Ani'de Bulunan Ateşgede ve Ateşgedelerin Türk Mimarisine Etkileri (original) (raw)
Ahameniş, Part ve Sasani İmparatorluklarının resmi dini olan Zerdüştlük vahye dayalı dinler arasında en eski dindir. Zerdüştlükte su, güneş, ay, yıldızlar kutsaldır fakat ateş bu kutsallar arasında en önemlisidir. Zerdüştlerde olduğu gibi Türklerde de ateş hem İslamiyet öncesinde hem İslamiyet sonrasında kutsal kabul edilmiştir. Zerdüştler Türklerden farklı olarak ibadet aracı olarak kabul ettikleri ateş için tapınaklar inşa etmişlerdir. Bu tapınaklara ateş yanan yer anlamına gelen “ateşgede” veya “ateşgâh” denilmektedir. Ateşgedeler genellikle baldaken şemada inşa edilen, dört ayak ve dört kemer ile taşıtılan tromplu kubbeli yapılardır. Bu yapıların en erken örneklerini Ahameniş Dönemi’nde görmekteyiz. Part İmparatorluğu Dönemi’nde daha çok prototip niteliğinde olan ateşgedelerin en olgun örnekleri Sasani İmparatorluğu Dönemi’nde ortaya çıkmıştır. Sade ve etkileyici bir mimariye sahip olan Sasani ateşgedeleri Erken Dönem Hristiyan kiliselerini etkilediği gibi cami mimarisini de etkilediği ileri sürülmektedir. Rusafa’da inşa ettirilen kilise, Hazar Degaron Camii ve Gira Ateş Tapınağı’nın planları önemli ölçüde birbirine benzemektedir. Bu etkileşimin yanında cami ve kiliseye çevrilen ateşgedeler de mevcuttur. Büyük Selçuklu Dönemi’nde inşa edilen camilerde bulunan mihrap önü kubbesinin baldaken şeması ve temsil gücü ateşgedelere göndermede bulunmaktadır. Tüm bu çerçevede çok önemli bir yere sahip olan Ani Ateşgedesi bu çalışma kapsamında detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Öncelikle belgelendirme çalışmaları yapılan ateşgedenin tarihlendirilmesi, bir dönem kiliseye dönüştürülmesi ve günümüzdeki durumu hakkında analizler yapılmıştır.