Rezeke edilen erken evre küçük hücreli dışı akciğer karsinomunda prognostik faktörler ve 10 yıllık sağ kalım (original) (raw)
Related papers
Evre IV küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastaların sağkalımını etkileyen faktörler
Cumhuriyet Medical Journal, 2013
Özet Amaç. Bu çalışmada evre IV küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalarda tedavi öncesi prognostik faktörlerin sağkalım üzerine etkilerinin incelenmesi amaçlandı. Yöntem: Bu çalışma 2006-2011 tarihleri arasında merkezimize tedavi edilen evre IV küçük hücreli dışı akciğer kanserli 113 hastanın dosyalarının retrospektif incelenmesi ile yapıldı. Hastalara ait demografik, klinik ve histopatolojik veriler hasta dosya ve hastane kayıtları incelenerek elde edildi. Kontrole gelmemiş hastalar sağkalım analizi için, izin alınarak kimlik sorgulama sisteminde sorgulandı. Analiz için sıklık testleri, Mann-Whitney U testi ve Kaplan-Meier analizi kullanıldı. Bulgular. Yüzü (%88) erkek, 13'ü (%12) kadın toplam 113 hastanın verisi analiz edildi. Ortanca yaş 62 (37-82) idi. Sigara kullanımı 90 (%80) hastada, aile hikayesi 27 (%24) hastada, komorbidite 40 (%35) hastada mevcuttu. Histopatolojik alt tip olarak 24 (%21) hasta epidermoid, 30 (%27) hasta adenokarsinom, 3 (%2) hasta nöroendokrin alt tipine sahipti. Ellialtı (%50) hastanın ise histopatolojik alt tipi belirlenememişti. En sık rastalanan Eastern Cooperative Oncology Group Perfromance Statusu ECOG 1 idi. En sık metastaz yerleri beyin (%35), kemik (%32), karaciğer (%21) ve karşı akciğer (%18) idi. Hastaların 83'üne (%73) kemoterapi uygulanırken 30'una (%27) destek tedavisi verildi. Analjezik kullanımı 84 (%74) hastada var iken palyatif radyoterapi 69 (%61) hastaya uygulandı. Ortanca takip 8 ay (1-47), ortanca sağkalım 8 ay idi. Bir yıllık genel sağkalım %35 olarak tespit edildi. Eastern Cooperative Oncology Group Perfromance Statusu (p<0,001), kemoterapi uygulaması (p<0,001), tedavide cisplatin (p<0,001) ve docetaxel (p=0,043) kullanımı, laktik dehidrogenaz yüksekliği (p=0,007) sağkalımı belirleyen prognostik faktörlerdi. Kemoterapi uygulaması (p<0,001) ve laktik dehidrogenaz yüksekliği (p=0,004) ise bağımsız prognostik faktörlerdi. Sonuç. Evre IV küçük hücreli dışı akciğer kanserinde sağkalımı etkileyen en önemli prognostik faktörler hastaya kemoterapi uygulanması ve laktik dehidrogenaz yüksekliği olarak tespit edildi.
Hematolojik parametrelerin küçük hücreli akciğer kanserli hastalarda prognoz üzerine etkileri
Cukurova Medical Journal, 2016
The neutrophil-to-lymphocyte ratio (NLR) and platelet-to-lymphocyte ratio (PLR) are prognostic factors for various types of cancer. In this study, we assessed the association of NLR and PLR with the prognosis of smallcell lung cancer (SCLC) in patients who received the standard treatment. Material and Methods: We retrospectively reviewed patients who were diagnosed with SCLC and treated with the standard chemotherapy at Suleyman Demirel University Chest Diseases and Dr. Suat Seren Chest Diseases and Thoracic Surgery. Results: In total, 136 patients were evaluated. Patients' clinic characteristics and hematologic tests data at initial diagnosis were collected. The univariate analysis of all SCLC patients indicated that favorable prognostic factors were gender, disease stage, the number of metastatic sites, good performance status and received treatment according to the stage. Moreover, univariate analysis showed that low lymphocyte count (<1590) and