DÜZENSİZ GÖÇÜN TÜRKİYE EMEK PİYASASINA ETKİSİ (original) (raw)
Related papers
BİTCOİN İŞLEMLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME: TÜRKİYE’DEKİ DÖVİZ PİYASASINA ETKİSİ
2018
Dünya genelinde yaşanan ekonomik kriz dönemlerinde ulusal merkez bankaları ve finansal kuruluşlar, söz konusu krizleri ve sonrasını yönetme konusunda çok başarılı olmamışlardır. Bu durum yatırımcıların ellerinde bulunan geleneksel dövizlerin satın alma gücünü kaybetmesine ve dolayısıyla sahip oldukları varlıklarda değer kayıplarına neden olmaktadır. Bu ve benzeri durumlar yatırımcıları farklı yatırım alanları konusunda bir arayışa zorlarken, özellikle de son 10 yıl içinde kripto para birimlerine olan ilgi artmış durumdadır. Kripto para birimlerine yönelik ilginin artma sebepleri arasında, merkezi bir yapı tarafından düzenlenmemeleri ve istenildiği her an işlem yapılmasına imkân sağlamalarıdır. Bu çalışmada kripto paralar arasında en popüler olan Bitcoin ile ilgili dünya genelinde yapılan akademik çalışmalar incelenmiş ve bu çalışmalarda yer alan tanımlamalar ve tespitlere yer verilmiştir. Bitcoin pazarındaki hacmin çok kısa bir süre içinde ve çok büyük miktardaki büyümesinin Bitcoin’nin değerini nasıl etkilediğini ve ayrıca bu değişimin Türkiye’deki döviz işlemleri üzerindeki nasıl bir etkiye sahip olduğu incelenmiştir. Bu incelemeler yapılırken, dünya genelindeki dönemsel Bitcoin fiyatları ve işlem hacimlerine ait veriler ile Türkiye’deki bankaların döviz işlem hacimlerine ait veriler toplanarak, SPSS veri işleme programı yardımıyla bu süreçler arasında bir ilişkinin olup olmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Bitcoin, Pazar Değeri, İşlem Hacmi, Türkiye Döviz İşlemleri.
GÖÇÜN İŞGÜCÜ PİYASASI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
İPEK YOLU ÖTESİ: TARİH, FELSEFE VE EKONOMİ PERSPEFTİFİNDEN GÜNCEL TARTIŞMALAR, 2022
Göç, bireylerin daha iyi ekonomik, sosyal ve siyasi koşullar altında yaşamaları için yapılan yer değişikliğidir. Göç hareketleri genel olarak doğal afetler, kıtlık, yüksek yaşam standardı, daha iyi bir ücret için yapılmaktadır. Bazı durumda ise siyasi ya da toplumsal olaylardan dolayı yaşama hakkına sahip olabilmek için zorunlu olarak göç edilmektedir. Günümüzde göç hareketleri, iç savaşlar ve sosyoekonomik problemler nedeniyle artma eğilimi göstermektedir. Bu artış, göç alan ülkelerin ekonomilerini ve özellikle işgücü piyasalarını doğrudan etkilemektedir. İşgücü piyasasında, göçmen işçilerin işgücüne dahil olması mevcut işgücü üzerinde çeşitli etkiler doğurabilir. Hatta göçmenlerin hangi ülkeden geldiği ve nitelik durumlarına göre işgücü piyasalarını etkileme şekilleri de farklılık gösterir. Bu nedenle göçmenlerin işgücü piyasasında oluşturduğu etkinin incelenmesi çalışmanın önemini artırmaktadır. Çalışmada göçmen işçilerin işgücü piyasası üzerinde oluşturduğu etki kavramsal olarak açıklanmıştır. Sonuç olarak göç, işgücü arzı yetersiz olan ülkeler için son derece önemli bir yere sahiptir. Göçmelerin sahip olduğu bilgi birikimi ve farklı alanlardaki deneyimlerini üretim süreçlerine taşıması ülkenin gelişimini olumlu etkilemektedir. Göç hareketinin genellikle gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru olduğu belirlenmiştir. Bireylerin göç kararını etkileyen faktörlerdeki farklılıkların tespiti önerilmektedir.
