Ankara Belediye Dairesi (original) (raw)
Related papers
İletişimin farklı bir dili olarak sanat emeği üzerine yapılan bu çalışmada, temel olarak görsel ve plastik sanat üreticileri örneklenerek sanatçının üretim koşulları konu edilmektedir. Çalışma sanat emeğini bileşenlerine ayıran Sanat ve Emek başlıklı bölümle başlamaktadır. Bu bölümün temel olarak sanat/zanaat ayrımının belirleyenlerinin neler olduğu ve sanatçının Post-Fordist anla karşılaşıncaya dek sanat ve emek arasındaki karşıtlıkları tartışmaya açmaktadır. Melez Bir Toplumsal Ürün: Sanatçı ve İmge İmalatçısı Sanatçıya Doğru başlıklı bölümlerde, sanatçının kapitalist üretim ilişkilerinin belirginleşmeye başladığı 17. yüzyıldan bu yana girdiği toplumsal ilişkiler ve sanat emeğinin niteliksel dönüşümüne odaklanılmaktadır. Sanatın Post-Fordist Üretim koşulları başlığı günümüz sanatçısının kapitalizmin bugünkü evresinde Post-Fordist üretim koşullarının sanatçıyı nasıl güdümlediği bunun sonucunda Star Sanatçı ve Sanat Ortamları bölümünde ise bu koşullarla baş etme stratejisi olarak ileri düzeydeki rekabet ortamında sanatçının kendini diğerlerinden ayırmak için geliştirdiği stratejiden söz edilmektedir. Sanat Emeği başlıklı bölüm sanat emeğinin epistemolojik kısa bir incelemesini içermekte iken Sanat Kurumları ise sanatın örgütlenmesinde başat bir role sahip kurumların farklı yapılanmalarının sanatçı üzerindeki etkisini ele almayı amaçlamaktadır. Çalışmada temel olarak sanatı üreten sanat emeğinin yapısını kavrayabilmek için şu soruların yanıtı aranmaktadır: Sanat ve onun yaratıcı-üreticisi olarak sanatçı, kapitalizmin günümüz uğrağı olan neoliberal Post-Fordist üretim rejimlerinin dayattığı koşullardan muaf mıdır? Ya da bir diğer soru; sanat, tarihin her hangi bir anında üretimi yalnızca zevkte temellenen, hiç bir amaca hizmet etmeyen, özgür ve özerk bir alan olabilmiş midir? Sanatın üretim ve alımlanma anını içinde bulunduğu üretim koşullarından yalıtmak mümkün müdür? Eğer sanatı düşüncenin alfabetik algoritmalardan farklı bir dili olarak tanımlayacak olursak bu dilin yapısını ve fikir üretme pratiklerini üretim koşullarının yapısından ayrı düşünmek mümkün müdür? Çalışmanın kısıtlılığı sınırlı bir literatür taraması yapılmış olmasından kaynaklanmaktadır.
Ankara’nın Bellek Mekânları: Seksen Yıllık Bir Dönüşümün Sözlü Tarih Denemesi, 2022
Çalışmada, 1940'lı yılların sonundan günümüze kadar gelen süreçte Ankara'da gündelik hayat pratiklerinin, toplumsal ilişkilerin ve mekânın dönüşümü; sözlü tarih yöntemi aracılığıyla yerel halkın belleğine başvurularak analiz edilmektedir. Ankara'nın Çankaya ilçesinde yaşayan 60 yaş üstü yurttaşların belleklerinde kalanlardan hareketle Ankara'nın belli başlı bellek mekânlarındaki değişim ve bu değişimin mekânı deneyimleyenler tarafından nasıl algılandığı ve değerlendirildiği araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Ankara'da mekânın ve dolayısıyla belleğin nasıl dönüştüğünü, bu dönüşümün gündelik hayata nasıl yansıdığını analiz etmeyi amaçlayan çalışmada, cumhuriyet ile birlikte meydanları, parkları ve mimarisiyle oluşturulmaya çalışılan kent tasarımından yıllar içinde uzaklaşıldığı görülmektedir. Özellikle 1970'lerden itibaren modernleşme ve kapitalist üretim ilişkilerinin de güçlenmesiyle birlikte ciddi bir kentsel ve toplumsal dönüşüm yaşanmaya başlanmıştır. Bu dönüşüm de ilk olarak mekân kurgusunda kendini göstermiş; arka planında yer alan ekonomik ve siyasi unsurlar mekânı, toplumsal ve kültürel yapıları büyük ölçüde biçimlendirmiş, bu değişim süreci de gündelik hayata yansımıştır. Ankara'nın bellek mekânları tarihsel süreçte dönüşerek yok olma ile karşı karşıya kalmıştır. Kentin merkezi olarak tanımlayabileceğimiz Kızılay ve Ulus bölgesi giderek bu özelliklerini yitirmeye başlamıştır.
Ankara Ansiklopedisi, 2023
Bu kitabın her hakkı Net Kitaplık Yayıncılık'a aittir.
Ankara Araştırmaları Dergisi / Journal of Ankara Studies, 2018
The history of Ottoman municipality, emerging with the establishment of the Şehremaneti (a former form of municipality of Istanbul) in 1854, have undergone many changes with the laws promulgated until the proclamation of the Republic of Turkey and consisted of organizations spreading all over the provinces of the Empire. The Sixth District (Altıncı Daire-i Belediye), established in 1857, set an example to provincial municipalities which became widespread immediately after the “Tuna (Danube) Provincial Regulation” (Tuna Vilayeti Nizamnamesi). Among the municipal organizations in question, we have the knowledge of existence of the Ankara municipality from as early as 1866. With the proclamation of the Republic of Turkey and Ankara as the capital city, the municipality of Ankara was transformed into the İstanbul-based Şehremaneti in 1924. The municipality of Ankara, which has served as Şehremaneti until the Municipality Law of 1930, was established to fulfill the physical needs of the capital under the circumstances of the period. The subject of this study is the Ankara municipality building which is not extant today and the archive documents related to the building. Ankara Municipality Building is significant in that it is the only building among the Ottoman municipal buildings in Anatolia, having its original plan scheme. Moreover, the old photographs of the building enable us to ascertain the architectural character of the structure and to evaluate the structure within the architectural orientation of its period.