“18. ve 19. Yüzyılda Rusya’nın Kuzey Kafkasya’yı Kolonileştirmesinde Kozakların İşlevi” (original) (raw)
Related papers
19. Yüzyılda Çarlık Rusya’sının Kafkas Ordusu’nda Lehistanlılar
Karadeniz Araştırmaları, 2009
Özet Lehistan Devleti'nin parçalanmasından sonra 1831'de Rus idaresine karşı ayaklanan Lehistanlılar, Rusya'nın Kafkasya Ordusunda askerlik yapmaya mahkûm edilmişlerdir. Lehistanlılar Rus ordusunda iken kendilerini esaret altında görüyorlardı. Bazı Lehistanlılar bu nedenle kendi ülkelerini işgal eden Rusların tutsağı olarak ölmektense Kafkas dağlılarının safına geçip savaşarak ölmeyi, dağlılara yardım etmeyi tercih etmişlerdir. Bu insanlar Rus Ordusunda dağlılara karşı, dağlıların arasında Ruslara karşı savaşırken ...
18. Yüzyılda Rusya’nın Kuzey Kafkaska’yı Hristiyanlaştırma Politikası
2017
Rus Çarlığı, 16. yüzyıldan itibaren Kuzey Kafkasya’da genişleme siyaseti izlese de bölgede, ancak 18. yüzyıldan sonra etkin bir güç olabilmiştir. Bizans’ın mirasçısı olmak isteyen Ruslar, imparatorluğu Ortodoksluğun merkezi yapmışlar ve hakimiyetleri altındaki halkları da aynı din altında birleştirmeyi, imparatorluğun genişlemesini ve birliğini garanti eden bir misyon olarak görmüşlerdir. Bu nedenle özellikle Çerkezler, Osetler ve Çeçenlerin Hristiyanlaştırılmasına ağırlık verilmiştir. Rus otoriteleri, Hristiyanlık bu halklar arasında geçmişte yayıldığı için onların, bu dini tekrar kabul edeceklerini iddia etmişlerdir. Hristiyan unsurları, özellikle Kozakları, Kafkas halklar arasına yerleştirme, Kafkasyalı yerlileri Rus bölgelerine göç ettirme, vaftiz olanlara maddi imkânlar sunma gibi metotlar, Hristiyanlaştırma projesi çerçevesinde en sık başvurulan metotlar olmuştur. Tabiki en etkili yol olarak, bu halklaravaazlar verecek misyonerler gönderme yöntemi görülmüş ve bu misyon için 1745 yılında “Oset Komisyonu” isimli özel bir dini kurum oluşturulmuştur. Bu komisyon, misyonerler ve rahipler yetiştirmek için okullar açmış, kiliseler kurmuş ve misyonerlik faaliyetleriyle onbinlerce Kafkasyalıyı, bilhassa Oseti vaftiz etmiştir. Kuzey Kafkasya halkları çoğunlukla Müslüman olarak kalsa da, bugün Osetlerin büyük bölümünün Ortodoks Hristiyan oluşu, Rus Hristiyanlaştırma siyasetinin bir sonucudur.
19. Yüzyilda Balkanlarda Alkanlarda Kafkas Muhâcîrleri̇ni̇n İskâni
2012
Rusya, Kafkasya’yi isgal ettiginde burada yasayan halklar Ruslarin yuruttugu siyasetten dolayi vatanlarini terk etmek zorunda kalmislardir. Vatanlarini terketmeye zorlanan Kafkas halklari Osmanli Devleti’ne zorunlu ve kitlesel goc- lerle iltica ederek siginmistir. Osmanli Devleti, kendisine siginan Kafkas halklarindan; Nogay Turklerini ve Cerkes kabilelerini hem Anadolu’da hem de Rumeli’de yerlestirmistir. Bu calismamizda Rumeli’ye yerlestirilen Kafkas Muhâcirlerini -ozellikle Cerkesleri- ve onlara Osmanli Devleti tarafindan yapilan muameleleri ele alacagiz.
İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2017
Among the independence movements that took place in various regions of the world in the 19th century, the most remarkable one was the resistance of the tribes of the North Caucasus mountains against the Russian army that occupied their lands. This resistance, has turned into the war of independence and freedom of the North Caucasus under the leadership of Imam Shamil. The Europeans learned this resistance movement from memories of the travelers who came to visit Caucasus. In the scientific research conducted in the following years on this subject, although occasional Russian, Ottoman and British official documents were included, based on the memories of European travelers. On the other hand, the news and commentary in the newspapers in the same period were not included or a few examples are mentioned, which revealed a significant gap in the literature. The aim of this study is to fill this gap. For this purpose, 11 newspapers published in England in the period from 1853 to the year 1859, when Shamil was surrendered, were scanned and while the events of the period were being analyzed, news and comments in these newspapers were evaluated together with other Western sources.
XVIII-XIX YÜZYILLARDA RUSYA İMPARATORLUĞU – KAFKASYA YAZIŞMALARINDA DİPLOMASİ DİLİ OLARAK TÜRKÇE
özet Asya ile Avrupa arasında köprü rolünü oynayan Kafkasya, kadim zamanlardan bu yana çeşitli halkların birbiriyle ilişki kurduğu bir yer olmuştur. Bu ilişkilerin kurulmasında ise türkçenin muazzam rolu vardı. Kafkasya bölgesinde yaşayan halklar arasında sayı itibariyle en fazla olanı Türk halklarıdır. Türkçe ortaçağlardan başlayarak, Kafkasya halkları arasında iletişim aracına dönüşmüştür. Türkçenin Kuzey Kafkasya’da da yayılmasında Azerbaycan’ın özel rolü bulunmaktadır. Türkçenin geniş bir alana yayılması, özellikle Azerbaycan’ın komşuluğunda yaşayan ve bu ülkeyle geniş ekonomik ve siyasi ilişkileri bulunan Dağıstan halkları, Çerkezler, Çeçenler ve Osetinler arasında gözlemlenmektedir. Türkçenin Kafkasya’da geniş bir alana yayıldığı gerçeğini, XIX. yüzyılın Rus yazarları N. K. Zeydlits, P. K. Uslar, K. F. Qann, A. M. Dirr vb. de kaydetmektedirler. 1807-1808 yıllarında Kafkasya’ya seyahatte bulunan dilci-oryantalist Y. Klaprot şunları kaydetmekteydi: “Tüm Batı Asya’da olduğu gibi, Türk (Tatar) dili Kafkasya’nın tamamında geniş bir alana yayılmıştır. Bu dili Çerkezler ve Osetinlerle birlikte Çeçenler ve Lezgiler de anlamaktadırlar.” Bu gerçeği, XVIII. yüzyılın başlarından Kafkasya politikasını etkinleştiren Rusya İmparatorluğu da dikkate almaktaydı.Rusya İmparatorluğunun Kafkasya’yı işgali zamanı imparator hükümetinin Kuzey ve Güney Kafkasya hükümdarları ile olan yazışmalarının Türkçe yapılması bir rastlantı değildir. İşte Türkçenin Kafkasya’da geniş yayıldığını bilen Rusya İmpatatoru I. Petro, seferi arifesinde bazı yerli idarecilere gönderdiği mektupları ve yerli halka yaptığı “Manifesto” olarak isimlendirilen müracaatı Türkçe yazdırmıştı. XVIII. yüzyılın sonlarında Kafkasya politikasını yeniden etkinleştiren II Yekaterina da Kafkasya halklarına Manifestoyu türkçe yazdırtmıştı. Aynı durumu XIX yüzyıl Rusya-Kafkasya yazışmalarında gözlemliyoruz. Bunu günümüze kadar Azerbaycan, Gürcistan ve Rusya arşivlerinde saklanılan çok sayıda dokümanlar ıspatlamaktadır. Anahtar kelimeler: Kafkasya, Türkçe, Rusya imparatorluğu, Manifesto TURKİC LANGUAGE AS THE LANGUAGE OF DİPLOMATİC CORRESPONDENCE BETWEEN RUSSİAN EMPİRE AND THE CAUCASUS İN THE XVIII-XIX CENTURİES Abstract Caucasus, which has been playing the role of a bridge between Europe and Asia since ancient times, has been a place of residence and communication for different peoples for a long time. Turkic language has played an important role in the development of these relationshıps. The Turkic population (Azerbaijanians, Karachays, Balkars, Noqays and ets.) consist the greatest number of Caucasian habitants. In the medieval ages, the turkic language transformed the communication language between different people of Caucasus. The fact that the Turkic language was widespread in Caucasus, has been noted by Russian authors of the XIX century as K.Zeidlits, P.K. Uslar, K.F.Ghan, A. M. Dirr and