Yeni̇ Ürün Sunumuna Pazardaki̇ Mevcut Fi̇rmalarin Tepki̇ Verme Süreleri̇ni̇n Önemi̇ (original) (raw)

Yeni̇ Ürünün Pazara Sunulmasinda Markanin Önemi̇ Ve Probi̇yoti̇k Yoğurt Pazari Üzeri̇ne Bi̇r Uygulama

DergiPark (Istanbul University), 2011

Bu çalışmada yeni ürün kavramı ve markanın ilişkisi irdelenerek, yeni ürünün pazara sunulmasında markanın önemi incelenmiştir. Öncelikli olarak ürün kavramı, yeni ürünün pazara sunulmasında alınacak pazarlama bileşenleri kararları irdelenmiştir. Ardından marka, marka yönetimi kavramlarına ve marka stratejilerinden marka genişlemesi kavramına yer verilmiştir. Son aşamada odak grup çalışmalarından elde edilen bilgiler derlenerek analiz edilmiştir.

Yeni Ürünün Pazara Sunulmasında Markanın Önemi ve Probiyotik Yoğurt Pazarı Üzerine Bir Uygulama

2011

Bu calismada yeni urun kavrami ve markanin iliskisi irdelenerek, yeni urunun pazara sunulmasinda markanin onemi incelenmistir. Oncelikli olarak urun kavrami, yeni urunun pazara sunulmasinda alinacak pazarlama bilesenleri kararlari irdelenmistir. Ardindan marka, marka yonetimi kavramlarina ve marka stratejilerinden marka genislemesi kavramina yer verilmistir. Son asamada odak grup calismalarindan elde edilen bilgiler derlenerek analiz edilmistir

Başlik Yeni̇ Ürünün Bass Di̇füzyon Modeli̇ İle Satiş Önraporlamasi

Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi

Bass Difüzyon Modeli, dayanıklı yeni bir ürünün ilk satışlarının tahmininde kullanılan yaygın bir difüzyon modelidir. Bu modelin amacı ise, yeni ürünün ilk satışlarının matematiksel bir form yardımıyla toplumda nasıl benimsendiğini göstermektir. Frank Bass'a göre bu benimsenme olayını gerçekleştirecek iki müşteri tipi vardır. Bunlardan biri yenilikçiler iken diğeri taklitçilerdir. Benimsenme durumunu göstermek için ise Bass Difüzyon Modelinin temel parametreleri olan p, q ve m'nin tahmin edilmesi gerekmektedir. Frank Bass p, q ve m parametrelerini bulmak için En Küçük Kareler tekniğini uygulamıştır. Yapılan bu çalışmada, TÜİK kurumundan elde edilen su ısıtıcısı/kettle satış verileri kullanılarak parametre tahminleri gerçekleştirilmiştir. Parametre tahminlerinden sonra, zirve satış zamanı ve zirve satış sayısı tahmin edilmiştir. Elde edilen sonuçlardan sonra, gerçekleşen ve önraporlanan satış verileri karşılaştırıldığında, Bass Difüzyon Modelinin dayanıklı yeni bir ürünün ilk satışlarını tahmin etmede başarılı olduğu görülmüştür. Makalemizin amacı da, yeni ürünün satışlarını önraporlayan Bass Difüzyon Modelinin tanıtılmasını ve Türkiye'de henüz uygulanmamış olan bu modelin yeni ürün ile ilgilenen şirketlere bir literatür oluşturmasını sağlamaktır.

Mobi̇lya Sektöründe Yeni̇ Ürün Geli̇şti̇rme Kararlarinda Müşteri̇ Katiliminin Önemi̇: Ofi̇s Mobi̇lyalari Üzeri̇nde Bi̇r Çalişma

