“The Life of Mahomet” adlı eserı̇ çerçevesı̇nde Sir William Muir’in siyere bakışı (original) (raw)

Siyer-i Nebî İslâm Tasvir Sanatında Hz. Muhammed’in Hayatı” Adlı Eser Üzerine Bir İnceleme

Siyer Araştırmaları Dergisi

İslam’da tasvirin câiz olup olmadığı, nelerin resmedilip nelerin resmedilemeyeceği meselesi âlimler tarafından uzun yıllardır tartışılagelmiş fakat üzerinde ittifak edilememiş bir konudur. Kimi âlimler yasağın sadece mücessem varlıkları kapsadığını söylerken, kimi âlimler ise mürtesem varlıkları da kapsadığı görüşünü benimsemiştir. Bu hususta en önemli ve çok tartışılan kısım, Hz. Peygamber’in sûretinin resmedilip resmedilemeyeceğidir. Tasvir konusunda bir ittifak bulunmadığı için kimi zaman nakkaşlar tarafından Hz. Muhammed’in yüzü açık bir şekilde tasvir edilirken, bazı dönemlerde ise nikâblı bir şekilde tasvir edilmiştir. Hz. Peygamber’in hayatına dair bazı olayların tasvirini çeşitli tarih kitaplarında görmekteyiz. Fakat bunlar genellikle birkaç sayfadan oluşan, kronolojik olmayan hatta bazen kurmaca olayların tasvirleridir. Kronolojik bir sıra takip edilerek Hz. Peygamber’in hayatının anlatıldığı ilk örnek, Mustafa ed-Darîr tarafından kaleme alınan Siyer-i Nebî kitabıdır. Kitab...

15. Yüzyilda Yazilmiş Mensur Bi̇r Akâi̇d-Nâme Örneği̇: Yėgen Mahmûd’Un Envâru’L-Kulûb’Ü

Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2017

Şeyh Bedreddin’in (ol.1420) muritlerinden olan Y ė gen Mahmud tarafindan 15. yuzyilda yazilan Envâru’l-Kulub, Islamin temel esaslarini anlatan mensur bir akâid-nâmedir. Eser; “Allah, Kur'ân-i Kerim, huruf-i mukatta’ât, Hz. Muhammed, iman, namaz, zikir, akil, nefis ve vesile” olmak uzere on bâbdan olusur. Her bâb, yazar tarafindan ilgili ayetlerin tefsiri yapilarak aciklanmistir. Harekeli nesihle 187 varak, 15 satirdan olusan eserin yazari Y ė gen Mahmud hakkinda kaynaklarda bir bilgiye rastlanilmamistir. Ayni sekilde eserin telif/istinsah tarihi hakkinda da bir bilgi yoktur. Kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanilmamissa da yazarin seyhinin Şeyh Bedreddin (ol.1420) olmasindan hareketle eserin 15. yuzyilda yazildigini soylemek mumkundur. Eser, 14-15. yuzyillarin dini ve siyasi yonuyle one cikan sahsiyetlerinden Şeyh Bedreddin’in muritlerinden biri tarafindan kaleme alinmasi ve iceriginde temel dini konulara yer verilmesi bakimindan onemlidir. Envâru’l-Kulub, harekeli bir Eski...

Biyografik Tarih Yazımı İçinde Siyer (The Life of the Prophet in Historiography Based on Biographies)

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2013

Hz. Muhammed'in biyografisi için kullanılan siyer, İslam tarih yazıcılığının temelini oluşturur. Bu sebeple İslam geleneğinde biyografi, Batı literatüründeki tarihle ilişkisine nispetle, daha ziyade tarih yazımının bir parçası olarak görülmüştür. Bu çalışma, tarih yazımı çerçevesinde biyografi türünün Batı geleneği içindeki gelişimini ve ona eşlik eden metodolojik problemleri ele almakla; bununla birlikte bu problemlerin, tarihçilerin yüzyüze geldiği benzer problemlerin bir uzantısı olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışmada, Batı'da biyografinin gelişimi ve bu dal etrafındaki tartışmalar, İslam tarih yazıcılığındaki durumla karşılaştırılmış; ardından biyografiyle ilgili problemlerin siyer yazımı açısından anlamı değerlendirilmiştir. Siyerin odağındaki kişinin (Hz. Peygamber) tabiatı gereği siyer yazarlarının objektif olamayacağı ileri sürülmekle birlikte, tarihçilerin ellerindeki belli yöntemlerin yine de kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Sirat, Prophet Muhammed's biography, is the starting point on which Islamic historiography is based upon. This has caused the biographic genre to be seen more a part of historiog- raphy in the Islamic tradition, especially when compared to the genre's relation with history in the Western literature. This article explores the development of the biographic genre in the Western tradition within the framework of historiography and highlights the methodological problems attributed to it. These problems, however, are shown to be an extension of similar prob- lems facing historians. The development of and the discussions around biography in the West are also compared to the case in the Islamic historiography. The problems attributed to biography are then extended to their implications for Sirat writing and it is proposed that due to the nature of the person around which this biography tradition has developed, it would be impossible to ap- proach the subject objectively, although certain methods available to historians could still be used.

