Ölüm Kaygısı ve Dua Tutumu Üzerine Bir Araştırma (original) (raw)
Related papers
Tanrı'ya Bağlanma Tarzı ve Ölüm Kaygısı İlişkisi Üzerine Bir Araştırma
A Research on the Relationship Between The Style of Attachment to God and Death Anxiety The purpose of this study is to examine the relationship between the style of God attachment and death anxiety. Within the scope of the study, the subject has been conceptually examined and conceptual substructure has been created, then the data obtained have statically been analyzed. During the application process of the research questionnaire forms have been applied to 416 individuals selected by random sampling, who were between the ages of 30 and 65+. Significant positive relationships between death anxiety and secure or anxious attachment styles to God have been identified in the research.
İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Dindarlık ve Ölüm Kaygıları Üzerine Boylamsal Bir Araştırma
ÖZET Bu çalışma, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin dindarlık (dinî hayat) ve ölüm kaygısı değişkenleri açısından 1. sınıftaki durumlarıyla 4. sınıftaki durumları arasındaki farklılıkları saptamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Dinî Hayat Ölçeği ve Templer’ın Ölüm Kaygısı Ölçeği’nden oluşan form, D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden bir gruba, ilk olarak 1996 yılında 1. sınıftayken, son olarak da 1999 yılında 4. sınıftayken uygulanmıştır. İstatistik analizler sonucunda bulgular, öğrencilerin bu akademik süreç içinde ölüm kaygısı ve dindarlığın inanç, davranış ve bilgi boyutlarına ilişkin düzeylerinde anlamlı bir değişikliğin olmadığını ortaya koymuştur. Buna karşın, öğrencilerin dindarlık ortalama puanlarının, 2. uygulamaya oranla 1. uygulamada anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu saptanmıştır (t=2.64, p<.009). Bununla birlikte bu anlamlı farkın, dinî hayatın inanç, davranış ve bilgi boyutlarından değil de duygu boyutundaki anlamlı değişiklikten (t=2.90, p<.004) kaynaklandığı tespit edilmiştir. Ayrıca, dindarlık ortalama puanları açısından kız öğrencilerle erkek öğrenciler arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Anahtar Kelimeler: Dindarlık, Ölüm kaygısı, boylamsal çalışma
Öz Çalışmada kişilerin ölüm kaygılarının, tinsellik eğilimlerinin, varoluş kaygılarının ve dindarlık eğilimlerinin birbirleri ile ilişkileri ve bu dört değişkenin bazı demografik özelliklere göre farklılaşıp farklılaşmadığının ve değişkenlerin bireylerin yaşantılarına ilişkin bazı durumlara göre yordama gücünün incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu oluşturan 404 kişiden Kişisel Bilgi Formu, Ölüm Kaygısı Ölçeği, Varoluş Ölçeği, Dindarlık Eğilimi Ölçeği ve Tinsellik Ölçeği kullanılarak veri toplanmış ve sonuçlar değerlendirilmiştir. Araştırmanın amacı doğrultusunda ilişkisel tarama modeli ve betimsel yöntemler kullanılmış, katılımcılar çalışma grubu olarak isimlendirilmiştir. Erkeklerde ölüm kaygısının kızlara göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Diğer değişkenlerin cinsiyet bağlamında gruplararası farklılık göstermediği görülmüştür. Varoluş kaygısının dinî eğitim alma durumuna göre farklılaşmadığı, dinî eğitim alanların almayanlara göre daha fazla ölüm kaygısı yaşadıkları, tinsellik eğilimlerinin daha düşük olduğu ve dış güdümlü dindarlık eğiliminde oldukları saptanmıştır. İlişkisel analiz sonuçlarına göre ölüm kaygısı arttıkça varoluş kaygısının azaldığı, varoluş kaygısı azaldıkça tinsellik eğiliminin azaldığı, tinsellik eğilimi azaldıkça dış güdümlü dindarlık eğiliminin görüldüğü ve varoluş kaygısı azaldıkça yine dış güdümlü dindarlık eğilimi görüldüğü saptanmıştır. Ölüm kaygısı tinsellik ve dindarlık eğilimi varoluşsal kaygının anlamlı yordayıcıları olarak bulunmuştur. Çalışmanın sonuçları çerçevesinde ölüm kaygısı, varoluş kaygısı, dindarlık ve tinsellik gibi kavramlara ilişkin ilişkisel çalışmaların sayısının artırılması, dinî eğitimin niteliğinin daha kapsamlı bir çalışma olarak ele alınması önerilmektedir.
