Devlet Ve Özel Sektör Ayriminda Denetçi̇ Bağimsizliği (original) (raw)
Related papers
Bağimsiz Denetçi̇ni̇n Mesleki̇ Şüpheci̇li̇ği̇
the Journal of Academic Social Sciences, 2018
The fact that professional skepticismis one of the key instruments of performing an effective audit, which is often emphasized both in the literature and in international audit standards.The main reason that brings institutions creating standards and researchers to underline this point is that the insufficiency of professional skepticism is shown among the most important reasons of failure in many studies performed on audit failures.The basic approaches of professional skepticism in the literature , on which there is not enough study in Turkey yet, were presented in this study. Later,through the questionnaire created by adapting Hurtt's (2010) professional skepticism scale to Turkish, the auditors' levels of professional skepticism were evaluated through several factors. The results of the research have revealed that auditors' levels of professional skepticism are high, but, their decision making ability score (autonomy) is very low.
Türki̇ye’De Bağimsiz Denetçi̇li̇k Ve Bağimsiz Denetçi̇ni̇n Sorumluluğu
DergiPark (Istanbul University), 2016
Günümüz ekonomileri gelişip ilerledikçe, ortaya çıkan bilgilerinde niceliği artmaktadır. Bu bağlamda bilgilerin güvenilirliği sorgulanmakta dolayısıyla karar alıcılar açısından güvenli bilgi ihtiyacı doğmaktadır. Ticari hayatta belirli sınırlar içerisinde güvenilir bilgiyi sunmakta büyük rol oynayanlar bağımsız denetçilerdir. Bağımsız denetim unsurunun ayrılmaz bir parçası olan bağımsız denetçiler, faaliyetlerini sürdürürken bir takım sorumlulukları da yüklenmektedirler. Bağımsız denetimin yürütülmesinde çeşitli mevzuat ve standartlara uyma yükümlülüğü olan bağımsız denetçilerin sorumlulukları bu çalışmanın ana amacını oluşturmaktadır. Türkiye'de faaliyet gösteren bağımsız denetçilerin sorumluluklarını 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, KGK Bağımsız Denetim Yönetmeliği ve SPK Bağımsız Denetim Standartları Hakkındaki Tebliğ (Seri:X, No:22) ve denetim standartları açısından ele alan bu çalışma, bir içerik analizi niteliğindedir.
Kamu Ve Özel Sektör Ayriminda İsti̇hdam Edi̇lenleri̇n Bazi Rahatsizliklara Yatkinlik Düzeyi̇
2019
Kamu ve ozel sektorde calisanlarin aldiklari ucretler, calisma kosullari, sosyal haklar, yasam kosullari, bagli olunan hukuk dali vb. farklilik gostermektedir. Kisiler kamu veya ozel sektorde calismanin firsat maliyetlerini degerlendirerek ve/veya zorunluluk neticesinde calismak istedigi sektoru belirlemektedir. Ancak bu secim agirlikli olarak ekonomik faktorler dikkate alinarak yapilmakta, sektorlerin saglik uzerindeki etkisi ihmal edilmektedir. Bu calismada, belirli bir ucret karsiliginda bagimli olarak istihdam edilenlerin bazi saglik problemlerine yakalanma oranini, kamu ve ozel sektor ayriminda belirlemek amaciyla hazirlanmistir. Calismada kullanilan veriler Avrupa Calisma Kosullari Anketi’nin Turkiye verileri olusturmaktadir. Turkiye genelinde toplamda 5115 kisiye anket yapilarak veriler toplanmistir. Bagimli degisken kamu-ozel sektor gibi ikili cevap veren kategorik bir degisken oldugundan dolayi ikili lojistik regresyon analizi yapilmistir. Analiz sonucuna gore ozel sektord...
