Sınava Hazırlanan Öğrencilerin Beslenme Durumlarının Kaygı Puanlarına Göre Değerlendirilmesi (original) (raw)

Üniversite Öğrencilerinin Sınav Dönemi Öncesi, Sırası ve Sonrasında Depresyon, Anksiyete ve Stres Durumu ile Beslenme Alışkanlıklarındaki Değişimin İncelenmesi

Cumhuriyet Üniversitesi sağlık bilimleri enstitüsü dergisi, 2020

Yeni bir ortam ve yaşam tarzına geçiş üniversite öğrencilerinde stres oluşturabilir. Bu çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin sınav öncesi, sırası ve sonrasında stres durumu ile beslenme alışkanlıkları değişimi ve sınav döneminde stres ile beslenme alışkanlıklarındaki değişim arasında ilişki olup olmadığını incelemektir. Çalışmaya, yaş ortalaması 20,1±2,0 yıl olan, %43,8'ü erkek ve %56,2'si kadın olmak üzere 80 öğrenci katılmıştır. Öğrencilere anket formu ile genel özellikleri, beslenme alışkanlıkları ve sınav zamanlarında beslenme alışkanlıklarında değişim olup olmadığı sorulmuştur. Ayrıca Depresyon, Anksiyete ve Stres Ölçeği (DASS-21) 3 kez (sınav öncesi, sırası ve sonrasında) uygulanarak stres durumları belirlenmiştir. Çalışma sonuçlarına bakıldığında, öğrencilerin %62,5'i 1. sınıfta okumakta ve %48,8'i yurtta kalmaktadır. %65,0'i sağlıklı beslendiğini düşünmemekte ve genellikle 2-3 ana ve 1 ara öğün şeklinde beslenmektedirler. Öğrencilerin %91,3'ü öğün atlamaktadır ve öğün atlama sebebi ise iştahsızlık/ canı istememe (%47,9) ve zaman yetersizliği (%35,6) olarak belirtilmiştir. Öğrencilerin sınav dönemi öncesi, sırası ve sonrasında ölçülen DASS-21 skorlarına bakıldığında, öğrencilerin sınav döneminde sınav haftası öncesine ve sonrasına göre anksiyete, depresyon ve stres durumlarının ve ayrıca toplam DASS-21 skorlarının anlamlı derecede arttığı saptanmıştır (p<0,05). Ayrıca öğrencilerin %75,0'i (erkeklerde %68,6; kadınlarda %80,0) sınav döneminde beslenme alışkanlıklarının değiştiğini ve daha fazla şekerli ve yağlı besinler tükettiklerini belirtmişlerdir. Sınav döneminde DASS-21 gruplarına göre beslenme alışkanlıklarındaki değişim arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır (p>0,05). Öğrencilerde stres besin seçimlerini etkileyebilmektedir. Hayatın her döneminde karşılaşabilecekleri stres durumlarında, öğrencilere stresle başa çıkma, sağlıklı beslenme ve doğru besin seçimi konularında farkındalık kazandırılması gereklidir. İlerleyen yaşlarda kötü beslenme sonucunda görülebilecek hastalıkların önlenmesinde doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması etkili olacaktır.

Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Yeme Farkındalığı Durumlarının Değerlendirilmesi

2021

Bu çalışma; Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu öğrencilerinin yeme farkındalığı durumlarının saptanması amacıyla planlanmıştır. Araştırma, çalışmaya katılmaya gönüllü olan 219'u kadın, 57'si erkek olmak üzere 276 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Bireylerin demografik özelliklerini, sağlık durumlarını ve beslenme bilgilerini sorgulamak amacıyla 30 soruluk bir anket formu ile öğrencilerin yeme farkındalığı durumlarını tespit etmek için Yeme Farkındalığı Ölçeği araştırmacı tarafından uygulanmıştır. alışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20.32±2.22 yıl olup; %62'si hemşirelik, %38.0'ı ise beslenme ve diyetetik bölümü öğrencisidir. Öğrencilerin Yeme Farkındalığı Ölçeği puan ortalamalarının beslenme ve diyetetik bölümü öğrencilerinde 100.42±12.00 puan, hemşirelik bölümü öğrencilerinde ise 95.39±11.82 puan olduğu saptanmış ve aradaki bu fark istatiksel açıdan anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Öğrencilerden babası obez olanların yeme farkındalığının daha düşük olduğu, kronik hastalığı olanların ise yeme farkındalığının daha yüksek olduğu saptanmıştır (p<0.05). Öğrencilerin besin seçimleri ile yeme farkındalığı durumları ilişkili bulunurken (p<0.05), öğün atlamayanların ve yavaş yeme hızına sahip olanların yeme farkındalığının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca üzüntülü/yorgun ruh halinde yeme davranışı ile Yeme Farkındalığı durumu ilişkili bulunurken (p<0.05), en düşük yeme farkındalığı ölçeği puan ortalamasının üzüntülü/yorgunken her zamankinden çok ve sık yiyenlerde olduğu gözlenmiştir. Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin yeme farkındalığı durumlarının tespit edilmesi amacıyla yapılmış olup, bu popülasyon için geliştirilecek sağlıklı beslenme stratejilerine katkı sağlayacaktır.

