Hybrid War and Its Strategic Implications to Turkey (original) (raw)

Hybrid War and Its Strategic Implications to Turkey* Hibrit Savaş ve Türkiye'ye Stratejik Yansımaları

Öz Dünyada çeşitli güvenlik çevrelerinde hibrid tehditler ve hibrid savaş üzerine yapılan tartış-malar 2000'lerden itibaren ilgi çekmeye başlamış, bu tartışmalarda 2014 yılındaki Rusya-Ukrayna çatışmasından sonra hızlı bir artış görülmüştür. Kasım 2015'den itibaren Rusya ve Türkiye arasında yaşanan siyasi ve askeri çatışma hibrid savaş tartışmasını Türkiye'ye taşımıştır. Türkiye'nin sadece Rusya ile değil komşularının bir bölümü çok cepheli bir hibrid savaşın içinde olduğu genel kabul görür. Bu makalede hibrid savaş konseptinin ve Türkiye'ye stratejik yansımalarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda birinci bölümde hibrid tehdit, hibrid çatışma ve hibrid savaş kavramları ele alınmaktadır. Müteakiben Rusya'nın hibrid savaş konsepti tartışılmakta; konseptin önemli unsurları, stratejik etkileri tespit edebil-mek için Türkiye'ye uygulanmaktadır. Makale, hibrid savaşa karşı koyabilmek için alınması gereken tedbirler kapsamında Türk karar vericilere yapılan önerilerle tamamlanmaktadır Abstract Discussions on the hybrid threats and hybrid wars have begun to gain interest among the security communities around the world since 2000s, and exponentially increased after Russian-Ukraine conflict in 2014. The political and military conflict between Russia and Turkey since November 2015 has carried the discussion to Turkey. Now it is believed that Turkey is in fact in a multi-front hybrid war with some of its neighbors but not just Russia. In this article it is aimed to fully explore hybrid war concept and its strategic implications to Turkey. The definitions of hybrid threat, hybrid conflict and hybrid war is considered in the first section. Then Russian hybrid war concept is discussed. Next, features and consequences of hybrid war are applied to Turkey in order to identify the strategic implications. Finally, recommendations are made as to a way ahead for Turkish decision makers with respect to fighting hybrid war.

Kamu Sektörü İç Denetiminde Stratejik Bir Araç Olarak Sürekli Denetim: Türkiye Örneği

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi, 2020

Hem kamu hem de özel sektörde iç denetim mesleği, stratejik hedeflere ulaşmak için iş süreçlerini iyileştirmeye yönelik temel bir gereklilik haline gelmiştir. Bunun ana nedeni, iç denetimin katma değerli, riske dayalı yaklaşımı ve stratejik hedeflere ulaşmada güvenilir danışman olmasıyla önemli bir role sahip olmasıdır. Türkiye'de kamu sektöründe iç denetim, kamu idarelerinin öncelikleri ve performans göstergelerine uygun olarak kamu kaynaklarının ekonomik, verimli ve etkin kullanımını sağlamak amacıyla 2003 yılında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile yürürlüğe giren nispeten yeni bir uygulamadır. Kısa bir geçiş döneminden sonra kamu idareleri, İç Denetim Koordinasyon Kurulu'nun tam desteğiyle iç denetim fonksiyonlarını bu kadar kısa bir sürede IIA standartlarına göre kurmaya başlamıştır. Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye'deki kamu sektörü iç denetiminin mevcut durumunu analiz etmek ve en iyi uygulamalara örnek vermektir. Bu kapsamda, TC Tarım ve Orman Bakanlığı iç denetim fonksiyonu seçilmiştir. Bunun nedeni, Bakanlık iç denetim ekibinin, denetim planlarını, saha çalışmalarını ve raporlarını dijital olarak yürütmek için kurum içinde geliştirilen sürekli bir denetim yazılımı kullanmasıdır. İlk olarak, sürekli denetim ve veri analitiğinin önemi ilgili literatüre göre açıklanmaktadır. İkinci olarak, Türk kamu sektöründe iç denetim hakkında kısa bir arka plan bilgisi verilmekte ve Tarım ve Orman Bakanlığı iç denetim fonksiyonu kısaca tanıtılmaktadır. Üçüncüsü, Bakanlığın sürekli denetim vakasının verileri, metodolojisi ve ampirik sonuçları sunulmaktadır. Sonuç olarak, literatüre katkıda bulunmak için ampirik bulgulara dayalı politika önerileri yapılmıştır.

