Gonartroz Hastalarında İntraartiküler Ozon Enjeksiyonunun Ağrıya Etkisi (original) (raw)

Gonartrozda Farkli Eklem Ici Ilac Uygulamalarinin Antioksidan Sistem Ve Lipid Peroksidayonu Uzerine Etkisi

Gaziantep Medical Journal, 2011

Oksidatif stres ve lipid peroksidayonu diz osteartrinin (gonartroz) patogenizinde rol oynayabilir. Bu çalışmada, osteoartritli dizlerde lipid peroksidasyonu ve antioksidan savunma sisteminin hastalık mekanizmasındaki rolü ve farklı eklem içi tedavilerin lipid peroksiyonu ve antioksidan enzim aktivitesi üzerine etkilerini araştırdık. Amerikan Romatoloji Koleji ölçütlerine göre gonartroz tanısı alan 75 hasta rastgele eşit 5 gruba ayrıldı. Birinci gruba sadece eklem içi serum fizyolojik verilerek kontrol grubu kabul edildi. İkinci gruba yüksek molekül ağırlıklı hyaluronik asit (HA, hylan G-F 20) eklem içi haftada bir üç kez uygulandı. Üçüncü gruba metil prednizolon asetat bir kez eklem içi verildi. Dördüncü gruba düşük molekül ağırlıklı HA, hyaluronan eklem içi haftada bir beş kez uygulandı. Beşinci gruba tenoksikam bir kez eklem içi verildi. Eklem sıvısı ve hemolizatta serbest radikallerin lipid peroksidasyon ürünü malondialdehit (MDA) ve antioksidan enzimler; superoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT), glutatyon peroksidaz (GSH-Px) düzeyleri tedavi öncesi ve sonrasında ölçülerek karşılaştırıldı. Farklı eklem içi uygulamalarla tedavi sonrası her bir grupta sinovial sıvıdaki MDA düzeylerinin kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde azaldığı tespit edildi. Hemolizat MDA, SOD, GSH-Px ve CAT seviyelerinde tedavi öncesine göre anlamlı fark gözlenmedi. Sinoviyal sıvıda CAT aktivitesine rastlanmadı. Sinoviyal sıvıdaki SOD ve GSH-Px aktivitelerinde tedavi öncesine göre artış görüldü fakat bu artış istatistiksel olarak anlamlı değildi. Gonartroz tedavisinde farklı eklem içi uygulamalar sinoviyal sıvıda lipid peroksidasyonunu azaltabilir. Gelecekte, gonartrozda tedavinin etkinliğini değerlendirmede klinik ölçütlere ek olarak MDA gibi biyokimyasal ölçümlerin de rutin olarak kullanılabilmesine yönelik daha ileri araştırmalar yapılabilir.

Temporomandi̇bular Eklem Osteoartri̇tli̇ Hastalarda Artrosentezi̇ Taki̇ben Yapilan Trombosi̇tten Zengi̇n Plazma, Hyaluroni̇k Asi̇t Ve Korti̇kosteroi̇d Enjeksi̇yonlarinin Temporomandi̇bular Eklem Palpasyonunda Oluşan Ağriya Etki̇leri̇ni̇n Karşilaştirilmasi

Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2016

Bu çalışmanın amacı temporomandibular eklem (TME) osteoartritli hastalarda uygulanan 4 farklı tedavi yönteminin Temporomandibular eklemin lateral ve posterior palpasyonundaki ağrıda meydana getirdiği değişimleri karşılaştırmaktır. Yöntem: Bu çalışmaya hem klinik inceleme ile ve hem de konik ışınlı bilgisayarlı tomografik değerlendirme (CBCT) ile TME osteoartriti (TME-OA) teşhisi konulan erişkin hastalar dahil edilmiş ve bu hastalar rastgele bir şekilde 4 farklı tedavi grubuna ayrılmıştır: sadece artrosentez (1), artrosenteze ilave yapılan trombositten zengin plazma (PRP) (2), hyaluronikasid (HA) (3) veya kortikosteroid (KS) (4) enjeksiyonları. Kontrol grubu15 dejeneratif ekleme sahip 12 hasta, PRP grubu32 dejeneratif ekleme sahip 18 hasta, HA grubu 17 dejeneratif ekleme sahip 13 hasta ve KS grubu ise 17 dejeneratif ekleme sahip 12 hasta içermiştir. Bu hastalara tedavi başlangıcında tek seans artrosentez işlemi uygulanmıştır. PRP grubunda ilave 5 seans, HA grubunda ilave 1 seans Hyalgan ve KS grubunda ilave 1 seans Depomedrol'uneklem içi enjeksiyonları uygulanmıştır. Temporomandibular eklemin lateral ve posteriorpalpasyonundaki ağrı, 5 dereceli ağrı skalası (0 = yok; 1= hafif; 2= orta; 3= yoğun; 4= şiddetli) kullanılarak tedavi öncesi ve tedaviden sonraki ortalama 1. yılda değerlendirilmiştir. Gruplar arası karşılaştırma Mann Whitney U testi yapılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, PRP grubunda posterior TME palpasyonunda, HA grubunda ise lateral ve posterior TME palpasyonunda oluşan ağrı skorlarında istatistiksel olarak daha fazla iyileşme gözlemlenmiştir. KS grubunda anlamlı bir iyileşme görülmemiştir. PRP grubunda lateral TME palpasyonunda oluşan ağrı skorlarında ise, HA ve KS grupları ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak daha fazla iyileşme gözlemlenmiştir. Sonuç: Bu çalışmanın bulguları, artrosentezi takiben uygulanan eklem içi PRP enjeksiyonlarının kontrol, HA ve KS gruplarına nazaran TME palpasyonundaki ağrı üzerinde daha fazla iyileşme sağladığını göstermiştir.