Ölüm Kaygısı ve Tanrı Algısı Bağlamında Umre İbadetinin Ruh Sağlığı ile İlişkisi
Ölüm Kaygısı ve Tanrı Algısı Bağlamında Umre İbadetinin Ruh Sağlığı İle İlişkisi, 2021
İlk defa uzun yaşamak istiyorum. Mescid-i Nebevi'yi bir daha görebilmek için.. Annem * Bu çalışma Umre ibadetininin hayatın anlamı, umutsuzluk, ölüm kaygısı ve Tanrı algısı gibi değişkenlerle ilişkisini ölçmek üzere yapılmış bir ampirik araştırmadan elde edilen geniş çaplı veri setinin ikinci bölümü olarak hazırlanmıştır. Veri setinin ilk bölümü "Umre İbadetinin Hayatın Anlamı ve Umutsuzlukla İlişkisi Üzerine Ampirik Bir Araştırma" başlığı ile Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanmıştır. (Yılmaz, 2018).
Di̇ndarlik Ve Ölüm Kaygisi Arasindaki̇ İli̇şki̇ Üzeri̇ne Bi̇r Derleme
Dini araştırmalar, 2022
Ölüm kaygısı, varoluşsal sorunların başında gelmektedir. Dindarlık ise ölüm kaygısıyla baş etmede önemli bir işlev görmektedir. Ancak ölüm kaygısı ve dindarlık arasındaki ilişki üzerinde yapılan çalışmalar çelişkili sonuçlar ortaya koymuştur. Bu çalışmanın temel amacı, dindarlık ve ölüm kaygısı arasındaki ilişkiyi değerlendirmek ve çelişkili sonuçların muhtemel nedenlerini tespit etmektir. Çalışmada hem ilişkisel hem de deneysel araştırmaları incelemek için sistematik derleme yöntemi benimsenmiştir. Bu konudaki araştırmalar incelendiğinde ortaya iki önemli sonuç çıkmaktadır. Birincisi, dindarlık ve ölüm kaygısı arasında genelde tutarsız ilişkiler olmasına rağmen özellikle içsel dini yönelimin ölüm kaygısı ile olumsuz yönde ilişkili olduğu görülmüştür. İkincisi, ölümlülük belirginliği dindarların dinî inançlarını daha da arttırırken, dindar olmayanlar üzerinde tutarsız sonuçlar üretmektedir. Öte yandan, incelenen araştırmaların önemli bazı sınırlılıkları bulunmaktadır. Birincisi, araştırmalarda kullanılan dindarlık ve ölüm kaygısı ölçümleri çok çeşitlilik göstermekte ve bunların güvenilirliği ve kültürler arası geçerliliği sorun olabilmektedir. Dindarlığı ve ölüm kaygısını örtük olarak ölçmek bu sorunu çözmeye yardımcı olabilir. İkinci sınırlılık, deneysel çalışmaların çok az sayıda olması ve olanların da çoğunlukla Yahudi-Hristiyan dinî gelenekten gelen katılımcılarla yapılmış olmalarıdır. Dolayısıyla farklı dinî ve kültürel • 529
2016
Gunumuzde insanoglu her ne kadar teknolojik alanda ilerlemis olsa da dini inancindan vazgecmemistir. Cunku insanoglu sikintili donemlerinde en onemli destegini dini degerlerden bulmaktadir. Ozellikle dua ile sikintilarini dile getiren ve talepte bulunan birey kendisini guven icinde hissedebilmektedir. Bu arastirma ile dua ve hayat memnuniyeti, fakulte farkliligi, cinsiyet, sosyal cevre, ekonomik durum ve oznel dindarlik algisi arasindaki iliski belirlenmeye calisilmistir. Orneklemimiz, Kirklareli Universitesi Ilahiyat (N=113) ve Fen-Edebiyat Fakultesi’nde (N=112) okuyan 225 ogrenciden olusmaktadir. Ornekleme, “Duanin Olcek Yapisi” ve “Hayat Memnuniyet Olcegi” uygulanmistir. Bulgulara gore, dua ve hayat memnuniyeti ile cinsiyet arasinda anlamli bir iliski bulunmamakta, buna karsin medeni durum ve alinan egitim turune gore dua ve gelir durumu arasinda farklilik bulunmaktadir. Anahtar Kelimeler: dua, hayat memnuniyeti, karsilastirmali arastirma A Comparative Study on Prayer and Life Sa...