high neutrophillymphocyte ratio (≥3.7) predicted poor prognosis in SCLC. Median overall survival (OS) was worse in the high-NLR group. In the multivariate analysis, NLR, stage, the number of metastatic sites, karnofsky performance status (KPS), received treatment were independent prognostic factors for OS. Conclusion: This study demonstrated that the NLR could help to predict poor prognosis in SCLC patients before treatment. Larger prospective studies are required to confirm these findings. Amaç: Nötrofil / lenfosit oranı (NLO) ve trombosit / lenfosit oranı (PLO) kanserin birçok türü için prognostik faktördür. Bu çalışmada, standart tedavi verilen küçük hücreli akciğer kanserli (KHAK) hastalarda prognoz ile NLR ve PLR arasındaki ilişki değerlendirilmiştir. Gereç ve Yöntem: Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları ve Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisin' de KHAK tanısı alan ve standart kemoterapi verilen hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Toplam 136 hasta değerlendirildi. Hastaların tanı anındaki klinik özellikleri ve hematolojik verileri toplandı. KHAK'li hastalarda tek değişkenli analiz ile cinsiyet, hastalık evresi, metastaz alan sayısı, Karnofsky performans skalası (KPS), evresine göre tedavi alması iyi prognostik faktör olarak gösterildi. Dahası, KHAK' de tek değişkenli analiz, düşük lenfosit sayısı (<1590) ve yüksek nötrofil lenfosit oranının (≥3.7) kötü prognozu predikte ettiğini gösterdi. Yüksek NLO grubunda ortanca genel sağkalım (OS) daha kötüydü. Çok değişkenli analizde, NLR, metastaz alan sayısı, KPS, tedavi alması genel sağkalım için bağımsız prognostik faktörler olarak bulundu. Buna karşılık tanı sırasında PLO ile genel sağkalım arasında ilişki saptanmadı. Sonuç: Bu çalışma NLO' nın, tedavi öncesi KHAK hastalarında kötü prognozun tahmin edilmesine yardımcı olabileceğini göstermiştir. Bu bulguları doğrulamak için büyük prospektif çalışmalar gerekmektedir.
İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde Prognostik Faktörler
Haseki Tıp Bülteni, 2013
Daha önce hiçbir tedavi görmemiş opere edilemeyen, evre 3B ve evre 4 küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olan 4'ü kadın, 20'si erkek toplam 24 hasta paklitaksel ve sisplatin kombine kemoterapi (KT)'sinin aktivitesi ve toksisitesinin değerlendirilmesi için çalışmaya alındı. Çalışma kapsamına alınan 24 olgunun 23'ünde yanıt değerlendirilebildi. Median yaş 53.5 (29-63) yıl idi. Bu hastalara 21 gün arayla paklitaksel 200 mg/m 2 ve sisplatin 80 mg/m 2 kombine KT uygulandı. Yanıt alınan veya stabil seyreden hastalara maksimum 6 kür KT uygulandı. Hiçbir olguda tam yanıt alınamadı, 9 olguda (%39.1) kısmi yanıt alındı, 4 olgu (%17.5) stabil seyretti, 7 olguda (%30.4) progresyon ve 3 olguda (%13) erken progresyon saptandı. Median izlem süresi; 10 ay (2-16+ ay), median yanıt süresi 4.2 ± 4.2 (2-14+ ay) idi. Progresyona kadar geçen süre median 6 ± 4.7 ay (2-16) bulundu. Median sağkalım süresi 10 ± 4.5 (2-16) ay saptandı. Onaltı hasta primer hastalıklarının progresyonu nedeni ile öldü, 24 hastaya uygulanan toplam 100 kür KT siklusunda grade 3 nötropeni sadece 3 siklusta gözlendi, 1 siklusta ise febril nötropeni gelişti. Hematolojik olmayan yan etkiler; alopesi, bulantı, kusma, nefrotoksisite, periferik nöropati ve anemi idi. Bu çalışma sonucunda, paklitaksel sisplatin KT kombinasyonunun ileri evre KHDAK tedavisinde yan etkileri tolere edilebilecek düzeyde aktif bir rejim olabileceği düşünüldü.