İntramüsküler Enjeksiyon Ağrısını Azaltmaya Yönelik Bölge ve Yöntemler İle İlgili Tezler: Sistematik Bir Derleme

Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi, 2023

Bu çalışma, Türkiye'de yetişkinlerde intramüsküler enjeksiyon sırasında ağrıyı azaltmaya yönelik kullanılan nonfarmakolojik yöntemler ve enjeksiyon bölgeleri ile ilgili yapılan tezlerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Çalışmanın evrenini Ağustos-Ekim 2021 tarihlerinde, intramüsküler enjeksiyonlarla ilgili anahtar kelimeler kullanılarak, "Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi" veri tabanında yıl sınırlaması olmaksızın hemşirelik alanında yapılan 35 kayıtlı tez oluşturmuştur. Yapılan tarama sonucunda, bu tezlerden araştırma kriterlerini karşılayan 16 lisansüstü tez çalışma kapsamına alınmıştır. Bulgular: Tezlerin çoğunluğunun yüksek lisans tezi olduğu (n=13), tezlerin deneysel (n=9) ve yarı deneysel (n=7) tasarımda yapıldığı ve tezlerin tümünün örneklem grubunu hastaların oluşturduğu belirlenmiştir. İntramüsküler enjeksiyonlarda kullanılan birçok nonfarmakolojik yöntemin (n=11) olduğu ve bu yöntemlerin çoğunun (n=9) intramüsküler enjeksiyona bağlı ağrıyı azalttığı ve hasta memnuniyetini arttırdığı belirlenmiştir. Ayrıca intramüsküler enjeksiyonlarda ventrogluteal bölgenin tercih edilmesinin de (n=2) enjeksiyona bağlı ağrıyı azalttığı ve buna ek olarak hasta memnuniyetini arttırdığı saptanmıştır. Sonuç: Ventrogluteal bölgede, dorsogluteal bölgeye göre daha az ağrı hissedilmesi ve hasta memnuniyetinin yüksek olması nedeniyle ventrogluteal bölgenin tercih edilmesi önerilmektedir. Ek olarak intramüsküler enjeksiyonlarda ağrıyı azaltmada etkili oldukları için ekstremitelerin internal rotasyonu, lokal soğuk uygulama, shotblocker, soğuk sprey, buzzy, z yolu tekniği gibi yöntemlerin kullanılması önerilmektedir.

Kantaron Ekstresinin Gentamisinin Neden Oldugu Ototoksisite Uzerinde Koruyucu Etkisi

Gazi Medical Journal, 2017

Amaç: Hypericum perforatum tarla, yol ve orman kıyılarında, tepelerde ve çayırlarda Temmuz'dan Eylül'e kadar çiçeklenen ve ülkemizde, sarı kantaron, kanotu, kılıçotu, mayasilotu ve yaraotu gibi adlara sahip ve bazı hastalıklara karşı yöresel insanlar tarafından kullanılan bitkidir ve yapılan çalışmalarda anti inflamatuar ve antioksidant etkinliği gösterilmiştir. Bu nedenle kantaron bitkisinin gentamisin ile oluşturulan ototoksisite üzerinde koruyucu etkinliği olup olmayacağını planladık. Yöntem: Bu amaçla ferelere 9 gün 100 mg/kg gentamisin ve gentamisinle birlikte 70 mg/kg kantaron ekstresi verildi. 9. ve 10. günlerde gentamisinin ve kantaron ekstraktının farelerin motor koordinasyonunu üzerine etkisini değerlendirmek için rotarod testi uygulandı. Bulgular: Gentamisin uygulaması farelerin düşüş süresini azalttı. Gentamisin ile birikte kantaron ekstaktı verilmesi bu süreyi uzattı. Sonuç: Çalışmamız gentamisinin neden olduğu ototoksisiteyi önlemede yararlı olacağını göstermiştir.

