Şair Hocalar... (original) (raw)

Hoca Tahsi̇n Efendi̇’Ni̇n Hey’Et İlmi̇ Üzeri̇ne Bi̇r Manzumesi̇

Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2018

Divan şiiri, insana dair her ayrıntıyı ihtiva eden çok zengin bir şiir geleneğidir. Bu gelenek ilimden beslenir. Divan şairleri, aynı zamanda birer âlim ve muhtelif mesleklere sahip kişilerdir. Divan şiiri ve ilim arasındaki ilişki birbirini tamamlamak seviyesini geçerek ayniyet derecesi de gösterebilir. Öyle ki Osmanlıda hemen her âlim bir tarafıyla şair, her şair de bir ölçüde âlimdir. Bu yönüyle bakıldığında, kaleme alınan her bir edebî eserde ilmî unsurlarla karşılaşmak; her bir ilmî eserde de edebî ürünlere rastlamak mümkündür. Şairler, sahip oldukları birikimi edebî eserlerine özellikle de divanlarına büyük bir titizlikle nakşetmişlerdir. Bununla birlikte, yazdıkları ilmî eserlerde de pek çok manzum parçalara yer vermişlerdir. Şiirlerdeki bu ilmî birikimi ve ilmî eserlerdeki manzum parçaları tespit etmek, divan şiirinin anlam dünyasının zenginliğini gösterme açısından önemlidir. Hoca Tahsin Efendi, Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşamış önemli fikir adamlarındandır. Çeşitli bil...

İbn Sînâ'nın Hocaları

Bingöl Üniversity Journal of Social Sciences Institute, 2017

X-XI. yüzyıllarda Orta Asya’nın (Buhara, Semerkant, Gürgenç) ve diğer Doğu ülkelerinin farklı kültür ve bilim merkezlerinde çok sayıda seçkin âlim ve hekim yaşamış ve bilimsel faaliyetlerini sürdürmüştür. İbn Sînâ, onlarla sürekli irtibat halinde bulunarak bazılarından çeşitli dersler almış (veya eserlerinden yararlanmış), bazılarıyla bilimsel tartışmalara girmiş, bazılarına ise bizzat kendisi ders vermiştir. Bu makalede dünyaca ünlü Türk-İslâm hekim-bilgini Ebû Ali ibn Sînâ’nın bilimsel mirası genel bir biçimde incelenmiş, özellikle Tıpla ilgili temel eseri olan “el-Kânun fî’t-Tıbb” merkezli bir analiz yapılmıştır. İbn Sînâ’nın Tıp alanındaki hocalarının hayatı, eserleri ve Bilim Tarihine sundukları üstün hizmet ve katkılar konusunda bilgi verilmiştir. Makalede, ayrıca, İbn Sînâ’nın Orta Asya Tıbbının büyük temsilcileriyle, özellikle Buhara ve Semerkant’lı hekim-bilginlerle bilimsel ilişkileri ele alınmış ve onların eserlerinin “el-Kânun fî’t-Tıbb” üzerindeki etkileri gözden geçirilmiştir. Böylece, hem İbn Sînâ’nın hem de onun selef ve çağdaşlarının Tıp Biliminin farklı disiplinlerine katkıları ve bu bilim alanının gelişiminde üstlenmiş oldukları tarihsel rol ortaya konmuştur.

Hoca Dehhânî Divanı

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2018

Hayatı hakkında çok az bilginin bulunduğu, hatta hangi asırda yaşadığı bile tam olarak tespit edilemeyen Hoca Dehhânî’nin 1 kaside ve 7 gazelden başka elde şiirleri bulunmamaktaydı. Hayatı ve edebî şahsiyeti hakkında verilen bilgi ve varılan kanaatlerin bir kısmı bu az sayıdaki şiire dayanıyordu. 2017 yılının yaz aylarında neşredilip okuyucular ve araştırmacıların istifadesine sunulan Hoca Dehhânî Divanı, Kütahya Dumlupınar Üniversitesinden Doç. Dr. Ersen ERSOY ve Marmara Üniversitesinden Doç. Dr. Ümran AY’ın ortak çalışması.Neşrini merakla beklediğimiz divan hakkında araştırmacılar Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi’nin 15. sayısında (2015) Hoca Dehhânî Hakkında Yeni Bilgiler adıyla bir makale yayımlamışlardı.

