Çocukluk Çağı Travmaları: Bir Gözden Geçirme (original) (raw)

Travma ve Göç: Bir Gözden Geçirme

Artuklu İnsan ve Toplum Bilim Dergisi, 2020

Öz Ülkemizde ve tüm dünyada hem göçmenlere hem de göç olgusuna yönelik klinik psikoloji ve psikiyatri disiplinleri tarafından yürütülen bilimsel araştırma ve uygulamalara olan akademik ilgi artarak devam etmektedir. Toplumsal değişimin neden olduğu kolektif bir eylem olarak göç; psikolojik, sosyolojik, ekonomik ve bireysel sebeplerle bir yerden başka bir yere yapılan, kısa, orta veya uzun vadede geriye dönüş veya sürekli yerleşim hedefi güden coğrafik, kültürel ve toplumsal bir yer değiştirme hareketidir. Göçmenin kendi ülkesinden ya da ikamet ettiği bölgeden ayrılmasının birtakım nedenleri olduğu gibi göç ettiği yeri ya da toplumda karşılaşacağı tutum ve davranışları öngörmek oldukça güçtür. Göç süreci bazen göçmelerin öngördüğü üzere pozitif gelişmelerle ilerlemekte bazen ise beklentilerin aksine negatif yönde değişimlerin gerçekleştiği durumlar da ortaya çıkabilmektedir. Göçmenlerin sıkça karşılaştıkları olumsuz yaşam deneyimleri arasında sağlık ve eğitim hizmetlerine erişim eksikliği, ayrımcılık, sosyal dışlanma, çalışma izni edinmede yaşanan zorluk, kültür şoku, işsizlik, aile üyelerinden uzak kalma ve göç edilen yerde kendini yalnız hissetme yer almaktadır. Bu travmatik yaşantılar neticesinde göçmenler, sadece geldikleri yeni kültür ve normlarla karakterize olan toplumla uyum sorunu yaşamamakta, aynı zamanda travma sonrası stres bozukluğu, dissosiyatif bozukluk ve somatoform bozukluk gibi kronik psikiyatrik rahatsızlıklar da geliştirebilmektedir. Göçmenlere dair birçok devletin izlediği strateji ve politikalar, bu grubun topluma olan entegrasyonlarının en kısa sürede sağlanması ve psikolojik desteğin uygun koşullar altında verilmesi temel alınarak planlanmakta ve yürütülmektedir.

Çocukluk Çağı Kafa Travmaları

2002

Pediatrik kafa travmalari, kanser ve konjenital malformasyonlardan iki kat daha fazla olume neden olmaktadir. Beyin ve koruyucu yapilarin gelisimi dinamik bir surectir ve travmanin etkileri hasarlanma zamaninin, noral doku gelisiminin hangi evresinde olduguna baglidir. Bu derlemede, pediatrik populasyondaki travmalarin epidemiyolojisi, patogenezi, bulgulari ve semptomlari, tani metodlari, kitle lezyonlari ve intrakraniyal hipertansiyonun tedavi protokolleri tartisilmistir.

Çocukluk Çağı Travmaları ve Aleksitimi

Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2015

ÖZ İnsan yaşamında önemli bir role sahip olduğu düşünülen duygular kadar, duyguları anlamak ve fark etmenin de klinik psikoloji alanyazınında uzun bir geçmişe sahip olduğu bilinmektedir. Duyguların insan yaşamı üzerindeki bu denli önemi, duygusal problemlerle yakından ilişkili olan aleksitimi kavramını gündeme getirmektedir. Aleksitimik özellikler duyguları tanımlamada, diğer insanlara ifade etmede ve duygular ile bedensel duyumları birbirinden ayırt etmede güçlük, işlemsel düşünme, hayal kurmada, düşlemde kısıtlılık ve uyarana bağlı dış merkezli bilişsel yapı olmak üzere dört temel başlık altında toplanmıştır. Temel bakım verenlerle erken dönem ilişkilerde bozulmayla kendini gösteren çocukluk çağı travmalarının aleksitiminin etiyolojisinde önemli bir role sahip olduğu bilinmektedir. Söz konusu aleksitimik özellikler nedeniyle aleksitimik hastalarla yürütülen psikoterapinin zor bir süreç olacağı düşünülmektedir. Diğer yandan, belirli tedavi yaklaşımlarının aleksitimi düzeyinde önemli bir düşüş sağladığına yönelik bulguların gelecek çalışmalara yol göstereceği düşünülmektedir. Bu bağlamda, bu kuramsal derleme çalışmasında, aleksitiminin doğasına, etiyolojisi ve kuramsal alt yapısına, tedavi yaklaşımlarına ve çocukluk çağı travmalarıyla ilişkisine değinilmiştir. Anahtar Kelimeler: Aleksitimi, etiyoloji, tedavi, çocukluk çağı travmaları. ABSTRACT It is known that understanding and being aware of emotions have a long history in clinical psychology literature as emotions which are thought to have a significant role in human life. The significance of emotions in human life brings up the alexithymia construct, which is closely related to emotional problems, to the agenda. Alexithymic features are collected under four main titles which are difficulty identifying and describing feelings to others, difficulty distinguishing feelings, operative thinking, reduced fantasy processes and externally oriented thinking. It is known that childhood traumas which are characterized as impairment in relationship with primary caregivers in early childhood period have a significant role in the etiology of alexithymia. Due to the alexithymic features as mentioned, it is thought that psychotherapy conducted with alexithymic patients will be a difficult process. On the other hand, it is thought that the results of specific treatment approaches providing reduction in the level of alexithymia will guide the next studies. At this point, it will be addressed to the nature, etiology and theoretical basis of alexithymia, treatment approaches for alexithymia and the relationship between alexithymia and childhood traumas in this literature review.

