Çağdaş Sanatta Bir İmaj Olarak Ortadoğu (original) (raw)

Mekanın Ögesi Olarak Çağdaş Sanat

Sobider Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Sciences, 2019

Özet: Sanat, tasarım ve mimari birbirinden ayrı düşünülemeyen bir bütün halindedir. Bu bütünün her parçası birbiriyle ilişkili olduğu gibi birbiri içinde yer almakta ve etkileşmektedir. Mekan kavramına disiplinler arası yaklaşım çerçevesinde farklı anlamlar yüklenmiş ve sanatsal üretimin merkezi haline gelmiştir. Mekanın sanat ile olan ilişkisi onu içinde barındırmasının yanı sıra onunla bütünleşmesidir. Artık mekan sanatın sadece ögesi değil, bir parçası olmakta, hatta kendisi bir sanat eserine dönüşmektedir. Bu bağlamda mekan tasarımının bir eser olma özelliği ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada amaç, mekan-yapıt ilişkisini değil, mekanın bir yapıta dönüştürülmesini aktarmak, mekanın ögesi olarak çağdaş sanata değinmektir. İzleyici-yapıt deneyimini mekan ile bütünleştiren ve mekanın bir ögesi haline gelen örneklere yer verilerek literatüre katkı sağlamak hedeflenmektedir. Abstract: Art, design, and architecture are a whole that is not considered separate. Each part of this whole is interrelated, interconnected and interacting with each other. Within this scope, the interdisciplinary approach to the concept of space, different meanings have been assigned and space becomes the center of artistic production. The relationship of the space and the art become integrated with it besides holding it inside. Now, space is not only the element of art, but a part of it, and it is transformed into a work of art. In this context, becoming an artwork feature of the space design comes to exist. The purpose of this study is to convey the transformation of the space to artwork, not a space-work relationship, but to refer to contemporary art as the element of the space. It is aimed to give examples about audience-art work experience that integrated with space and became an element of the space and to contribute to the literature. Bu çalışma, 18-20.04.2019 tarihleri arasında Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi'nde gerçekleşen, 6. Uluslararası Güzel Sanatlar Sempozyumunda bildiri olarak sunulmuştur.

Egzoti̇zm Ve Kültürali̇zm Arasinda Ortadoğu’da Çağdaş Sanat

2017

This study aims to examine the impact of modernization, which spread in the whole region starting from Kahire upon Napoleon’s Egypt excursion. The processes of this modernization are examined in the light of its artistic and historical ties. Primarily, how the Orientalist perception affected the art produced in the region is studied. Secondly, the strategies followed during the nation state and the works that diaspora artists created over the concept of identity are examined, and finally and particularly how the recent contemporary art produced in the region read this historicity is questioned. In the final section, how the contemporary art strategies pursued in the region is used as a base in the perception of the region and the ways to build a new narrative through art is discussed.

Ortadoğu İslam ülkelerinde soyutlama geleneğinin görsel sanatlardaki güncel yansımaları

2015

This thesis primarily aims to reveal the influence of abstraction tradition on contemporary art in Middle Eastern İslamic countries. Based on this aim, the study outlined the features of Middle East geography, culture and philosophy in the second part. The third part focuses on the abstraction as a concept and the characteristics of abstraction in Western and İslamic art. The study examines the tradition of art in Middle Eastern İslamic countries in the fourth part. The traditional arts of architecture, arabesque (decoration and ornamentation), illumination, miniature and calligraphy have been analyzed in terms of abstraction tradition. In the fifth part, the modern art in Middle Eastern İslamic countries has been studied with reference to modernity, modernism and recent tools in modern art. This part also sheds light on the birth and development of modern art in such countries. The sixth part illustrates the works of artists from Middle Eastern İslamic countries together with a gen...

Güzelin Tezahürü: Çağdaş İslam Sanatı

Platform, 2023

Tarih boyunca dünyanın dört bir yanına yayılmış olan İslam medeniyeti bölgesel ve kültürel unsurların İslam’ın güzellik anlayışıyla mezcedildiği derin bir İslam sanatı kurmuştur. İslam sanatı güzel yazıdan mimariye, görsel sanatlardan müziğe nev-i şahsına münhasır bir anlayışla yüzyıllardır devam ediyor. Günümüzde İslam sanatının uygulamalarını tarihî mirasta görmenin yanı sıra geleneğin modern ve post-modern unsurlara eklemlenmesiyle ortaya çıkan yeni formlarında da görüyoruz. Platform dergisi olarak bu sayımızda İslam sanatının bugününü çok değerli isimlerle ele alıyoruz. Modernizm ve İslam sanatı üzerine teorik çalışmalarının yanı sıra bir sanatçı ve yönetmen olan Kaz Rahman İslam sanatının geleceğini tartıştığı bir yazıyla dergimize katkıda bulundu. İslam sanatına katkıda bulunan değerli isimler Güzellik ve İslam Üzerine kitabının yazarı Valerie Gonzalez, Çinli Hattat Haji Noor Deen, Filistinli Yönetmen Nevres Salih’le söyleşiler gerçekleştirdik. Sinema, müzik, mimari gibi İslam sanatının dallarında günümüze ışık tutan çok değerli yazıları istifadenize sunuyoruz. Bunun yanı sıra İslam sanatının günümüzdeki önemli sanatçılarına ve bu alanda kaleme alınan kitaplara yer veriyoruz.

