Dede Korkut Çağından Cumhuriyet’in 100. Yılına Kültürel Değişim Bağlamında Türk Kadını Üzerine Değerlendirmeler I (original) (raw)
Related papers
Dede Korkut’tan Halk Hikâyelerine Kahraman Kadın Tipi’nin Değişim ve Dönüşümü
Destandan halk hikâyeciliğine geçiş döneminin en önemli ürünü olan Dede Korkut hikayeleri Türk toplumunun düşünce dünyasına dair içinde barındırdığı kültürel değerler bakımından eşsiz ve bir o kadar da kıymetlidir. Bu hikayelerde Türklerin sosyokültürel yaşantılarından dini inanışlarına, gelenek-göreneklerinden siyasi ve politik yaklaşımlarına kadar hemen hemen her mevzuda bilgiye yer verilmiştir. Anlatılarda ön plana çıkan hususlardan biri de Türk kadınının toplumsal hayattaki yeri ve önemidir. Dede Korkut hikayelerinde idealize edilmiş Türk kadını profili çizilmiştir. Değişen sosyoekonomik ve sosyokültürel şartlar kadının toplum içindeki yeri ve önemini farklı bir düzleme taşımış, bu değişim ve dönüşümle birlikte ortaya çıkan kadın tipi geleneksel anlatılar olan halk hikayelerine de yansımıştır. Bu çalışmada Dede Korkut hikayelerindeki idealize edilmiş Türk kadını profilinin zamanla nasıl bir değişim geçirdiği ve oluşan yeni kadın profilinin halk hikâyelerinde kendine nasıl yer bulduğu irdelenecektir. Mukayesede kadınların toplumsal hayat içindeki yeri, mücadeleci yapısı, bir eş yahut sevgili profilindeki kadının rolü vb. hususlar belirlenen anlatılar etrafında örnekleriyle ortaya konulacaktır.
CUMHURİYETİN B.100. YILINDA İLETİŞİM ÇALIŞMALARINDA KADIN-KAPAK
Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Yayın Grubu, 1984 yılından itibaren ulusal ve 2011 yılından itibaren ise uluslararası düzeyde düzenli olarak faaliyet yürütmekte ve yayınladığı kitaplar, ulusal ve uluslararası düzeydeki yükseköğretim kurumları kataloglarında yer almaktadır.
CUMHURİYET DÖNEM MODERNLEŞME SÜRECİNDE DEĞİŞEN KADIN KİMLİĞİ
Özet Bu çalışma, Cumhuriyet'le başlayan modernleşme sürecinde kadın kimliğinin değişimini incelemeyi amaçlamaktadır. Modern düşünce, doğanın nesnel yasalar çerçevesinde işleyen bir mekanizma olduğu kabulünden hareketle, bilimsel yöntemi yüceltmiş ve doğa bilimlerindeki gelişmelere koşut olarak toplumsalın da bilimsel yöntemle açıklanabilir ve düzenlenebilir olduğu fikrini taşımıştır. Sanayi Devrimi'ne kentleşme, sanayileşme ve modernleşme süreci eşlik etmiştir. Modernizm, bir değişim türü olarak ekonomik yapı, kültürel süreçler, siyasal yaşam başta olmak üzere, toplumsal yapının tüm düzlemlerine yansımış ve 20. yüzyıla değin toplumsal yapının biçimlenmesinde en belirleyici etken olmuştur. Türk devletinin hedeflediği modernleşme politikasının özünde de aynı düşünce vardır. Yeni Modern Cumhuriyet kimliği ile kent ve kadın kimliği birbirini bütünlemektedir. Kadın, toplumsal yapının temel taşıyıcısı olan " aile " yi biçimlendiren ve etkileyen temel unsur olmakla kalmayıp, kültürel mirasın geçişinin anahtarı ve gelecek nesillerin hazırlayıcısı rolünü her çağda üstlenen bir konuma sahip olmuştur. Bu nedenle de, kadın kimliğinin geçirdiği değişimler, sadece kadını değil tüm toplumu etkilemektedir. Önce 'kimlik' kavramının ana belirleyicilerini, daha sonra ise 'modernleşme' olgusunu ve ikisi arasındaki etkileşim süreçlerini anlayabilmek açısından önem kazanmaktadır. Bu çalışma, birbiriyle bağlantılı olan ve içinde bulunduğumuz yapıyı biçimlendiren modernleşme ve kimlik gibi iki ana unsurun, genelde 'Cumhuriyet', özelde de 'kadın kimliği'ni nasıl etkilediğini irdeleme girişimidir. Abstract This study aims to examine the change of female identity in the process of modernisation began by the Republic. The modern thought, departing from the assumption that nature is determined by a mechanism of objective laws has sublimated scientific method and carried the idea that the social can be explained and ordered in accordance with the developments in the natural sciences. The urbanization, industrialization and modernization process has been accompanied by the Industrial Revolution. Modernism reflected in all spheres of the social structure the economic structure, cultural processes, mainly political life as the type of a change and has been the most decisive factor on the formation of the social structure as the 20 st century until. Policy of modernisation aimed by the Turkish state are essentially the same idea. Urban and female identities by new modern Republican identity are complementary. Woman is not only the main element shaping and affecting " family " , which is the main carrier of social structure, but also has always hold in every age assumed a position undertaking the role of cultural heritage's key and future generations' preparatory. Therefore, changes that woman identity underwent that they lead to affect not only woman, but also whole society. It is important in terms to understand main determinants of 'identity' concept, then 'modernisation' phenomenon and interaction processes between these. This study is an attempt to analyze how two main elements as modernisation and identity, that are related to each other and shape the current structure affect the 'Republic' in general and 'woman identity' in particular.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında Kadın Eğitimine Bakış