Çocukluk Çaği Travmalarinin Benli̇k Saygisi Üzeri̇ne Etki̇si̇

2022

Bu araştırmada çocukluk çağı travmalarının benlik saygısına etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma verileri, 2021-2022 bahar dönemi öğretim yılında Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde psikoloji bölümünde okuyan ve kolayda örnekleme yöntemi ile seçilen 245 katılımcıdan elde edilmiştir. Araştırmada Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği" ve "Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği"nden yararlanılmıştır. Veriler; Regresyon, Spearman Korelasyon, T ve Mann-Whitney U testleri analizleri ile değerlendirilmiştir. Araştırmada, çocukluk çağı travmaları ile benlik saygısı arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çocukluk çağı travması arttıkça benlik saygısı düzeyinin düştüğü görülmektedir. Ek olarak, erkeklerin çocukluk çağı travmalarının kadınlardan daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Erkeklerin fiziksel istismar, duygusal ihmal ve fiziksel ihmal puanları kadınlara göre daha yüksektir. Dahası; Çocukluk çağı travmalarının alt boyutlarının %26 oranında benlik saygısını yordadığına ilişkin sonucuna ulaşılmıştır. Son olarak, Benlik saygısının cinsiyete ve sınıfa göre farklılaşmadığı gözlenmiştir.

Çocukluk Deneyimi Etrafında Krizi Yeniden Düşünmek

Karaburun Bilim Kongresi, 2019

Bu metin, "Kriz ve Çıkışlar" temalı 2019 Karaburun Bilim Kongresi'nde, "Ekoloji, Kent, Kriz ve Sınıf Mücadelesi" başlıklı B6 oturumunda sunulmuştur. Aşağıdaki versiyon, bu sunumun ses kaydının transkripsiyonundan hareketle ve bir takım eklemelerle oluşturulmuştur. Çalışma güncel kapitalist krizi çocukluk deneyiminin merceğinden takip ederek, ebeveynler ve çocuklar nezdinde bir ekolojik kriz, bir öznellik krizi, bir kentsel kriz vb. olarak açılan ekonomik krizi tartışmaktadır. Bu tartışmanın hedefi, hem krizi yaratan gerçek koşul olarak bilkuvve veya bilfiil mücadeleyi, hem krizin semptomlarının belirdiği saha olarak kapitalist gündelik yaşamı, hem de kapitalizm ötesi olanakları düşünmeye bir katkı yapmaktır.

Bipolar Bozukluk ve Çocukluk Çağı Travması

Psikiyatride Guncel Yaklasımlar, 2015

Özet Bipolar bozukluk, belli bir düzen olmaksızın tekrarlayan depresyon, mani ya da her ikisini de kapsayan karma ataklar ile giden ve bu ataklar arasında kişinin tamamen iyileşebildiği kronik bir bozukluktur. Travmatik yaşantıların bipolar bozuklukla ilişkisi üzerine yapılan çalışmalar, belirtiler üzerinde anlamlı, uzun süreli etkileri olduğunu göstermektedir. Psikososyal streslerin varolan bipolar bozukluğun nörobiyolojisini zaman içinde değiştirebileceği bildirilmiştir. Travmatik olayların bipolar bozukluğun yalnızca ortaya çıkışını değil, seyrini, atakların ortaya çıkışını etkilediği, bu hastalarda intihar girişimi oranını arttırdığını, madde kötüye kullanımının sıklıkla eşlik edebildiğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Çocukluk çağında travmatik yaşantısı olanlarda bipolar bozukluk daha erken yaşta başlamakta, bu hastalar daha fazla sayıda duygudurum atağı geçirmekte, daha fazla ek tanı görülmektedir. Bu yazıda, çocukluk çağı travması ve bipolar bozukluk ilişkisi gözden geçirilmiştir.

