Kelime Müzesi (original) (raw)

54. Kolektif belleğin mekâna yerleştirilmesi: Kelime Müzesi örneği 1

Kültürel kimlik, belirli bir topluluğun kendilik algısı ve aidiyet duygusuyla ilişkilidir ve kolektif bellek ile inşa edilir. Gelenekler, kültürel anlamın kuşaklara aktarılması ve canlandırılması kolektif belleğin konusudur. Bu bellek ise anıtlar, mezar taşları, tapınaklar, idoller gibi anlam içeren birtakım sembollerden; anılar, sanat eserleri, töreler, değerler, inançlar ve geleneklerden oluşmaktadır. Bu yapılar, oluşturduğu "ortaklık" ve "aidiyet" duygusuyla bireyleri teklikten "biz" noktasında birleştirir ve böylece kimliği inşa eder. Mekânsal imgeler ise kolektif belleğin üzerinde önemli bir rol oynar. Çünkü hatıraların yeniden canlanması için mekân gereklidir. Dolayısıyla mekân; kolektif belleği somutlaştırmada bir araçtır. Bu bağlamda tarih boyunca insanların sevdiği eşyaları toplama, saklama ve biriktirme eğilimi ile oluşturulmuş olan müzelerin; kültürel değerleri koruyan, saklayan ve hatırlatan birer bellek mekânları oldukları söylenebilir. Bu noktada müzeler, kimlik ve kolektif bellek çalışmaları için de ciddi bir veri alanı oluşturur. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, kolektif belleğin mekâna yerleştirilmesinin bir örneği olarak Kelime Müzesi incelenmiştir. Bu bağlamda; Kelime Müzesi'nin kültür-sanat faaliyetleri; bu faaliyetlerin tür ve amaç-kapsam gibi yönlerden nitelikleri araştırılmıştır. Müzede sergilenen kelimeler, kelimelere dair açıklamalar, kelimelerin gösterim şekilleri, kullanılan eşyalar incelenmiş ve kültürel mirası yansıtan yanları 47 örnek üzerinden değerlendirilmiştir. Kelime Müzesi; Türkçe kelimelerin, atasözleri ve deyimlerin anlamını çocuklara ve gençlere öğretmek amacıyla Ankara'da kurulmuştur. Müzede 100'ün üzerinde kelime, 90'dan fazla nesne ile anlatılmaktadır. Sergilenen kelimeler ise anlamları, köken bilgisi (etimoloji), tarihi süreçleri, hikâyeleri, dildeki yaygın kullanımları ve farklı söylenişleri ile birlikte tanıtılmaktadır. Müze, kültürel belleği mekâna enstalasyon sanat anlayışıyla yerleştirmek suretiyle post-modern bir yaklaşımla tasarlanmış olup, bu anlamda kelimelerin nesneler üzerinden geçmişini bugüne bağlayan bir miras sunar.

Dil Öğreniminde Mekânsal Deneyim: Dil ve Kelime Müzesi

Dil Öğreniminde Mekânsal Deneyim: Dil ve Kelime Müzesi, 2024

Dünyanın yaşadığı hızlı değişimler sonucu kültürün korunma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacı karşılamak için kullanılan yöntemlerden birisi müzeciliktir. Kültürel unsurlar müzeler aracılığıyla koruma altına alınırken günden güne bu ihtiyacın da boyutu değişmiş ve yenilenmiştir. Değişen ve yenilenen müzecilik anlayışı, somut olmayan kültürel miras olarak değerlendiren birçok şeyi hem koruma hem de yaşatma çabası içindedir. Hem iletişim aracı hem de kültür taşıyıcısı ve aktarıcısı olan dil de bu anlamda müzelerin ilgi alanına girmeye başlamıştır. Dil müzeleri sayıları çok olmamakla birlikte dünya üzerinde örneği olan ancak Türkiye'de örneği bulunmayan bir müzecilik çeşididir. Kelime müzesi ise Türkiye'de dil üzerine ilk kez kurulmuş olan yeni bir girişimdir. Dilin somut bir şekilde gösterilmesini sağlayan bu mekânlar ziyaretçilerine interaktif bir öğrenme sunarak, dili örneklerle somutlaştırarak, dilin etimolojik yönünü vurgulayarak ve dil içinde unutulmuş bilgilerin hatırlanmasını sağlayarak dil öğrenimine katkı sağlamaktadır. Bu çalışmada yeni müzecilik anlayışından, dünyadaki dil müzelerinden, kelime müzesinden, bu bilgiler ışığında müzelerin arasındaki farklardan ve dil öğrenimi için katkılarından bahsedilecektir.