VARLIK AYLIK EDEBİYAT VE KÜLTÜR DERGİSİ, 2023
Sevim Can, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında Kadın Eğitimine Bakış” başlıklı yazısında ülkemizde “birey ve vatandaş olarak var olma, hak ve özgürlükler elde etme, kazanılan hakların devamlılığını sağlamada kadınların eğitimine verilen önem, inkılaplarla başlayan toplumsal değişim ve dönüşüme ivme kazandırmıştır,” diyor ve Cumhuriyet’in ilk yıllarından günümüze kaydedilen gelişmeleri –“cinsiyet farklılıklarına bağlı hiyerarşik yapıları pekiştiren içerikler”, “kadınların geleneksel rollerini değiştirmesini engelleyen” uygulamalar gibi direnç noktalarını da vurgulayarak– istatistiksel verilerle aktarıyor.
TÜRK ORDUSUNDA KADININ YERİ: TARİHİ PERSPEKTİFTEN BİR DEĞERLENDİRME
Güvenlik Stratejileri Dergisi
Toplumun en önemli unsurlarından bir olan kadın, tarihin her döneminde yaşanılan somut gerçekliğin bir parçası olmuştur. Toplumlar; geleneksel anlayışları, siyasi gerçeklikleri, hayat felsefeleri veya dini kuralları gibi farklılıklar ekseninde ordularında kadınlara yer vermişlerdir. Türk kadını, İslamiyet Öncesi Dönem’den itibaren orduda yer almış ve toplumun güvenlik stratejilerinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. İslamiyet Öncesi’ndeki Türk devletlerinden İskitler (Sakalar), Hunlar ve Göktürkler dönemlerinde kadınlar gönüllü olarak orduda görev almıştır. İslami dönemle birlikte düzenli ordular kurulmuş, bu dönem kurulan devletlerde daha çok erkek unsur görev yapmıştır. Anadolu’nun fethinde erkekler ile birlikte kadınlar da görev almıştır. Osmanlı Devleti döneminde, Tımarlı Ordusu ve Yeniçeri Ocağı’nda erkekler vazife yapmıştır. Birinci Dünya Harbi sırasında kadınlar, kurulan işçi taburlarında vazife almıştır. Millî Mücadele döneminde Türk kadını, bağımsızlık mücadelesine katılmış v...
Cumhuriyet'in Çağdaşlık Yolunda Türk Kadınının Dünü ve Bugünü
2. Çukurova Kadın Çalışmaları Kongresi (28-30 Kasım 2018) Disiplinlerarası Kadın Çalışmaları II, 2019
Özet Bu çalışma, Cumhuriyet'le başlayan çağdaşlık yolunda Türk kadınının dünü ve bugününü incelemeyi amaçlamaktadır. Çağdaşlık, Rönesans'tan bu yana bir gelişme göstergesi olmuştur. Çağdaşlık, demokratik bir yaşam biçiminin ürünüdür ve çağdaş insanla pekişir. Cumhuriyet'le başlayan çağdaşlaşma olgusunun dayandığı temel düşünce, Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmaktır. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti kurarken, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmış, kalkınmış, bağımsız, demokratik ve laik bir Türkiye yaratmak istemiştir. Çağdaş uygarlık düzeyine erişebilmek için ise, birinci amaç çağdaşlaşmak, ikinci amaç kalkınmaktır. Çağdaşlaşma, geleneksel toplumu yenileştirme ve modernleştirmeye dayanmaktadır. Çağdaş olma, çağın en gelişmiş ülkelerinin düzeyine her alanda ulaşarak onlar gibi olmak demektir. Ülkemizin çağdaş yüzünü kadınlar oluşturmaktadır. Cumhuriyet'in kuruluş yıllarındaki çağdaşlaşma projesinde, kadınların önemli bir yer işgal ettiklerini görürüz. Kadınların kamusal hayatta görünürlük kazanmaları, yaşam biçiminin değişiminin bir simgesi olacaktır. Ancak, kadının kendisine verilenleri bir toplumsal statü olarak algılaması ve hayata geçirmesi zaman almıştır. Günümüzde, kadınlar toplumsal ve kentsel yaşamda istenilen oranda yer alamamaktadır. Erkek egemen toplumda kadının rolleri azalmakta, erkekten geride kalmaktadır. Kadına yönelik şiddet artmaktadır. Fakat eğitimi artan kadın çeşitli kesimlerde zengin bir deneyime sahiptir ve yeni görevler üstlenmektedir. Kadın, toplumda erkeğe göre, toplumsal değişime ve yeniliklere karşı daha açık ve daha duyarlıdır. Kadın, aileyi biçimlendiren ana unsur olarak sosyo-kültürel mirasın yeni nesle geçişini üstlenen bir konumdadır. Bu nedenle, kadın konumunun geçirdiği yapı değişimleri, sadece kadını değil tüm toplumu etkilemektedir. Absract This study aims to examine Turkish woman's past and present on the way of