İSTEM.15.2010_“KUMANDAN” OLARAK PEYGAMBER [Hz.] MUHAMMED: Birinci Dünya Savaşı Öncesinde Osmanlılar’da Siyer Yazıcılığı -The Prophet Muhammad As An Exemplar In War: Ottoman Views On The Eve Of World War I -Gottfried HAGEN, Çev.:Dr. Gülgûn UYAR - (S.321-343)

Birinci Dünya Savaşı arefesinde Osmanlı İmparatorluğu ıslahat dolu bir yüzyılı geride bıraktı. Yeni aydın sınıf, artan bir şekilde günün sosyal durumunun meşrûiyetini sorguladı. Hazreti Muhammed örneği bu hususta fevkalâde önemlidir. Söz konusu metinlerin çoğu Jön Türkler dönemi, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı’nın sıkıntılı yıllarında yazıldı veya en azından basıldı. Müzakere edilen zaman diliminde Hazreti Muhammed’in hayatına ilişkin bir çok farklı yaklaşımlar ve yorumlar mevcuttur. Meselâ asker Ahmed Refik, Hazreti Muhammed’i mükemmel asker ve ordu komutanı olarak tasvir etti. Siyâsî reformun gerçekleştirilmesi için Gustave Le Bon’un psikolojisine başvurmayı isteyen Celâl Nuri, okuyucularına tamamen aynı maksatla Araplar’ın ihtiyaçları ve dînî meyilleri ile mahâretle oynayan bir Hazreti Muhammed gösterdi. Ahmed Hilmi, Allah’a yaklaşmaya gayret eden ve Allah’ın emirlerini onun kullarına ileten dindar adam portresi çizdi. Daha küçük bilimsel incelemelerde, özellikle Musâhibzâde Mehmed Memdûh ve Ahmed Refik’in eserlerinde Peygamber örneği Osmanlı askerini harekete geçirmek ve teşvik etmek için kullanılmıştır. On the eve of World War I, the Ottoman Empire looked back at a century full of innovation. A new class of intellectuals increasingly questioned the legitimacy of the social state of the day. The example of the Prophet Muhammad is very important in this respect. Most of the texts were written or at least published in the troubled period characterized by the Young Turks revolution, the Balkan Wars and World War I. It has been seen that many different approaches to and İnterpretations of the life of the Prophet Muhammad were current in the period under discussion. For example the soldier Ahmed Refik, portrayed Prophet Muhammad as the perfect soldier and military commander. Celal Nuri, who wanted to apply the psychology of Gustave Le Bon for the good of political reform, showed his readers a Muhammad who skillfully played with the needs and religious desires of the Arabs for exactly the same purpose. Ahmed Hilmi depicted the pious man who strove to come close to God and who was charged with bringing the commands of God to his people. It is in the smaller treatises that the example of the Prophet is used to mobilize and agitate the Ottoman soldier, especially works by Musahibzade Mehmed Memduh and Ahmed Refik.

"Müsteşr kler ve S yer-Neb " "Müsteşrikler ve Siyer-i Nebi" Çağdaş İngiliz Müsteşrik Montgomery Watt'ın Yöntemi Üzerine Mukayeseli Bir Araştırma -I

-1-Öncel kle, kültür sev yes ne olursa olsun b r Müslüman'ın s yer n ver ler n kullanma durumunda olduğunu düşünmem z gerek r. Bu ver ler kend s ne, bazısı zayıf bazısı şüphel olab len tar hî r vayetler ve haberlerle doğrudan ulaşmamıştır. Hatta bazı Müslümanlar hayatlarında Hz. Muhammed (sas) le lg l tek b r tar h k tap okumamıştır. Bu b lg ler Kur'an, Had s ve manî tecrübes le Resulullah'ın (sas) s yer n güzelce b lmes , çt ma b lg -genel kültür le gen ş ve detaylı b r tecrübe, b r nes lden d ğer ne aktarılan zamansal b r takl t ve Resulullah'ın (sas) hayatına duyulan takd r ve yakınlık h ss net ces nde, ona ancak akan suların b r nehr oluşturması g b canlı b r yolla gelm şt r.