Eurasian Academy of Sciences Social Sciences Journal, 2015
It is known to influence corporate governance to provide of audit quality as well as auditors. Therefore, corporate governance principles are applied in conjunction with auditing standards, that may provide to access accurate and reliable information from financial statement, that are audited by objective and independent auditors. Audit activities carry some risks. Risks, that caused by objectivity and independence, are among them. Paid audit fee for external auditors by audited company and competitiveness of audit firms were called into questions about objectivity and independence of the auditors. In this context, the aim of our study was objectivity and independence evaluation of audit activities and auditors through the corporate governance practices.
2020
İşletme yönetiminin finansal tablolarda sunduğu bilgilerin, iddia ve beyanlarının, önceden belirlenmiş ölçütlerle karşılaştırılarak doğruluğu hakkında kanıya ulaşmaya çalışan muhasebe denetiminde denetçi davranışlarını anlamak, denetim başarısı için her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Bağımsız denetimin uygulama alanının giderek yaygınlaşmasının da etkisiyle denetim sürecinde yer alan denetçilerin davranışlarının anlaşılması önemli hale gelmiştir. Özellikle denetim firmalarının yeni müşteriler bulmasında denetçilerin girişimci özellikleri ön plana çıkmaktadır. Bu kapsamda hazırlanan çalışmada muhasebe denetiminde yer almış denetçilerin girişimci özelliklerinin müşterilerine karşı sorumluluk ve müşterilerini kayırma algıları ile bağımsızlık algıları üzerinde ne tür etkileri olduğunun incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma Marmara bölgesinde yer alan 223 denetçiden anket aracılığıyla toplanan verilerin yapısal eşitlik analizi ile incelenmesi yoluyla elde edilen bulguları içermektedir. Bulgulara göre denetçilerin girişimci özelliklerindeki artış müşterilere karşı sorumluluk algıları üzerinde artışa neden olurken kayırmacılık eğilimlerini negatif yönde etkilemektedir. Bunun yanında müşteriye karşı sorumluluk algısındaki artış kayırmacılık eğilimini pozitif etkilemektedir. Denetçi bağımsızlığı ise kayırmacılık eğilimi ile ters yönlü anlamlı bir ilişkiye sahiptir. Yani kayırmacılık eğilimleri artan denetçilerin bağımsızlık algıları azalmaktadır. Sorumluluk algısı ile denetçi bağımsızlığı arasında herhangi bir anlamlı ilişkiye rastlanmamıştır.
Kamuda Tefti̇ş Ve Deneti̇mi̇n Görev Çakişmasi Ve İç Denetçi̇leri̇n Soruşturma Yetki̇si̇
DergiPark (Istanbul University), 2016
ÖZET: 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile kamuda denetim sistemimiz modern bir anlayışa göre yeniden şekillendirilerek kamuda denetim alanında iç denetçiler ve Sayıştay Denetçileri yetkili kılınmıştır. Atanan iç denetçiler yaptıkları denetim ve benzeri faaliyetlerle gerek idarelere değer katma, gerekse iç denetim kültürünün yerleştirilmesi konusunda önemli mesafe katetmişlerdir. Ancak, gelinen süreçte birtakım sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bunların en önemli olanı, iç denetim ile teftiş birimleri arasında görev çakışmasıdır. Bir diğer sorun ise iç denetçilerin 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca ön inceleme, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve 657 sayılı Kanun hükümleri uyarınca soruşturma yapıp yapamayacakları konularındaki tereddütlerdir.
