Eğitim-Araştırma Hastanelerinde Çalışanların İş Doyumu, Örgütsel Bağlılık ve Tükenmişlik Düzeyleri Arasındaki İlişkilerin Yapısal Eşitlik Modeli İle İncelenmesi: Ordu İli Örneği (original) (raw)
Related papers
Sağlık Çalışanlarında Tükenmişlik ve İş Doyumu
_____________________________________________________________________________________________________ ÖZET Amaç: Tükenmiúlik sendromu bireylerle yüz yüze çalÕúan meslek gruplarÕnda sÕk yaúanan bir sorundur. Bu çalÕúmada sa÷lÕk çalÕúanlarÕnÕn belirli sosyodemografik de÷iúkenlere göre tükenmiúli÷i artÕran ve iú doyumunu azaltan etkenlerin belirlenmesi amaçlanmÕútÕr. Yöntem: ÇalÕúmanÕn örneklemini KKTC'deki Dr. Burhan Nalbanto÷lu Devlet Hastanesi ve BarÕú Ruh ve Sinir Hastanesi'nde görevli 230 sa÷lÕk çalÕúanÕ oluúturmuútur. AraútÕrmada araútÕrmacÕ tarafÕndan hazÕrlanan sosyodemografik bilgi formu, Maslach Tükenmiúlik Ölçe÷i ve øú Doyumu Ölçe÷i kullanÕlmÕútÕr. Sonuçlar: AraútÕrmaya katÕlan deneklerin yaú ortalamasÕ 35.69±9.58'dir (aralÕk: 19-58). Deneklerin %17.8'i (n=41) doktor, %47.4'ü (n=109) hemúire, %26.1'i (n=60) memur ve % 8.7'si (n=20) iúçidir. Erkeklerin (10.81±5.80) kadÕnlara (14.50±7.37) göre daha az duygusal tükenme yaúadÕ÷Õ ve iú doyumlarÕnÕn kadÕnlara göre daha yüksek oldu÷u bulunmuútur. 41-50 yaú grubundaki bireyler 18-30 yaú grubuna göre kiúisel baúarÕlarÕnÕ (p=0.009) daha iyi görmekte ve iúten daha fazla doyum (p=0.021) almaktadÕr. DoktorlarÕn memurlara göre daha fazla duyarsÕzlaútÕklarÕ (p=0.023) ve hemúirelerin doktorlara göre daha az iú doyumu (p=0.000) yaúadÕklarÕ saptanmÕútÕr. Denekler e÷itim durumlarÕna göre karúÕlaútÕrÕldÕklarÕnda tÕpta uzmanlÕk veya doktora yapmÕú bireylerin iú doyumlarÕnÕn di÷erlerinden daha fazla oldu÷u saptanmÕútÕr. Evlilerin bekar ve dullara göre (p=0.014 ve p=0.046) iú doyumlarÕnÕn daha yüksek oldu÷u saptanmÕútÕr. Meslek yaúamÕnda daha yeni (3-7 yÕl arasÕ) olanlarÕn iú doyumlarÕ, daha eski (20-25 yÕl arasÕ) olanlara göre daha az (p=0.033) olarak saptanmÕútÕr. Bakmakla yükümlü olunan yatan ve ayaktan hasta sayÕsÕnÕn artmasÕ veya hiç olmamasÕ iú doyum puanÕnÕ (p=0.011 ve 0.041) azaltmaktadÕr. TartÕúma: Sonuç olarak sosyodemografik de÷iúkenler tükenme konusunda farklÕ sonuçlar verebilmektedir. Tükenmiúli÷i oluúturan kurumsal ve bireysel nedenleri araútÕracak araútÕrmalarÕn yapÕlmasÕ ve bulgular ÕúÕ÷Õnda hizmet içi e÷itim programlarÕnÕn oluúturulmasÕ, kurumsal de÷iúikliklere gidilmesi gerekmektedir. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2008; 9:132-138) Anahtar sözcükler: Tükenmiúlik, iú doyumu, hastahane çalÕúanlarÕ, KÕbrÕs Job burnout and job satisfaction in the hospital staff ABSTRACT Objective: Burn out syndrome is one of the common syndromes encountered in jobs necessitating face to face relationship with other individuals. The purpose of this study was to determine the factors increasing burn out and decreasing job satisfaction of hospital staff Methods: 230 hospital staff who worked in the central hospitals of Turkish Republic of Northern Cyprus; Dr. Burhan Nalbanto÷lu General Hospital and BarÕú Mental Hospital shaped the sample of the study. Sociodemographic data form prepared by the researchers, Maslach BurnOut Inventory and Job Satisfaction Inventory were administered to the sample. Results: The mean age of the participants is 35.6 years range: 19-58 years). The participants according to their occupations were: 17.8% (n=41) doctors, 47.4% (n=109) nurses, 26.1% (n=60) official employees and 8.7% (n=20) laborers. Female participants (14.50±7.37) were emotionally more exhausted than male participants (10.81±5.80) and male participants have more job satisfaction than female participants. The participants who are in between 41-50 ages have more personal accomplishments than participants who are in between 18-30 ages (p=0.009) and their job satisfaction
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015