İntramüsküler Enjeksiyon Sırasında Kullanılan Farklı Tekniklerin Ağrı ve İlaç Sızıntısı Üzerine Etkisi

International Anatolia Academic Online Journal Health Sciences, 2021

Bu deneysel araştırmanın amacı, intramüsküler enjeksiyon sırasında kullanılan farklı tekniklerin ağrı ve ilaç sızıntısı üzerine etkisini incelemektir. Araştırma, 02 Şubat 2017-02 Şubat 2018 tarihleri arasında bir devlet hastanesinin acil servis bünyesinde bulunan enjeksiyon biriminde yürütüldü. Araştırma verilerinin toplanmasında; "Hasta Tanıtım Formu", "Görsel Kıyaslama Ölçeği (GKÖ)", "Veri Toplama Formu" kullanıldı. İntramüsküler enjeksiyonlar her hastaya üç kez olmak üzere araştırmacı tarafından dorsagluteal bölgeye uygulandı. Ağrı değerlendirmeleri başka bir hemşire tarafından yapıldı. Üç farklı teknikle uygulanan enjeksiyon sonrasında enjeksiyon yerine steril kurutma kağıdı ile 10 sn bası uygulandıktan sonra ilaç sızıntısı milimetrik olarak ölçüldü. Her bir hastanın sağ veya sol kalçasına uygulanacak olan enjeksiyon yöntemlerinin seçiminde "blok randomizasyon" yöntemi kullanıldı. Hastalara uygulanan yöntemin ne olduğu belirtilmedi. Verilerin değerlendirilmesinde Friedman Testi, Mann-Whitney U, T test ve Kruskal Wallis testleri kullanıldı. Araştırmaya katılan hastaların yaş ortalaması 33.38±9.21 olup %51.7'sinin 30-39 yaş grubunda, %60.0'ının kadın, %73.3'ünün evli, %45.0'inin normal kilolu olduğu saptandı. Enjeksiyon sonrasında hava kilidi tekniğinde, Z tekniğinde ve standart teknikte ağrı puan ortalamaları sırasıyla 2.88±1.63; 3.30±2.00; 3.75±2.03'dür. Enjeksiyon sonrasında hava kilidi tekniğinde, Z tekniğinde ve standart teknikte ilaç sızıntı ortalamaları sırasıyla 2.15±1.14 mm; 2.87±1.21 mm ve 2.99±1.29 mm'dir. Hava kilidi tekniği ile yapılan intramüsküler enjeksiyon uygulamasında hissedilen ağrı ve ilaç sızıntısının Z tekniği ve standart tekniğe göre daha düşük olduğu saptandı.

Rotator Manşon İli̇şki̇li̇ Omuz Ağrisinda İntraarti̇küler Korti̇kosteroi̇d Enjeksi̇yonuna Kiyasla Nöralterapi̇ Etki̇nli̇ği̇ni̇n Kisa Dönem Sonuçlari: Ön Çalişma

2018

Calismamiz Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Kliniginde iki paralel grupla gerceklestirilmistir. Amacimiz rotator mansonla iliskili omuz agrisi tedavisinde noral terapi (NT) ve intraartikuler kortikosteroid (CS) enjeksiyonun etkinliginin karsilastirmakti.Primer sonuc tedavi sonrasi 1. hafta ve 4. hafta VAS- agri ve VAS-genel saglik skoruydu. Ikincil sonuc, tedavi sonrasi 1. ve 4. hafta gonyometreyle degerlendirilen eklem hareket acikligiydi (EHA); aktif omuz hareketi abduksiyon, fleksiyon, ekstansiyon ve eksternal rotasyonu icermekteydi. Calismaya yirmi dort hasta (grup basina 12 hasta) alindi. Baslangica gore 1. ve 4. haftada olculen ortalama VAS-agri ve EHA’ lar degerlendirildiginde her iki grupta da iyilesme istatistiksel olarak anlamliydi (p 0.05). Ancak VAS genel saglik skorlari iki grup arasinda karsilastirildiginda, NT grubundaki iyilesme daha belirgindi (p<0.01). Kisa donem sonuclarimiz, rotator manson iliskili omuz agrisinda NT'nin etkili oldugunu gostermistir.

Gonartrozlu Hastalarda Eklem Laksitesi Değerlendirmesi; Kesitsel bir çalışma

Ege Tıp Bilimleri Dergisi, 2018

Amaç: Bu çalışmada amacımız bir Tıp Fakültesi hastanesi fiziksel tıp ve rehabilitasyon polikliniğinde klinik ve radyolojik olarak gonartroz tanısı konulan hastalarda gonartroz ve BEHS arasındaki ilişkiyi irdelemekti. Aynı hastalar BEHS bakımından kontrollerle kıyaslandı. Böylece tartışmalı bir konu olan ve gonartrozun etyolojisinde suçlanan eklem hipermobilitesinin-laksitesinin rolünü aydınlatmayı amaçladık.Gereç ve yöntem: Çalışmaya, gonartroz tanısı konulan 50 hasta ile, diz ağrısı yakınması bulunmayan 25 kontrol dahil edildi. Her iki gruptaki BEHS varlığı Beighton hipermobilite kriterlerine göre değerlendirilerek demografik verilerle beraber kaydedildi. Ayrıca hipermobil kişilerde sık görülen yakınmalar (kolay yaralanma, eklem dislokasyonu gibi) sorgulandı. Hasta grupta ayrıntılı diz muayenesi yapılarak, çekilmiş olan diz grafileri Kellgren Lawrence evrelemesine göre yorumlandı. Gonatrozlu kişilerde fonksiyonel ölçütler yaşam kalitesinin değerlendirilmesinde kullanıldı. Bulgular:...