İstanbul'da Deniz Ulaşımı (1870-1875) (original) (raw)
Related papers
Osmanlı Döneminde (1915-1918) Bandırma-İstanbul Deniz Ulaşımı ve Vapur Yolcu Listeleri
Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Bandırma, coğrafi konumu ve denizyoluyla İstanbul'a yakınlığı nedeniyle özellikle Osmanlı Devleti'nin son döneminde büyük önem kazanmıştır. Bandırma-İstanbul denizyolu daha önce de kullanılmakla birlikte modern dönemde bu kullanım gittikçe yoğunlaşan bir seyir izlemiş ve bu durum Bandırma kenti ve limanının daha işlevsel hale gelmesini sağlamıştır. Başta gıda maddeleri olmak üzere İstanbul'un çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması hususunda Bandırma'dan sağlanan mallardaki artışa paralel olarak Bandırma-İstanbul arası vapur seferlerinin yanı sıra yolcu sayısında da artış kaydedilmiştir. 19. yüzyılın sonlarına doğru Bandırma limanının verilen hizmetler açısından yetersiz kalması nedeniyle; iskelenin büyütülmesi, limandaki hizmet alanlarının genişletilmesi ve gece seferlerindeki riski ortadan kaldırmak amacıyla belirli yerlere deniz fenerleri inşa edilmesi gibi bazı inşa ve imar faaliyetleri yapılmıştır. Bu çalışma, Bandırma-İstanbul denizyolunun Osmanlı dönemindeki önemine dikkat çekmeyi ve 1915-1918 yılları arasında Bandırma'dan İstanbul'a sefer yapan vapurlara ait yolcu listelerini analiz etmeyi hedeflemektedir. Listelerin yer aldığı belgeler sayıca az olmasına ve bir seri teşkil etmemesine rağmen yolcuların kimlikleri, meslekleri, nereden geldikleri ve İstanbul'da nerede konaklayacakları gibi bilgileri içermesi açısından önem arz etmektedir. Makalede söz konusu bilgiler tasnif edilmiş, mümkün olduğu ölçüde sayısal verilere dönüştürülmüş ve 1915-1918 yılları arasında Bandırma-İstanbul denizyolu güzergâhını kullanan yolcularla ilgili iktisadi ve sosyolojik bazı değerlendirmeler yapılmaya çalışılmıştır.
Osmanlı'nın Son Devrinde Türk Denizaltıcılığı 1886 1923
Harp Tarihi Dergisi, 2023
Turkish Submarine History begins on September 6, 1886, when our first submarine, a Nordenfelt Class boat named Abdülhamid was launched in the Golden Horn, which could also fire torpedos. It was crucial that the Ottoman Empire had chosen a submarine as a war ship. Nordenfelt submarines could not be used effectively in the operational area due to their primitive technology. However, even their presence in the navy created deterrence, especially for Russia and Greece, and created the perception that the İstanbul and Çanakkale Straits were secured. Nevertheless, the Ottoman Empire included the construction or purchase of submarines in every naval construction plan, including the First World War, and maintained its determination in this direction. In this article, the attempts to establish a submarine force in the Ottoman period, the reasons for the failure of these attempts, and the addition of the Nordenfelt submarine to the navy will be analyzed in the light of the naval warfare tactics and technological developments of the period in a cause-andeffect relationship.