Çağdaş Sanatta Sanat Nesnesi̇ Olarak Beden

NWSA Academic Journals, 2019

ÇAĞDAŞ SANATTA SANAT NESNESİ OLARAK BEDEN ÖZ 20. yüzyılda geleneksel sanatın görsel nesnesi olma halinden sıyrılan ve çağdaş sanat ile anlamı değişen beden, bir ifade biçimi olarak sanat nesnesi haline dönüşmüştür. Politik, ekonomik veya toplumsal olaylar çağdaş sanatla birlikte sorgulanmış ve sanatçılar bir karşı çıkış olarak, en yakından tanıdığı kendi bedeninin gerçekliğini kullanmak istemişlerdir. Doğrudan yapıta bedenlerini katarak ya da bedenlerine müdahale ederek onu sanatın nesnesi haline getirmişlerdir. Dolayısıyla beden yoluyla sanatın içeriğine yeni kavramlar ve alanlar açmışlardır. "Çağdaş sanatta sanat nesnesi olarak beden" başlıklı bu çalışmada ilk olarak çağdaş sanatın nasıl ortaya çıktığına değinilmiştir. Sanatçıların kullandıkları kavramlar ve yöntemlere değinilerek çağdaş sanat alanın sınırları araştırılmıştır. Bu kapsamda çalışmada; çağdaş sanatta sanat nesnesi olarak "beden"in dönüşümünün tarihsel süreç içerisinde sanatçılar ve sanat eserlerinden oluşan örneklerle incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma genel tarama modeli ile gerçekleştirilmiştir. Bu sebeple araştırmada sanat nesnesi olarak "beden"in sanat-sanatçı-sanat eseri bağlamında çeşitli örneklerle incelenmesine yönelik literatür taraması yapılmış, ortaya çıkan sonuçlar yorumlanarak, tartışılmıştır.

Çağdaş Türk Resmi̇nde İç Mekân

The Journal of Academic Social Sciences, 2019

With the developing and changing social structure and understanding of art in contemporary Turkish painting, the spaces in which paintings are studied have changed. There have been different periods in human history that have resulted from sociological, psychological, economic, cultural, scientific and technological changes. Throughout history, artists have perceived the space according to the art concept of the period and have reflected it in their paintings. In this article on 'interior space in contemporary Turkish painting', the process of historical change of the concept of interior space in the art of painting and the collection of the results in a source by analyzing the works of the artists who include the interior space in their works were found important in terms of contributing to the historical literature of painting. In this research, literature, albums, museums, catalogs and books were used and appropriate texts and sample pictures were determined. The interior paintings of the ten painters considered in Turkish painting after 1950 show modern and village house interior works in general..In some artists, paintings are integrated with the interiors of restaurants, entertainment venues and workshops. Generally, interior paintings are made with classical perspective. In almost all works, Expressive and Reflective theory is seen.