Akciğer kanserinde prognostik faktörler
Turkish Journal of Clinics and Laboratory, 2016
Amaç: Akciğer kanseri tüm dünyada kansere bağlı ölümlerde kadınlarda ve erkeklerde birinci sırada yer almaktadır. Cerrahi rezeksiyon küçük hücreli dışı akciğer kanserli (KHDAK) hastalarda en önemli tedavi şeklidir. Ancak rezeksiyon uygulanan erken evre hastalarda bile sağkalım istenilen seviyelere ulaşamamaktadır. Bu çalışmanın amacı cerrahi rezeksiyon uygulanan KHDAK hastalarında sağ kalım üzerinde etkili olabilecek faktörlerin araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntemler: 2003 ile 2006 yılları arasında KHDAK nedeniyle cerrahi rezeksiyon uygulanan 71 hastada çalışmaya dahil edildi. Hastalar, bir yıllık takip sonunda hayatta olanlar (Grup I, n = 37) ile bir yıllık takip sonunda exitus olanlar veya nüks gelişenler (Grup II, n = 34) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Bu gruplar arasında hastaların, şikayet, laboratuar bulguları, tümör yerleşim yeri, çapı, lenf nodu durumu, evre ve tedavi şekli açısından farklılıklar araştırıldı. Bulgular: En büyük tümör çapı grup I'de ortalama 40,2 mm, grup II'de ise 51,0 mm idi (P < 0,05). Otuzdört hastada N0, 17 hastada N1, 20 hastada da N2 vardı ve lenf nodu evresi grup I'de anlamlı olarak düşük saptandı (P < 0,05). Her iki grup evre yönünden evre I, II ve III olarak karşılaştırıldı ve evre grup I'de anlamlı olarak düşük saptandı (P < 0,05). Grup I ve grup II için ortalama CEA değerleri sırasıyla 3,26 ile 7,67 ng/mL'ydi (P < 0,05). Grup I ve grup II için ortalama CA 19-9 değerleri sırasıyla 13,35 ve 30,04 ng/mL'ydi (P < 0,05). Her iki grup arasında balgam çıkarma dışında anlamlı fark saptanmadı (P < 0,05). Sonuçlar: Akciğer kanseri için tanımlanan prognostik faktörler farklılıklar göstermektedir. TNM evreleme sistemi KHDAK'li hastalarda prognozu en doğru yansıtan faktör olarak görünmekle birlikte aynı grup içinde serum CEA seviyesi benzeri faktörler de prognoza etki edebilmektedir. Ancak klinik heterojeniteden dolayı KHDAK'li tek bir hastanın prognozunu belirlemek zordur.
Opere Erken Evre Akciğer Kanseri Hastalarında Prognostik Faktörler Retrospektif Tek Merkez Sonuçları
Namık Kemal Tıp Dergisi, 2020
Bu çalışma 2018 yılında Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD) kongresinde ve ASCO 2018'de poster olarak sunulmuştur. Çalışmamız Marmara Üniversitesi lokal etik kurulu tarafından 9.2018 tarih ve 411 sayılı etik kurul kararıyla onaylanmıştır. Öz Amaç: Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) tüm akciğer kanserlerinin %85'ini oluşturmaktadır. Erken evre hastalıkta cerrahi ile küratif tedavi hedeflense de nüks sık görülmektedir. Bu çalışmada merkezimizde opere olan erken evre KHDAK tanılı hastaların sonuçlarını ve prognoza etkili faktörleri retrospektif olarak değerlendirdik. Materyal ve Metot: 2006-2018 yılları arasında kliniğimize başvuran 166 opere erken evre KHDAK hastasının dosyası retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular SPSS kullanılarak analiz edildi. Histopatolojik ve klinik özelliklerin için prognostik önemi araştırıldı. Bulgular: Hastalarımızın %84'ü erkekti. Medyan tanı yaşı 61 (39-82)'di. En sık görülen patolojik alt tip adenokarsinomdu. Medyan hastalıksız sağkalım (HSK) ve genel sağkalım (GSK) 76 ay (%95CI:32.1-110.0) ve 87 aydı (95%CI:59.8-114.1). Çok değişkenli analizde vaskuler invazyon varlığı daha kötü HSK ve GSK için bağımsız prognostik faktördü (HR: 2,5 ve 2.3). Adenokarsinom solid patern ise sadece daha kötü HSK ile ilişkiliydi (HR:1.7).. Sonuç: Çalışmamızda vaskuler invazyon varlığının ve solid tip adenokarsinomun kötü sağ kalım ile ilişkili olduğunu gösterdik.
2006
Sisplatin-etoposid (CE) ile mitomisin-ifosfamid-sisplatin (MIC) rejimleri küçük hücreli dışı akciğer karsinomu (KHDAK)’nun tedavisinde kullanılan konvansiyonel aktif kombinasyonlardır. Bu çalışmada önceden tedavi almamış evre IIIB ve IV KHDAK hastalarında CE ve MIC tedavilerinde gözlenen yanıt oranlarını, sağkalım, yanıt ve progresyon süreleri ve toksisite durumlarını karşılaştırmak amaçlandı. Retrospektif olarak planlanan bu çalışmada önce Ocak 1997-Aralık 2002 tarihleri arasında ilk basamakta MIC ve CE uygulanan, radikal radyoterapi (RT)’ye uygun olmayan evre IIIB ile evre IV KHDAK olgular belirlendi. Takipleri tam olan olgulardan 45’inin MIC, 167’sinin CE aldığı belirlendi. Kırkbeş MIC olgusuna karşılık 167 CE olgusundan 1997 yılından başlanarak başvuru sırasına göre üç olgudan biri alınacak şekilde rastgele olarak ilk 46 CE olgusu çalışmaya alındı. CE protokolü 21 günlük aralarla, sisplatin 80 mg/m2 (birinci gün), etoposid 100 mg/m2 (birüç gün); MIC protokolü mitomisin 6 mg/m2, ...