Bu çalışmada genel olarak, Osmanlı Devleti’nin sanayileşme sürecinde vapurun anlam ve öneminin açıklanması amaçlanmaktadır. Zaman ve mekân anlayışının vapur aracılığıyla değişmeye başladığı bir dünyada, Osmanlı Devleti’nin vapurdan beklentileri ve sonuçları ele alınmaktadır. Osmanlı Devleti yöneticileri tarafından vapur, Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa’ya karşı sürdürülen güç yarışı içerisinde, Mısır Valiliği’nden hemen sonra temin edildi. Vapurun, Osmanlı Devleti tarafından sanayileşme programının merkeze alındığı dönem, Sultan Abdülmecid dönemi oldu. Çalışmanın merkezinde, Sultan Abdülmecid döneminde başlatılan geniş çaplı sanayileşme programında vapurun yeri, Zeytinburnu Demir Çelik Fabrikası ve Kabotaj meseleleri yer almaktadır. Çalışmanın amacı, Sultan Abdülmecid dönemi Osmanlı sanayileşmesinde vapurun merkeze alındığını göstermek ve devletin kazanımlarını aktarmaktır. Zeytinburnu Demir Çelik Fabrikası bu program çerçevesinde değerlendirilerek, vapurun bu dönemde merkeze alındığı iddia edilmektedir. Zeytinburnu Fabrikası’nın eklemlerini, modernleştirilen kömür ve demir madenlerinden çıkartılan cevherler oluşturmaktadır. Çalışmanın odaklandığı ilk problem, Osmanlı Devleti’nin sanayileşirken Müslüman Türk tebaanın herhangi bir şekilde sermaye sahibi olamaması ve bu sebeple de, saray ve çevresinin sermaye merkezi olarak yetersiz kalmasıdır. Devletin fabrikalarda gerekli teknik personelin yetiştirememesi, İngiliz ve Fransız mühendislerini, işçilerini ithal etmeyi gerektirmesi çalışmada odaklanılan bir diğer sorunsaldır. In this study it’s been aimed to explain the meaning and the importance of the steamships, during the industrialization period of the Ottoman Empire. The expectations of the Ottoman Empire from the existence of steamships in the world where the phenomenon of time and place was being redefined by them, and the results of such was discussed. The concept of steamships was acquired by the rulers of the Ottoman Empire right after the Commander Muhammad Ali, the ruler of Egypt during the arms race between him and the Ottoman Empire. It was the period of Abdülmecid I where the industrialization programme was centralized by the Ottoman Empire. Therefore, the place of steamships during the large-scale industrialization programme initiated by Abdülmecid I, Zeytinburnu Iron and Steel Plant and the Cabotage topics were focused on in the study. This study aimed to portray that the industrialization programme initiated in the Abdülmecid I period was centralized around the concept of steamships and to narrate the achievements of the government. It is claimed that the steamship idea was centralized during this period and the Zeytinburnu Iron and Steel Plant was concerned in the aforementioned industrialization programme. The ores extracted from the modernized coal and iron mines had become “the hand and foot to” the plant. The first problem the study examined, was that the local Muslim-Turk population couldn’t gain any means of personal capital and due to this reason, Ottoman Palace and the surrounding population falling insufficient as a capital center. The government not being able to upbring required technical staff in factories and having to import English/French engineers and staff, was another difficulty.
Osmanlı Döneminde Orta Karadeniz Limanlarında Denizcilik Faaliyetleri
ERKEN DÖNEM OSMANLI DENİZCİLİĞİ, 2023
Orta Karadeniz korunaklı limanlarıyla tarih boyunca denizcilik açısın-dan önemli bir bölge olmuştur. Sinop’tan başlamak üzere Canik ve Ünye ana limanlar, bunların arasında da daha küçük ve zaman zaman kullanı-labilen limanlar vardır. Bu limanların Karadeniz’in karşı kıyıları olan başta Kefe olmak üzere çok sıkı bir deniz trafiği olmuştur. Ayrıca bu li-manlar hinterlandlarıyla da Anadolu’nun iç bölgelerine karayolu ağları vasıtasıyla irtibatlı olmuşlardır. Bu yol ağları da Sinop’tan güneye inerek Anadolu’ya bağlanmakta, Canik bölgesinden gelen mallar Havza-Merzi-fon hattından, Ünye Limanı’ndan gelen mallar da genel olarak Niksar’dan doğu, batı ve güney istikametine gönderilmekteydi. Osmanlı toplumunun hemen her kesiminden insanlar, çeşitli neden-lerle gemilerle seyahat etmiştir. Hacılar, her sene kara yolunun yanında deniz yolunu kullanarak kutsal topraklara gitmiş, Osmanlı devlet adam-ları deniz aşırı bir yere atandıklarında görev yerlerine gidebilmek için sık sık deniz yolunu kullanmışlardır.1 Çalışmamızda ilk önce kısa tarihinden başlamak suretiyle Sinop Li-manı’ndan bahsedilerek Selçukluların burayı fethiyle birlikte Akdeniz’de Alaiyye ve Karadeniz arasında denizden kurulan bağ ve Anadolu’nun içinde oluşturulan ticaret ağı anlatılacaktır. Ardından Samsun Limanı ve Orta Karadeniz’deki daha küçük limanların tarihi bakış açısı içerisindeki durumu ve ticari potansiyelinden bahsedilecektir. Akabinde Osmanlı dö-neminde Karadeniz limanlarında gemi yapımcılığına değinilecektir. Son olarak da Osmanlı İmparatorluğu’nun özellikle Tanzimat’tan sonraki yıl-larında Orta Karadeniz limanlarındaki ticareti Sinop ve Samsun Liman-ları örneğinde incelenecektir.