Batı Sanatında Ötekiliğin Temsili Olarak Cadı İmgesi

Batı Sanatında Ötekiliğin Temsili Olarak Cadı İmgesi, 2017

BATI SANATINDA ÖTEKİNİN TEMSİLİ OLARAK CADI İMGESİ Çalışmamız, kökleri Geç Ortaçağ’ın sapkın olarak adlandırılan gruplarına dayandırılan, Rönesans döneminden itibaren kitlesel kıyımların gerçekleştiği cadı avı çılgınlığını, 15.-19. yüzyıllar arasında Batı sanatında üretilen cadılık temalı imgeler üzerinden ele almaktadır. Günah keçisi kavramı üzerine odaklanılan ilk bölümde, Hıristiyanlığın erken dönemleri ve Ortaçağ’da sapkınlık (heretiklik) kavramı ve Kilise’nin sapkın olarak tanımladığı isimler-gruplar incelenmiştir. Bu kapsamda Eski Ahit’te yasaklanan bazı uygulamalara ve Hıristiyanlığın Avrupa’ya yayılmasına rağmen halk belleğinden silinmemiş pagan inançlara yer verilmiştir. Hıristiyanlığın yükselişi sırasında ana akım Kilise’nin Kutsal Kitap’ı yorumlama ve pratiğe aktarma konunda eksik olduğunu düşünen ancak Kilise tarafından sapkın ilan edilen Hıristiyan gruplar mercek altına alınmıştır. Son olarak ise Kilise’nin sapkınlığa bir müdahale olarak kurduğu Engizisyon ve ceza yöntemlerine değinilmiştir. İkinci bölümde cadı kelimesinin etimolojisinin incelenmesinin ardından Papalık fermanları ile başlayan ve Malleus Maleficarum’un yayımlanmasıyla doruğuna ulaşan cadılık literatürü ayrıntılı biçimde ele alınmıştır. Cadı kimliğinin literatürle belirginleştirildiği bu süreçte, Kilise Babaları döneminde doktrinsel nedenlerle sapkın kabul edilen gruplara yöneltilen suçlamaların cadılıkla nasıl bağdaştırıldığı ve kitleler halinde katliamların gerçekleştirildiği “cadı avı” konu edilmiştir. Batı sanatındaki cadı betimlerinin ikonografik yöntemle çözümlendiği üçüncü bölümde, cadı imgesinin ortaya çıkışına kaynaklık eden sapkın temalı betimlerden başlayarak başta 16. ve 17. yüzyıllar olmak üzere cadılık teması üzerine başlıca eserler incelenmiştir. Bu inceleme söz konusu eserlerin içerikleri ve üslup nitelikleri açısından Avrupa resmindeki cadı betimleri bağlamında gerçekleştirilmiştir. Son olarak ise cadılara en sık uygulanan ceza ve infaz yöntemleri de görsel örnekler üzerinden ele alınmıştır. THE WITCH IMAGERY AS THE REPRESENTATION OF THE OTHER IN WESTERN ART Based on the late Middle Age’s heretic groups, this study examines the Witch Hunt mania that lead to mass massacres since the Renaissance period, in terms of the witch images that were produced between the 15th – 19th centuries in Western art. In the first chapter, which focuses on the term Scape-Goat, the term “heretics” in the early Christian period and in the Middle Ages are examined with the groups that are named as heretics by the Church. In this respect, some practices banished in the Old Testament and the pagan beliefs that were not erased from the community’s mind in spite of the expansion of the Christianity in Europe are included in this chapter. The Christian sects (heretic groups) which were titled to be heretics by the Church are closely examined. Finally, the Inquisition, established as intervention against to heretics, by the Church and the torture methods are observed. In the second chapter, after the etymological examination of the term “witch”, the witchcraft literature, that began with the Papacy rescripts and reached its heights with the publication of Malleus Maleficarum is closely examined. While the witch identity is highlighted through literature, how the accusations to groups, accepted as heretics because of the doctrinal reasons, during the Church Father’s period are related with witchcraft and the mass massacres as known as Witch Hunt is observed. In the third chapter where witch portrayals are analysed with iconographic method, beginning with the examination of the heretic portrayals as the originators of the witch imagery; the major works about Witchcraft, primarily from the 16th and 17th centuries are examined. Taking into consideration the content and the style of the works, the examination is held depictions of witch in the context of European painting. Conclusively, by using visual examples, the frequent exercises of torture and execution methods on witches are observed.

Modern ve Çağdaş Sanatın Orta Doğu'da Gelişimi ve Toplumsal Algısı

Sanat ve Tasarım Dergisi, 2023

Modern ve çağdaş sanat, Batı modernliğinin görsel kültürel üretimini yansıtan önemli göstergelerdir. Batı sanat geleneği bu açıdan gelişimini lineer bir ilerleme modeli ile Avrupa içinde yaşanan dönüşümlerin hakikat olarak algılanmasını sağlamıştır. Sanat bilgisi Batı dışına bu eksende bir Batı hakikati olarak yayılmıştır. Modern sanat emperyalist ülkelerin çevreye yayılmasıyla eş olarak gelişmiştir. Araştırmada, modern ve çağdaş sanatın Orta Doğu toplumu için önemi incelenmiştir. Bu inceleme yapılırken sanatçı ve eserler, siyasi ve toplumsal gelişmeler açısından değerlendirilmiştir. Sanat, Orta Doğu’da modernliğe ulaşmak isteyen yerel iktidarın aracı olduğu gibi emperyalist iktidarların göstergesi de olmuştur. Bu durum, modern ve çağdaş sanat algısının gelişiminde gerginliklere sebep olmuştur. Modern ve çağdaş sanatı ilerleme aracı olarak gören topluluk ile buna karşı çıkan muhafazakâr topluluk bu gerilimin iki ucunu oluşturmuştur. Araştırmada beğeni kavramının oluşumu ve sanatsal beğeni düşüncesinin Batı dışına yayılımını incelenmiştir. Bu yayılımın gerçekleştiği bir merkez olarak Orta Doğu’da sanat üretimlerin bölge iktidarları açısından önemi ortaya çıkarılmıştır. Emperyalizm karşıtı hareket olarak cisimleşen postkolonyal düşüncenin bölgede oynadığı direniş rolü, modern ve çağdaş sanat açısından incelenmiştir. Son olarak küresel dönemde sanatın dünya vatandaşlığına ilişkin olarak belirginleşen rolünün Orta Doğudaki izdüşümü araştırılmıştır.

