Abbasi̇ Devri̇nde Nesi̇r Ve Al-Harîrî (original) (raw)

1991, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi

I. ABBASİ NESRİNE GENEL BİR BAKIŞ Abbasiler Devri, m. 750-1258 yılları arasını kapsamaktadır. Dört devir halinde ele alınan Abbasiler Çağı'ndâ, daha önceki devirlere göre, edebiyatta bir canlanma ve gelişme göze çarpmaktadır. Nesir de, bu doğ rultuda gelişmesini sürdürmüştür. Abbasi Edebiyatının önemli özellik lerinden birisi, İslam Devleti'nin gelişmesi ve bunun sonucunda değişik milletlerden unsurların karışmasıyla, dili Arapça olan, ancak kendi milli özelliklerini de koruyan, değişik formlar ve üsluplar içeren bir İslam Ede biyatının meydana gelmesidir. Bu İslam Edebiyatı içinde, İranlılar ve özellikle Türkler, önemli bir yer tutmaktadırlar. Arapça eserler veren birçok Türk bilgini, edebiyatçısı, dilcisi yetişmiştir. Bunlar arasında al-Cavharî (öl. 1002), "al-Şıhâh" adlı sözlüğün yazarıdır. Abbasi nesrinde, "hitabet", "risale", "antoloji", "kıssa", "makâlât", "munâzarât", "makarne" türlerinde eserler Verilmiştir. Ayrıca, Yunanca, Süryanice ve Pehlevi dillerinden yapılan çeşitli çeviriler de, Abbasi nesrinde önemli bir yer tutmaktadır. Abbasiler Devri nesrinde, başlangıçta önemli bir yeri olan hitabetin, gittikçe bu önemini kaybetmeye başladığı görülmektedir. Bu devirde hitabet, gittikçe zayıflamıştır. Daha önceleri, hitabeti ortaya çıkaran faktörlerden olan al-c aşabiyya (soy sop düşkünlüğü) ve hizipçilik ruhunun, gücünü zamanla kay betmesi ve insanların görüşlerini ifade için yazılı araçlara başvurması, bu sonucun ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamıştır 1. İbn Nubâta (doğ. 946), bu devrin ünlü hatiplerindendir. İbn Nubâta'nın, Bizans ordularıyla savaş halinde bulunan: emirleri cesaret lendirmek için yazdığı hutbelerinin önemli olduğu bilinmektedir 2 .