HÜKÜMLÜLERİN OY KULLANMA HAKKI (original) (raw)
Related papers
YABANCILARIN YEREL SEÇİMLERDE OY KULLANMA HAKKI
Özet Siyasî hakkın tanımı konusunda gerek milletlerarası hukukta, gerek iç hukukumuzda görüş birliği olmamakla beraber, kişilerin devlet yönetimi veya kuruluşuna doğrudan ya da dolaylı yollarla katılmasını sağlayan hakların siyasî hak olarak kabul edileceği hususunda tartışma bulunmamaktadır. Benzer şekilde, siyasî hakkın kapsamına hangi hakların girdiği hususu üzerinde de görüş birliği yoktur. Ancak, seçme ve seçilme hakkı ile kamu hizmetlerinde çalışma hakkının siyasî haklar olduğu üzerinde uzlaşma olduğu görülmektedir. Devletlerin yabancılara siyasî hak tanımaları konusunda bağlayıcı millet-lerarası bir hukuk kuralı bulunmadığı gibi, siyasî hakların yabancılara tanınmaması da milletlerarası hukuka aykırılık teşkil etmez. Dolayısıyla, bazı ülkeler yabancılara hiçbir siyasî hak tanımazken, bazıları da belirli ölçülerde yabancılara bu hakları tanımaktadır. Bu kapsamda olmak üzere, bazı ülkelerin yabancılara yerel seçimlerde seçme hakkı; bazı ülkelerin hem seçme, hem seçilme hakkı; diğer bazı ülkelerin ise, hem genel, hem yerel seçimlerde seçme ve/veya seçilme hakkı tanıdığı görülmektedir. Yabancıya yerel seçimlerde oy kullanma hakkı tanıyan ülkelerin büyük çoğunluğu ise bu hakkın kullanılmasını belli koşulların gerçekleşmesine bağlamaktadır. Türk pozitif hukukunda yabancılara siyasî haklar tanınmamış olmakla birlikte, özellikle yabancı nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde taşıdığı önem nedeniyle, yabancılara yerel seçimlerde oy kullanma hakkı verilmesi olması gereken hukuk açısından tartışmaya açılabilir. Anahtar Kelimeler: Yabancı, siyasî hak, yerel seçim, seçme ve seçilme hakkı, karşılıklı işlem ilkesi.
MAHKÛMİYET BAĞLAMINDA OY HAKKININ SINIRLANDIRILMASI VE GENEL OY İLKESİ
2021
Bu çalışmanın konusu esas itibarıyla genel oy ilkesi çerçevesinde mahkûmların oy hakkının sınırlanmasıdır. Bu kapsamda çalışmada ilk olarak genel oy ilkesi değerlendirilmiş ve daha sonra oy hakkının kullanımının tarihçesi ve karşılaştırmalı hukuktaki örnekleri açıklanmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde ise İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi 3 'nin temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasıyla ilgili esas aldığı kriterler mahkûmların oy hakkı kapsamında irdelenmiştir. Buna göre sınırlama konusunda mahkemenin temel içtihatları, sınırlamanın Türk hukukundaki yansımaları ve bu kriterlere göre ortaya konabilecek çözüm önerileri çalışmaya yansıtılmıştır. Çalışmada ulaşılmak istenen amaç sınırlamaların açık bir şekilde ortaya konması ve dolayısıyla Türkiye'de Sözleşme'ye uygunluk anlamında atılabilecek adımların belirlenmesidir..
MAHKUMLARIN OY HAKKI AİHM’NİN SÖYLER v. TURKİYE KARARI İLE YÜKSEK SEÇİM KURULU KARARI IŞIĞINDA
1 MAHKUMLARIN OY HAKKI AİHM’NİN SÖYLER v. TURKİYE KARARI İLE YÜKSEK SEÇİM KURULU KARARI IŞIĞINDA RIGHT TO VOTE OF PRISONERS ACCORDING TO THE DECISION OF ECHR OF SOYLER V. TURKEY AND TURKISH HIGH BOARD OF ELECTION, 2014
Özet: Bu çalışmada, mahkumların oy hakkı ele alınmakta ve kısıtlanmasının esasları üzerinde durulmaktadır. Konunun incelen- mesinde, 2013 yılı içerisinde üç ay ara ile çıkan iki farklı karara daya- nılmaktadır. Kararlardan birisi AİHM’nin 17 Eylül 2013 tarihli Söyler v. Türkiye kararı, diğeri Türkiye Yüksek Seçim Kurulunun 31 Aralık 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 21 Aralık 2013 tarihli kararıdır. Her iki karar, iç hukukumuz ile karşılaştırmalı hukuktaki son gelişmeler ışı- ğında ele alınmaya çalışılmaktadır. Abstract: In this study, we examine the right for prisoners to vote and analyse the restrictions placed upon the exercise of this right. We will study two judgments held in 2013 taken from cases decided within three months of each other. They are the decisons of the Soyler v Turkey case, held by the ECHR on the 17th of September 2013, and the Turkish High Board of Election’s decision published in the Official Gazette on the 31st of December 2013. Both decisions are examined in the light of Turkish domestic law and the latest impro- vements in comparative law.