Bu çalışmada Yapısal Eşitlik Modeli kullanılarak, örgütsel bağlılık, örgütsel performans ve tükenmişlik kavramları arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca, yönetici desteğinin tükenmişlik ve örgütsel performansa aracı etkisinin (mediatingeffect) olup olmadığı araştırılmıştır. Modeli test etmek amacıyla demografik değişkenler dışında 25 soruluk bir ölçek kullanılmıştır. Bu ölçekler Diyarbakır Vergi Dairesi personeline dağıtılmış, elde edilen ölçeklerden 203'ü kullanılmıştır. Sonuçta, örgütsel bağlılık ile örgütsel performans arasında pozitif doğrusal bir ilişki tespit edilirken, örgütsel bağlılık ve tükenmişlik arasında negatif doğrusal bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Yönetici desteğinin, örgütsel bağlılık ve örgütsel performans arasındaki ilişkiye aracılık yaptığı ancak örgütsel bağlılık ve tükenmişlik arasındaki ilişki üzerinde herhangi bir rolünün olmadığı görülmüştür. Demografik değişkenlerden, kadınların erkeklere göre; yöneticilerin memurlara göre daha çok tükenmişlik içinde oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca iş tecrübesi fazla olanların performans algılarının azaldığı görülmüştür.
2018
Bu calismanin amaci, tukenmisligin is tatmini ve isten ayrilma niyeti arasindaki iliski uzerinde aracilik etkisinin incelenmesidir. Bu amacin gerceklestirilmesine yonelik olarak Erzincan ilinde faaliyet gosteren bir kamu hastanesindeki toplam 820 calisandan 308’ine anket uygulanmistir. Anket sonucunda elde edilen veriler SPSS ve AMOS istatistik programlari kullanilarak analiz edilmis ve ortaya cikan sonuclar istatistiksel acidan yorumlanmistir. Yapilan analizler sonucunda is tatmini ile isten ayrilma niyeti arasinda negatif yonlu bir iliski ve tukenmisligin bu iliskide tam aracilik etkisinin oldugu tespit edilmistir. Ayrica, hastane calisanlarinin yaptiklari isten tatmin olma seviyelerinin yuksek, tukenmislik ve isten ayrilma niyetlerinin ise dusuk seviyede oldugu gorulmustur
Journal of International Social Research, 2015
Öz Bu çalışmanın amacı, Afyonkarahisar il merkezinde bulunan resmi eğitim kurumlarında görev yapan ilköğretim öğretmenlerinin iş doyumlarının mesleki tükenmişlik üzerine etkisini önerilen bir araştırma modeli yardımıyla ortaya koymaktır. Bu amaçla çeşitli ilköğretim okullarında görev yapan basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle belirlenen 385 öğretmene 2014-2015 eğitimöğretim yılında anketler uygulanmıştır. Verilerin analizinde, öğretmenlerin iş doyumlarının mesleki tükenmişlik üzerine etkisini ortaya koymak ve modelin uyumunu değerlendirmek amacıyla Yapısal Eşitlik Modeli (YEM) kullanılmıştır. Ayrıca çalışmada öğretmenlerin iş doyumları ile öğretmenlik mesleği, çalışma ortamı ve eğitim sistemine ilişkin düşüncelerini içeren bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiyi somutlaştırarak ortaya koymak amacıyla CHAID analizi ile uygulanmıştır. YEM Analizi sonucunda içsel ve dışsal iş doyumun tükenmişlik alt boyutları olan duygusal tükenme ve duyarsızlaşmayı negatif yönde etkilediği, kişisel başarı alt boyutunu ise pozitif yönde etkilediği sonucuna varılmıştır. CHAID analizi sonucunda ise iş doyumu üzerine etki eden en önemli değişkenin öğretmenlerin üstlerinden takdir görüp görmeme durumu olduğu görülmüştür.