Türkçe Eğitiminde Kelime Hazinesinin Önemi

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim …, 2008

Bireyler arası iletişimde kelimeler, önemli bir işleve sahiptir. Bireyin sahip olduğu kelime hazinesi, onun anlama ve anlatma becerisini etkilemektedir. Bu çalışmada kelime hazinesinin önemi vurgulanmakta; öğrenciye yeni kelimelerin kazandırılması sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar ve kelime öğretim yöntemleri üzerinde durulmaktadır.

Masumiyet Müzesi

ÖZ Yüzyıllar boyunca etkileşim içinde bulunan Batı ile Doğu arasındaki ilişki üzerine kurulan oryantalizm, Batı'nın Doğu'yu görme biçimlerine dayanan bir bilgi alanıdır. Başlangıçta Doğu bilgisine dayalı kurumsal bir alan olan oryantalizmin, Edward W. Said'in Şarkiyatçılık Batı'nın Şark Anlayışları (1978) adlı kitabı ile kuramsal bir açılım kazanarak bir söylem hâline geldiği görülmüştür. Michel Foucault'nun Bilginin Arkeolojisi (1969) ve Hapishanenin Doğuşu (1975) adlı kitaplarından esinlenen Said, bilginin nesnel değil üretilebilir bir olgu olduğu ve iktidar ile yakın bir ilişki içinde bulunduğu kabulünden yola çıkarak oryantalizmi hümanist bir yaklaşımla kurgusal bir zeminde metinler aracılığıyla şekillenen bir söylem biçimine dönüştürmüştür. Bu makalede postmodern Türk romanının başlıca yazarlarından biri olan Orhan (2008) ve Kafamda Bir Tuhaflık (2014) adlı anlatıları kuramsal bir incelemeye tabi tutularak oryantalizmin postmodern anlatıdaki görünümü açığa çıkartılacaktır.

Ahmet Midhat Efendi'nin Kelime Hazinesi

Roman, hikâye, deneme, seyahat, makale başta olmak üzere birçok türde yüzlerce eser vermiş olan Ahmet Midhat Efendi, edebî yönden olduğu gibi eğitim açısından da değerlendirilebilecek önemli bir şahsiyettir. Yazarın Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde halkta oluşturmak istediği okuma kültürü ve yazdığı her eserde takındığı öğretmenlik üslubu ön planda olmuştur. Çalışmada, bu amaçla Ahmet Mithat Efendi’nin romanlarındaki kelime hazinesi tespit edilmiştir. Yazarın otuz romanı üzerinde oluşturulan 30.000 kelimelik metin havuzunda yer alan farklı kelimeler belirlenmiş, bunlardan fiil görevinde kullanılanlar ve özel isimler ayrıca incelenmiştir. Elde edilen listelerdeki sıklığı yüksek unsurlar gösterilmiş ve örneklerden hareketle yazarın üslubu, sosyal ve psikolojik yönü, fikirleri ve eğitimsel tutumları üzerine değerlendirmeler yapılmıştır. Ahmet Midhat Efendi is an important person who has given hundreds of literary works arranging from story, essay, travel book to article can be examined in accordance with both literature and education. It has been emphasized that the reading culture which he tried to establish on Turkish people during the last period of Ottoman Empire and the manner in which he behaved as a teacher in all of his works. For this reason, the vocabulary of his novels has been explored in this paper. In text pool with 30.000 words; which were formed from thirty novels of him, different words have been found out and among them, verbs and special nouns have been examined in detail. The most frequent elements from the lists have been shown and some evaluations on the author’s writing manner, his social and physiological sides, his ideas and educational attitudes have been done through the samples taken from these lists.