Alanya Akademik Bakış, 2020

Bu çalışmanın amacı çeşitli müşteri istek ve ihtiyaçlarına göre modernize edilmiş klasik, fonksiyonel, lüks, estetik görünümlü ofis mobilyalarının fikir, tasarım, proje değerlendirme, test gibi aşamalarından lansman sürecine kadar olan yeni ürün geliştirme adımlarının müşteri katılımı ve çözümleriyle birlikte nasıl yol aldığını irdelemektir. Nitel araştırma yöntemlerinden kalitatif araştırma yöntemi kullanılmıştır. Örneklem seçimi tesadüfi olmayan yöntemlerden kartopu örneklem tekniği ile gerçekleştirilmiştir. İzmir Karabağlar ilinde faaliyet gösteren ofis mobilyaları şirketleri ile yüz yüze görüşme yöntemi uygulanmıştır. Araştırma verilerinin analizinde, betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Bulgulara göre müşteri katılımının yeni ürün geliştirme sürecinde önemli olduğu vurgulanmış, katılım seviyesinin en çok fikir ve lansman sürecinde ortaya çıktığı sonucuna ulaşılmıştır. B2B pazarlama kapsamında yapılan araştırmaların azlığı sebebiyle özellikle müşteri ihtiyaçları ışığında gerçekleştirilen iş ilişkileri, yeni ürün geliştirme bağlamında literatüre farklı bir bakış açısı kazandırması planlanmaktadır.

Fi̇ki̇r Li̇derleri̇ Ayni Zamanda Fi̇ki̇r Arayanlar Midir? Teknoloji̇k Ürünler Üzeri̇ne Bi̇r Araştirma

Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi, 2016

Fikir liderliği kavramı çok sayıda çalışmanın konusu olmasına rağmen fikir arayanlarla ilgili çalışma sayısı azdır. Bazı ürün grupları için fikir liderlerinin aynı zamanda fikir arayan kişiler de olabileceğine yönelik araştırmalar mevcuttur. Ancak bu konudaki çalışmalar az olmakla birlikte bulguları açısından çelişkiler göstermektedir. Bu nedenle bu araştırmada fikir liderlerinin aynı zamanda fikir arayan olup olmadıkları teknolojik ürünler (bilgisayar, akıllı telefon, ev elektroniği ürünleri, vb.) üzerinden ölçümlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada kişilerin kendilerini değerlendirecekleri anket formları kullanılmış ve toplamda geçerli 184 adet form üzerinden analizler yürütülmüştür. Araştırmanın bulgularına göre teknolojik ürünlerde fikir lideri ve fikir arayan kişilerin örtüşme durumu %19 olarak bulunmuştur. Ayrıca hem fikir liderliği hem de fikir arayışının yaş ve medeni duruma göre değişmediği ancak diğer demografik veriler açısından farklılık gösterebildiği tespit edilmiştir.

Pazar Yöneliminin Ürün İnovasyonuna Etkisi, Teknolojik Yeteneğin Aracılık Rolü Ve Bir Araştırma

26. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi, 2018

İşletmelerin başarısında, müşterilerin beklenti veya ihtiyaçlarını karşılamak üzere pazara sunulan ürün ve hizmetlerin performansı belirleyici olmaktadır. İşletmeler, ürün inovasyonu için insan, zaman, sermaye vb. kaynaklarını ayırmakta ve zorlu bir sürecin sonucunda elde edilen ürünler ile rekabet avantajı sağlamaktadır. Ancak elde edilen sonuçlar ve istatistikler incelendiğinde çoğunlukla bu sürecin sonucunda başarısızlıkların yaşandığı görülmektedir. Ürün inovasyonunun, müşteri beklenti ya da ihtiyaçlarını üstün değer sunarak karşılaması ve başarıya ulaşmasında çok sayıda faktörün etkisi bulunmaktadır (Trott, 2012). İnovasyonu etkileyen faktörleri incelemeye yönelik SAPPHO, Stanford İnovasyon ve New:Prod I,II projeleri ile sonrasında yapılan diğer çalışmalarda pazar yöneliminin önemi ortaya konulmuştur (Freeman ve Soete, 2004). Literatürde farklı sonuçlarda elde edilmekle birlikte çoğunlukla pazar yöneliminin ürün inovasyonuna pozitif etkisinin olduğu görülmektedir. Pazar yöneliminin ürün inovasyonuna etkisinde pek çok değişkenin rolü incelenmiş ancak işletmelerin teknolojik yeteneğinin bu ilişkideki aracılık rolüne çok az değinilmiş ve literatürde yeterince açıklanmamıştır. Teknolojik yetenek, ürün inovasyonunu doğrudan etkilemekte ve mevcut kaynakların ürün inovasyonuna dönüşmesini sağlamaktadır. Pazar yönelimi, işletmeler için önemli bir bilgi kaynağı olmakta ve bu kaynağın ürün inovasyonuna dönüşmesinde teknolojik yeteneğin aracılık rolünün olabileceği varsayılmıştır. Ayrıca işletmelerin faaliyet alanlarının teknoloji yoğunluğuna göre farklı pazar yönelimi boyutlarının öne çıkabileceği düşünülmüştür. Bu doğrultuda çalışmanın amacı; pazar yöneliminin boyutları müşteri yönelimi, rakip yönelimi ve fonksiyonlar arası koordinasyonun ürün inovasyonuna etkisini ve bu etkide teknolojik yeteneğin aracılık rolünün olup olmadığını incelemektir. Ayrıca işletmeleri faaliyet alanlarının teknoloji yoğunluğuna göre sınıflandırarak, pazar yöneliminin ürün inovasyonuna etkisini araştırmaktır. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE HİPOTEZ GELİŞTİRME Pazar Yönelimi Pazar yönelimi; kültür temelli, pazar bilgisi, karar verme, müşteri yönelimi, strateji odaklı, senteze yönelik vb. farklı yaklaşımlar çerçevesinde değerlendirilmektedir. Narver ve Slater'ın(1990) kültür temelli yaklaşımına göre pazar yönelimi; müşteriler için üstün nitelikli değer yaratarak, sürdürülebilir yüksek performans elde etmek için gerekli olan en etkin ve verimli davranışları içeren bir örgüt kültürüdür. Pazar yöneliminin, ürün inovasyonu başarısına (Baker ve Sinkula, 2007), ürün inovasyonu performansına, ürün geliştirme süreçlerine ve yeni ürün performansına pozitif etkisi bulunmaktadır (Langerak vd., 2007). Pazar yönelimi bu çalışmada kültür temelli yaklaşımla ele alınarak, çalışanların müşterilerin öncelikli olduğuna ilişkin değer ve inançlara sahip olduğu bir örgüt kültürü olarak değerlendirilmiştir. Kültür temelli pazar yönelimi; müşteri yönelimi, rakip yönelimi ve fonksiyonlar arası koordinasyon boyutlarından oluşmaktadır. Müşteri yönelimi; müşteriye üstün değer yaratabilmek ve devamlılığını sağlamak için hedef müşterilerin yeterli şekilde anlaşılmasıdır. Rakip yönelimi, işletmenin mevcut ve potansiyel rakiplerinin kısa dönemde 1 Bu çalışmaya katkı sağladığı için Prof. Dr. Işıl Pekdemir'e teşekkür ederim.

Tedarikçilerle Yapılan İnovasyon Faaliyetlerinin Yeni Ürün Performansı Üzerindeki Etkisi: Tedarik Zinciri Performansının Aracı Rolü

Turkish Studies-Social Sciences, 2020

While there are many ways and dimensions of cooperation with suppliers, in this study, innovation activities carried out by SMEs with their suppliers within the scope of cooperation were examined and the effects of these activities on new product performance and supply chain performance were investigated. In addition, the mediating role of supply chain performance in the impact of innovation activities with suppliers on new product performance was also examined. For the study, ethical approval was obtained according to the decision of Hasan Kalyoncu University Social and Human Sciences Research Ethics Committee dated June 6, 2020 and decision numbered 804.01-E.2006060005. Data were collected through a questionnaire from 156 SMEs operating in Istanbul and Gebze, and the collected data were analyzed by establishing a structural equation model. As a result of the analysis, it has been determined that innovation activities with suppliers have a significant and positive impact on new product performance and supply chain performance. Therefore, it has been proven that SMEs carrying out innovative activities with their suppliers demonstrate higher new product performance and supply chain performance. In addition, it has been found that supply chain performance has a positive effect on new product performance, as well as it plays a mediator role in the relationship between innovation activities with suppliers and new product performance. The mediating role was analyzed using the Process Macro method, which can be considered as a new method. StructuredAbstract: Competition conditions, which have become tougher as a result of globalization, push companies to innovate and develop new products. In this study, it has been proven that companies carrying out innovation activities with their suppliers show higher new product performance and supply chain performance. In addition, the mediating role of supply chain performance on the impact of innovation activities on new product performance has been identified. * Bu çalışma III. Ulaştırma ve Lojistik Ulusal Kongresinde sözlü olarak sunulmuştur.

