Dünya Edebiyatlarında James Joyce (original) (raw)
Related papers
Celi̇l Memmedguluzade’Ni̇n Ve James Joyce’Un Yaraticiliğinda İnsan Ve Ortam Sorunu
DergiPark (Istanbul University), 2018
Özet 20.yüzyılın başlarında Azerbaycan ve Britanya edebiyatında insan sorununun gündeme gelmesi her iki ülkenin edebiyatında yeni bir nesir türü ve bir çok benzer nitelikler oluşturdu. Her iki halkın edebiyatına benzer nitelikler getirmiş sorunlardan biri olan insan ve ortam sorunu Celil Memmedguluzade'nin (1869-1932) ve James Joyce'un (1882-1941) yaratıcılığında benzer konular, aynı semboller çevresinde sanatsal çözümünü bulmakta ve aynı edebi-felsefi düşüncelerle açıklanmaktadır. Örneğin Joyce'un yaratıcılığında sürekli olarak yer alan "epiphany"in sembolik içeriği Memmedguluzade'nin yaratıcılığı için de bir özelliktir. Bu sembol her iki yazar'ın yaratıcılığında aynı sosyal kusurları ortaya çıkarmakta, modern insanın trajedisini göstermektedir. Joyce'un "Ölüler" öyküsünde ve Memmedguluzade'nin "Ölüler" eserinde açıklanan gerçek kesin şekilde aynı içeriğe sahiptir. Bu yazarlar toplumdaki aynı kusurları, insan varlığındaki ataleti, düşüncenin yoksunluğunu, insanın kendinden habersizliğini ve kendine yabancılığını ifşa etmektedirler. Joyce'un "Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi", Memmedguluzade'nin "Hatıralarım" eserlerindeki kahramanların manevi yaşantıları ile toplumdaki "düzen" içindeki düzensizlik ve iki tür esaret eleştirilir: 1.Sosyal-siyasi esaret. 2.Dinin tahrifinin, imansızlığın yarattığı düşünce esareti. Bu yüzden Joyce ve Memmedguluzade bu ortamı "ölüler" alemi, "deliler toplantısı ", "felç" merkezi olarak tanımlamaktadır. Memmedguluzade ve Joyce'un yaratıcılığındaki bu dayanışma'nın nedenlerini böyle açıklayabiliriz: 1.Dünyada ortaya çıkan sosyo-politik olayların aynı bakış açısından değerlendirilmesi. 2. Dünya edebi süreci için güncel olan sorun ve konuların kaleme alınması. Ayrıca, dönemin felsefe ve edebiyatında yeni, hem de farklı bakış açısından güncellik kazanmış insan konusunun aynı sorunlar çevresinde sanatsal çözümü. 3. Her iki yazarın vatanında aynı sosyo politik durumun ve sorunların mevcutluğu. Bu karşılaştırmalı tahliller 20.yüzyılın başlarında dünya edebiyatının hem de ortak ilkelere dayalı, karşılıklı şekilde gelişdiyini kanıtlamaktadır.
International Journal of Interdisciplinary and Intercultural Art
20.yüzyılın başlarında Azerbaycan ve Britanya edebiyatında insan sorununun gündeme gelmesi her iki ülkenin edebiyatında yeni bir nesir türü ve bir çok benzer nitelikler oluşturdu. Her iki halkın edebiyatına benzer nitelikler getirmiş sorunlardan biri olan insan ve ortam sorunu Celil Memmedguluzade’nin (1869-1932) ve James Joyce’un (1882-1941) yaratıcılığında benzer konular, aynı semboller çevresinde sanatsal çözümünü bulmakta ve aynı edebi-felsefi düşüncelerle açıklanmaktadır. Örneğin Joyce’un yaratıcılığında sürekli olarak yer alan “epiphany”in sembolik içeriği Memmedguluzade’nin yaratıcılığı için de bir özelliktir. Bu sembol her iki yazar’ın yaratıcılığında aynı sosyal kusurları ortaya çıkarmakta, modern insanın trajedisini göstermektedir.
Edebiyat Teorisi: Rabelais ve Dünyası
Söylem Filoloji Dergisi, 2017
Edebiyat Teorisi: Rabelais ve Dünyası YASEMİN KOÇ abelais ve Dünyası isimli çeviri kitap, 2005 yılında Ayrıntı Yayınları tarafından basılmıştır.
Klasik Türk Edebiyatındaki Mersiyelerde Dünya ve Ahiret Algısı
International Journal of Languages’ Education and Teaching , 2015
The death is one of important realities of life. Therefore, the idea of death is the issue that is mostly dealth with in all hitherto. Memorializing one who has lost is a natural need that is seen in each society. The elegies (mersiye) in Turkish Literature come from this natural and sincere need. In general meaning, the elegies are the most elegant way to remember one who has been lost. Either they make enable to contribute memorializing important figures, or the attribute of society of age against death by these works. One of the attractive side of the elegies (mersiye) is the attribute toward the world and hereafter. We can see many aspects about hereafter that begins just after the death especially in the last chapter of elegies. Subjects like the tortures of hell, life of grave are touched in elegies in which paradise and issues about paradise are more likely mentioned. It is observed that poets who Show positive comments about hereafter, talk about world in a negative manner. In this study, the understanding of poets about world and hereafter are handled in elegy which is one of the genre of Classical Turkish Literature.