contemporarily which started with the Republic. Contemporarily has been an indicator of progress since Renaissance. Contemporarily is the product of a democratic way of life and reinforces with contemporary people. The basic idea that the formation of the becoming contemporary that started with the Republic is based is to bring the Turkish society to the level of contemporary civilization. Mustafa Kemal Ataturk, the setting up of the Republic, has reached the level of contemporary civilization, developed, independent, wanted to create a democratic and secular Turkey. In order to reach the level of contemporary civilization, the first goal is to become contemporary; the second purpose is to develop. Contemporaneous is based on renewing and modernized traditional society. Being contemporary means to be like them by reaching the level of the most advanced countries of the age in every area. The contemporary face of our country is made up of women. In the becoming contemporary project of the foundation of the Republic, we see that women occupy an important place. Women's visibility in public life will be a symbol of a change in their way of life. However, it took time for the woman to perceive what was given to her as a social status and to spend his life. Today, women are unable to take part in social and urban life at the desired level. The role of women in the male-dominated society declines and falls behind the men. Violence against women is increasing. But increasingly educated women have rich experiences in various segments and undertake new tasks. Women are more open and sensitive to social change and innovation than men. As the main element that shapes the family is in a position to undertake the transition of the socio-cultural heritage to the new generation. For this reason, the structural changes of the women's position influence not only the woman, but the whole society.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Yakup Kadri’nin Kadınlığa Bakışını Değerlendirmek
Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, 2019
Türk tarihinde Türk kadının toplum hayatı içindeki yeri ve önemi dönemin sosyal, ekonomik, kültürel ve dini değerleri çerçevesinde büyük bir değişim göstermiştir. Kadının konumu ve hakları sorunu, II. Meşrutiyet'ten sonra feminizmin etkisi altına girmiştir. Bu dönemde birçok Türk aydını, Türk toplumunun gelişmesini; kadının ilerlemesine engel olan sebeplerin ortadan kaldırılmasına bağlamıştır. Böyle bir atmosfer içinde feminist çizgiden tamamen ya da kısmen ayrılan Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Kadınlık ve Kadınlarımız isimli eserinin muhalif bir izlenim oluşturduğu söylenebilir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, kaleme aldığı Kadınlık ve Kadınlarımız adlı eserini, Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu Birinci Dünya Harbi ve sonrasındaki Milli Mücadele döneminin getirdiği ağır ve yorucu sürecin aşılmasından sonra 1923 yılında yayınlamıştır. Bu çalışmanın amacı; Yakup Kadri'nin gün ışığına pek çıkmamış bu eserindeki Müslüman Türk kadın tipini, II. Meşrutiyet sonrasında kuvvet bulmaya başlayan feminist yaklaşımlarla mukayese ederek bilim dünyasına tanıtmak ve kadın meselesine bakışındaki temel noktaları ortaya koyabilmektir.
Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf'ta Kadın Temsili
Söylem Filoloji Dergisi, 2022
Bu makale, Orta Çağ’dan günümüze ulaşan iki önemli ulusal destan olan Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf’ta bulunan kadın tiplerini karşılaştırmalı olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Her iki eserde de oğullarının kahramanlıklarından dolayı övülen annelere, bir kayba ağıt yakan veyahut yas tutan kadınlara rastlamak mümkündür. Bu tip kadınlar genelde pasif olarak resmedilmiştir ve hatta bazı durumlarda bu tip kadınların pasiflikleri erdem olarak yansıtılmıştır. Bu tür tasvirlerin yanısıra güçlü ve aktif kadın karakterler de mevcuttur. Bu tip aktif kadınlar at binip ok atabilen savaşçı kadınlardır ve erkek kahramanları güç durumlardan kurtarabilecek yeteneklere sahiptir. İki destan da tek başına toplumsal cinsiyet ve kadın konusunda çalışılmış olmasına rağmen yine bu konularda karşılaştırmalı olarak incelenmemiştir. Bu bağlamda, bu makale, eserlerin ortaya çıktığı coğrafyaları, dönemin şartlarını, dinlerin toplumsal cinsiyet rollerine etkisini, bahsi geçen toplumların yerleşik ve konargöçer düzenlerini dikkate alarak Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf’un kadın tiplerini karşılaştırmalı olarak incelemektedir.