others. Russian linguist orientalist Y.Klaprot, who visited Caucasus in 1807-1808, wrote the following: "The Turkic language, as in the whole of Western Asia, is widely understood as by the Circassians and the Ossetians and Chechens and Lezghins." This circumstance drew attention of the Russian Empire,which was intensified by its Caucasian policy in the beginning of the XVIII century. So, on the eve of the campaign in Caucasus, russian emperor Peter the First, who had information about wide dessimination of the Turkic language among the caucasian population, wrote and sent them letters and proclamation titled "Manifesto" in Turkic. The other russian empress Yekaterina the Second, also prepared the “Manifesto” for the caucasian people in Turkic at the end of the XVIII century. We also can observe a similar situation in the XIX century. This fact is proved by materials of archives of Azerbaijan, Georgia and Russia. Key words: Caucasus, Turkic language, Russian Empire, Manifesto TЮРКСКИЙ ЯЗЫК КАК ЯЗЫК ДИПЛОМАТИИ В ПЕРЕПИСКЕ МЕЖДУ РОССИЙСКОЙ ИМПЕРИЕЙ И КАВКАЗОМ В XVIII-XIX ВЕКАХ Резюме Кавказ, играющий роль моста между Азией и Европой, испокон веков являлся местом, где различные народы вступали в контакты друг с другом. В налаживании же этих контактов огромная роль принадлежала тюркскому языку. Самым многочисленным народом, проживающим в кавказском регионе, являются тюркские народы. Начиная со средних веков, тюркский язык превращается в средство общения между народами Кавказа. Особая роль в распространении тюркского языка на Северном Кавказе принадлежит Азербайджану. Факт широкого распространения тюркского языка особенно явно наблюдался среди народов Дагестана, черкесов, чеченцев и осетинов, проживавших по соседству с Азербайджаном и имевших с ним широкие экономические и политические связи. О широком распространении тюркского языка на Кавказе писали и такие известные русские авторы XIX века как Н.К.Зейдлиц, П.К.Услар, К.Ф.Ган, А.М.Дирр и другие. Линвист-ориенталист Ю.Клапрот, побывавший в 1807-1808-м годах на Кавказе, отмечал следующее: “Татарский (тюркский) язык широко распространился по всему Кавказу, как и по всей Западной Азии. Наряду с черкесами и осетинами, этот язык понимают чеченцы и лезгины.” Это обстоятельство учитывала и Российская империя, aктивизировавшая свою кавказскую политику в XVIII веке. Неслучайно, что во время завоевания Кавказа Российская империя вела переписку с правителями и Северного, и Южного Кавказа на русском языке. Так, Петр I, знавший о широком распространении на Кавказе тюркского языка, посредством переводчиков вел переписку с местными правителями на русском языке. Обращение к местному населению, составленное накануне его похода и известное под названием «Манифест», также было составлено на русском языке. Екатерина II, возобновившая кавказскую политику в конце XVIII века, также приказала составить Манифест к местному населению на тюркском языке. Аналогичное положение мы наблюдаем в русско-кавказской переписке XIX века. Вышесказанное подтверждается и многочисленными документами, хранящимися в архивах Азербайджана, Грузии и России. Ключевые слова: Кавказ, Тюркский язык, Российская империя, Манифест
Kafkasya'da Ruslaştırma Siyaseti (XIX. Yüzyıl ve XX. Yüzyıl Başları)
Vak, 2017
Özet XIX. yüzyılda sınırlarını Kafkasya ve Türkistan'a uzatan Rusya İmparatorluğu, Slav kökenli olmayan nüfusunu da arttırmış oldu. Bu yapıyı bir arada tutmanın yollarını arayan Rusya, din ve dil alanlarındaki farklılıkları XIX. yüzyılın sonlarına doğru kaldırmayı amaçladı. Artan Rus milliyetçiliğinin ve siyasi gelişmelerin ortaya çıkardığı bu tutum, Rusça literatürde " Rusifikatsiya " yani " Ruslaştırma " olarak adlandırılmaktadır. Bu politika bağlamındaki uygulamalar, bazı Rus bürokratlara göre uygar bir toplum yaratmayı amaçlıyordu. Bazılarına göre ise, Ruslaştırma değil Ruslaşma olarak gerçekleşen eylemler de vardı. Ruslaşma, kendisini iktidar ve gücün yanında göstermek isteyenlerin tercihi olarak ortaya çıkıyordu. Bu gruplar, devletin kimliğine ve ideolojisine bağlılık gösteriyor ve kendisini bir süre sonra Rus olarak tanımlıyordu. Ruslaştırma siyaseti, Kırım Savaşı sonrası yükselen Rus milliyetçiliğinin yansıması olarak kendini göstermeye başladı. II. A...