Özel Diyaliz Ünitelerinde Çalışan Hemşirelerin Tükenmişlik Düzeyi ve İş Doyumu İlişkisi
Nefroloji hemşireliği dergisi, 2011
G Gi ir ri ifl fl v ve e A Am ma aç ç Hemflirelik insan› bütünü ile kavrayarak, sa¤l›k gereksinimlerinin karfl›lanmas›nda dinamik ifllev yüklenen bir mes-lektir. Mesle¤in birinci görevi, bak›m verece¤i insan› tüm boyutlar› ile anlamakt›r (1). Sa¤l›k ekibinin etkin bir üyesi olarak diyaliz hemflireleri, hasta ve ailesi ile en fazla vakit Ö Öz ze et t A Am ma aç ç: : Araflt›rma, diyaliz merkezlerinde çal›flan hemflirelerin tükenmifllik ve ifl doyum düzeylerini ve aralar›ndaki iliflkiyi incelemek amac›yla tan›mlay›c› olarak yap›ld›. M Ma at te er ry ya al l v ve e M Me et to od d: : Araflt›rma ‹stanbul Avrupa Yakas›ndaki diyaliz merkezlerinde çal›flan 100 hemflire ile gerçeklefltirildi. Verilerin toplanmas›nda Minnesota ‹fl Doyum Öl-çe¤i, Maslach Tükenmifllik Ölçe¤i ve araflt›rmac›lar taraf›ndan haz›rlanan anket formu kullan›ld›. Verilerin istatistiki de¤erlendirilmesinde s›kl›k da¤›l›mlar›, t testi, varyans, LSD ve korelasyon analizleri kullan›ld›. B Bu ul lg gu ul la ar r: : Diyaliz hemflirelerin tükenmifllik puan orta-lamalar› duygusal tükenme alt boyutunda (14,84±5,90), duyars›zl›k alt boyutunda (8,18±3,81), kiflisel baflar› alt boyutunda (22,07±4,96) olarak belirlendi. ‹fl doyumu puan ortalamalar› iç doyum alt boyutunda (3,84±0,45), d›fl doyum alt boyutunda (3,59±0,60) ve genel doyum alt boyutunda (3,74±0,46) bulundu. Diyaliz hemflirelerinin ifl doyum puanlar› ile duygusal tükenme ve duyars›zl›k alt boyutu puanlar› aras›nda negatif yönde; kiflisel baflar› alt boyutu puanlar› aras›nda ise pozitif yönde iliflki (p<0,05) bulundu S So on nu uç ç; ; Diyaliz hemflirelerinin tükenmifllik düzeylerinin düflük, ifl doyumu düzeylerinin yüksek ve birbiriyle iliflkili oldu¤u sonucuna var›ld›. A An na ah ht ta ar r k ke el li im me el le er r: : Diyaliz hemflireli¤i, Tükenmifllik, ‹fl doyumu S Su um mm ma ar ry y P Pu ur rp po os se e: : The research was conducted to investigate the relationship of burnout and job satisfaction level of nurses working in private dialysis units, as descriptive M Ma at te er ri ia al l a an nd d M Me et th ho od d: : The research was realized with the 100 voluteeer nurses who work in private dialysis units at the European side of ‹stanbul. Minnesota Job Saturation Inventory, Maslasch Bornout Inventory and the Public Survey Forms, prepared by the investigators, were used to collecting of data. Date was evaluated statistically by percentage analysis, avarage, t test, variance, LSD and correlation analysis. F Fi in nd di in ng gs s: : Emotional exhaustion subscale mean scores of the heamodialysis nurses were 14,84± 5,90; depersonalization subscale mean scores were 8,18±3,81; and personal accomplishment subscale mean scores were 22,07±4,96. Job satisfaction mean scores were (3,84±0,45) at internal satisfaction