Türk Televi̇zyon Di̇zi̇leri̇ni̇n Markalaşmasi (original) (raw)

Televi̇zyon Di̇zi̇leri̇ni̇n Markalaşma Süreci̇nde Logo

2018

Medya sektorunun vazgecilmez kitle iletisim organlarindan biri olan televizyon, izleyiciyi kendine baglamak icin genellikle dizileri kullanir. Gun gectikce dizilerin sayisinin artmasiyla yapim sirketleri ortaya cikardiklari farkli uygulamalarla rakiplerinden bir adim onde olmaya calisirlar. Bunun icin gelisen rekabet ortaminda yapim sirketleri, pazarlama adina sosyal medyada var olma gibi cesitli yollara basvurmanin yani sira grafik tasarim baglaminda gorsel gostergeler de kullanmaya baslamistir. Dizilerin taninmasinda ve tuketicinin hafizasinda yer almasinda kullanilan en onemli gorsel gosterge logodur. Birkac yil oncesine gidildiginde dizi filmlerin isimleri, dizi baslangicinda siradan bir fontla yazilarak kullaniliyordu. Ancak, bugun hemen hemen her dizi filmine ait bir logotayp (logotype) bulunmakta ve afis, reklam ve jenerik gibi cesitli yerlerde kullanim alanlari mevcuttur. Artik, dizi film logolari imza ya da gorsel bir kimlik gorevini ustlenir. Bu arastirmada yerli ve yabanc...

Türki̇ye'De Yerli̇ Televi̇zyon Di̇zi̇leri̇: Fi̇lm Enflasyonundan Di̇zi̇ Enflasyonuna

the Journal of Academic Social Sciences, 2016

Many television serials such as Aşk-ı Memnu considered as classics were shot in 1970's in which the family audience that was the main audience of Yeşilçam Cinema was grabbed by television. A few legendary televison serials such as Bizimkiler (1989-2002) and Perihan Abla (1986-1988) were produced in the period of TRT monopoly in 1980's. Turkish television serials substituted Yeşilçam Cinema that had virtually disappeared in 1990's. Turkish television serials turned into a very important emtia that was being sold to almost all over the world in 2000's. A television serial inflation, which is alike film inflation experienced in Yeşilçam Cinema in 1960's, is being experienced in Turkish television serial sector today. The number of productions and the economical magnitude of the sector are being considered as an indicator of the power of the sector as it was in the mentioned period in the past. Whereas it is observed that the appeal of the numbers are hiding some realities. If the circumstances don't change, it is not a prophecy to say that television serial sector will probably experience the same fate which Yeşilçam had in the past. This study aims to reveal the periods of Turkish television serials from 1970's to the present and to argue the present state of the sector.

TÜRK TELEVİZYON DİZİLERİNDE TOPLUMSAL KİMLİKLERİN TEMSİLİ

Kitle iletişim araçlarına eleştirel bir açıdan yaklaşıldığında, medyanın erkek egemenliğinde olduğunu ve bu sebeple de ataerkil zihniyeti desteklediğini söylemek mümkündür. Medyanın gücünün sınırsız olduğunu savunan Frankfurt Okulu ve Kültürel Çalışmalar Birmingham Okulu gibi eleştirel yaklaşımlara göre birey, medyada gördüklerini gerçek sanma eğilimdedir. Bu durum kimi zaman bireylerin medya aracılığıyla sunulan içerikleri sorgusuz benimsemesi sonucuna varabilmektedir. Medya metinlerinde, anaakımın dışında kalanlar diğer bir ifadeyle “öteki”ler yeteri kadar temsil edilmezken, anaakımın içinde kalanlarsa belli başlı stereotipler ve çerçeveler etrafında kurgulanmaktadır. Bu bakış açısından yola çıkarak “Türk Televizyon Dizilerinde Toplumsal Kimliklerin Temsili” konulu çalışma kapsamında yerli televizyon dizilerinde yer alan karakterler analiz edilerek, bunların egemen ideolojiyi ne kadar yansıttıkları, mevcut düzeni ne kadar olumladıkları ve neleri eleştirip kimleri ötekileştirdikleri incelenmiştir. İçerik analizi yöntemi esas alınarak yapılan bu çalışma, 2011-2012 yayın döneminde reyting ölçümlerine göre en fazla izlenen ilk 5 dizi (Arka Sokaklar, Öyle Bir Geçer Zaman Ki, Fatmagül’ün Suçu Ne?, Adını Feriha Koydum ve Kuzey Güney) üzerinden yapılmıştır. Araştırmanın neticesinde ana hatları ile (a) dizi karakterlerinin egemen ideolojiyi yansıtacak biçimde kurgulandığı, (b) genel kabul görmüş ve/veya görmesi istenilen davranış kalıplarının olumlandığı, (c) toplum ve sistem açısından “öteki” olarak görülen kimliklerin ise olumsuzlanarak göz ardı edildiği bulgulanmıştır

