TÜRKİYE’DE FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON ALANINDA YAPILAN DOKTORA TEZLERİNİN TEMATİK ve METODOLOJİK AÇIDAN İNCELENMESİ ARAŞTIRMA MAKALESİ (original) (raw)
Related papers
Türk Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 2021
Doktora eğitimi, her mesleğin gelişiminde olduğu gibi fizyoterapi mesleğinin gelişimi için de oldukça önemlidir. Bu araştırma Türkiye'de fizyoterapi alanında yapılan doktora tezlerinin tematik ve metodolojik açıdan özelliklerini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Bu çalışma kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Kurulu'nun "Ulusal Tez Merkezi" resmi web sitesinde yer alan Fizyoterapi ve Rehabilitasyon alanında yapılan tezler tarandı. 1971 yılı ile 15 Ekim 2020 tarihleri arasında fizyoterapi ve rehabilitasyon alanında yapılan ve Yükseköğretim Kurumu elektronik tez arşivinde kayıtlı olan 422 doktora tezi incelenmiştir. Tezleri incelemede araştırmacılar tarafından geliştirilen tez inceleme formu kullanılmıştır. Sonuçlar: Türkiye'de fizyoterapi ve rehabilitasyon alanında doktora eğitimi verilen üniversite sayısı 19'dur. Doktora eğitimi veren 4 vakıf üniversitesi bulunmaktadır. İncelenen doktora tezlerinde, tez danışmanlarının %81 (n=341) profesör unvanına sahip olduğu belirlendi. Yapılan tezlerin örneklem sayı aralığının 8-1563 arasında değiştiği gözlendi. Alanlar açısından tezlere bakıldığında, en fazla tezin nöroloji alanında yapıldığı görüldü. Tüm araştırmacıların 329'unun kadın (%78), 93'ünün (%22) de erkek olduğu belirlendi. Tartışma: Doktora eğitimi alan ya da alacak olan fizyoterapi öğrencilerinin tez konusu seçiminde Yükseköğretim Kurulunun belirlemiş olduğu öncelikli alanlar ile ulusal ve uluslararası kabul gören alanları dikkate almalarının önemli olduğu görüşündeyiz. Sonuç olarak bu çalışmanın ileride yapılacak olan doktora tezlerinin niteliğini arttırmaya katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
TÜRKİYE’DE BELGESEL SİNEMA ALANINDA YAZILMIŞ OLAN DOKTORA TEZLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
İletişim Çalışmaları 2021, 2021
Belgesel sinema üzerine gerçekleştirilen değerlendirmelerin tarihi, türün ilk örneklerinin verilmeye başlandığı zaman dilimine kadar gitmektedir. Alandaki yönetmenler, eleştirmenler, kuramcılar ve araştırmacıların gerçekleştirdiği çalışmaların, belgesel yapımların tarihsel gelişimini, anlatım unsurlarını ve kuramsal özelliklerini anlamakta katkısı son derece önemlidir. Belgesel filmin İngiltere’de gelişiminin öncülüğünü yapan John Grierson, 8 Şubat 1926 yılında New York Sun’da Amerikalı belgesel yönetmeni Robert J. Flaherty’nin Moana (1926) isimli belgeseli üzerine yazdığı değerlendirmede “belgesel değeri” ifadesini kullanarak alandaki tartışmaları biçimlendirmiştir (Hardy, 1979, s.145). Araştırmacılar, belgesel kavramını İngilizce’de ilk defa kullanan kişi olarak Grierson’ı işaret etmektedir. Belgeselin ne olduğu ve ilkeleri üzerine değerlendirmede bulunan Grierson, belgesel filmleri diğerlerinden ayırt edebilmek için çeşitli saptamalarda bulunmaktadır (Hardy, 1979, s.37). Dziga Vertov da Sovyetler Birliği’nde belgesel filmlerin çekimi üzerinde çalışırken bir yandan da kuramsal açıdan belgesel filmlerin kurmaca olan yapımlardan ayrılan yönlerini ortaya koymak için teorik bir çerçeve oluşturmaktadır. Belgesel sinema alanında; sinemanın başlangıcından günümüze anlatım dili, türsel çeşitlilik ve teknolojik gelişmelerle konusunu ele alış biçimleri değişim geçirirken kuramsal açıdan üzerinde durulan konularda da çeşitlenme yaşanmıştır. Kavramsal açıklamalar ve yapımların sahip olması gereken özellikler üzerinde gerçekleştirilen tartışmalara, farklı yapım örneklerinin çoğalması ile bunların anlatım dilini inceleyen ve türlerini değerlendiren çalışmalar eşlik etmiştir. Kamera teknolojisindeki gelişmeler sonucunda 1950’li ve 1960’lı yıllarda ortaya konulan doğrudan sinema tarzında belgesel film türleriyle etik konusuna ilişkin gerçekleştirilen tartışmaların belgesel alanında yer almaya başladığı