Spor Bilimleri Fakültesinde Okuyan Öğrencilerin Sağlıklı Beslenme Tutum Puanlarının İncelenmesi

Istanbul University - DergiPark, 2022

Bu çalışmanın amacı Spor Bilimleri Fakültesinde okuyan öğrencilerin sağlıklı beslenmeye ilişkin tutum puanlarının incelenmesidir. Çalışmaya 498 öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Veri toplama aracı olarak; Sağlıklı Beslenmeye İlişkin Tutum Ölçeği (SBİTÖ) kullanılmıştır. Verileri analiz etmek için SPSS 26 programı kullanılmıştır. İkili karşılaştırmalarda Independent T testi, gruplar arası farkın belirlenmesinde ise One Way ANOVA testi kullanılmıştır. Analizler sonucunda cinsiyet değişkenine göre SBİTÖ toplam puan, beslenme hakkında bilgi, beslenmeye yönelik duygu, olumlu beslenme ve kötü beslenme alt boyutları karşılaştırmasında fark saptanmamıştır. Erkeklerin puan ortalaması daha yüksek bulunmuştur. Düzenli fiziksel aktivite yapma durumuna göre SBİTÖ toplam puan değişkeni karşılaştırmasında fark olduğu farkın düzenli fiziksel aktivite yapanlar lehine olduğu tespit edilmiştir. Ölçeğin alt boyutlarında ise fark saptanmazken düzenli aktivite yapanların puan ortalamaları daha yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak, Spor Bilimleri Fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin SBİTÖ puan ortalamalarının yüksek düzeyde olduğu ve düzenli fiziksel aktivite yapmanın SBİTÖ puanları üzerinde olumlu etkisi olduğu belirlenmiştir.

Beslenmenin Psikolojik Durum Üzerinde Olumlu ya da Olumsuz Etkisinin Araştırılması: Üniversite Öğrencilerinde Bir Anket Çalışması

Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 2020

Anksiyete ve depresyonun etiyolojisinde birden fazla etkenin var olduğu bilinse de bu etkenlerin ne olduğu henüz tam olarak netleşmemiştir. Bu konuda birçok çalışma vardır. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda barsak mikrobiyotası ile anksiyete ve depresyon arasında bir bağlantı olabileceği görüşü ortaya atılmıştır. Barsak mikrobiyotası, yaşam tarzı, tüketilen yiyecekler, kullanılan ilaçlar gibi birçok faktörden etkilenmektedir. Bu çalışmada mikrobiyota üzerinde etkili olan bu faktörlerden bazıları ile öğrencilerinin anksiyete ve depresyon durumları arasında bir ilişki olup olmadığının araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesinde eğitim görmekte olan gönüllü 349 öğrenciye, cinsiyet, vücut kitle indeksi, egzersiz faaliyetleri, son 2 yıldır antibiyotik kullanımı, beslenme alışkanlıkları, Beck Anksiyete ve Depresyon Ölçeklerini içeren bir anket uygulanmıştır. Veriler türlerine göre uygun tanımlayıcı istatistiksel yöntemlerle değerlendirilmiştir. Bulgular: Veriler incelendiğinde cinsiyet, vücut kitle indeksi, karbonhidrat ve fast-food tüketme sıklık düzeyi, doğum şekli ile depresyon ya da anksiyete veya her ikisiyle aralarında olumlu ilişkiler olduğu görülmüştür. Düzenli egzersiz yapma, probiyotik-prebiyotik tüketme sıklık düzeyi, anne sütü alımı, anne sütü alım süresi ve güneşlenme durumuna göre yapılan değerlendirmede anlamlı sonuçlar bulunmamıştır. Son 2 yıldır antibiyotik kullanma durumuna göre yapılan değerlendirmede kişinin antibiyotiği kullanma sebebine göre değişen veriler elde edilmiştir. Probiyotikprebiyotik besin tüketen kişiler ile tiroid hormon düzeyinin normalliği arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Sonuç: Bu çalışma sonunda sıklıkla glisemik indeksi yüksek olan gıdalarla beslenmenin anksiyete ve/veya depresyon üzerinde olumsuz etkisinin olduğu sonucuna varılmıştır.

Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Sağlıklı Beslenme Konusuna Yönelik Bilgi Durumlarının Farklı Değişkenler Açısından İncelenmesi

Mediterranean Journal of Educational Research, 2020

Bu araştırmada, Fen Bilgisi öğretmen adaylarının sağlıklı beslenme konusuna yönelik bilgi durumlarının farklı değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırmacı tarafından geliştirilen 28 soruluk "Temel Bilgi Testi (TBT)" 2017-2018 eğitim öğretim yılında yedi coğrafi bölgedeki farklı devlet üniversitelerinin Fen Bilgisi öğretmenliği programında öğrenim gören 813 öğretmen adayına uygulanmıştır. Verilerin analizi sürecinde Excel, Test Analysis Program (TAP) ve SPSS programlarından yararlanılmıştır. Bilgi testinin uygulanmasından elde edilen verilerin analizinde betimsel istatistikler, t testi ve ANOVA testi kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre cinsiyet, kronik rahatsızlığın olup olmaması, sağlıklı beslenmeye dikkat edip etmeme, ikamet edilen yer, ailelerinin aylık gelir düzeyi, aylık beslenme için ayırdıkları bütçe, öğrenim gördükleri üniversitelerin bulundukları coğrafi bölge değişkenlerine göre öğretmen adaylarının bilgi testinden aldıkları puan ortalamaları arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Ancak vücut kitle indeksi, yaşantıların en uzun süre geçirildiği yer, sağlıklı beslenme üzerine eğitim alıp almama değişkenlerine göre öğretmen adaylarının bilgi testinden aldıkları puan ortalamaları arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır. Bu doğrultuda konunun önemini vurgulamak amacıyla sağlıklı beslenme davranışlarının bireye erken yaşlarda kazandırılması, konuyla ilgili non-formal etkinliklerin düzenlenmesi önerilmektedir.

Kurumda Ve Kendi̇ Evi̇nde Yaşayan Bi̇r Grup Yaşli Bi̇reyi̇n Beslenme Durumlarinin Değerlendi̇ri̇lmesi̇

Eskişehir Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Halk Sağlığı Dergisi, 2020

*Çalışmanın gerçekleştirildiği döneme ait kurum bilgisi Özet Yaşlı nüfusun birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de hızla arttığı bilinmektedir. Yaşlılık döneminde, sağlığın iyileştirilmesi ve geliştirilmesinde, yaşam süresinin ve kalitesinin artırılmasında yeterli ve dengeli beslenme ayrı bir öneme sahiptir. Bu çalışma, İstanbul İli'nde kurumda ve kendi evinde yaşayan 65 yaş ve üzeri bireylerin beslenme durumlarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. 1

Üniversite Öğrencilerinde Mikro Besin Ögesi Alımının ve Beslenme Bilgi Düzeyinin Değerlendirilmesi

