Artvin'de Dini Hayat/ OSMAN HOPEVÎ’NİN DÜRRETÜ’N-NÂSİHÎN İSİMLİ ESERİNİN ÜSLUP VE DİBÂCESİNDEKİ EDEBÎ SANAT ÖRNEKLERİNİN ARAP DİLİ VE BELÂGATI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ (original) (raw)

OSMAN HOPEVÎ’NİN DÜRRETÜ’N-NÂSİHÎN İSİMLİ ESERİNDE TASAVVUFÎ VE AHLAKİ KONULAR

OSMAN HOPEVÎ’NİN DÜRRETÜ’N-NÂSİHÎN İSİMLİ ESERİNDE TASAVVUFÎ VE AHLAKİ KONULAR, 2024

Bilindiği gibi Tasavvuf, disiplinler arası bir çalışmayı gerektirmektedir. Bir yönüyle tasavvufi çabalar şahsi bir çabayı gerektirirken diğer diğer yönüyle de toplumla ilgili diğer konularla bağı bulunmaktadır. Bu sebeple Müslüman ilim adamları tarafından muhataplarına dini konularla birlikte ahlaki konular da tasavvufi gayelerle anlatılır. İslam dininin temel konuları ise itikat, ibadet ve ahlaki konularıdır. Bu ve benzeri konularda bir eser telif edilirken her ne kadar tek bir konu ve üslup üzerinde devam edilse de diğer konulardan da tamamen bağımsız bir konu bulunmaz. Nitekim Dürretü’n-Nâsihîn'de yazarın ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla cami cemaatine vaaz ve irşad kitabı olarak telif edildiğini görmek mümkündür. Buna binaen eser içerik bakımından tasavvufî ve ahlaki konuları da ihtiva etmektedir. Başlıca tasavvufî ve ahlaki konuları ise, İslam dininin bir Müslüman’dan yapmasını beklediği ve uzak durulması gerektiği davranışlardan dua, zikir, tevekkül etmek, ihsanda bulunmak gibi ameller ile gıybet, kibir, kötü zan benzeri amellerdir. Diğer taraftan Dürretü'n-Nâsihîn’de insanı en çok ilgilendiren ölüm anı, öldükten sonraki haller, cennet, cehennem, şeytan gibi manevi varlıklar ile vaaz ve irşad maksadıyla izah edilmeye çalışılır. Dininin özü nasihatten ibarettir. Kalplerin saflaşması ve Allah'a yönelmesinin ilk yolu da vaaz ve irşattır. Vaaz ve irşad eden kimse dinin iman, ibadet esaslarını insanlara anlattığı gibi ahlaka dair konularını da anlatmaya çalışır. Esasen ahlaki konular, felsefenin de konusudur. Ancak ahlaki değerlerin pratik hayatta görünür hale gelmesi gerekmektedir. Bunun ilk aşaması da vaaz ve irşattır. Osman Efendi de Osmanlı toplumunda dindar bir çevrede yetişmiş, Müslüman kitlelere vaaz ve irşad bilgisine sahip olabilecek ilmi düzeye sahip bir kişilik olduğuna telif ettiği Dürretü'n-Nâsihîn adlı eserinde tanık olmaktayız. Zira eser İslami ilimlerin anahtarı hükmünde olan Arapçayla telif edilmesi, eserde gösterdiği ilmi referanslar eseri ve sahibini nitelikli kılmıştır. Seminer çalışmamızda Hopalı Osman Efendi'nin ilmi kabiliyetiyle vaaz üslubuyla vermeye çalıştığı Temel İslam Bilimlerinin Tasavvufi ve Ahlaki temel konuları izah edilmeye çalışılmıştır. Zira ilim zaman içerisinde devam eden bir silsileler zinciri gibidir. Bu ilim halkalarından sonra gelenlerin önce gelenlerden haberdar olması gerekmektedir. Sonuç olarak tüm bunlar dikkate alındığında Dürretü'n-Nâsihîn adlı eserde tasavvuf ehlinin hem vaaz ve irşad edilmesi hem de okuyanların istifade edebileceği tasavvufi bilgiler içermesi bakımından okunmaya değer bir eser olduğu anlaşılmış olup eser sahibi de İslam dünyasında İslam’a hizmet etmiş bir müellif olmayı gerektirmektedir.

