Beyaz Gemi Romanında Kişiler Dünyası (original) (raw)

Bugünün Saraylısı romanında kişiler dünyası

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2020

Kurguya dayalı bir tür olan romanı, olay örgüsü, şahıs kadrosu, zaman, mekân, dil ve anlatım unsurları oluşturur. Bunlar içinde kişiler dünyası (şahıs kadrosu), bir anlatının entrik kurgusunu doğrudan açımlayarak anlatıya dair tüm gizleri en güçlü şekilde ele veren unsur olarak dikkat çeker. Anlatı dünyasının canlı ve cansız kişiler evreni, entrik kurguyu oluşturan, olay örgüsünün gelişimini yönlendiren en önemli yapı unsurudur. Şahıs (karakter / kişi) kadrosu, olay örgüsünün gelişiminde üstlendikleri görev ve işlev bakımından dört başlığa ayrılır: 1) Kurucu tematik güç (başkahraman / başkişi) 2) Norm karakterler (yardımcı kişiler) 3) Kart karakterler 4) Fon karakterlerdir. Türk edebiyatının güçlü kalemleri arasında yer alan Refik Halit Karay, yaşamdaki gözlem ve tecrübelerine dayanarak yazdığı romanlarda değişik çevrelerden seçilmiş insanları işlemiştir. Çok sayıda kişiye yer verdiği romanlarında yazarın, kahramanların ruh hallerini derinlemesine irdelemek yerine olaylara ağırlık v...

Oluşumsal Yapısalcı Anlayış Bağlamında Cengiz Aytmatov'un Beyaz Gemi Adlı Romanı

Aytmatov Araştırmaları, 2020

Edebî metinler ulusal bir üretim olarak görülebilir. Çünkü bir yazar, eserlerinde kendi toplumunun kültürel, siyasal ve tarihsel belleğini kullanır. Böylece ulusal değerleri evrensele açar. Cengiz Aytmatov da böyle bir yazardır. Dünya henüz Kırgız Türklerini tam olarak tanımazken onun eserlerini tanımıştır. Batıyı o uzak bozkırda gezdiren Aytmatov’un eserleridir. Aytmatov, bunu yaparken hem roman sanatını hem de toplumu aynı noktada ve aynı güzellikte birleştirip daha farklı bir eleştirinin sınırlarını zorlamıştır. Beyaz Gemi de tanımı yapılan eserlerine bir örnektir. Anlatıda, bir çocuk ve ihtiyar gözünde zirveye erişen geleneksel değerler karşıt güç ile birlikte alaşağı edilmek istenir. Bu karşıt güç, yani Orozkul ise, tam olarak o dönemde Ruslaşan Kırgız Türklerini temsil etmektedir. Yani yazar, toplumun o dönemdeki sosyolojik yapısını eserlerinde işlemiştir. Aytmatov, anlatılarında toplumun yaşadığı olayları bir günlük gibi kaydetmektedir. Bu bağlamda, Beyaz Gemi, toplumsal okumaya açık bir roman olarak değerlendirilmektedir. Biz bu çalışmada, Lucien Goldmann’ın Oluşumsal Yapısalcılık adını verdiği, “edebiyat toplumun bir ifadesidir” savsözünü ileri süren edebiyat sosyolojisi yaklaşımından hareketle, Beyaz Gemi’de beliren dünya görüşünü irdelemeyi amaçlıyoruz. Lucien Goldmann’ın bu yöntemine göre romanı iki aşamada incelemek gerekir: Anlama ve açıklama aşamaları. Birinci aşamada romanın kurucu öğeleri olan kişi, zaman ve uzam gibi anlatı yerlemleriyle romanda yazarın kullandığı anlatım teknikleri, öyküleme ve bakış açıları incelenip romanda içkin toplumsal yapı ile dünya görüşü ortaya konur. İkinci aşamada, metni aşan dışsal bağlanımlarla birlikte, öykünün geçtiği gerçek dönemdeki toplumsal yapı ile baskın dünya görüşü irdelenerek romanın tutarlılığı ve özgünlüğü saptanır. Yapılacak incelemenin sonucunda Aytmatov’un geleneksel değerler ile kültürel yozlaşma gibi birçok karşıt izleği anlatıda alegorik bir biçimde işlediği görülecektir.

Gezgi̇n Romaninda Şahislar Dünyasi Ve Felsefe

The Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS)

Tasavvuf, İslam toplumunun asırlardır gönül dünyasında etkili olan manevi yani ruha dönük bir yaşam tarzıdır. Onun İslami Türk edebiyatının ortaya çıktığı ilk andan itibaren edebî eserlerde önemli bir etkisi olmuştur. Bu etki İslami Türk edebiyatı olarak değerlendirilen dönemleri aşarak Batı Etkisinde Gelişen Türk edebiyatında da devam etmiştir. Tasavvufun sembolik sözlüğü ve bilge şahısları Türk şiirini ve kurmaca türlerini her dönemde etkilemiştir. Onun tesirinin Türk romanını da kapsamaması düşünülemez. Nitekim tasavvufa mensup olsun veya olmasın yazarlar eserlerinde tasavvuftan istifade etmiştir. Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatı yazarlarından olan Sadık Yalsızuçanlar da tasavvufu eserlerinde kullanmıştır. 2004 yılında kaleme aldığı Gezgin romanında İbnü’l Arabî’nin yaşamını ve coğrafi gezileriyle gelişen manevi yolculuğunu işlemiştir. Romanda tasavvuf felsefesi, tarikatlar, peygamberler, meşhur veliler de ele alınan konulardandır. Bu makalede Gezgin romanında geçen şeyhler, tari...

