Işiğin Heykeltiraşi: Medardo Rosso (original) (raw)
2018, The Journal of International Social Research
Yirminci yüzyıl heykeline yön vermiş sanatçıların içerisinde Medardo Rosso'nun yeri farklıdır. İsmi, o dönemde anılan Rodin, Degas, Mailol gibi öncü sanatçıların arasında sayılan Rosso, kendisinden sonraki kuşakları etkilemiş bir sanatçıdır. Medardo Rosso, 1858 yılında İtalya'da, Turin'de doğmuştur. Orta sınıf sayılabilecek bir ailenin üç çocuğundan en küçüğüdür. Babası, istasyon şefidir, Medardo' ya çok düşkün olan annesi, ona ailenin diğer üyelerinden daha yakındır. Aile, Medardo on iki yaşındayken 1870 yılında Milano'ya taşınmıştır. İtalya bu sıralarda siyasi birlik kurma sürecindeydi. Eğitim hayatı çok parlak geçmeyen sanatçı sık sık okuldan kaçarak Civardaki bir taş ustasının yanına gitmektedir. Yirmi bir yaşındayken büyük kardeşinin yerine orduya katılır. 1881 yılı sonlarında Milano'da bir atölye açmış ve heykel çalışmalarına başlamıştır. Desen ve anatomi konusunda bilgisini arttırmak için Brera Güzel Sanatlar Akademisine başvurur. Sadece anatomi ve desen derslerine katılmak üzere kabul edilmiştir. Ancak aradığını bulamamıştır, çünkü okulda çeşitli sebeplerle okuldaki anatomi derslerinin süresi ve canlı model, kadavra olanakları kısıtlanmıştır. Bunun iyileştirmesi için yazılmış dilekçenin imzaya açılması sürecinde iki kavgaya karışmış ve okul yönetiminin kararıyla okuldan atılmıştır. Çalışmalarını atölyesinde yoğunlaştırmış, heykel yapmaya ve sergilere katılmaya koyulmuş, bir taraftan da siparişlerle geçinmeye çalışmıştır. Rosso'nun bu anlamda Milano'da çeşitli mezarlıklarda yaptığı mezar heykelleri bulunmaktadır. Atölye çalışmalarındaysa tarzını geliştirdiği ve sanatsal fikirlerini uyguladığı çalışmalar yapmıştır. Heykelleri, başta Baudelaire olmak üzere dönemin izlenimci ve romantik eleştirmenlerinin ve sanatçılarının fikirlerinden etkilenmiştir. İzlenime dayanan anlık görüntüleri heykelleştiren yapıtları, tek bakış noktasını dikkate alarak yapılmışlardır. Bu fikre bütün sanat hayatında bağlı kalmış, bu arada malzeme üzerine de çeşitli denemeler yapmıştır. Bronz döküm dışında alçı modelin üzerine balmumu tabakasıyla kaplandığı ve onunla özdeşleşmiş bir teknik geliştirmiştir. Medardo Rosso, 1884 yılında birkaç aylığına Paris'e gitmiş sanat başkenti konumundaki kentin ortamında bulunmuştur. Ziyaret ettiği sergilerin dışında, Jules Dalou'nun atölyesinde asistanlık yapmış, burada Rodin ile tanışma fırsatı da bulmuştur. Aynı yılın sonunda Milano'ya dönmüş ve çok sevdiği annesini kaybetmiştir. Bu kayıp yüzünden düştüğü depresyon, çalışmalarını etkilemiştir. Birkaç ay sonra ani bir kararla Giuditta Pozzi ile evlenmiş ondan Francesco adını verdikleri bir oğlu olmuştur. Bir süre daha Milano'da çalıştıktan sonra 1889 yılında, ailesini ardında bırakarak Paris'e gitmiş ve çalışmalarını orada sürdürmüştür. Hareketli bir sanat çevresine sahip Paris'te bağımsız şekilde çalışmalarını üretmiştir. O zamanki sanat ölçütlerine göre uç düzeydeki heykellerini sergilemek, sanat fikirlerini anlatmak için çabalamıştır. Henri Rouart, Degas gibi sanat çevresinin ileri gelenlerinin dikkatini çekmiştir. Bu arada çalışma ve yaşam şartları sağlığın etkilemiştir. Hastaneye yatmak zorunda kalmıştır. Çalışmaları bu dönemde artık olgunluk kazanmış, balmumuyla kapladığı heykelleri ilgi görmeye başlamıştır. 1900 yılında tanıştığı sanatçı, eleştirmen Etha Fles'in yönlendirmeleriyle ismini duyurmaya yönelik çalışmalara adamıştır. Almanya, Avusturya ve İngiltere'de sergiler açmış daha önce yaptığı heykelleri çoğaltmıştır. 1928 yılında ölünceye kadar sergilere katılmaya devam etmiştir. Ürettiği az sayıda işinde, biçimlendirme, malzeme ilişkileri, kompozisyon gibi birçok meseleye getirdiği yorumların yanında, sanat geleneğine karşı aldığı köktenci tutum da onu diğerlerinden ayırır. Yaşarken ve ölümünden sonra gündemde kalmış araştırmalar yapılmış hakkında yayınlar çıkmıştır. Örneğin 1963 yılında MOMA'da (New York Modern Sanatlar Müzesi) kapsamlı bir sergi açılmış, beraberinde Margaret Scolari Barr tarafından yazılmış ve bu makalede çok yararlanılan bir monografi yayınlanmıştır. Bugün hala bu ilgi sürmekte, sanatçı hakkında ayrıntılı araştırmalar yapılmaktadır.