görülmektedir. Günümüze doğru dijital teknolojilerin daha fazla yapım öncesi, yapım ve dağıtım alanlarında kullanımıyla farklı anlatım tarzlarının ortaya konulması bu örneklerin değerlendirilmesi ve belgesel film alanındaki yerleri üzerinde çalışmalara artan ilgiliyi beraberinde getirmiştir. Belgesel film üzerine gerçekleştirilen çalışmaların içerisinde sinema ve televizyon alanında eğitim veren okullarda lisans üstü eğitim alan kişilerin tamamladığı tezler de yer almaktadır. Tezler, güncel konuların ele alınması, yeni belgesel film örneklerine odaklanılması, literatürün değerlendirilmesi ve yönetmenlerin anlatım dilinin analiz edilmesi sayesinde belgesel araştırmalarına büyük bir katkıda bulunabilmektedirler. Gerçekleştirilen bu çalışmada, Türkiye’de belgesel üzerine yazılmış olan doktora tez çalışmaları konu, yöntem, tamamlandığı yıl, yazıldığı okul açısından doküman analizi kullanılarak incelenmiştir. Toplamda 25 tane olan doktora tezinin detaylı bir biçimde analiz edilebilmesi için tematik analiz ve içerik analizi kullanılmıştır. Tezlerin ele aldığı konulardan belirlenen temalar şunlardır: Belgeselde temsil, gerçeklik, belgeselin gelişimi, belgeselde film dili, TRT, belgesel türü, dijitalleşme ve festivaller. Ayrıca tezlerin, kullanılan yöntem, tamamlandığı yıl, yazıldığı okul gibi kategoriler çerçevesinde içerikleri analiz edilmiştir.
2019
Din sosyolojisi, din toplum ilişkilerinin genel görünümler üzerinden biçimlendiği ve karşılıklı dinamik etkileşimler üreten bir alan olması nedeniyle önemli bir akademik sondaj alanıdır. Dinin toplumsal görünümlerinin meydana getirdiği yeni algı ve pratiklerle, toplumsalın din alanı üzerindeki tertip, tayin ve tespitlerinin dönüştürdüğü varlık zemini hakkında mevcut olanı ihmal etmeyen bir güzergâh, söz konusu akademik kazının da ana sistematiğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de akademik kültürün inşa edilmesinde önemli bir süreç olan doktora aşamasında, farklı üniversitelerde din sosyolojisi alanında yol almaya çalışan araştırmacıların konu seçimi ve içerik yaklaşımları hakkında “bağlamsal” bir değerlendirmeye gidilmiştir. Söz konusu çalışmalarda öne çıkan ilgi ve yönelimler, Türkiye’de din sosyolojisinin gündelik gerçekliğin neresinde olduğu sorusuna da cevap teşkil edecek olan “eş zamanlılık, problematiklik ve zamanın kıyısında olma” sorunlarını tartışmaya imkan verecek bir paradigmayı işaret etmesi bakımından önemlidir. Türkiye’de 1969-2017 yılları arasında din sosyolojisi alanında yazılmış ve yazılmakta olan doktora çalışmalarının önemli bir bölümündeki konu tercihi ve öne çıkan diğer eğilimler, akademik bir disiplin olan din sosyolojisinin temel sorunlarının İlahiyat alanının temel gerçekliklerinden bağımsız ele alınamayacağını da açıkça ortaya koymaktadır.
Öz Doktora tez çalışmaları bir alanın akademik anlamda ilerlemesinde önemli bir araç olarak görülmektedir. Turizm alanında yazılmış doktora tezlerinin incelenmesi, turizmde akademik alanın hangi ölçüde geliştiğinin ve hangi noktalarda ilerlediğinin görülmesi açısından önem taşımaktadır. Çalışmanın amacı, 1991-2010 yılları arasında Türkiye'de üretilen doktora tezlerinde ele alınan araştırma konularının incelenerek turizm bilgi ağ yapısının ortaya çıkarılması ve yıllar içerisindeki değişiminin incelenmesidir. Veriler Yüksek Öğretim Kurumu Tez Merkezi'nde sisteme girilmiş tezlerden elde edilmiştir. Çalışmada verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler ve sosyal ağ analizi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda turizm alanında üretilen tezlerde ele alınan araştırma konuları çerçevesinde disiplinler arası bir yaklaşımdan ziyade daha merkezi, kapalı ve durağan bir bilgi sisteminin oluştuğu belirlenmiştir. Çalışmada ayrıca doktora tezlerinin üretildiği üniversiteler, üretim yılları ve araştırma konuları arasındaki ilişkilere ilişkin bulgulara ve değerlendirmelere yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Turizm, doktora tezleri, sosyal ağ analizi, üniversiteler, araştırma konuları.