Death and Death Anxiety [Ölüm ve Ölüm Kaygısı]
Although death and life concepts seem so different from each other, some believe that death and life as a whole that death is accepted as the goal of life and death completes life. In different cultures, societies and disciplines, there have been very different definitions of death which changes according to personality, age, religion and cultural status of the individual. Attitudes towards death vary dramatically according to individuals. As for the death anxiety, it is a feeling which starts right after birth, lasts a whole life, is the underlying basis of all fears, have an impact on character development and is formed after realization that the person will no longer exist, can lose the world and everything is actually meaningless. The aim of this review is to overview death and death anxiety, the components of death anxiety, approaches about death anxiety, scales that are used to evaluate the death anxiety and the local and international research on that subject.
Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2014
Bu makalenin amaci, universite ogrencilerinin dua tutumu ile psikolojik iyi olma hali arasindaki iliskileri incelemektir. Arastirma Sivas Cumhuriyet Universitesinin bes (Ilahiyat, Edebiyat, Egitim, I.I.B.F. ve Muhendislik) fakultesinde okuyan 672 ogrencinin kati- limi ile yapilmistir. Cinsiyet degiskeninin dua tutumu ile arasinda anlamli fark varken psikolojik iyi olma hali ile anlamli fark bulunmamistir. Kiz ogrencilerin dua tutumu erkek ogrencilerden daha yuksektir. Birinci sinifta okuyan ogrencilerin dua tutumu ust siniflarda daha yuksek cikmistir. Hem kiz hem erkek ogrencilerin dua tutumlari psikolojik iyi olma halini -dusuk duzeyde olsa da- yordamaktadir. Arastirmada elde edilen bulgular bilimsel yazinla genellikle paralellik arz etmektedir. Arastirmada dua tutumunun psikolojik iyi olma halini dusuk bir seviyede yordamasi, universite og- rencilerinin ilk yetiskinlik doneminde bulunmalarina baglanmaktadir.
Tutuklu ve Hükümlülerde Umutsuzluk, Ölüme İlişkin Depresyon ve Ölüm Kaygısı İlişkisi
Sosyal Bilimler Dergisi, 2011
Bu araĢtırmada tutuklu ve hükümlülerin umutsuzluk, ölüme iliĢkin depresyon ve ölüm kaygısı düzeyleri arasındaki iliĢkinin saptanması amaçlanmıĢtır. AraĢtırma betimsel yöntem kullanılarak gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢmanın örneklemini, 116 erkek tutuklu ve hükümlü (yaĢ aralığı= 17-52, yaĢ ortalaması= 31.24) oluĢturmuĢtur. Katılımcılara Beck Umutsuzluk Ölçeği, Templer Ölüme ĠliĢkin Depresyon Ölçeği ve T empler Ölüm Kaygısı Ölçeği uygulanmıĢtır. Bulgulara göre, tutuklu ve hükümlülerin umutsuzluk ortalama puanı 7.08 (ss.4.47), ölüme iliĢkin depresyon ortalama puanı 8.72 (ss.3.64) ve ölüm kaygısı ortalama puanı 6.89'dur (ss.2.78). Sonuçlar, tutuklu ve hükümlülerin umutsuzluk düzeyleri ile ölüme iliĢkin depresyon (r=.27, p<.01) ve ölüm kaygısı (r=.20, p<.05) düzeyleri arasında, pozitif yönde anlamlı bir iliĢki olduğunu göstermiĢtir. Ayrıca umutsuzluk ile intihar giriĢiminde bulunma oranı (r= .41) arasında p<.001 düzeyinde pozitif yönde anlamlı bir iliĢki tespit edilirken, yaĢ, medeni durum ve eğitim düzeyi değiĢkenleri açısından anlamlı farklılıkların olmadığı saptanmıĢtır. Sonuçlar, literatür ıĢığında tartıĢılmıĢtır.