Yasal Mevzuat Işığında Denetçi Bağımsızlığı
IBAD Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Küresel ölçekteki gelişmeler işletme sayılarını artırdığı gibi, muhasebe bilgi sistemindeki karışıklıklar ve beraberinde hazırlanan finansal raporlardaki hata, hile ve suistimal kaynaklı olaylarla karşılaşma olasılığını da artırmıştır. Finansal tabloların gerçeğe uygun olarak hazırlanmaması, ilgili bilgi kullanıcılarını veya iç ve dış çevre üzerinde birçok kesimi olumsuz olarak etkilemektedir. Bu nokta bağımsız denetimden geçmiş olan finansal tablolar hem işletme içinde, hem de işletme dışındaki üçüncü kişi veya kurumlar için alınacak kararların doğru ve zamanında alınmasını sağlayacaktır. Denetim faaliyetinin arzu edilen hedeflere ulaşabilmesi için denetçinin tarafsız ve konusunda yetkin olması gerekmektedir. Çalışmada yasal mevzuatlar açısından bağımsız denetçilerilerin sahip olması gereken ilke ve kuralların açıklanması amaçlanmıştır. Bu noktada bağımsız denetçilerin sorumlulukları BDS, SPK, VUK ve TTK açısından ele alınarak, yasal mevzuatın bağımsız denetçilere bakış açısı incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda; Türkiye'de denetim faaliyetlerine yönelik farklı kanuni ve hukuki düzenlemelerin bulunmasından dolayı uygulamada birlik sağlanması adına uyumlaştırma çabalarının arttırılması ve söz konusu denetlenen işletmelerin nitelikleri ve faaliyet alanları dikkate alınarak denetçi bağımsızlığına yönelik düzenlemelerin yeniden yapılandırılması gerekliliği ortaya koyulmuştur. Çalışmada ayrıca denetim ve danışmanlık faaliyetlerinin ayrılmasına yönelik kanuni düzenlemelerin eksikliğine de dikkat çekmiştir.
Türk Bankacılık Sektöründe İç Denetçilerin Bağımsızlığı Üzerine Bir Araştırma
Bu çalışma iç denetçilerin uygulamada bağımsızlıklarının değerlendirilmesi amacı ile hazırlanmıştır. Belirtilen amaca ulaşılabilmesi için iç kontrol ve iç denetim bölümlerinde görev yapan personellere yönelik anket çalışması yapılmıştır. Uygulamada geliştirilmesi gereken alanların belirlenmesi için faktör analizinin ardından regresyon analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçlarına göre ilgili belgelere ve kişilere ulaşma haricindeki tüm alanlarda denetçi bağımsızlığını sınırlayan hususlar bulunmaktadır. Düzenlemelere tam uyum sağlanması ve denetçilerin çalışmalarından fayda sağlanabilmesi için belirtilen sınırlamalara ilişkin bankaların düzeltici aksiyonlar alması yerinde olacaktır. Bu bağlamda çalışmada tespit edilen hususlar bankalara yol gösterici olacaktır. Türkiye’de iç denetçilerin bağımsızlığına yapılan bu çalışma öncü bir çalışma olma özelliği taşımaktadır.
TÜRKİYE'DE Kamu Yöneyi̇mi̇ni̇n Denetlenmesi̇nde Yöneti̇mde Açikliğin Önemi̇ Ve Uygulama Düzeyi̇
DergiPark (Istanbul University), 2015
Demokratik ülkelerde bireyin yönetime katılmasının ve yönetimin etkili denetiminin bir aracı olarak görülen yönetimde açıklık, Türk kamu yönetiminde uzun yıllar sınırlı bir şekilde uygulana gelmiştir. Bu çalışmada, son yıllarda dünyadaki gelişmelere koşut olarak, Türkiye'de kamu yönetiminin denetiminde yönetimde açıklığa verilen önem sorgulanmaktadır. Türkiye'de kamu yönetimi geleneksel olarak yapı ve işleyiş bakımından gizlilik ve resmi sır esasına göre örgütlenmiş iken son dönemde yapılan hukuki düzenlemelerle yönetimde açıklık uygulamalarının düzeyinin hangi seviyeye geldiği ve yeterli olup olmadığı, ne tür önlemlerin alınması gerektiği ortaya konulmaktadır. Çalışmada, Türk kamu yönetiminde yönetimde açıklığa verilen önem ve uygulanma düzeyi yeni yasal düzenlemeler dikkate alınarak ortaya konulmakta, yönetimde açıklığın artırılması için öneriler getirilmektedir.