Çocuklarda Üretra Travmaları: Tek Merkez Deneyimi

Turkish Journal of Pediatric Disease, 2016

Üretra travmaları, nadir karşılaşılan ve tedavi süreci oldukça zorlu bir travma türüdür. Çalışmamızda; travmaya bağlı üretra ve mesane boynu yaralanması olan olgularımız geriye dönük değerlendirilerek oluşan deneyimlerimizi literatür eşliğinde tartışmayı amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Kliniğimizde 2009-2014 yılları arasında travmaya bağlı üretra ve mesane boynu yaralanması olan biri kız toplam 12 olgunun yaşı, cinsiyeti, travmanın oluş şekli, direkt kliniğimize başvurup vurmadığı, üretra yaralanmasının nerede olduğu, ek yaralanma olup olmadığı, yapılan cerrahi girişimler, tedavi sonuçları geriye dönük olarak değerlendirmeye alındı. Bulgular: Ortalama yaş 9.1±3.7yıldı (4-17). Sekiz olguda trafik kazası, iki olguda yüksekte düşme, bir olguda ateşli silah yaralanması, bir olguda iş aletine bağlı yaralanma sonrası üretra yaralanması saptandı. Yedi olguda posterior üretra, bir olguda mesane boynu, dört olguda anterior üretra yaralanması mevcuttu. Posterior üretra zedelenmesi olan olguların üçü ilk olarak bize başvurur iken dört olgu dış merkezde opere edilip gönderilmişti. Mesane boynu zedelenen olgu erken dönemde dış merkezde opere edilmiş, drenajın devam etmesi nedeni ile hastanemize gönderilmişti. Operasyonda mesane boynunun anterior yüzünde hasarlanma olduğu görülerek onarım yapıldı. Posterior üretra hasarı olan olguların üçü dış merkezde en az iki kez opere olmuş üretra striktürü gelişmiş olgulardı. Bu olguların ikisi reopere edilir iken birine internal üretrotomi ve dilatasyon ile kendinden işer hale getirildi. Direkt başvuran iki olgu endoskopik kataterizasyon ve dilatasyonla iyileştirilirken diğer olguda bukkal mukoza kullanılarak kendinden işer hale getirildi. Sonuç: Üretra travmaları nadir görülen ve tek bir merkezde yeterli deneyimin oluşmasına çoğu zaman imkan vermeyen bir travma türüdür. Çocuklarda penil üretra yaralanmalarının çoğu kataterizasyonla iyileşirken penil üretrada oluşan darlıkların tedavisinde rezeksiyon anastomoza gerek duyulabilir. Olguların çoğunda birden fazla girişim ve hastaya özel bir tedavi planı oluşturma gereği olsa da, bu çabaların sonucunda çocukların kontinan ve üretradan idrar yapar hale geldiklerini unutmamalıyız.

Çocukluk Çağı Yaralanmaları; Eğitsel ve Adli Boyut

The Bulletin of Legal Medicine, 2020

Çocukluk dönemi, çocuğun keşfetme merakı ve hareketli yapısı nedeni ile kendini tehlikelere karşı koruma bilincinin henüz oluşmadığı, bu nedenle travmalara açık olduğu bir dönemdir. Diğer yandan da her yaştan, ırktan ve gelir düzeyinden çocuğu etkileyen çocuk istismarı ve ihmali bu yaş grubunda karşılaşılabilen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Öğretmenler, toplumda çocuklar ve aileleriyle ilişki halinde olup, çocuk istismarının anlaşılmasında, bildirilmesinde ve önlenmesinde çok önemli bir role sahiptir. İstismara veya ihmale maruz kalan bir çocuğa yardım ederken ya da yardım etmeye başlarken atılacak ilk adım istismarın işaretlerini ve belirtilerini bilmektir. En önemli yaklaşım; çocuk istismarından kuşkulanılmasıdır. Burada kazalara bağlı yaralanmaların bulguları ile istismara bağlı yaralanmaların bulgularını doğru tanımlayabilmek ve istismardan kuşkulanan çocuklarda süreci doğru yönetebilmek çok önemlidir. Çalışmada amaç fiziksel çocuk istismarında görülen bulgularla, çocukluk ...