Kafkasya Çalışmaları / Journal of Caucasian Studies, 2015
Bu makalede Osmanlı Devlet Arşivi belgelerine göre, 18. yüzyılın sonlarında Kuzey ve Batı Kafkasya’da uygulanan Osmanlı politikalarının bazı yönleri incelenmektedir. Olayların ilgili dönemde Osmanlı belgelerine özgü yorumlanışı ortaya konmaktadır. Some Aspects of Ottoman Policies on the Northern and Western Caucasus Towards the End of the 18th Century as seen in the Ottoman Archival Materials In this article, some aspects of the Ottoman policies on the Northern and Western Caucasus in the late 18 th Century-as reflected in the documents of the Ottoman state archives, have been analysed. The article also highlights how the Ottomans evaluated the events in the said period.
Güney Kafkasya’nın Türk-Müslüman Ahalisi XVIII. Yüzyılın İkinci Yarısı ve XIX. Yüzyılın Başlarında (Rusya Arşiv Belgelerine Göre), 2020
Turkish-Muslim Population of the South Caucasus in the Second half of the 18th Century - Early 19th Century (According to the Russian Archive Documents) ABSTRACT Today the study of Turkish-Muslim population of the South Caucasus in the second half of the 18th and early 19th centuries, which includes the states of Azerbaijan, Georgia and Armenia, showed that there was no state or state entity in these lands belonging to Armenians, that they are alien people on these lands and relocated to the afore-mentioned territories under these treaties. The topic investigated in this article will be investigated based on the Russian archival documents and will be compared with the data in other sources. The aim of the research was to identify the size, the social and religious composition, socio-economic life and occupation of Turkish - Muslim population in the South Caucasus in the second half of the 18th and early 19th centuries according to the Russian archives, at the same time to prove that the Turks and Muslims dominated in the territories during this period, and that the Armenians are alien people in the South Caucasus.