Black sea journal of health science, 2023

Bu çalışmada üniversite öğrencilerinde mikro besin ögesi alımının ve beslenme bilgi düzeyinin değerlendirilmesi ve ilişkilendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma verileri araştırmacılar tarafından anket formu yardımıyla yüz yüze toplanmıştır. Çalışmaya 19-27 yaş arası 567 üniversite öğrencisi (451 kadın, 116 erkek) dahil edilmiştir. Anket yardımıyla bireylerin sosyo-demografik özellikleri, antropometrik ölçümleri, besin tüketimleri, beslenme bilgi düzeyleri ve fiziksel aktivite düzeyleri sorgulanmıştır. Çalışmadan elde edilen verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesinde SPSS (Statistical Package for Social Science) 22.0 istatistiksel paket programı kullanılmıştır. Bireylerin yaş ortalaması 21,8±13,76 yıl, Beden Kütle İndeksi (BKİ) ortalaması 22,1±4,22 kg/m2'dir. Bireylerin %26,3'ü kötü, %51,3'ü orta, %15,2'si iyi, %7,2'si çok iyi temel beslenme bilgi düzeyine sahiptir. Bireylerin besin tercihi konusunda %79,7'si kötü, %14,6'sı orta, %0,7'si iyi, %4,9'u çok iyi bilgi düzeyine sahiptir. Eğitim görülen sınıf dereceleri arasında Yetişkinlerde Beslenme Bilgi Düzeyi Ölçeği toplam puanı açısından anlamlı fark saptanmıştır (P<0,05). Yetişkinlerde Beslenme Bilgi Düzeyi Ölçeği toplam puanında, beslenme ile ilgili ders alma durumuna göre istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (P<0,05). Kadın bireylerin E vitamini, folat, kalsiyum ve demir alımları, diyet referans alım (DRI) önerilerinin %50'sinin altında kalmıştır. Erkek bireylerin E vitamini, folat, kalsiyum ve magnezyum alımları, DRI önerilerinin %50'sinin altında kalmıştır. Beslenme bilgi düzeyi ölçeği toplam puanı ile yaş, eğitim görülen sınıfın derecesi, toplam MET-dk/hafta, ana öğün sayısı, ara öğün sayısı, B1, B2, B3 ve B6 vitamini alım miktarları arasında pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptanmıştır (P<0,05). Çalışmada bireylerin beslenme bilgi düzeylerinin ve bazı mikro besin ögesi alımlarının yetersiz olduğu sonucuna varılmıştır. Öğrencilerin büyük çoğunluğu, önerilen mikro besin ögesi alım düzeylerini karşılayamamaktadır. Bireylerin beslenme bilgi düzeyi arttıkça ana ve ara öğün sayıları ile birlikte bazı mikro besin ögesi alımları da artmaktadır. Genç yetişkin popülasyon olan üniversite öğrencilerinde, beslenme eğitimi programları ile beslenme bilgi düzeyi artırılarak, optimal beslenme durumunun sağlanması amaçlanmalıdır.

Sınava Hazırlanan Öğrencilerde Sınav Kaygısı ile Antropometrik Ölçümler Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

Journal of Nutrition and Dietetics

Amaç: Bu çalışma, sınava hazırlanan öğrencilerde sınav kaygısı ile antropometrik ölçümler arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bireyler ve Yöntem: Çalışma, Aralık 2019–Mart 2020 tarihleri arasında Ankara’da bulunan özel bir öğretim kursunda 11. ve 12. sınıflarda öğrenim görmekte olan, 16-18 yaş arası 142 kız, 83 erkek olmak üzere toplam 225 gönüllü lise öğrencisi üzerinde yürütülmüştür. Öğrencilerin kişisel özellikleri, sağlık durumları, beslenme alışkanlıkları bir anket aracılığıyla sorgulanmış ve antropometrik ölçümleri alınmıştır. Sınav kaygısını ölçmek amacıyla Revize Edilmiş Sınav Kaygısı (Revised Test Anxiety Scale-RTA) ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 17.38±0.65 yıldır. Erkek öğrencilerin RTA ölçeği puan ortalamaları (41.00±10.69) kız öğrencilere göre (46.21±11.45) daha düşük bulunmuştur (p<0.05). Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş, öğrenim durumu, eğitim görülen liseye göre RTA ölçeği puan ortalamaları arasında...

Üniversite Öğrencilerinde Kronotipe Göre Besin Tüketiminin Değerlendirilmesi

Journal of Nutrition and Dietetics

Amaç: Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin kronotiplerinin belirlenmesi ve kronotiplerine göre besin tüketimlerinin karşılaştırılması amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. Bireyler ve Yöntem: Çalışmaya yaşları 19-31 yıl arasında olan, 198 erkek (%24.5) ve 609 kadın (%75.5) olmak üzere toplam 807 üniversite öğrencisi dahil edilmiştir. Bireylere genel özelliklerinin, beslenme ve uyku alışkanlıklarının sorgulandığı bir anket formu ve kronotipin belirlenmesi için “İnsan Sirkadiyen Ritminde Sabahçıl ve Akşamcıl Tipleri Belirlemede Kendi Kendini Değerlendirme Formu” uygulanmıştır. Araştırmacılar tarafından bireylerin iki günlük besin tüketim kaydı alınmış, vücut ağırlığı ve boy uzunluğu ölçümleri standartlara uygun şekilde yapılmıştır. Bireylerin enerji ve besin ögelerinin önerilen günlük yeterli alım düzeylerini karşılama durumları Türkiye Beslenme Rehberi’ne (TÜBER, 2015) göre değerlendirilmiştir. Bulgular: Katılımcıların %23’ü sabahçıl (n= 186), %52.8’i ara (n= 426), %24.2’si ise akşa...