EMEK PİYASASINDAKİ BÖLÜNME: TÜRKİYE’DE ÇAĞRI MERKEZİ SEKTÖRÜ
Labor Market Segmentation: Call Centre Sector inTurkey Advances in information and communication technologies bring along changes in working and employment conditions.Automationed work is moved to distant areas and businesses get elaborate, far from the center and network-based. Another change similar to the disintegration of production process is also seen in services sector. While jobs to develop technologies are left to the developed regions, routine and demanding jobs are transferred to peripheries. This situation brings about a core-periphery division in structuring employment. In services sector, production services have an important role in economic development strategies. The most important factor in expansion of production services is outsourcing for increasing demand. One of the businesses that have emerged in this process is call centers. Firms, operating in various sectors, obtain call center service from outsource firms. Today, call centers are mostly located in less developed regions. While call centers first originated in developed regions, due to the increased costs in these regions, lots of firms have made their call service investments in less developed regions. Labor-intensive call centers are regarded as a solution to the unemployment in less developed regions. In order for an investment made in the region to have an active role in regional development, it is expected to decrease unemployment, to increase working capacity, to develop different sectors, to teach new technologies and to create local firms. Within this framework, call centers issue has been examined, their influences resulting from their being built in underdeveloped regions and internal dynamic of the sector have been dwelt on and the framework of the research has been identified in this respect in this thesis. This study has totally six chapters: After the introduction, in the second chapter, the framework of the research has been cited, in the third section emergence and growing of call centers and its importance for regional development together discussing at literature about call center have been discussed, in the fourth chapter, call center sector in Turkey has been examined and findings and the results have been discussed in the in the fifth chapter. Lastly, suggestions have been offered for a regional development based on call center sector and the results obtained in the sixth section.
AFGAN GÖÇÜNÜN TARIMSAL İŞGÜCÜ PİYASASINA ETKİSİ
Avrasya Tarım Ekonomistleri Derneği, 2021
Türkiye’de özellikle tarım sektöründe kayıtdışı çalışma koşullarının artması, sosyal güvence imkânının bulunmaması, insana yakışır iş koşullarının sektöründe henüz oluşmamış olmasının uzun vadede olumsuz etkiler yaratacağı bilinmektedir. Küresel rekabet koşullarına uyum sağlamak, gıda üretiminde kendine yeter hâle gelmek için sosyal ve ekonomik olarak değişen koşullar dikkate alınmalıdır. Tarımda istihdam edilecek işgücünün teknik bilgi ve teknoloji kullanımı düzeyinin artırılması ve üretimde etkinliğin sağlanması gerekmektedir. Sektörde üretimin planlanmasına, tarımda istihdam edilen işgücünün mesleki tanımlamalarının yapılmasına ve işgücünün örgütlenmesine duyulan ihtiyaçların analiz edilerek acil eylem planlarıyla ihtiyaçların giderilmesi gerekmektedir. Tarım sektöründe istihdam edilen kişilerin kayıtdışı faaliyetlerin kontrol altına alınması, istihdama yönelik denetimlerin gerçekleştirilmesi ve işgücü çeşitlerine göre tarımda istihdam edilen kişilere yönelik verilerinin oluşturulması gerekmektedir.