subscale.; (3,59±0,60) at external satisfaction subscale; and (3,74±0,46) at general satisfaction subscale. The negative relationship was founded between emotional exhaustion subscale mean scores and job satisfaction; between depersonalization subscale mean scores and job satisfaction. The positive relationship was founded between personal accomplishment subscale mean scores and job satisfaction (p<0,05). R Re es su ul lt t: : It was founded that the burnout levels of the dialysis nurses was low and the level of job saturation was high. There was significant relation between them.
In this study, using structural equation modeling, the relationships among organizational commitment, organizational performance and burnout were investigated. In addition, it was aimed to examine whether supervisor support, mediate the relationship between organizational commitment and organizational performance, and between organizational commitment and burnout. In order to test the model, the questionnaire, except for the demographic questions, comprising 25 items were delivered to tax office staff working in the province of Diyarbakir, and 203 scales were used for further analysis. As a result of this, positive and linear relationship was found between organizational commitment and organizational performance. It was also identified negative and linear relationship between organizational commitment and burnout. Supervisor support was found to partially mediate the relationship between organizational commitment and organizational performance, but the relationship between burnout and organizational commitment was not mediated by supervisor support. In addition, in terms of the demographic variables effect, women expressed more burnout level than their male counterparts; in a similar way, managers reported more burnout level than regular officers. Finally experienced employees reported less perception of performance than the other groups.
Hacettepe Sağlık İdaresi Dergisi, 2010
Bu çalışma sağlık çalışanlarının örgütsel adalet düzeyini ve bu düzeyi etkileyen sosyo-demografik faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma evrenini Adana ilinde faaliyet gösteren bir kamu hastanesi çalışanları oluşturmaktadır ve veri toplama yöntemi olarak anket kullanılmıştır. Anket, toplam 838 sağlık çalışanına dağıtılmış, ancak geri dönen 491 anketten 477'si analize alınmıştır. Sağlık çalışanlarının örgütsel adalet algılarını etkileyen faktörlerin incelendiği yapısal eşitlik modeli sonuçları; sağlık çalışanlarının örgütsel adalet algılarının eğitim, hizmet süresi, aylık nöbet sayısı, yönetici olma durumu ve bakılan hasta sayısı ile ilişkili olduğunu (p<0,05); meslek ve cinsiyetin örgütsel adaleti etkilemediğini göstermiştir (p>0,05). Ayrıca, çalışma sonucunda sağlık çalışanlarının işlem ve dağıtım adaleti boyutlarının diğer boyutlara oranla daha düşük olduğu anlaşılmıştır.