HÜKÜMET SİSTEMLERİ (UYGULAMALAR VE KARŞILAŞTIRMALAR)
Nobel Yayınevi, 2019
Hükümet sistemlerinin ülke örnekleriyle birlikte anlatıldığı bu kitapta, dokuz ülke anayasasının ve ilgili mevzuatların Türkçeye çevrilmesiyle elde edilen bilgilerin okuyuculara aktarılması amaçlanmıştır. Başkanlık, Parlamenter ve Yarı başkanlık sistemlerinin yanı sıra, Türkiye’de 24 Haziran 2018 genel seçimleri ile birlikte uygulanmaya başlananCumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi de çalışmada yer almaktadır. Türkiye’nin bu yeni devlet sisteminin diğer sistemlerden farkları ve sistemin siyasal istikrar ile temsilde adalet üzerindekiolası etkilerine de kitapta yer verilmiştir. Sadece karşılaştırmalı siyaset, siyaset bilimi ve kamu yönetimi alanlarında çalışmalar yapan akademisyen ve öğrencilerin değil; aynı zamanda ülke yönetimlerine ilgi duyan tüm okuyucuların yararlanabileceği bir kaynak olacağı düşünülmektedir.
BİR İNSAN HAKKI OLARAK HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULARIN " EŞ
Hükümlü ve tutuklular ceza infaz kurumlarına girdikten sonra, işin doğası gereği birçok özgürlüğü sınırlanmaktadır. Bunlardan biri de dış dünya ile olan ilişkilerdir. Bu çerçevede, Türkiye'de de üçüncü dereceye kadar aile üyesi ve eşi gibi oldukça sınırlı sayıda kişi ile görüşme hakkı verilmektedir. Bu görüşmeler haftada, bir saate kadar kapalı ya da açık ziyaret şeklinde ya da belli koşullar altında mazeret veya özel izin çerçevesinde yapılabilmektedir. Türkiye'de tutukluluk süreleri suçun niteliğine göre 3 yıla kadar uzayabilmektedir. Hüküm giyilmesi durumunda yıllarca aile ilişkileri kesilebilmektedir.
HÜKÜMET PROGRAMLARI ve KALKINMA PLANLARI ÇERÇEVESİNDE ‘‘KATILIM HAKKI’’
Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi
Toplumların yerleşip barınma, çalışma, dinlenme gibi temel ihtiyaçlarını karşıladıkları alan kent olarak tanımlanmaktadır. Burada yaşayan ve bu ihtiyaçlarını gideren insanlar da kentli olarak bazı haklara sahiptir. Kentli hakları, kentte yaşayan insanların hem insan olmasından kaynaklı sahip olduğu temel insan haklarını hem de o kent ile ilgili çevresel ve kentsel hakları kapsamaktadır. Bu haklardan katılım hakkı ise, kentlilerin kent ile ilgili her türlü konuda söz hakkının olması gerekliliğini ifade etmektedir. Kentli haklarının temeli Avrupa Kentsel Şartı-I ve Avrupa Kentsel Şartı-II’ de atılmıştır. Bu iki uluslararası belge kentli hakları konusunda başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünya ülkelerine rehberlik etmiştir. Bu çalışmada tam da buradan hareketle kentliler için önemli bir hak olan katılım hakkı konusu bu önemli iki belge çerçevesinde tanımlanmış, devamında ise Türkiye özelinde hükümet programları ve kalkınma planlarında bu hakkın nasıl yer aldığı ele alınmıştır.
ANONİM ORTAKLIK GENEL KURULUNDA KULLANILAN "OY"UN HUKUKİ NİTELİĞİ
İstanbul Hukuk Mecmuası, 2009
Tüzel kişiliğe sahip olan anonim ortaklıkların iradesi genel kurulda alınan kararlar vasıtasıyla oluşur. Pay sahipleri veya onların temsilcilerinden olusan genel kurulda kararlar, katılanların kullandıkları oyların bir araya gelmesi ile alınır ve alınan karar ortaklığın irade beyanı olarak hem bütün pay sahiplerini hem de diğer organları bağlar. Bu yönüyle genel kurul kararı, tek taraflı bir hukuki işlem niteliğindedir. Oy hakkını haiz pay sahibinin genel kurulda oylaması yapılan konudaki iradesini açığa vuran “oy” da bu anlamda bir irade açıklamasıdır. Tek bir oyun içindeki irade açıklamasının bir hukuki sonucu vardır: O da, pay sahibinin ilgili konudaki arzusunun olumlu, olumsuz ya da çekimser bir sekilde ortaya konulmasıdır. Bunun yanında, pay sahibinin dışa açıkladığı bu irade beyanına kanunda –karara muhalif kalan pay sahibinin iptal davası açma hakkı, yönetim kurulunun ibrası yönünde oy kullanan pay sahibinin sorumluluk davası açamaması gibi- başka sonuçlar da bağlanmıştır. Pay sahibi oy hakkını kullanarak yenilik doğuran bir irade açıklamasında bulunmaktadır. Bu bağlamda anonim ortaklık genel kurulunda kullanılan oyun hukuki niteliği de, tek taraflı ve yöneltilmesi/varması gerekli sarih irade beyanını gerektiren, yeni bir hukuki durum yaratan bir hukuki islem olarak tespit edilmekte ve bu yönüyle genel kurul kararından bağımsızlaşmaktadır. Bu yönüyle “oy”un hukuki işlem olmasının özel anlamı ve buna ilişkin kendisine has hukuki sonuçları vardır.