Muhammed Teymûr’Un Fî’L-Ki̇târ* İsi̇mli̇ Kisa Öyküsünün Farkli Çevi̇ri̇leri̇ni̇n Karşilaştirmali Olarak Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2017

Çeviri eleştirisi, kaynak metin ile hedef dile çevrilmiş metnin karşılaştırmalı olarak çözümlenmesidir. Karşılaştırmalı çözümlemedeki amaç 'hata avcılığı' yapmaktan ziyade, çevirmenlerin kullandıkları stratejiler, normlar hakkında genellemeler yapabilmektir. Bu çalışmada Muhammed Teymûr'un Fî'-l Kitâr ‫القطار(‬ ‫)في‬ isimli kısa öyküsünün Rahmi Er, Musa Yıldız ve Erdinç Doğru tarafından dilimize aktarılmış çevirileri yeterlilik ve kabul edilebilirlik bağlamında karşılaştırmalı çözümleme yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Kaynak metinden seçilen kesitlerin incelenmesi sonucunda çevirmen tercihlerine, çevirilerin hedef veya kaynak metin odaklılığına dair bir takım sonuçlara varılmıştır.

Cemâat-İ İslâmî’De Si̇yaset Üzeri̇ne Yapilan Mülahazalarin Mevdûdî Perspekti̇fi̇nden İncelenmesi̇

Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2018

Cemâat-i İslâmî'ye göre siyaset, dini ikame etmek için yerine getirilmesi gereken bir araçtır. Bu amaçla Hindistan'da kurulan Cemâat-i İslâmî, Hz. Muhammed'in oluşturduğu toplum modelinde yeni bir cemaat oluşturmayı gaye edinmiştir. Bu anlayış ve metot çerçevesinde bireyler öncelikle zihni ve ahlaki yönden yetiştirilmeliydi. Bireylerde gerçekleşen bu değişim ve yenilik örnek bir Müslüman toplumun gerçekleşmesine vesile olacaktı. Ancak Cemâat-i İslâmî Pakistan'a geçtiğinde hareket metodunu değiştirdi. Cemâat'in bu yeni metodu Cemâat içerisinde birçok tartışma ve itirazlara konu oldu. Cemâat-i İslâmî'nin siyasete girmesi etik bulunmadı ve onun, daha çok ahlaki eğitim üzerinde yoğunlaşması gerektiği şeklinde düşünüldü. Cemâat-i İslâmî içerisinde yapılan bu münazaraları değerlendirmek, onun siyaset anlayışını ortaya koymak bakımından önemli bir yer teşkil etmektedir. Bu makalede Cemâat-i İslâmî'nin siyaset anlayışı, Pakistan'da Cemâat-i İslâmî'nin metot ve yönteminde yapılan bu değişikliklere yöneltilen eleştirilere karşı, Mevdûdî'nin müdafaası ile birlikte değerlendirilerek ele alınmıştır.

Sirru’l-Mahşer Adlı Eserde Geçen Bazı Rivâyetlerin Değerlendirilmesi

Uluslararası ZAP HAVZASI ULEMASI Sempozyumu, 2018

Hakkari ilinin koçerlerinden olduğu söylenen Feqî Reşîd’in Kürtçenin Kurmancî lehçesinde manzum olarak hazırladığı Sirru’l-Mahşer adlı eseri/risalesi, Türkiye’de yaşayan Kürtler arasında -özellikle de medreselerde- pek meşhurdur. Yirmi dört başlıktan oluşan eserde, öğüt ve nasihatlerin yanı sıra dünya hayatının yerilmesi, kıyametin büyük alametleri, cehennemin mahşer alanına getirilmesi, hesap gününde tartının konulması ve sahabenin mahşerde Müslümanlara yapacakları yardımlar, amellerin tartılması ve tüm insanların Kudüs’te toplanacakları konuları ele alınmıştır. Ayrıca Hz. Peygamberin ümmetinin kıyamet gününde on grup halinde mahşer alanına gelecekleri ve bunlardan sadece bir grubun hesapsız ve sorgusuz cennete girecekleri, geriye kalan diğer dokuz grubun ise cehenneme girdikten sonra Hz. Peygamberin şefaati sayesinde cennete girecekleri anlatılmıştır. Son olarak da eserin, mümin kardeşlerine bir hediye olsun diye gece gündüz uğraşılarak hazırlandığı belirtilmiş ve kendisine can-ı gönülden bir Fatiha okuyanın Allah’ın onu iman ehlinden sayması niyazıyla bitirilmiştir. Bu çalışmamızda, Sirru’l-Mahşer adlı eserin muhtevası hakkında genel malumatlar verilecek ve esere kaynaklık eden bazı rivayetler, hadis ilmi açısından değerlendirilecektir.