Rusya ve İran’ın 19. Yüzyılın İlk Yarısındaki Kafkasya Politikaları
19.Yüzyılın başlarında Kafkasya’da politik durum karışık olarak kalmaktaydı. Batı Avrupa devletleri, özellikle de İngiltere ve Fransa Kafkasya’ya göz dikmişti. Bu devletler Kafkasya’daki olayları dikkatle izliyor ve Kaçarlar Devletini Rusya’ya karşı silahlandırmak istiyorlardı. Yeni topraklar işgal etmeye çalışan Rusya Hazar’ı içdenizi yapmayı ve Kafkasya’yı ele geçirmeyi amaç edinmişti. Kafkasya Rusya için güneye doğru yol açmak ve Orta Asya’yı işgal etmek için yeni bir basamaktı. Ayrı ayrı hanlıkların yöneticilerinin sadece kendi hanlığını koruma düşüncesi ve birbirilerine taviz vermemeleri, diğer taraftan Kaçarlar İranı ve Rusya’nın bu yerlere işgal amaçlı yürüyüşleri, diğer taraftan Gürcistan’ın Rusya himayesini kabullenmesi durumu daha da zorlaştırmıştı. Kaçarlar İranı, Rusya ve Osmanlılar için Kafkasya sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik önem de taşıyordu. 4 Ocak 1801 yılında İngiltere ile İran arasında imzalanan siyasal anlaşmanın koşullarında İngiltere’nin Kaçarlar İranı’na Güney Kafkasya yönünde hareket özgürlüğü vermesi Azerbaycan hanlıklarının bağımsızlığıma zıttı ve aynı zamanda Rusya’nın buradaki çıkarlarıyla çelişiyordu. Rus Çarı 1.Aleksandr Kafkasya’yı ele geçirmek için baştan çıkarma, aldatma, korkutma ve direk şiddet uygulama gibi yöntemleri kullanıyordu. Rusya Azerbaycan Hanlıklarının topraklarını Kaçarlar İranı ve Osmanlı devletinin Doğu Gürcistan’a saldırması için köprübaşı sandığından kendi sınırlarını Araz Nehrine kadar ulaştırmak istiyordu. Gürcistan’ı Rusya’ya birleştirmek içinse Çar Hükümeti Karadeniz kıyılarını alarak, İmeretiya, Guriya, Mingreliya ve Aphaziya’ya sahip olmalıydı. Eylül 1802 tarihinde Kafkasya’daki rus kuvvetlerinin Başkumandanı olarak atanan General Sisianov’un amacı Rusya’nın Güney Kafkasya’da elde ettiği strateji operasyon meydanını genişleterek, sınırları Kür ve Araz Nehirlerine ulaştırmak ve bu vilayete Osmanlı Devleti ve Kaçarlar İranı’ndan olan Hıristiyanları yerleştirmekti. 1804-1813 yıllar I Rusya – İran savaşında Kaçarlar İranının yenilmesinin sonucu olarak imzalanan 12 Ekim 1813 tarihli Gülistan Antlaşmasına göre Şah hükümeti Karabağ, Gence, Şeki, Şirvan, Guba, Derbent, Bakü Hanlıklarını ve hala Rusya Devletinin elinde olan Lenkeran Hanlığının bir kısmını, tüm Dağıstan, Gürcistan, Şoregil bölgeleri ve Kafkasya’nın ortasından Hazar Denizine kadar bütün yerlerin Rusya toprağı olduğunu kabul etti. 1826 – 1828’li yıllarında Rusya – İran Savaşında Kaçarlar İranının yenilmesi Rusya’nın Azerbaycan’ın Kuzey topraklarının işgal etmesine, Çar Rusyası tarafından Karabağ, İrevan, Nahçıvan hanlıkları topraklarına Ermenilerin toplu tehcirine, Azerbaycan topraklarında Rus ve Alman meskenlerinin oluşmasına, gelecekte tüm Kafkasya’yı işgal etmesine, Kafkasya’nın, o sırada da Azerbaycan’ın servetlerinin Rusya İmparatorluğu tarafından yağmalanmasına neden oldu.
19. Yüzyıl Kafkasya Direnişinde Polonyalılar
Yeni Türkiye, 2015
Интересные факты о роли и впечатлениях польских добровольцев в войнах в самый критический период кавказо-российских войн... Джем КУМУК, «Поляки в Сопротивлении Кавказа в XIX. века", Yeni Türkiye (Новая Турция) - "Особый выпуск Кавказа", Выпуск 74, Анкара 2015, с.510-519 Interesting facts about the role and impressions of Polish volunteers in the wars during the most critical period of the Caucasian-Russian Wars... Cem KUMUK, "Poles in Resistance of The Caucasus in XIX. century", Yeni Türkiye (New Turkey) - 'Special Issue of the Caucasus', Issue 74, Ankara 2015, P. 510-519 Kafkas – Rus Savaşlarının en kritik döneminde Polonyalı gönüllülerin savaşlardaki rolü ve izlenimleriyle ile ilgili ilginç gerçekler… Cem KUMUK, “XIX. yy. Kafkasya Direnişinde Polonyalılar”, Yeni Türkiye - 'Kafkaslar Özel Sayısı', Sayı 74, Ankara 2015, S.510-519