Türki̇ye’De Cumhurbaşkanliği Hükümet Si̇stemi̇ni̇n Yasama, Yürütme, Yargi Organlari İle Taşra Ve Yerel Yöneti̇mlere Etki̇leri̇ni̇n Değerlendi̇ri̇lmesi̇ (original) (raw)

Türki̇ye’De Yerel Yöneti̇mleri̇n Uluslararasi Faali̇yetleri̇: Uluslararasi Kuruluşlara Üyeli̇kler Üzeri̇nden Bi̇r Değerlendi̇rme

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2020

The main aim of the present study was to examine the increasing activities in the international relations of local governments in Turkey in recent years. Research Questions In line with the purpose of the study, the answers to questions "What are the reasons for being a member of international organizations?", "Does it need to be a member of more international organizations?", "Are you a part/ stakeholder of the international organization you are a member of?", "Which is the most effective international organization?" "What benefits do you think the memberships to these organizations bring?", "Are there any disadvantages of being a member of international organizations? " and "What are the difficulties in memberships to international organizations?" were sought.

Türki̇ye’ De Kri̇z Ve Afet Yöneti̇mi̇ Mevzuatinin Değerlendi̇ri̇lmesi̇

2017

Ulkemiz,deprem ve sel gibi dogal afetlere surekli olarak maruz kalan ve bunlardan buyuk zarar goren bir konumdadir. Ayni sekilde ekonomik olaylar, teror, trafik kazalari ve buyuk is kazalari gibi olaylar da kriz ortamlari meydana getirebilmektedir. Soz konusu kriz ve afetlerden dolayi can ve mal kayiplari meydana gelebilmektedir. Kriz ve afet oncesi, ani ve sonrasinda meydana gelebilecek kayiplarin en aza indirgenmesi ise etkin bir kriz ve afet yonetim sisteminin kurulmasi ile mumkun olabilir. Bu calismada ulkemizdeki kriz ve afet yonetimi mevzuati genis bir sekilde incelenmistir. Konu ile ilgili anayasa, kanun, yonetmelik ve tuzuk maddeleri detayli bir sekilde verilmistir.Calisma sonucunda, etkin bir kriz ve afet yonetimi icin degerlendirmeler yapilmistir.

Türki̇ye’De Parlamenter Si̇stemde Düzenleyi̇ci̇ Etki̇ Anali̇zi̇ Uygulamalari Ve Cumhurbaşkanliği Hükümet Si̇stemi̇ndeki̇ Geleceği̇

Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi

Kamu politikası analizi yöntemlerinin danışma ve katılım mekanizmalarıyla birlikte mevzuat hazırlık sürecine uygulanması olan düzenleyici etki analizi (DEA), Türk idari sistemine politika transferi şeklinde gelmiştir. Bu çalışmada ilgili resmi raporlar, mevzuat ve literatür incelenerek DEA'nın nasıl uygulandığı ve gelecekte ne ölçüde uygulanabileceği tartışılmaktadır. Parlamenter Sistem içinde 2007 yılından itibaren kanun tasarıları hazırlıklarında kamu idareleri için DEA zorunlu hale gelmiş olmasına rağmen nicelik ve nitelik olarak öngörülen sonuçlara ulaşılamamıştır. 2018 yılında uygulanmaya başlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde ise sadece milletvekilleri kanun teklif etmeye yetkilidir ve mecburi DEA söz konusu değildir. Mevcut hukuksal ve siyasal yapı içinde kanun taslakları muhtemelen yine idare tarafından hazırlanacak ve milletvekilleri tarafından teklif edilecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde DEA uygulanması ise zayıf bir ihtimaldir.

Türki̇ye’ De Yerel Yöneti̇mlerde Kri̇z Ve Afet Yöneti̇m Çalişmalarinin Mevzuat Açisindan Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Selçuk Üniversitesi Sosyal ve Teknik Araştırmalar Dergisi, 2016

Afetler, insanlık tarihi boyunca dünyamızda meydana gelen en yıkıcı olayların başında gelmektedir. İnsan nüfusundaki hızlı artış, doğanın insanlar tarafından tahrip edilmesi, plansız kentleşme, teknolojik gelişmelerle hızlı sanayileşmenin çevreye ve doğaya verdiği yoğun zarar gibi nedenlerle sayıları ve oluş sıklıkları sürekli artan afetler, şiddetine göre bir ülkenin ekonomik, mali ve sosyal yapısını çok ciddi şekilde etkileyebilmektedir. Ülkemizde kriz yönetimi farklı kriz türlerinin var olmasına rağmen, sadece afet yönetimi üzerinde odaklanmasından dolayı, çeşitli siyasi, sosyal ve ekonomik krizlerde tıkanmalara ve sorunlara yol açmaktadır. Türkiye, afetlere en çok maruz kalan ve afetlerden büyük zarar gören ülkeler arasında yer almaktadır. Bunun sonucu olarak da doğal afetler, ülkemizin değişmez gerçekliklerindendir. Özellikle depremler ve diğer doğal afetler ülkemizin büyük bir kısmını halen tehdit etmeye devam etmektedir. Afet öncesi çalışmalar zararlardan korunmanın en önemli adımıdır. Kayıpların büyük olmasının ana nedenlerinden birisi kentleşme politikalarının yetersizliğidir. Kentlerdeki nüfus yoğunluğunun fazla olmasının yanı sıra yerleşim ve yapılaşma kararları verilirken çeşitli sebeplerden dolayı, güvenlik önceliğinin ihmal edildiği de görülmektedir. Bunun yanında, yeterli afet bilincine sahip olunmaması ve ekonomik nedenlerle afet yönetimine yeterli kaynak ayrılmaması, afetlerin bu ülkeleri çok daha yıkıcı düzeyde etkilemesine sebep olmaktadır. Bu çalışmada ülkemizdeki kriz ve afet yönetimi mevzuatı ve çalışmaları yerel yönetimler açısından incelenmiştir. Kamu yönetim sistemi içerinde bulunan kuruluşların kriz ve afet yönetimine yaklaşımları belirtilmiştir. Çalışma sonucunda etkin bir afet yönetimi için değerlendirmeler yapılmıştır.

