geçildi. Sonuç: TLH güvenle uygulanabilecek bir prosedürdür. Hasta seçimi ve deneyimli bir cerrahi ekip, TLH esnasında oluşabilecek komplikasyonları azaltmaya yardımcı olabilir.
Görsel Sanatlar Eği̇ti̇mi̇nde Etki̇leşi̇mli̇ E-Ki̇taba Yöneli̇k Öğrenci̇ Görüşleri̇
Sosyal Bilimler Dergisi sobider, 2022
Bu araştırmada amaç, Görsel Sanatlar Eğitiminde etkileşimli e-kitaba yönelik öğrenci görüşlerini belirlemektir. Bu kapsamda içerik, "Kültürel Miras Eğitimi"yle sınırlandırılmıştır. Araştırmada nitel yöntem kullanılmış olup, verilerin toplanmasında yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ve literatür tarama yönteminden yararlanılmıştır. Öğrenci görüşleri içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Katılımcılar 5. Sınıf öğrencileri arasından seçkisiz olarak uygun örneklem yolu ile belirlenmiştir. Çalışma grubu, 15 öğrenciden oluşmaktadır. Öğrencilerin etkileşimli e-kitap kullanmayı benimsedikleri, öğrencilerin motivasyonunu artırdığı, oldukça ilgi duyarak bütün derslerde etkileşimli e-kitap kullanmayı istedikleri ve arkadaşlarına tavsiye ettikleri bulgularına ulaşılmıştır. Öğrenciler, etkileşimli e-kitabın zaman ve maliyet konusunda ekonomik; tekrar yapma ve kullanımı bağlamında pratik bir eğitim aracı olduğunu belirtmişlerdir. Öğrenci görüşlerine göre, etkileşimli e-kitap ile kültürel miras eğitimini verimli bir şekilde aldıkları ve görsel sanatlar dersinde etkileşimli e-kitap kullanımının kültürel miras bilinci kazanılmasında, öğrencilerin derse karşı ilgi ve motivasyonunda önemli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
DergiPark (Istanbul University), 2021
Gaziantep) görev yapmakta olan 7 yönetici ve 12 öğretmen, 3 ve 4. sınıfta eğitime devam eden 71 öğrenci ve 70 veli ile yürütülmüştür. Araştırmada, nicel-nitel araştırma yöntemlerinin birlikte kullanıldığı açıklayıcı karma desen kullanılmıştır. Nicel verileri toplamak için Bilim ve Sanat Merkezi-Görsel Sanatlar Görüşme Anketi (BİLSEM-GSGA), nitel verileri toplamak için ise, Bilim ve Sanat Merkezi-Görsel Sanatlar Görüşme Formu (BİLSEM-GSGF) başlıklı anket ve görüşme formu kullanılmıştır. Nicel verilerin değer lendi rilme sinde , betimsel istatistiksel frekans ve yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, KWH (Kruskal Wallis H-Testi) ve MWU (Mann Whitney U-Testi) kullanılmıştır. Araştırmanın nitel verileri, betimsel analiz yöntemi ile çözümlenmiştir. Tüm değerlendirme ölçütlerine bakıldığında, yönetici, öğretmen, öğrenci ve velilerin bina ve fiziki donanım boyutuna ilişkin olarak okulların araç gereç bakımından yeterli ancak Görsel Sanatlar uygulamaları yapmak için atölye dışı bir alana sahip olmadıkları, eğitim programlarına ilişkin görüşlerinde, Görsel Sanatlar ders saatlerinin yetersizliği ve sanat dersleri ile bilim derslerinin eşit oranlarda verilmesinin daha doğru olacağı, tanılama yöntemlerine ilişkin görüşlerde ise sanattan tanılanan bir öğrencinin bilimden sınava girme zorunluluğunun doğru olmadığı şeklinde sonuçlara varılmıştır.
Diyalektolog - Ulusal Hakemli Sosyal Arastirmalar Dergisi, 2020
Bu çalışma, bir devlet üniversitesin de Güzel sanatlar eğitimi bölümü resim iş öğretmenliğinde öğrenim görmekte olan öğrencilerin ölçme değerlendirme yönelimlerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Eğitimde genelde her alanda öğretimin değerlendirilmesi bir sorun olarak görülmekle birlikte bu sorun görsel sanatlar alanında daha bariz karşımıza çıkmaktadır. Bu araştırmada, öğretmen adaylarına özellikle uygulamalı çalışmalarda ürün değerlendirmesinin öneminin farkına vardırılması amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 2, 3, ve 4.cü sınıfta öğrenim görmekte olan toplam 81 öğretmen adaydan oluşmaktadır. Araştırmada betimsel araştırma yöntemi benimsenmiştir. Bu nedenle bu araştırmada, aynı bölümde okuyan 1. Sınıf öğrencileri, Desen dersinde uygulanan imgesel tasarım çalışmasında işlenen konular ile sınırlı tutulmuştur. İncelen eserler arasından, uzman görüşleri alınarak ortak kararla üzerinde tartışma yapılabilecek örnek bir çalışma belirlenmiştir. Veriler, öğretmen adaylarının ölçme ve değerlendirme ile ilgili geleneksel ve kritere dayalı yapılan ölçme değerlendirme yöntemi uygulanarak toplanmıştır. Elde edilen veriler gözlem ve frekans değerleri verilerek tablolaştırılmıştır. Alınan veriler sonucunda her iki yöntemle yapılan ölçme değerlendirmede sonuçlar birbirinden farklı olmasına rağmen, yöntemlerin kullanımında önemli farklılıklar tespit edilmemiştir.