TÜRK TELEVİZYON DİZİLERİNİN DİZİ SÜRELERİ BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

Yeni Yüzyıl'da İletişim Çalışmaları Dergisi, 2023

Diziler birçok ülkede televizyon yapımları arasında önemli bir yere sahiptir. Türkiye’de ise dizilerin bambaşka bir yeri vardır. Öncelikle 1990’larda özel televizyon kanallarının açılması, sonrasında da 2000’lerde Türk dizilerinin ihraç edilmeye başlanması ile dizi sektörü büyük bir ivme yakalamış ve halen de diziler televizyon kanallarının en önemli yapımları arasında yer almaktadır. Günümüzde Türk dizileri hem yurt içinde hem de yurt dışında farklı coğrafyalarda ve birçok ülkede geniş bir izleyici kitlesine sahiptir. Türk dizilerinin bu kadar çok izleyiciye ulaşması ve başarılı olmasının yanında yıllar içinde dizi sürelerinin gittikçe uzaması ve günümüzde aşırı uzun bir hale gelmesi gibi bazı olumsuz yanları da ortaya çıkmıştır. Türk televizyon dizileri ile ilgili yapılan akademik çalışmalara bakıldığı zaman daha çok dizilerin farklı ülkelerde izlenmesi, etkileri, Türkiye’nin imajına katkısı ve sektörde çalışanların yaşadığı sorunlar evreninde olduğu görülmektedir. Dizi süreleri konusuna ise birçok araştırmada değinilmesine rağmen sadece bu konuyu ele alan akademik bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Dolayısıyla birçok araştırmacı tarafından eleştirilen ve dizi sektöründeki sorunlardan biri olarak gösterilen dizi sürelerinin ele alınmasının bu konuya dikkat çekilmesi bakımından yararlı olacağı düşünülmektedir. Bu amaçla Türk Televizyon dizilerinin yıllar içinde artan bölüm süreleri ve günümüzde yayınlanan dizilerin süreleri incelenmiştir. Araştırma verileri literatür taraması ve birincil kaynak verileri yoluyla elde edilmiştir. Yapılan çalışmada dizi sürelerinin artmasının aslında bir nedenden çok bir sonuç olduğu sonucuna varılmıştır. Dizi sektöründeki birçok farklı kesim tarafından şikâyet edilen ve hatta gösteriler düzenlenen bir konu olsa da dizi sürelerinin yıllar içinde azalma yerine artış gösterdiği görülmektedir. Dolayısıyla dizi sürelerinin uzamasına yol açan nedenleri ortadan kaldırmadan ve yasal düzenlemeler yapmadan sorunun çözümünün mümkün olamayacağı anlaşılmaktadır. Aksi takdirde mevcut koşullarda Türk dizilerinden sürdürülebilir bir başarı beklemek hayalcilik olacaktır.