Türki̇ye’De Si̇yasal Kri̇zleri̇n 1982 Anayasasi Ve Cumhurbaşkanliği Üzeri̇nden Değerlendi̇ri̇lmesi̇

DergiPark (Istanbul University), 2022

Birey-devlet ilişkisini ve devlet kurumlarının işleyişini düzenleyen anayasalar siyasal, sosyal ve ekonomik yaşamı şekillendiren temel normlardır. 1982 Anayasası'yla benimsenen parlamenter sistemde yürütme organının Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık makamı olmak üzere düalist yapı üzerine inşa edilmesi, Türk siyasal hayatında yaşanan çeşitli siyasal sorunların ve krizlerin nedenini oluşturmaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçim süreçleri öncesi ve sonrası yaşanan sorunlar ve yürütmenin iki başlılığı üzerinden ortaya çıkan yetki çatışmaları Türk siyasal hayatında yaşanan siyasal krizlerin en somut örnekleri arasındadır. Bu doğrultuda çalışmada, 1982 Anayasası sonrası Evren, Özal, Demirel, Sezer, Gül ve Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı dönemlerinde yaşanan yetki çatışmalarının neden olduğu sorunlar ele alınmıştır. 1982 Anayasası'nın yürütme kanadının sorumsuz ve sembolik makamı olan cumhurbaşkanlığı makamının güçlü yetkilerinin neden olduğu siyasal kriz potansiyeli tartışılmıştır. 2017 yılı sonrası anayasa değişikliğiyle Başbakanlık makamının kaldırılması sonrası, cumhurbaşkanlığı makamıyla birlikte yürütmenin ikili yapısından kaynaklanan yetki çatışmalarının son bulduğuna, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın belirleyiciliğinin artmasıyla vesayet makamlarının etkisini yitirdiğine ve yeni krizlerin yaşanması ihtimaline son verildiğine ulaşılmıştır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemleri kullanılmış olup doküman analizi yapılmıştır.

Türki̇ye’De Diş Deneti̇m Mevzuati Ve Kamu Mali̇ Yöneti̇mi̇ne Yansimalari

M U Iktisadi ve Idari Bilimler Dergisi, 2017

Kamuda bütçeleme ve bütçelemenin bir aşaması olan denetim alanında dünyada yaşanan gelişmeler, Türkiye' de kamu mali yönetimi ve denetim sisteminde esaslı değişimlerin yaşanmasına zemin hazırlamıştır. Bir denetim türü olan dış denetim alanında 1982 Anayasası'ndan sonra ilk esaslı mevzuat değişikliği, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile yaşanmıştır. 5018 Sayılı Kanun sayesinde şekillenen yeni kamu mali yönetim sistemi ile uyum içinde hareket edecek dış denetim sürecinin temelleri de aynı kanun ile atılmıştır. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile dış denetim alanındaki mevzuat revizyonu, 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu ile detaylandırılmış ve tamamlanmıştır. Bu çalışma, dış denetim alanında Türkiye' de yaşanan mevzuat değişikliklerine eski ve yeni kanunların karşılaştırmalarını yapmak suretiyle detaylı olarak yer vermekte; mevzuat değişikliklerinin kamu mali yönetimine yansımaları ile literatüre katkı sağlamayı amaçlamaktadır.

Türki̇ye’De 6360 Sayili Yasa Kapsaminda Yerel Kalkinmanin İncelenmesi̇

2022

Türkiye'de yerel yönetimlerin çağa uyum sağlaması ve gelişmesi adına bazı çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmaların biri de 6360 Sayılı "On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''dur. Çalışmada 6360 sayılı yasa sonrasında büyükşehir belediyelerinde yaşanan değişim ve dönüşüm yerel kalkınma kapsamında incelenmiştir. Bu doğrultuda belirli kriterlere göre seçilen illerde görev yapan vali, kaymakam ve belediye başkanlarının yerel kalkınmaya yönelik bakış açılarını ortaya koymak amacıyla anket yöntemi uygulanmıştır. Katılımcıların yerel kalkınmaya yönelik bakış açıları görev yaptıkları illere göre farklılık göstermektedir. Çalışmanın amacı katılımcıların yerel kalkınmaya yönelik bakış açılarının görev yeri değişkeni özelinde ele alınmasıdır.