Dinî Miras ve Siyasî Çekişmeler: Doğu Türkistan’da Sûfî Hocalar

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, 2024

Doğu Türkistan, özellikle Yarkend Hanlığı döneminde önemli bir tarihsel süreç yaşamıştır. Bu hanlık, günümüzde Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak bilinen ve Doğu Türkistan adıyla anılan bölgeyi kontrol etmiş; Kaşgar, Yarkend ve Hoten gibi önemli şehirleri bünyesinde barındırmıştır. Yarkend Hanlığı, aynı zamanda İslam kültürü ve bilimlerinin merkezi haline gelmiş, medreseler, camiler ve kütüphanelerle donatılmıştır. Bu dönemde, Yarkend Hanlığı bölgedeki diğer Türk-Müslüman devletlerle sıkı ilişkiler kurarak, siyasi ve askeri ittifaklar oluşturmuş ve böylece varlığını güçlendirmiştir. Ancak, zaman zaman Moğol kabileleri ve Çin İmparatorluğu gibi dış tehditlerle de mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu çalkantılı dönem, Doğu Türkistan’ın tarihsel ve kültürel mirasının şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bu tarihsel zenginlik ve kültürel çeşitliliğin yanı sıra, Doğu Türkistan’ın dini liderleri de bölge üzerinde derin etkiler bırakmışlardır. Mahdûm-ı Azam Hoca Ahmed el-Kâsânî, 16. yüzyıl Doğu Türkistan’ında, Nakşibendî tarikatının Kâsânîyye kolunun lideri olarak ön plana çıkmış bir Sufî liderdir. Bu rolüyle bölgesel dinî ve siyasî yapılar üzerinde derin etkiler bırakmış, dinî öğretileri ve kültürel yenilikleri aracılığıyla sosyal ve ekonomik hayata yön vermiş, aynı zamanda, bölgenin dinî ve sosyal dokusunda köklü değişiklikler yapmayı başarmıştır. Kâsânîyye Tarikatı, Hoca’nın geniş aile yapısı ve sadık müritleri sayesinde geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Kâsânî’nin on üç oğlu ve dört eşi, tarikatın etkilerinin aile içinde ve bölgesel olarak hissedilmesine önayak olmuştur. Bu yayılım, Mahdûm-ı Azam ve onun çocukları aracılığıyla çeşitli dinî ve siyasî rollerin üstlenilmesiyle pekişmiştir. Özellikle, Hoca İshak gibi figürler tarikatın manevî yüceliği ve liderliğini güçlendirerek, sosyal ve kültürel yapılar üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Mahdûm-ı Azam’ın ölümü, miras üzerindeki iktidar mücadelesini tetiklemiş, özellikle farklı annelerden olan iki oğlu arasında sert bir rekabete yol açmıştır. Bu rekabet, Akdağlı ve Karadağlı Hocalar Cemaati olarak bilinen fraksiyonlar arasında bir ayrım oluşturarak, bölgesel dinî ve toplumsal yapılara yön vermiştir. Yarkend Hanlığında yaşanan sürtüşmeler, sosyal yapı üzerinde derin etkiler bırakmıştır. İki cemaat lideri arasındaki iktidar mücadelesi, siyasî ve dinî liderlik konusunda çekişmelere sebep olmuş, toplumsal ve dinî grupların daha da ayrışmasına neden olmuştur. Bu süreç, cemaatler arası çatışmalarla bölgenin genel istikrarına zarar vermiş, Yarkend Hanlığının sosyal ve siyasî dengelerini önemli ölçüde etkilemiştir. Rekabet ve çatışmalar, hanlığın son dönemlerinde önemli bir etkiye sahip olmuş ve bölgeyi istikrarsız bir döneme doğru yöneltmiştir. Bu iç çekişmeler, bölgenin Cungarların ve daha sonra Çin’in müdahalesine açık hale gelmesine neden olmuş, bu durum Yarkend Hanlığının sonunu getirmiştir.

Şu’Arâ Hocasi Mâder-Zâd Bi̇r Şâi̇r:Zâtî

2014

Zâti, XV. yuzyilin sonu ve XVI. yuzyilin ilk yarisinda yasamis unlu bir sairdir. Yazdigi manzum ve mensur eserlerle taninmis, doneminin onde gelen sairlerindendir. Kolay siir yazan ve siir teknigini iyi bilen bir sair olarak bilinir. Turk edebiyatinda en fazla gazel yazan sairlerdendir. Zâti, kaynaklarda sairler hocasi olarak anilir ve kendisinden ovgu ile bahsedilir. Onun ogrencilerinden biri, unlu sair Bâki’dir. Bir diger unlu ogrencisi de Gul u Bulbul mesnevisiyle taninan sair Kara Fazli’dir. Onun Bayazid cami avlusundaki kucuk dukkâni siirlerin okundugu, konusuldugu ve siir tartismalarinin yapildigi akademik bir muhittir. Hayali Bey ve Taslicali Yahya da bu dukkâna gelen sairlerdendir. Kivrak bir zekâya, guclu bir siir yetenegine sahip olan Zâti, rindmesrep ve nuktadan bir kisidir. O, anadan dogma sair yaratilisli, ayni zamanda cok boyutlu ve cok yonlu biridir. Boyle bir yetenegin ortaya cikmasindaki en buyuk etken, suphesiz sahsi kabiliyetidir. Daha bircok ozelliklere sahip ola...