ÖZEL TELEVİZYON KANALLARININ TÜRK HABERCİLİĞİNE ETKİSİ

Selçuk İletişim, 2004

Televizyon haberciliği, görüntü ve sesi bir arada bulundurması nedeniyle hedef kitle üzerinde et-kili bir haberciliktir. Bu nedenle de televizyon kanalları haber konusunda sürekli yarış içerisinde-dir. Türkiye'de, 1968 yılında kurulan TRT, 1990 yılına kadar ilk ve tek televizyon kanalı durumun-dadır. TRT'nin bu tekeli, 1990 yılında Magic Box şirketinin Almanya'dan uydu kiralayarak Türki-ye'ye yayın yapmasıyla yıkılmıştır. O dönemde Türkiye'de bulunan yasa boşluğu nedeniyle Star 1 adıyla kurulan ilk özel televizyon kanalı, diğer girişimlere cesaret vermiştir. 1994 yılında özel te-levizyon yayınları yasal duruma gelmiştir. Özel televizyonların Türkiye'ye girmesiyle rating uğru-na yaptıkları yayın anlayışı, haberlerde de kendini göstermiştir. Bu kanalların habercilik anlayışı, TRT'nin benimsediği protokol haberciliğinden uzak, farklı haber değeri olan bir sistemdir. Bu çalışmada, özel televizyon kanallarının habercilik anlayışları incelenmiş, bir gün süreyle TRT, NTV ve SHOW TV'nin ana haber bültenlerinin içerik çözümlemesi yapılarak haber bültenlerinin nasıl değiştiği araştırılmıştır. Özel televizyon kanallarının Türk haberciliğine getirdiği olumlu ve olumsuz etkiler saptanmaya çalışılmıştır.

Türki̇ye’De Bi̇r Popüler Kültür Araci Olarak Televi̇zyon

Erciyes İletişim Dergisi, 2016

Türkiye'de Bir Popüler Kültür Aracı Olarak Televizyon www.erciyes-akademia.com TÜRKİYE'DE BİR POPÜLER KÜLTÜR ARACI OLARAK TELEVİZYON Öz Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte kültürel dönüşümün hız kazanması, kitle iletişim araçları ve popüler kültür arasında karşılıklı beslenmeye dayanan bir ilişkiye zemin hazırlamıştır. Kitle iletişim araçları ve popüler kültür arasındaki ilişkinin arkasında popüler kültür ürünlerinden ekonomik kâr elde etmek isteyen büyük sermaye grupları bulunmaktadır. Temelde ekonomik sebeplere dayanan ilişkiler ağı, toplumsal etkileri açısından kültürel bir boyut kazanmaktadır. Kültürel boyutu, büyük ölçüde en popüler bir iletişim aracı olan televizyon içerikleri ile ilintilidir. Popüler kültürün lokomotifi televizyon, ürettiği ve sunduğu içerikleriyle, popüler kültürün oluşumunda ve sürdürülmesinde önemli bir etkendir. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de televizyon, magazin programları, diziler, reklamlar gibi sunduğu içeriklerle popüler kültürü sürdüren, destekleyen, yenileyen özellikleriyle toplumsal yaşamı dönüştürücü bir nitelik taşımaktadır.

Uluslararasi Markalaşma Süreci̇nde Halkla İli̇şki̇leri̇n Rolü: Kazaki̇stan Pazarinda Faali̇yet Gösteren Türk Teksti̇l Fi̇rmalarina Yöneli̇k Ni̇tel Bi̇r Çalişma

2019

Gunumuz rekabet kosullarinda markalasma bir isletmenin en stratejik yatirimlarindan biri konumundadir. Bu calismada uluslararasi markalasma surecinde halkla iliskilerin rolu Kazakistan’da faaliyet gosteren Turk tekstil firmalari orneginde incelenmeye calisilmaktir. Arastirmanin sonuclarina gore tekstil pazarinda markalasma surecinde halkla iliskiler onemli bir stratejidir. Halkla iliskiler ve tanitim yontemleri arasinda en cok yararlanilanin da fuarlar oldugu belirlenmistir. Web siteleri, reklam, sosyal medya, ikili gorusmeler gibi yontemlere ek olarak firma ziyaretleri, urun sergisi, urun numunelerin gosterilmesi gibi tanitim yontemlerinin de oneminin yuksek oldugunu soyleyebiliriz.