Barış Bıçakçı'nın Romanlarında Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Erkeklik İnşası

Ardahan Üniveritesi, Yüksek Lisans Tezi, 2020

Günümüz Türk Edebiyatı'nın önemli yazarlarından biri olan Barış Bıçakçı'nın romanlarındaki erkeklik meselelerini ele almayı amaçlayan bu çalışma, geleneksel erkeklik rolleri ve bu rollerin dışına çıkan erkekler üzerinde durmuştur. Cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ataerkillik, erkeklik ve hegemonik erkeklik kavramlarını merkeze alan tez çalışması, her bir romandaki erkeklik sorunuyla ayrı ayrı ilgilenmiştir. Erkek karakterlerin hem iç dünyaları hem de sosyal yaşantılarıyla çatışma halinde olan erkeklik pratikleri, onlar hakkında yeni bir erkeklik inşası yapmayı gerekli kılmıştır. Türkiye'deki geleneksel erkeklik inşasına göre, erkeklerin erkeklik rollerini toplumun istediği şekilde gerçekleştirdikleri görülmektedir. Bu tez çalışmasındaki erkek karakterler ise, genel anlamda toplumsal cinsiyet normlarına uymamakla birlikte her biri kendi erkeklik inşasını bu normlardan uzak bir şekilde tamamlamaya çalışmıştır. Tezin başlığından erkeklik inşası olarak bahsetmek, toplumda eril toplumsal cinsiyet normlarına uygun hareket etmeyen erkeklerin de yaşam sürdüğüne ve onların da kendilerine ait bir erkeklik inşaları olduğuna vurgu yapılmasıyla doğrudan ilgilidir. Romandaki erkek karakterlerin atandıkları cinsiyet haricindeki rollere bürünmeleri, onların sorunlu ve kırılgan erkeklik kimliklerinin olduğunu göstermektedir. Toplumsal bir yapı teşkil eden erkeklik kavramı, roman kişileriyle sürekli çatışma içerisindedir. Duygusal anlamda huzursuz, takıntılı, bağımlı, kaygılı, özgüvensiz ve zayıf hisseden erkekler, fiziksel anlamda da oldukça pasif ve güçsüzdürler. Romandaki erkek karakterler bu yönleriyle eril norma mesafeli olmakla birlikte içe dönük bir yaşam sürerler. Toplum ihtiyaca göre bir sürü erkeklik modeli üretir ve bu modellere uymayan erkekleri toplumsallaşamadıkları için dışlar. Barış Bıçakçı'nın roman karakterlerinin evde, dışarda ve bütün toplu yaşam alanlarında nasıl bir "erkeklik kimliği" sergilediklerine dair yapılacak olan bu çalışmada, romanlardaki erkeklerin, erkeklik pratiklerine göre davranma ve davranmama yönleri ele alınıp incelenecektir

İstanbul’dan İnsan Manzaraları: Türk Romanında Beyaz Ruslar

Kad›nlar bana bakard›./ O zaman Beyaz Ruslar vard›/Ve korkunç çalg›lar vard› meyhanelerde/Örücü Nikola'n›n evi vard›, kendi yapt›¤› votkalar›/Vard› Nikola'n›n. Paskalya'da/Çörekler al›rd› bize Nikola… Nikola, bir de Nikola'n›n arkadafl› ‹vanof/Piyano tamircisi ‹vanof'la birlikte/rak›lar içerdik…Ne diyordu ‹vanof, sen ne kadar içsen de/‹çmedin bir gün bile…" Edip Cansever

ROMANDA KİŞİLER DÜNYASI Kitap

İnsan varlığının dayanılmaz öyküsünü etrafındaki diğer canlı ve nesnelere aktardıkça kendi farkındalığını kavrar. Bu kavrayış özünde insanın bilinçlenmesi, bilinçlendikçe ise sürekli “oluş” ve “oluşuş cesareti” göstermesini gerekli kılar. Çünkü “olmak” demek kişinin kendi varlığını ve yaratıcı değerlerini açımlamak demektir. İnsanın yaşama dair tavrını, yaratıcı bir duyuş ve duruşla ortaya koyduğu alanlardan biri de hiç kuşkusuz edebiyattır. Edebî evrende insanın yaşama reflekslerini farklı anlatım yöntemlerine başvurarak kurgulayıp ortaya koyan en önemli türlerden biri de romandır. Romanın insana dair durum ve şeyleri anlatması, her insanın bir karakter olmasındandır. Nitekim her insanın hayatı bir romandır ve yine o romanın başkarakteri de kendisidir. Bu bakımdan romanda en önemli yapı unsurlarından biri de kişiler-kahramanlardır. Roman kahramanları gerçek dünyadan ödünçlenerek “fictif” dünyaya taşınan entrik kurgu ve dramatik aksiyona yön veren temel unsurdur. Romanda yer alan kişilerin üstlendiği görev ve ortaya koyduğu eylemler, onların anlatı içindeki fonksiyonlarını gösterir. Bu çalışmada Türk romanlarında yer alan kişiler, anlatı içerisinde üstlendikleri işlevlere göre; başkişi, başkahraman, kurucu tematik güç ve birinci dereceden kahramanlar; norm karakter, yardımcı kişiler ve ikinci derece roman kişileri; kart karakter, tek boyutlu, yıkıcı hasım güç; fon ve figüratif karakter olmak üzere fiziki, psikolojik ve sosyolojik açıdan derinlemesine incelendi. Nitekim insan kendi biricik öyküsünü kurguladığı sürece roman hep var olacak, roman var olduğu sürece ise anlatı kişileri kurgusal evrende kendi biricik yaşamlarını sergilemeye devam edecek…