2020
Grafik örgütleyiciler, öğretim süreçlerinde öğrencilere sunulması hedeflenen yeni bilgilerin çeşitli görsel sınıflama ve tanımlama metotlarıyla desteklenmesini içeren önemli öğretim materyallerinden biridir. Bu nedenle öğrenmeyi, kavramayı ve hatırlamayı kolaylaştırması sebebiyle öğrencilerin dil becerilerinin gelişimi sürecinde de sıkça kullanılmaktadır. Bu araştırmada tematik analiz yöntemi işe koşularak grafik örgütleyicilerin Türkçe eğitiminde kullanımına yönelik çalışmaların incelenmesi ve bu çalışmaların bulguları ışığında genel durumun ortaya konması amaçlanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, grafik örgütleyicilerin özellikle okuma ve yazma becerilerinin gelişiminde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte konuşma ve dinleme alanlarında grafik örgütleyicilerin temel alındığı çalışmaların az sayıda gerçekleştirilmiş olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir bulgu olarak dikkat çekmiştir. Grafik örgütleyicilerin Türkçe eğitiminde kullanımına yönelik gerçekleştirilecek araştırmalarda öğrencilerin grafik örgütleyicilerle ilgili deneyimlerini ele alan ve bu konudaki duyuşsal yaşantıları/özellikleri konu edinen çalışmalara ihtiyaç duyulduğu ifade edilmiştir. Ayrıca grafik örgütleyicilerin Türkçe eğitiminde kullanımına ilişkin derinlemesine incelemeler yapılabilmesi amacıyla karma yöntem araştırmaları ile birlikte nitel çalışmalara da ağırlık verilmesinin gerektiği vurgulanmıştır.
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ALANINDA HAZIRLANAN DOKTORA TEZLERİNİN DÜNÜ-BUGÜNÜ
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ALANINDA HAZIRLANAN DOKTORA TEZLERİNİN DÜNÜ-BUGÜNÜ (EDİTÖRLÜK, HİPER YAYIN), 2019
Türk Dili ve Edebiyatı alanında üretilen doktora tez sayısı ve çeşitliliğinin gittikçe artması, bu düzeydeki faaliyetlerin seyrini tespit etme zorunluluğunu doğurmuştur. Türk Dili ve Edebiyatı alanında üretilen tezlerle ilgili daha önce de başka araştırmacılar tarafından çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların tamamı alana katkı sunmaları açısından takdire şayandır. Ancak söz konusu çalışmaların büyük bir kısmı ya sadece belli bir dönemi veya üniversiteyi ele almakta ya da sadece bir bilim dalı ile sınırlı kalmaktadır. Ayrıca bu çalışmaların bir kısmında yüksek lisans ve doktora çalışmaları aynı kategoride değerlendirilmiştir. Türk Dili ve Edebiyatı anabilim dallarında üretilen doktora tezlerini bir bütün olarak incelemeyi esas alan bir çalışma ise bulunmamaktadır. Bu durum, elinizdeki kitabın hazırlanmasına vesile olmuş; Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı ile bu alana yakın doktora programları kapsamında hazırlanan doktora tezlerini incelemeyi esas alan bu çabayla söz konusu boşluğu gidermek hedeflenmiştir. Türk Dili ve Edebiyatı alanında yapılan doktora çalışmalarının başlangıcından 2017 yılına kadarki tarihi seyrini ele alan bu kitap, nihayetinde sorgulayıcı bir rapor mahiyeti taşımaktadır. Öyle ki çalışmayı gerekli kılan, Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde yapılmış doktora çalışmalarının geçmişini tespit etmek, şu anki gidişata belki yön vermek ve eksik bırakılmış ya da çokça yoğrulmuş konuları göz önüne sermek isteği ve gerekliliği oldu. Bu çerçevede ele alınan doktora tezleriyle ilgili danışmanlar, konular, üniversiteler, yıllara göre verilen istatiksel verilerden hareketle genel değerlendirmeler yapıldı; gelecekte bu sahada çalışacak araştırmacılar için genel bir perspektif sunulmaya çalışıldı. Ayrıca sahadaki tüm doktora tezlerinin bibliyografyasını da içeren bu çalışmayla Türkiye’de Türk Dili ve Edebiyatı camiasının tarihsel süreç içerisinde ortaya koyduğu birikimin dikkatlere sunulması hedeflendi.
ASKERİ MİMARİ ALANINDA YAPILAN DOKTORA TEZLERİN İÇERİK ANALİZİ
2024
When we examine printed and digital sources within the scope of literature research today, we see that there are many sources on military history and architectural history. We see that the research and compilations that deal with the two fields together in these sources are limited. Very few postgraduate dissertations that deal with Barracks, which are considered as military architectural structures of the Ottoman heritage, are reached.