Uluslararası Güvenliğin Tesisinde Türkiye'nin Rolü: Rusya- Ukrayna Savaşında Arabuluculuk Çabaları

2. Uluslararası Ortadoğu Disiplinlerararası Bilimsel Çalışmalar Kongresi, 2023

Uluslararası ilişkilerde yaşanan gelişmeler küresel sistem içerisinde yer alan devletlerin güvenliğini tehdit etmektedir. İçerisinde bulunduğumuz zaman diliminde güvenlik, sadece askerle ya da silahla tesis edilen bir husus olmaktan çıkmıştır. Zira yaşanacak olan kıtlık, açlık, enerji yoksunluğu, yaşanan göçler ve benzeri durumlar devletlerin güvenlik endişeleri içerisinde önemli bir konum elde etmiştir. 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya yönelik başlattığı harekâtı açıklamasıyla birlikte Türkiye ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyada derin bir endişe hâkim olmuştur. Nitekim Rusya ile Ukrayna arasında başlayan savaş ülkeler açısından pek çok parametreyi gündeme getirmiştir. Bu parametrelerden bir tanesi Ukrayna’dan Türkiye ve Avrupa başta olmak üzere çeşitli ülkelere gerçekleşen mülteci akını olmuştur. Diğer yandan Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte Batı dünyasının Rusya’ya uyguladığı ambargoya karşılık Rusya’nın Batı’ya enerji akışını kesmesi Avrupa ve bölge ülkeleri açısından ciddi bir enerji krizini gündeme getirmiştir. Ayrıca “tahıl krizi” olarak literatüre geçen ve Rusya-Ukrayna Savaşına bağlı olarak önemli bir tahıl deposu olan Ukrayna’dan tahıl yüklü gemilerin çıkış yapamaması dünya ölçeğinde ciddi bir etki yaratmış ve dünya tahıl piyasasını yerle yeksan etmiştir. Tüm bu gelişmeler ışığında ortaya çıkan küresel endişelerin giderilmesinde Erdoğan liderliğindeki Türkiye önemli bir adım atarak önemli bir arabuluculuk rolü üstlenmiştir. Türkiye hem Ukrayna ile hem de Rusya ile sağlıklı bir iletişim kurarak dünyayı endişeye sevk eden konuların çözümünde önemli bir rol oynamıştır. Özellikle yürüttüğü başarılı diplomasi ile tahıl krizini çözmesi, savaş esirlerinin takasında önemli bir rol üstlenmesi ve yaşanabilecek enerji krizine yönelik ön alması Türkiye’nin uluslararası güvenliğe ve barışa sağladığı önemli katkılar olarak görülmelidir. Nitekim bu çalışmada Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın sona erdirilmesi ve küresel güvenliğe katkı sunması açısından Türkiye’nin göstermiş olduğu çabalar ele alınmaktadır.

II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİNDE TÜRKİYE’DE ORMAN VE ORMANCILIK POLİTİKASI HAKKINDA BİR ARAŞTIRMA (1939-1945)

II. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİNDE TÜRKİYE’DE ORMAN VE ORMANCILIK POLİTİKASI HAKKINDA BİR ARAŞTIRMA (1939-1945), 2022

Bu çalışma, II. Dünya savaşı yıllarında Türkiye’de orman ve ormancılık politikası ile bu politikanın milli ekonomiye olan yansımalarına odaklanmaktadır. Makale, II. Dünya Savaşı yıllarında ormanlarla ilgili yapılan yasal düzenlemeler; Orman ve ormancılıkla ilgili gerçekleştirilen çalışmalar; Türkiye’de orman faaliyetlerinde örgütlenme adı altında üç bölüm halinde başlıklandırılmıştır. Orman ve ormancılığın çerçevesi çizilirken sayısal verilere değinilmiştir. Çalışmanın literatür bilgileri birinci elden kaynaklara dayandırılmıştır. Araştırmanın neticeleri şunlardır: II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’de yaşanan mali kayıplara rağmen ormanlara elektrik ve telefon şebekesi döşenip, yolların bina edilmesi bu alanların geliştirilmesinde önemli bir adımı teşkil etmiştir. Ayrıca ülkenin orman bakımından daha da zenginleştirilmesi maksadıyla köylerin ağaçlandırılması çabasına da girilmiştir. Savaş boyunca ülkenin doğal zenginlikleri arasında yer alan orman ve ormancılığın inkişafına ilişkin farklı çalışmaların da yürütüldüğünü, çıkarılan kanun, yapılan icraat ve teşkilatlanma çaba ve uygulamalarından anlıyoruz. Bu sayede ormanları koruma ve geliştirmenin yanı sıra onların gayri safi milli hâsılayla endüstrisine yönelik üretim hacmi de genişletilerek ülke ekonomisine önemli destekler sağlanmıştır.

