İbn Sînâ Psikolojisinde Faal Akıl: Literatüre Giriş (original) (raw)

İḥyâ’u ʿulûmi’d-Dîn’de Akıl ve Aklîlik

Bilimname, 2018

Bilgi; eksiksiz bir tanıma sahip olmasa da felsefe, kelâm ve tasavvufun temel tartışma konularından biridir. Bilginin, duyu organlarınca iletilen verilerin insan aklı tarafından işlenmesiyle ortaya çıktığını iddia edenler olduğu gibi bunlardan tamamen bağımsız bir şekilde kalbe bırakılan bir nur ile oluştuğunu iddia edenler de bulunmaktadır. Kalbe bırakılan nurun insanların çoğunda görülmemesi nedeniyle bilgi edinmede tüm insanların sahip olduğu ortak alet olan aklın konumunu tartışmaya açmak daha önemli görünmektedir. Bu bağlamda İslam düşüncesinde derin etkiye sahip olan Gazzâlî’nin önemli eserlerinden biri olan İḥyâ’da akıl ve aklîlik meselesinin nasıl ele alındığını bu makalede ortaya koymaya çalışıyoruz. Akıl kavramıyla ilişkili olarak ele alınan kalp ve ilim kavramlarının kullanımlarına da değinmek suretiyle Gazzâlî’nin akla yönelik tarafsız, olumlu ve olumsuz tutumunu sırasıyla işlediğimiz bu makalenin amacı genel bir Gazzâlî profili çizmek değil; müstakil olarak mezkûr eserd...

Gazzâlî’nin İlâhî Bilgi Konusunda İbn Sînâ Eleştirisi

SRA, 2021

Çalışmamız Ebû Hâmid el-Gazzâlî’nin (ö. 505/1111) Tehâfütü’l-felâsife adlı eserinin on üçüncü meselesi merkezinde Allah’ın bilgisinin mahiyeti konusunu tartışacaktır. Gazzâlî bu meselede genel olarak Müslüman Meşşâî filozofları, özelde ise Ebû Alî Hüseyin İbn Sînâ’yı (ö. 428/1037) dinden çıkmakla itham etmiştir. Bu bağlamda Tehâfüt’ün ikinci tekfir ithamını barındıran bu mesele; ‘filozofların zamanın şimdi, geçmiş ve gelecek şeklinde taksim edilmesiyle tezahür eden tikelleri Allah’ın bilmediğine dair görüşlerinin çürütülmesi’ başlığını taşımaktadır. Gazzâlî bu meselede, filozoflara karşı gelmenin üç safhasından bahseder: Öncelikle filozofların ne söylediklerini aktaran Gazzâlî, ikinci olarak onların iddialarını yorumlar. Son olarak da onların söylediklerini çürütme iddiasında bulunur. Yani Gazzâlî filozofları eleştirirken onların öncüllerinden yola çıkmakta, fakat sonuç itibariyle sadece kendi argümanlarını ciddiye almaktadır. Meseleyi aktarırken filozofların söylemini bir şarta bağlamıştır. Onun iddiasını şarta bağlaması, aslında anlatmak istediğini kendi belirlediği çerçevede yorumlayacağının göstergesidir.

İhvan ı Safa Felsefesinde Faal Akıl Teorisi

Beytulhikme An International Journal of Philosophy, 2023

https://beytulhikme.org/?mod=makale\_tr\_ozet&makale\_id=65733 İhvân-ı Safâ, X. yüzyılda yaşayan, yazdıkları Resâilu İhvâni’s-Safâ adlı dinî ve felsefî içerikli eserleriyle tanınan, ilk İslam felsefecileri arasında yer alan bir grup düşünürün ortak ismidir. Bu çalışmanın amacı, din ile felsefeyi uzlaştırmaya çalışan İhvân-ı Safâ’nın Faal Akıl teorisini değerlendirmektir. Sudûr teorisini benimseyen İhvân-ı Safâ’ya göre insani akıl ve Faal Akıl olmak üzere iki tür akıl vardır. Zorunlu varlık olan Yüce Yaratıcı, varlık âlemini, kendi nurundan taşırarak var etmektedir. Aynı zamanda planlı ve programlı bir yaratma fiili olan taşırma (feyezan) eyleminde doğrudan Tanrı’nın nurundan taşırılan tek varlık, Faal Akıl’dır. Onun üzerinden taşırılan feyiz ile sırasıyla Küllî Nefs, ilk heyûlâ, tabiat ve cismânî âlem yaratılmıştır. İnsani nefisler de bu feyzin ürünü olarak Küllî Nefs’ten taşmaktadır. İnsani nefsin bir yetisi, hatta kendisi olan insani akıl, Küllî Nefs ve Faal Akıl vasıtasıyla Yüce Yaratıcı’nın feyzinden pay almaktadır. Dolayısıyla maddeden bağımsız, nûrânî bir cevher olan Faal Akıl, Yüce Yaratıcı ile diğer varlıklar arasındaki asıl vasıtadır.

Gazzâlî’nin Akıl Tasavvurunun İbn Haldûn’da Yansıması Sorunu

2014

Akil, Islam bilgi felsefesinde uzerinde durulan merkezi konulardan birisidir. Cok kapsamlidir ve farkli boyutlari icermektedir. Islam filozoflari akil konusuna buyuk bir onem vererek, aklin hangi anlamlara geldigini, hangi alanlarda bilme kapasitesine sahip oldugunu, aklin elde ettigi bilgilerin niteligini, duyu, vahiy ve kesifle ilgisini arastirmislardir. Islam dusunurlerinden, 12. Yuzyilda Dogu’da yasayan Gazzâli (o. 505/1111) ile ondan yaklasik uc yuzyil sonra Endulus’te (Bati’da) yasayan Ibn Haldun (o. 808/1406) akil tasavvuruna dair dikkate deger dusunceler ileri surmuslerdir. Ancak Ibn Haldun’un bu konudaki dusunceleri Gazzâli’ye nazaran sinirlidir. Ibn Haldun’un eserlerinde, Gazzâli ve onun dusuncelerine isaret etmesi dikkate alindiginda, akil konusunda Gazzâli’nin Ibn Haldun’daki yansimalarini izlemek; iki dusunur arasindaki sureklilik unsurlarinin bulunup bulunmadiginin tespitine katkida bulunacak, Ibn Haldun’un Gazzâli’den hangi noktalarda etkilendigini veya etkilenmedigin...