Mecnunum Leylâmı Gördüm [Kitap Tanıtımı] (original) (raw)


Anlatma esasına bağlı eserlerde yazar, genellikle okuyucusu ile doğrudan konuşmaz. Bu eserlerde olayların aktarılması, edebî esere içkin bir anlatıcıya devredilir. Edebî anlatıları, diğer iletişim biçimlerinden ayıran en önemli farklardan biri, gönderici ve alıcı arasına eklenen bu anlatıcı katmanıdır. Anlatıcı, bir edebî metinde anlamsal ve estetik işlevler üstlenmektedir. Türk mesnevilerinin üretim ve alımlama süreçleri ile düşünce geleneklerinin farklılığı, mesnevileri modern anlatılardan farklı yaklaşımlarla anlamayı gerektirmektedir. Mesnevilerdeki anlatıcı, doğrudan yazarın müdahalelerini, mesnevihanların sesini, hikâyenin eski rivayetlerinin aktarımlarını ve daha fazlasını birleştiren çok katmanlı bir unsurdur. Söylemin anlamının onu söyleyen kişiye ve söylendiği bağlama göre anlam kazandığını öne süren sözceleme kuramı çerçevesinde bakıldığı zaman, mesnevide konuşanın kim olduğu mesnevinin anlam katmanlarını etkiler ve epistemik farklılıklar yaratır. Özellikle Leylâ ve Mecnûn mesnevilerinin aklın ve bilginin ne olduğunu sorgulayan iç yapısı, anlatıcının bilgi düzeyinin metnin anlamı üzerindeki etkisini arttırmaktadır. Sözlü icra edilen halk edebiyatı metinleri için kullanılan meddah tipi anlatıcı, mesnevilerin çok katmanlı metinlerarası ilişkilerini açıklamak için yeterli olmamaktadır. Bu çalışmada, mesnevilerin anlaşılmasına katkı sağlamak amacıyla, mesnevilerdeki anlatıcı tiplerinin ve bu tiplerin mesnevinin diğer unsurları ile etkileşimlerinin tespit edilmesine yönelik yeni bir yaklaşım geliştirilmeye ve bu yaklaşımın anlamsal katkıları gösterilmeye çalışılacaktır.

Mekân, bizim için vazgeçilmezden öte bir zorunluluktur. Doğumumuzdan ölümümüze değin hep bir mekânın içinde var oluruz. Ölümden sonra ise mekânın en mücessem hâli ile karĢılaĢır ve orada ikâmet etmeye devam ederiz. Ancak Ģu var ki her yer mekân olmayabilir. Kimileri yer olarak kalırken kimileri ise mekân'a dönüĢüyor. Mekâna dönüĢenler bizim geçmiĢle bağımızı canlı tutan ve bizlere aidiyetlerimizi hatırlatan vefâkarlar oluverir. Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı unutulmaz eserinin son bölümünde Ġstanbul'u en müstesna bir Ģekilde baĢtan aĢağıya okurlarına tattırdıktan sonra Ģöyle der: En büyük meselemiz budur; mazi ile nerede ve nasıl bağlanacağız; hepimiz bir şuur ve benlik buhranının çocuklarıyız; hepimiz Hamlet " ten daha keskin bir " olmak veya olmamak " davası içinde

Many definitions of Divan poetry have been made throughout the history and many ideas have been declared on its style and content. Among these this poetic tradition has preceded the word and after a certain period it is a common understanding that it gave weight to the meaning. Nowadays it is seen as a settled perception of classical poetry. General characteristics of poetry when viewed within the framework of eloquence rules, the general lines of Islamic art and the poets' sense of art the supposed issue is faced with an otherwise state. First and foremost, poetry is the relationship of word and meaning that both out of our reading of Divan Poetry we choose from different centuries and our encounter of emphasis of poets as well a sin theory it is possible to find its application in poetry. The Divan Poet is aware of this and highlights it from time to time between verses. This poetry tradition bears resemblance in words and meanings from the beginning to present day in the way it looks at poetry. Poetry is an art based on integration of word and meaning. Choice or preference of one over another is not necessary. One of the necessities of being a successful poet requires incorporating these two basic elements. This is the path to persistence and classical poetry owes its being classical to this fact.

Öz: Bir Arap efsanesine dayanan Leyla ve Mecnûn hikâyesi, ilk olarak İranlı ünlü şair Nizâmî-i Gencevî tarafından mesnevi olarak yazılır. Türk edebiyatında ise 15. yy'dan itibaren mesnevi formunda işlenmeye başlanır. Bu konuda verilen eserlerin en meşhuru Fuzûlî'ye aittir. Fuzûlî, bu basit aşk hikâyesinde kişilere sembolik değerler yükler. Şair, eserinin girişinde Leylâ'yı hakikat sırrının, Mecnûn'u ise insan ruhunun sembolü olarak kullandığını söyler. Beşeri aşkın İlâhî aşka dönüşmesini anlatırken hem aşkın beşeri boyutundan kopmaz hem de estetik ve sanat kaygısını ön planda tutarak eserini kuru ve didaktik olmaktan kurtarır. Leylâ ve Mecnûn hikâyesi beşeri boyutuyla incelendiğinde daha çok Mecnûn'un Leylâ'nın aşkından dolayı aklını yitirmesi, çöllere düşmesi, hayvanlarla arkadaşlık etmesi üzerinde durulur. Ancak hikâyenin Leylâ'ya dair yaklaşımı da gözardı edilmemelidir. Bu çalışmamızda edebiyatta sevilen kadınların ilkörneği sayılabilecek Leylâ'nın, Mecnûn'un kendisine duyduğu aşk ve bu aşk sonucu geçirdiği değişimler karşısındaki tavrını, Fuzûlî'nin, mesnevisinde " Leylâ dilinden Gazel/Murabba " başlığı altında verdiği şiirlerden takip etmeye çalışacağız.

Bookshelf “Bookshelf”was published as the first book of the series ‘minima’, which was just launched in February 2019 byIthaki Publishing. It is a book that does not claim comprehensive but in-depth research from medieval Europe to the digital age. Lydia Pyne, an anthropologist and a historian, presents this book, which is read in a subtle way, trying to explain what books and libraries express in the history of humanity and civilization. The place of reading culture in the history of civilization offers a joyful journey with its unique style created by non-chronological time-spurts." ****

Tamamen ozgun bir metinin varligi kuskuludur. Her metnin, kendinden onceki metin/metinlerle baginin olmasi zorunlu gozukmektedir. Bu iliskiler aginin, yuzeyde olanlarinin yaninda tespiti son derece guclesenleri de bulunabilmektedir. Gelenegi takip eden klasik Turk edebiyatinin, ozellikle ask mesnevilerinin, birbiriyle yakin iliskili metinler agina sahip olduklari gorulmektedir. Bu yazida klasik Turk edebiyatin begenilen ask mesnevisi Fuzuli’nin Leylâ ve Mecnun’una gidilmis ayni adi tasiyan diger bazi metinler ve daha derinlerde, mitolojik kaynaklarda anilan Lilith figurunun, metindeki gizli cagrisimlari tartismaya acilmistir.