This research is carried out to reveal a meaningful relations between workaholism and work-family conflict. In this context, in which the behavior characteristic of workaholics workaholism default ratings of doctors or family-work conflict and work-family tried to determine whether they had experienced. In the present research, survey that focused on the doctors who work in the health institutions. In the view of "Structural Equation Modeling" factor analysis, regression and correlation analyzes are applied on the datas obtained through survey. In this analysis AMOS 18.0 is used. Moreover, to determine the differences asserted in the hypothesis SPSS analysis program, t-test and ANOVA analyzes are applied. According to the findings, the sufficient findings can not obtained to conclude that the doctors who constitiute the sample are workaholic. In the other hand, as a result of analysis achieved by structural equation modeling, the meaningful findings are obtained related the relations between workaholism and work-family conflict. According to these results, the positive and negative relations are determined between workaholism and work-family conflict. Furthermore, it can be supposed that there is a conflict in workaholics’ work and family life. The findings support the hypothesis supposed in the theoretical part of this research and are compatible with the previous research results.
Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2020
Öz Tükenmişlik, günümüz dünyasına adapte olma mücadelesi içinde yaşayanları ve her meslek grubundan çalışanları olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. Sağlık çalışanları, çalışma ortamlarının doğası gereği yardıma ihtiyaç duyan kişilere sürekli ve kaliteli hizmet sunmak zorunda olduğu için diğer meslek gruplarına nazaran daha fazla mesleki tükenmişliğe maruz kalmaktadır. Bu sebeple, çalışmanın demografik yapısını oluşturan meslek grubu olarak sağlık çalışanları seçilmiştir. Sağlık çalışanlarının mesleki tükenmişlik açısından risk altında olduğu göz önünde bulundurularak oluşması muhtemel olumsuzlukların değerlendirilmesi yapılmış, tükenmişlik düzeylerinin ölçülmesi ve tükenmişlik düzeylerinin demografik açıdan farklılık oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmiştir. Sağlık çalışanlarının tükenmişlik düzeyleri ile demografik özellikleri arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçlayan bu çalışma, Mart 2019 tarihinde Samsun ilinde sağlık hizmeti sunan beş kamu hastanesinde çalışmakta olan personel üzerinde yapılmıştır. Gerçekleştirilen anket uygulamasında formun dağıtıldığı sağlık çalışanlarının 449'undan geri dönüş alınmıştır. Araştırmada, örneklem grubunu oluşturan sağlık çalışanlarının demografik ve çalıştıkları sağlık kurumlarına ilişkin özellikleri frekans ve yüzde dağılımları şeklinde verilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular neticesinde ankete katılan sağlık çalışanlarının tükenmişlik düzeylerine cinsiyet, çocuk sayısı ve istihdam şekli faktörlerinin etki etmediği, bunun yanında yaş, eğitim düzeyi, medeni durum, meslekteki toplam görev süresi, kurumdaki toplam görev süresi ve kurumdaki pozisyonu faktörlerinin ise etkilediği saptanmıştır. Bireysel değişkenlerin tükenmişlik düzeyine olan etkisi değerlendirildiğinde çalışanlar arasında tükenmişlik sendromunun bulunduğu ve orta seviyede olduğu görülmüştür. Abstract Burnout is a situation that adversely affects those struggling to adapt to today's world and all occupational group workers. Due to the nature of their working environment, health workers are exposed to more occupational burnout than other groups because they have to provide continuous and quality service to people in need of assistance. For this reason, health professionals were selected as the occupational group that constitutes the demographic structure of the study. Considering that health workers are at risk in terms of occupational burnout, possible negativities that may occur were evaluated, measuring burnout levels and determining whether burnout levels made demographic differences. This study was conducted on staff working in five public hospitals in Samsun in March 2019. In the survey, 449 of the health care workers to whom the form was distributed provided feedback. In the study, the demographic characteristics of the health care workers in the sample group and the characteristics of the health institutions they work for were given as frequency and percentage distributions. As a result of the findings obtained from the research, it was found that the factors of gender, number of children and employment type did not affect the burnout levels of the health workers participating in the survey. On the other hand, age, education level, marital status, total term of duty in the profession, total term of duty in the institution and position in the institution were found to affect the burnout level of the employees. When the effect of individual variables on burnout level is evaluated, it is seen that burnout syndrome is present among the employees and it is moderate.