Si̇yasal İleti̇şi̇mde Yeni̇ Yöneli̇mler

Öneri Dergisi

Relations between political actors and voters who want to seize power increase the importance of political communication day by day. Due to the political nature of human beings, it has become necessary to examine the role of the human brain, which is the pusher of political behavior, in political communication. This situation pushes the political actors to search new researches in order to understand the expectations of the human being, which Aristotle defines as a "zoon political", which means a human social and political entity. As a result of this research, the field of neuropolitics has emerged, which brings together political science and neuroscience. This study aims to determine the motivation and emotional interest of voters' unconscious toward political leaders and their discourses by using neuroscience techniques. Electroencephalograph, photoplethysmography and galvanic skin response, which are among the neuroscience techniques, were used in the study that conducted with experimental method. The study was carried out with voters of Justice and Development Party, Republican People's Party, Nationalist Movement Party, Peoples' Democratic Party and The Good Party. The study tested "People's political preferences are compatible with their biometric and neurometric signs. " and "Political factors affecting people can be inferred from biometric and neurometric data. " hypotheses. As a result of the study the first of these hypotheses is partially confirmed, while the second one is fully confirmed. The results of the study reveal that social structure and current conditions as well as the biological and psychological structure are determinants on political perception, attitude and behavior.

TEYİT.ORG VERİLERİ ÜZERİNDEN POST-TRUTH’UN YENİDEN ÜRETİM ALANLARINA DAİR BİR ANALİZ

IMCCS 1st INTERNATIONAL CONFERENCE ON COMMUNICATION SCIENCES May 5 - 7, 2023 - Sivas, 2023

Post-truth kavramının literatürdeki tanımlarına bakıldığında, -post ön ekinin yarattığı sonrasılık ifadesi yerine, kavramın asıl çıkış noktasının gerçeğin önemini kaybetmesi olarak vurgulandığını görebilmekteyiz. Bu kavram tüm teknolojik imkanlarıyla gerçek bilgiye erişme imkânı olduğu halde erişme ihtiyacı içerisinde olmayan, bilginin gerçekliğini değil bilgiyi dile getirenin sosyo-politik konumunu önemseyen, maruz kaldığı bilginin kendi mantığına değil kendi duygularına hitap etmesini gerekli ve yeterli bulan bir postmodern insan tipleştirmesinin gerçeklik algısını tanımlamaktadır. Böylece hem sosyolojik hem iletişimsel hem de politik bir değişime atıf yapan post-truth, sorgulanması gerekenin gerçeğin kendisi değil gerçeğe ihtiyaç duymayan bireyin kendisi olduğunu sosyal araştırmacılara hatırlatmaktadır. Bununla birlikte gerçeğin de mütemadiyen hatırlatılması ihtiyacı, yeni medya araçlarının yarattığı sanal toplumsal alanların da etkisiyle zorunlu hale gelmektedir. Çünkü post-truth çağda dahi gerçek bilginin yalnızca gerçekliğini arayan kullanıcılar mevcuttur. Öyle ki, teyit.org gibi doğrulama platformlarının ortaya çıkış nedeni post-truth’un halen tüm cephelerde zaferini ilan edememiş olmasıdır. Bu çalışmada teyit.org platformunun Kasım ve şubat ayları arasında yayınladığı 15 adet bülten içerik analizine tabi tutulmuştur. Çalışmanın amacı bir doğrulama platformu olarak teyit.org platformunun doğrulama ihtiyacı duyduğu yanlış bilinen bilgilerin hangi konular/ kodlar etrafında kümelendiğini, hangi alanlarda gerçek bilginin dönüştüğünü tespit etmektedir. Elde edilen sonuçlara göre sosyal medyada özellikle politik alanda üretilen bilgiler gerçeklikten uzak olup, bu bilgilerin manipülasyon ve partizanlık ürettiği gözlenmiştir. Politik alandan sonra, ekonomi verileri konusunda en fazla yanlış bilginin yayıldığı görülmektedir. Üretilen içeriklere bakıldığında ülkenin ekonomik durumunu mevcut halinden daha olumlu verilerle sergileme çabası gözlenmiştir.