Politik Arena’da Siyasal Reklam “1950’den 2000’e Türkiye’ye İlişkin Siyasal Tarihsel Bir Analiz”

2004

Gunumuzde bugun asla, dunun aynisi degildir. Ozellikle de reklam sektoru acisindan konuya yaklasildiginda, dunden farkli guclerin dunyamizi sekillendirmekte oldugu yeni yuzyilda, bir gun icerisinde saat hatta dakikalarla degerlendirilebilecek degisimlerin yasanmakta oldugu gorulur. Bu baglamda, Turkiye’deki reklam sektoru de diger ulkelerden farkli bir noktada degildir. Bununla birlikte Turkiye’deki siyasal reklam kampanyalari ve bunlara iliskin arastirmalar incelendiginde, hem gerekli arsivlemenin yapilmamis hem de konuya bugune kadar siyaset bilimi acisindan yaklasilmamis oldugu belirlenmistir. Son donemlerde siyasal iletisim ve pazarlama kavramlarina bagli olarak populerligi artan kavramlar incelendiginde ise, karsimiza yine “Reklam” cikmistir. Ozetlenecek olursa, gerek dunya gerekse Turkiye konjunkturunde meydana gelen degisimler ile siyasal reklamin ulkemizdeki farklilasan gorunumu calismanin sekillenmesini gundeme getirmistir. Sozu edilen belirleyicilere bagli olarak, iletisim...

Düşük Angajmandan Yüksek Angajmana: AKP Döneminde Türkiye’nin Orta Doğu’da Değişen Angajmanını Açıklamak

2022

Why did Turkey shift its Middle East policy from soft power oriented approach to the security oriented one in the early 2010s? While Turkey prioritized diplomatic, commercial and economic relations during the first decade of the 2000s, it has increasingly used military means to influence the Middle East since 2011. The primary objective of this study is to ascertain the reasons behind this widely debated question in Turkish foreign policy literature. Unlike existing explanations, the main argument of the study is that the U.S. grand strategy towards Middle East appears as the most important causal factor shaping the nature of Turkey's engagement in its region.

Öğrencilerin dil öğrenme yargıları ve dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkinin Türkiye’de bir orta öğretim ortamında araştırılması

2016

TEZ10213Tez (Yüksek Lisans) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2016.Kaynakça (s. 58-62) var.xi, 69 s. : tablo ; 29 cm.Yapılan bu nicel çalışma, Türkiye’de bir orta öğretim ortamındaki öğrencilerin dil öğrenme yargıları ve dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiyi inceledi. Ayrıca, çalışma öğrencilerin dil öğrenme yargıları ve dil öğrenme stratejileri arasındaki ilişkiyi belirledi. Bu çalışmanın katılımcılarını, Adana Yüreğir Hayret Efendi Anadolu Lisesi’nin öğrencileri oluşturdu. Katılımcılardan dil öğrenme yargilarini belirlemek için Horwitz (1988)’ in Dil Öğrenme Yargıları Envanterine cevap vermeleri istendi. Ayrıca, Oxford (1990)’un Dil Öğrenme Stratejileri Envanteri katılımcıların çeşitli dil öğrenme strateji kullanımlarının sıklığını belirlemek için kullanıldı. Veriler, betimsel analizler ve Pearson r korelasyon yöntemi kullanılarak analiz edildi. Araştırma katılan öğrencilerin en çok hafıza ve telafi edici stratejileri kullandığı belirlendi. Ayrıca, bilişsel stratejiler en az...

XX. Yüzyılın İlk Döneminde Almanya’nın Dış Politik Stratejisinde Türkistan

Bilig, 2016

Bu makalede Almanya’nin Bati Turkistan’daki (Rusya Turkistani’ndaki) dis politika cikarlari incelenmektedir. Makale tarihi surecin kisa ozeti ile baslamaktadir. Uc kisimdan olusan makalenin ana kisminda, Almanya’nin dunya savaslari doneminde ve iki savas arasi donemde Turkistan’daki cikarlarinin pekistirilmesine odaklanmaktadir. Savas arasi donemde Turkistan, Almanya’nin kaybettigi somurgeleri telafi etmek istemesi nedeniyle Almanya politikasinin onemli nesnelerinden biri haline gelir. Alman hukumetleri Sovyet yonetiminden tavizler konusunda izin alma olasiligini degerlendirirler. Ancak Sovyet yoneticilerin ekonominin devletlestirilmesine yonelik bir istikamet belirlemesi, Sovyet ekonomisinin yabanci yatirimlari cekme olasiligini ortadan kaldirdi. Ikinci Dunya Savasi doneminde Ucuncu Reich’in Orta Asya Sovyet Cumhuriyetlerine yonelik politikasi, SSCB topraklarinda Ucuncu Reich’e tâbi olan ‘devletler’ kurmak dusuncesi ile baglantili idi. Ucuncu Reich’in Ikinci Dunya Savasini kaybetme...