Artvin, Hopa Etnografya Müzesi Bahçesinde Sergilenen Eserler Üzerine Bir Çalışma

2018

Muzeler tarih, kultur, sanat ve bilimle ilgili eserlerin sergilendigi yerlerdir. Halkin sosyal yasaminin ihtiyaclarindan ve kulturunun etkisinden ortaya cikan eserlerin sergilendigi etnografya muzelerinden birisi de Artvin Iline bagli Hopa ilcesinde bulunmaktadir. “Hopa Etnografya Muzesi” iki katlidir ve genis bir bahceye sahiptir. Muze bahcesinde agirlikli olarak tarimla baglantili eserler vardir. Zemin kati muduriyet olarak kullanilmaktadir. Ust kat, etnografik eserlerin sergilendigi 7 oda ve 1 salondan olusmaktadir. Muze, Dogu Karadeniz Bolgesinin kirsal alanlarinda gecmis yillarda yasayan halkin yasam bicimini ve kulturunu yansitan 2000 civarinda esere sahiptir. Bu anlamda, Hopa Etnografya Muzesi, bolgeye ozgu kulturel mirasin korunmasinda ve gelecek kusaklara tasinmasi bakimindan oldukca onemlidir. Diger taraftan, bu muze yerli ve yabanci turistin ilgisini cekerek bolgeye ekonomik acidan da katki yapma firsati sunmaktadir. Bu makale calismasinda Hopa Etnografya Muzesi’nde bulun...

ASAF HÂLET ÇELEBİ’NİN İSLAM MİSTİSİZMİNE VE MİSTİKLERİNE YER VERDİĞİ BAZI ŞİİRLERİNE ÜSLUP AÇISINDAN BİR BAKIŞ

ASAF HÂLET ÇELEBİ’NİN İSLAM MİSTİSİZMİNE VE MİSTİKLERİNE YER VERDİĞİ BAZI ŞİİRLERİNE ÜSLUP AÇISINDAN BİR BAKIŞ, 2022

Style is the most distinctive feature that allows us to distinguish an author's work from other writers. One of the many elements that reveal the style is the inner world of the poet. The words, concepts and terms he prefers to use, using the connotation power of words, conveying the lives of those who determine his inner world or spiritual perspective to life, referring to them and expressing this in a language unique to him can be considered as the style of the poet. Asaf Hâlet Çelebi is one of the poets who made literary productions with pure poetry understanding in Turkish literature. When we look at the poems of the poet, it is seen that he gives wide place to Islamic mystics and mystical terminology. The poet has developed new uses of his own by expanding the possibilities of the poetic language as much as possible, and has succeeded in increasing the qualities of the images that come to life in the mind of the reader by using the meanings he attributes to the words in a multidimensional way. In this study, we tried to determine and show how Islamic mysticism appeared in some of Çelebi's poems.

ORTA ASYALI HANEFÎ FAKİHİ SİRÂCEDDİN ALİ B. OSMÂN EL-ÛŞÎ'NİN EL- FETÂVA'S-SİRÂCİYYE ADLI ESERİ VE BAZI FIKHÎ GÖRÜŞLERİ

Orta Asya topraklarında özellikle Hanefî mezhebinin gelişmesinde önemli katkıları bulunan çok sayıda âlim yetişmiştir. Bunlardan biri Sirâceddin Ali b. Osmân el-Ûşî'dir. VI/XII. yüzyılda yaşayan Ûşî, Mâtüridiyye akaidine dair el-Emâlî adlı manzum bir risale yazmış ve daha çok kelâmcı olarak tanınmıştır. Fıkıh ilmi sahasında ise el-Fetâva's-Sirâciyye isimli bir eser kaleme almıştır. Bu çalışmada Sirâceddin el-Ûşî‟nin hayatı ve eseri el- Fetâva's-Sirâciyye incelenerek onun bazı fıkhî görüşleri değerlendirilecektir.

AKŞEHİR NASREDDİN HOCA ARKEOLOJİ VE ETNOĞRAFYA MÜZESİ'NDE SERGİLENEN ARTOPHORİON ARTOPHORION IN AKŞEHİR NASREDDİN HOCA MUSEUM OF ARCHEOLOGY AND ETHNOGRAPHY

PEARSON JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES & HUMANITIES, 2021

Özet Araştırmanın konusunu, Konya'nın Akşehir İlçesi'nde, Selçuk Mah. Ulucami Cd. No: 20'de kayıtlı Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi'nde sergilenen bir artophorion (ekmek kabı) oluşturmaktadır. Kilise içerisinde en önemli liturjik unsurlardan biri olan altar üzerinde duran Artophorionların içerisinde yıl boyunca Paskalya'dan önceki son perşembe günü gerçekleştirilen ökaristiden elde edilen ekmek ve şarap muhafaza edilir. Bu bağlamda artophorionlar ayrı bir öneme sahiptir. 2019 yılında tarafımızdan gerçekleştirilen müze çalışmamız sırasında incelenen artophorionun daha önce herhangi bir bilimsel çalışmada belgelenmediği tespit edilmiştir. Çalışma kapsamında 1794'ün ekim ayına (18. yüzyıl) tarihlendirilen artophorionun fotoğrafları çekilerek çizimleri hazırlanmış ve ayrıntılı şekilde tasvirleri yapılmıştır. Artophorion; malzeme-teknik, süsleme, üslup ve ikonografi özellikleri kapsamında incelenmiş, ardından Konya çevresi başta olmak üzere Anadolu ve Anadolu dışındaki benzeri, çağdaş örneklerle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonunda ise günümüzde Akşehir Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi'nde cam panel içinde teşhir edilen eserin korunma ve sergilenme durumuna değinilerek restorasyon önerisi sunulmuştur.