Modernleşme Kıskacında Ortadoğu

Irak’ta Seküler Modernleşmenin Kökenleri, 2021

Giriş Modernleşme kültürel, siyasal, bireysel ve toplumsal değişim ve dönüşümlerin son yüzyıllardaki etkin küresel sürecidir. Doğası itibariyle modernleşme, insan pratiğinin sosyo-siyasal ve kültürel zemininin köklü zihinsel ve duygusal kırılmalarla birlikte tezahürüdür (Sevil, 2005: 33). Batılı tarihsel yerel paradigmaların evrenselleşerek yayılımı modernleşmenin temel özelliğidir. Modernleşme, yerelde kalmayarak ortaya çıktığı kültürel dünyanın farklı coğrafyalara taşınarak melez muhteva ve formlara evirilmesidir. Bireyin duygu ve zihin dünyası, yasaların modernizasyonu, toplumun kurumsal yapıları, kültürel şimdinin aynı zamanda tarihsel kodlar ve tarihsel geçmişin yeniden anlamlandırılması gibi günümüzün evrensel hegemonik tezahürleri modernleşmenin temel özellikleri olarak tüm halleriyle kimlikleri yeniden melez formlarıyla birlikte inşa etmiştir (Göle, 2012: 108). İnsan ve bilfiil ilgili olduğu her şey modern teori ve pratiklerin etkisi altına girmiş, değişmiş, dönüşmüş ve yeni formlar üretmiştir. Modernleşme ve sekülerleşme arasında zorunlu bir ilişki olup olmadığına dair tartışmalara girmeksizin seküler modernleşme özellikle Ortadoğu’da sosyolojik bir vakıa olarak okunabilir. Ortadoğu siyasetinde seküler modernleşme evrensel bir paradigma olarak anlaşılmış, toplumsal ve kültürel dünya buna göre dizayn edilmeye çalışılmıştır (Cleveland, 2008: 413). Bireysel, toplumsal ve siyasal kimliklerin tanımlanması ve çatışması/çatıştırılması böyle bir zeminden beslenmiştir. Bu anlamda modernleşme, seküler iktidarların kültürel asimilasyonuna hizmet eden seküler teori ve pratiklerin adı olmuştur. Öyle ki Batılılaşma ve modernleşme, Batı dışı iktidarların seküler inşa projelerinin ayrılmaz bir parçası olmuştur (Göle, 2012: 20-28). Bu anlamda son yüzyıldır Ortadoğu Coğrafyası, seküler iktidarların seküler kültür yaratma projelerine tanıklık etmiştir. Seküler kültür yaratma projesinin en somut örneği de Arap dünyasında BAAS örneğidir (Cleveland, 2008: 622). BAAS, sol seküler ulusalcı bir koalisyon olarak başladığı tarihsel arka planıyla Arap dünyasının modern, seküler, ulusalcı zeminde dönüşümünde etkili olmuştur. Ortadoğu, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra seküler grup ve hareketlerin iktidarlarına tanıklık etmiştir. Bu gruplar, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılda gerçekleştirmeye çalıştığı reform hareketlerinin bir sonucu olarak modern Ortadoğu’nun şekillenmesinde etkili olmuştur. Osmanlı’nın yıkılması bu grupların iktidarı tecrübe etmesini de beraberinde getirmiştir (Lindholm, 2004: 218). Bu paralelde Ortadoğu’da seküler modernleşmenin kökenleri Osmanlı Devleti’nin son yüzyılı ve yıkılmasından sonra da ortaya çıkan örgütlü seküler sol ve ulusalcı yapılarda aranabilir. İlkin Osmanlı modernleşmesini tecrübe eden Arap âlemi sonrasında kendi tecrübesini de inşa edebilmiştir. Arap âleminde ve dolayısıyla Irak’ta bu durumun en önemli temsilcisi aynı zamanda uzun yıllar iktidarı tecrübe eden BAAS olmuştur.