Ortaokul Görsel Sanatlar Dersinin Öğrenme-Öğretme Sürecine İlişkin Öğretmen Deneyimleri
Ankara Universitesi Egitim Bilimleri Fakultesi Dergisi, 2021
Görsel sanatlar dersi, kuramsal ve uygulamalı yapısıyla öğrencilerin kişisel, sosyal ve kültürel gelişimlerini sağlamak için düzeye uygun içerikler sunmayı amaçlamaktadır. Sanat tarihi, sanat eleştirisi, estetik disiplinleriyle bilginin yorumlanmasını; uygulama çalışmasıyla bireysel ifadenin üretilmesi gerçekleştirilir. Toplumda bilinçli sanat izleyicisi yetiştirilmesine katkı sağlamaktadır. Araştırmada, ortaokul görsel sanatlar dersinin öğrenme-öğretme süreci, uygulama çalışması ile ölçme ve değerlendirme yöntemlerine ilişkin öğretmenlerin deneyimleri derinlemesine incelenmiştir. Araştırma, temel nitel araştırma desenine göre şekillendirilmiş, öğrenme-öğretme sürecinin çözümlenmesi ve yorumlanmasına odaklanılmıştır. Çalışma grubu Ankara ve Bursa ilinde çalışan 13 görsel sanatlar öğretmeninden oluşmaktadır. Veriler gözlem ve görüşme aracılığıyla toplanmıştır. Gözlem ve görüşme verileri çözümlenmiş ve içerik analizi aşamaları kullanılarak araştırmaya yönelik kavramlara ulaşılmıştır. Görsel sanatlar öğretmenlerinin disiplin odaklı sanat eğitimi yaklaşımını kullanması, derste tasarım ve bireysel ifadenin geliştirilmesi, uygulama çalışmasında konu seçimi ve öğrenci düzeyine uygunluğu, ölçme ve değerlendirme sürecinin planlanması ve uygulanmasına yönelik bulgular ortaya çıkarılmıştır. Görsel sanatlar öğretmenlerinin etkili bir öğrenme ortamı sağlaması için ders sürecini öğrencilerin zekasına, ilgilerine ve duygularına hitap edebilecek içeriklerle tasarlaması hem farklı özellikte öğrencilere ulaşmasını hem de öğrencilerin çok yönlü gelişmesini sağlayabilir. Bu nedenle görsel sanatlar dersinin varolan fiziksel koşullara uygun olarak planlanması ve diğer disiplinlerle ilişki kurulması konusunda öğretmenlerin desteklenmesinin alanın gelişmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Sanat ve Tasarım Dergisi, 2017
Sanat; bireyin varoluşunda güzel olan ne varsa ortaya çıkarmaya yarayan en etkili yoldur. Doğru sanat eğitimi alan birey doğal bir süreç ile ilk önce yakın çevresini sonrasında da toplumu daha iyi olana taşır. Bu bağlam ile sanat eğitimi içinde yaşadığımız çağın en önemli eğitim alanlarından birini oluşturur. Bu araştırmanın genel amacı, Türkiye'deki Görsel İletişim Tasarımı Bölümü öğretim elemanlarının özel yetenek sınavı ve merkezi sınav sistemi ile öğrenci alımları hakkındaki görüşlerini öğrenmektir. Araştırmanın problemini çözmeye yönelik 5'li likert tipi anket uygulaması yapılmıştır. Özel Yetenek Sınavı ve Merkezi Sınav Sistemi ile yerleştirilen öğrencilerin mevcut durumları ile ilgili öğretim elemanı görüşlerinin belirlenmesi amacı kapsamında, Türkiye'deki Görsel İletişim Tasarımı Bölümü öğretim elemanlarından veriler toplanmış ve bu veriler betimsel yöntemle ele alınmış ve frekans analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırma ile Türkiye'deki Görsel İletişim Tasarımı Bölümü öğretim elemanlarının bölümün vizyon ve amaçları göz önüne alındığında öğrenci alımlarının yetenek sınavı ile gerçekleşmesinin daha başarılı sonuçlar elde edileceği görüşünde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.