İMAM HATİP LİSELERİNDE HADİS DERSİ ÖĞRETİMİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME: ARTVİN İLİ ÖRNEĞİ

ÖZET Sahâbe, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i sözlü ve uygulamalı bir Ģekilde hayata aktarırken yaptığı konuĢmalarını, uygulamalarını ve onaylarını büyük bir itina ile kaydetmiĢtir. Hadis öğrenme ve öğretme süreci, baĢlangıçta bu kayıtların anlatım (takrir), soru-cevap ve ezberleme gibi yöntem ve tekniklerle öğretilmesiyle baĢlamıĢtır. Bu süreç, kısa zamanda söz konusu kayıtları bize ulaĢtıranların durumlarını çeĢitli yönlerden inceleyen bir ilim dalına dönüĢmüĢtür. Hz. Peygamber'in hadislerini konu alan Ġlmu'l-Hadîs, günümüzde orta öğretim seviyesinde sadece Ġmam Hatip liselerinin müfredatında yer almaktadır. Vaaz ve irĢat faaliyetlerini yürütecek bu liselerin mezunlarının hadis ilmi konusunda doğru ve sıhhatli bilgilere herkesten daha çok sahip olmaları gerekmektedir. Bu nedenle hadis dersinin öğretim programında; hadis ve sünnetin anlaĢılması, hadis usûlü, hadis tarihi ve Kur'an'a göre Hz. Muhammed'in konumu gibi üniteler bulunmaktadır. Öğrenciler tarafından bu ünitelerin öğrenilmesi, ancak dersin kazanımlarının elde edilmesiyle mümkündür. Bu bağlamda çalıĢmamız, Artvin ili Ġmam Hatip Liselerinde hadis dersini almıĢ öğrencilerin, hadis dersi öğretim programında belirtilen bazı kazanımları elde edebilme düzeylerini ölçmeyi amaçlamıĢtır.

OSMANLI DÖNEMİNDE OKUNAN KİTAPLARDAN HASAN NÜZHET EFENDİ'NİN LETÂ'İF-İ ESNÂF'I

Öz: Letaifnameler, Osmanlı dönemi mizah geleneği için çok önemli bir konuma ve işleve sahiptir. Özellikle bu tarz eserlerin XIX. yüzyılda matbaa hurufatı (tipografya) ve taş baskı (litografya) yöntemleriyle basılmaya başlanması, türün geniş bir monografik kabiliyete sahip olmasını sağlamıştır. Ayrıca bu eserler her ne kadar doğası gereği 'yazılı kültür ortamı'na dâhil edilse de esasında 'sözelleştirme'ye bağlı olarak 'sözlü kültür ortamı'na dönük dinamik bir yapının niteliklerini taşımaktadır. Yani bu tarz eserler, bireysel okumanın aktif rol oynadığı durumlarda bile türlü özellikleriyle muhatabını kendi 'bağlamı'ndan tamamen koparamamıştır. Zira bu durum, öncesinde tarihî ve kolektif derinliğe sahip köklü bir 'sözlü kültür ortamı'nın varlığından dolayı bir çeşit zorunluluğa dönüşmüştür. XIX. yüzyıl divan şairi Hasan Nüzhet Efendi'nin kaleme aldığı " Letâ'if-i Esnâf " adlı eser, Osmanlı döneminde okunan latife kitaplarından biridir. Eser, esnaflara dair latifeleri dile getirmenin yanında sözel bazı nitelikleri de bünyesinde barındırmaktadır. Aynı zamanda dönemin dili, folkloru ve etnografyası açısından da önemli bilgileri ihtiva etmektedir. Abstract: Letaifname's have a very important position and function for humor tradition of Ottoman era. Especially, when these products were pressed by typography and lithography, these products had a very wide monographic capability. Although these products thought as a product of written culture, because of verbalizing (telling/reading the text with words), they have the characteristics of oral cultural context's dynamism. So, these products couldn't break off the readers/listeners own-context even individual reading had an active role. This state had an obligatory because of the presence of oral cultural context which has a historical and collective depth. Letaif-i Esnaf was a letaif (anecdote) book, which was written by Hasan Nüzhet Efendi (XIX.th century Divan poet), read at Ottoman era. This book contains some latife's (anecdotes) about artisans and also this book has some characteristics of orality. This book also gives some important information about the language, folklore, and ethnography of that era. Keywords: Humour at Ottoman era, reading humor texts of Ottoman, oral and written culture at Ottoman, Letaifname, Letaif-i Esnaf, Hasan Nüzhet Efendi "