YAKIN DÖNEMDE AVRUPA'YA DÜZENSIZ GÖÇ VE GÜVENLIK BOYUTU
Yakın Dönemde Avrupa'ya Düzensiz Göç ve Güvenlik Boyutu (Book), 2022
Düzensiz göçle güvenlik arasındaki ilişki zamanla geçirdiği değişimler nedeniyle çağımızda küresel düzeyde önemli bir konu haline gelmiştir. 11 Eylül’le tetiklenen Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki Arap Baharı ve Suriye Krizi gibi çeşitli olaylar sonrası bu bölgelerde oluşan güvenlik sorunları nedeniyle çaresiz ve kendini tehlikede hisseden milyonlarca insanın göç için ana hedefi şüphesiz Avrupa ülkeleri olmuştur. Avrupa’nın pek çok krizle uğraştığı dönemdeki bu göç hareketleri, AB politikalarında önemli değişimler meydana getirmiştir. Bu değişimlerin meydana gelmesinde sadece göçmenler değil, aynı zamanda AB içinde değişen güvenlik algıları nedeniyle ortaya çıkan alternatif yaklaşımların çok boyutlu güvenlikleştirici aktörleri ve koşulları da pay sahibidir. AB’nin kurumları, güvenlik kuruluşları ve uygulamalarının yanında son dönem siyasi ikliminin öne çıkan aktörleri olan sağ partiler ve popülist hareketler de söylemleriyle göçün güvenlikleştirilmesi sürecine katkı sağlamaktadırlar. Sürekli değişen medya ve araçlarının da düzensiz göçmenlerin güvenlik sorunu olarak algılanmasında önemli rolü bulunmaktadır. Çok boyutlu yaklaşımın gereği olarak, Avrupa’nın iç, ekonomik ve kültürel güvenlik alanlarına vurgu yapıldığı kadar göç edenlerin süreç içinde kaynak, transit ve hedef ülkelerindeki güvenlikleri de göz önüne alınmalıdır. Bu kitapta son dönemde Avrupa’ya yönelen düzensiz göç akınının çok katmanlı ve çok aktörlü güvenlik boyutlarıyla, konunun nasıl ve ne derecede güvenlikleştirildiği ortaya konmaktadır. Kitapta göç ve güvenlik konuları Avrupa bütününde olabildiğince büyük resmi yansıtabilmek adına çeşitli açılardan ele alınmış olup, pek çok tablo, harita ve grafikle desteklenmiştir.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRKLERDE EZAN MÛSİKÎSİ
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2014
Öz Türk din mûsikîsine yönelik yapılan araştırma ve incelemelere bakıldığında tarihsel yaklaşımın X. yüzyıl alt sınırı ile sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak 642 yılındaki Nihavend savaşında Türklerin, Müslüman Araplara karşı İran'ın yanında yer almış olmaları ve yine Türklerin 714 yılında Talas savaşı sırasında bu seferde Çinlilere karşı Müslüman Arapların yanında yer almaları ile başlayan olumlu ve olumsuz yönde etkilenen yakın ilişkiler ortaya çıkmıştır. Gelişen bu tarihi hadiselerin akabinde de Karluk Türkleri tarafından İslâm dini tanınmış ve halk arasında kabul görmüştür. Yapılan bu tespitin ilgili çalışma için önemi; hem Türklerin mûsikîlerinin İslâmi bir niteliği olması değerlendirmelerinden hareketle İslâm öncesi mûsikîlerinin önemine vurgu yapmak, hem de Türklerin İslâm dinine yönelik mûsikîye gerek icra gerek beste düzeyinde katılımındaki tarihsel sürecin üç yüz [300] yıl sonraya dayandırılma meselesini yüzeye çıkartmak bakımından değerli görülmektedir. Söz konusu ilgili bu tespit doğrultusunda makale oluşturulurken; Ezanın ortaya çıktığı hicrî ilk yıllardan Türklerin İslâmiyeti kabulüne ve oradan günümüze kadarki dönemlerde ortaya çıkan "ezan mûsikîsi" uygulamalarının durumu konu edilmiş ve değerlendirilmiştir. Abstract When we look at the researches and investigations intended for Turkish religion musical, it is understood that the historical approach is bounded with the limit of 10th century. But there were appeared positively and negatively effected closed relations starting with, being of Turkish people near İran against Arabian Muslims at 642 Nihavend war and the same Turkish people being near Chinese against Arabian Muslims at 714 Talas war. Following these events, the Islam was recognized and well-known by Karluk Turks.