Dilshod aka maqola (original) (raw)
Related papers
“Favoyid ul-kibar” va “Badoyi’ ul-vasat” devonida Husayn Bayqaro siymosining aks etishi , 2023
Ахборотнома ОАК Раёсатининг 2016-йил 29-декабрдаги 223/4-сон қарори билан биология, қишлоқ хўжалиги, тарих, иқтисодиёт, филология ва архитектура фанлари бўйича докторлик диссертациялари асосий илмий натижаларини чоп этиш тавсия этилган илмий нашрлар рўйхатига киритилган 2023-12/4 Вестник Хорезмской академии Маъмуна Издается с 2006 года Хива-2023
Antalya'mn Demre(Kale) ilçesinde, antik adıyla Myra kentindeki H.Nikolaos Kilisesi Bizans mimari gelişiminde önemli bir yer tutar. Kilisede yapılan çalışmalarda plan tipi, malzeme ve tekniğine göre üç yapı evresi saptanmıştır. 6. yüzyıla tarihlenen birinci evrenin planı bilinmemektedir; ikinci evre kubbeli bazilika planındadır ve 8.-9. yüzyıla tarihlenir. Üçüncü evre ise 1ı. yüzyılda kilisenin kuzey ve güneyindeki ek yapıların inşa edildiği dönemdir. Kilise mezar barındırması ve ek yapılarla genişletilerek manastır kuruluşuna dönüştürülmesi nedeniyle önem taşımaktadır. Bizans mimarisinde kilisede yapılan dini ayinle ilgili mekanlara gereksinim duyulmuştur. Bu mekanların yeri ve işlevi mimari gelişim içinde bölgelere göre değişim sergiler.
ÖZ Belagat ilmi klasik Türk edebiyatı araştırmaların en önemli inceleme alanlarındandır. Klasik Türk edebiyatı edebî ürünlerinde ve Osmanlıcanın ifade üslubunda zevk-i selimi belirleyen bir ölçüt olarak kendini göstermiştir. Eski Türk edebiyatı sahasında yapılan araştırmalarda belagatin kendisi veya bir bölümü, edebi metinlerdeki belagat sanatları, belagat sanatlarının sanatçının üslubundaki yeri, belagat sanatlarının sağladığı ifade zenginlikleri incelenmiştir. Belagati kuramsal açıdan ele alan ilk eserler ise Osmanlı döneminde kaleme alınmıştır. Arap ve Fars belagat kitapları esas alınarak kaleme alınan bu eserler, Tanzimat dönemine kadar klasik anlayışla devam etmiştir. Tanzimat'la beraber Batı'ya yönelme ivme kazanmış, Batı'ya yönelen sanatçılar, Arap ve Fars belagat kitapları yanında Fransızca retorik kitaplarını da örnek alarak eserler kaleme almışlardır. Çalışmada Tanzimat'tan sonra eski Türk edebiyatı alanında-veya bu alanı ilgilendiren-belagat çerçevesinde yapılmış olan çalışmalar tespit edilmeye çalışılmıştır. 2007 yılında Cumhuriyet sonrası belagat çalışmalarıyla ilgili iki literatür çalışması yapılmıştır. Çalışmamıza ise Tanzimat'tan itibaren günümüze kadar belagatle ilgili yapılan çalışmalar konu edilmiş olup daha önce yapılmış literatür taramalarından yararlanılmıştır. Belagat çerçevesinde yapılan çalışmalar kitap, makale ve tez olmak üzere üç grup halinde tasnif edilmiştir. Tanzimat sonrası belagatle ilgili yapılan çalışmaların gelişim çizgisi, odak noktası ve araştırmacıların belagate yaklaşımı yapılan çalışmalar üzerinden gösterilmeye çalışılmış, belagatle ilgili çalışmalarda gelinen nokta hakkında bir fikir verilmesi amaçlanmıştır. ABSTRACT The science of rhetoric is one of the most important research areas of classical Turkish literature research. It manifested itself as a criterion that determines pleasure in classical Turkish literature literary works and Ottoman expression style. In the researches conducted in the field of old Turkish literature, the rhetoric itself or part of the rhetoric, the rhetoric arts in the literary texts, the place of the rhetoric in the artist's style, the richness of expression provided by the rhetoric arts. The first works that dealt with the rhetoric from a theoretical perspective were written in the Ottoman period. These works, written on the basis of the Arab and Persian eloquence books, continued with a classical understanding until the Tanzimat period. With Tanzimat, the inclination towards the West has gained momentum, and the artists who have turned to the West have written works by taking the rhetoric books as well as Arabic and Persian rhetoric books. In the study, after the Tanzimat, the studies done in the framework of rhetoric in the field of old Turkish literature or closely related to this field were tried to be determined. In 2007, two literature studies were conducted on post-Republic eloquence studies.
DVIGATEL KONSTRUKTSIYASI VA ISHCHI JARAYONLARINI BOSHQARISHNI MUKAMMALLASHTIRISH, 2023
DVIGATEL KONSTRUKTSIYASI VA ISHCHI JARAYONLARINI BOSHQARISHNI MUKAMMALLASHTIRISH
DUKAS İslam Ansiklopedisi Maddesi
Sahibi Türkiye Diyanet Vakfý © Bütün yayýn haklarý Türkiye Diyanet Vakfý'na aittir. Yazý ve fotoðraflar kaynak gösterilmeden kullanýlamaz. ISBN 978-975-389-877-5 (Takým) 978-975-389-878-2 (Ek 1. cilt) Yönetim ÝSAM, Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Araþtýrmalarý Merkezi Ýcadiye Baðlarbaþý caddesi 40 Üsküdar 34662 Ýstanbul Tel : (0 216) 474 08 50 Faks : (0 216) 474 08 74 Elektronik posta : isam@isam.org.tr Basým, Daðýtým ve Pazarlama Türkiye Diyanet Vakfý Yayýn Matbaacýlýk ve Ticaret Ýþletmesi OSTÝM Örnek Sanayi Sitesi, 1256. sokak 11, Yenimahalle 06370 Ankara Tel : (0 312) 354 91 31 Faks : (0 312) 354 91 32 Elektronik posta : tdvyayin@diyanetvakfi.org.tr
Medya ve Siyaset Konferansı, İzmir, 2007
An idle can be described as an individual outside the status of “in-work” which can be defined as a certain kind of employment system which is established for the favour of ruling class, that is , the working systems of “wage earning slaves” is put on a madatory base by legal control and every part of their life conditions is organized by financial Construction in terms of “in work” and “out of work” time . Altough the idles , who have become marginals as a result of the consecration of thousands of years of pressure and work imposed by the ruling athmosphere , become “others” because they did not or could not adapt themselves to the society, they have been lodged in their societies since the beginning of the industrial revolution for the fact that capitalism needs employed as well as unemployed .The end of the necessity of unskilled workers in the Fordist production system as a result of shifting to the Post-Fordist production system removed this need . The movie tabutta rövaşata ( reverseshot in a coffin) directed by Derviş Zaim , 1996 by which we can set an example in terms of art to this process of this situation shows the points where the idles conflict with the society and present their position outside the ideological construction. This article is written to strengthen the perspective that is against the view of ruling social structure to the idle concept.Social structures are interpreted by what they accept and refuse. Consequently , Idlism is a notion which forms the foundation of modernism as it is with insanity.
Çalışmada, Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi'nde tespit edilen Mimar İlyas'ın, dönemin Hassa Mimarlar Teşkilatı başkanı olan Mimarbaşı Davud Ağa'ya Medine'den göndermiş olduğu mektup incelenmiştir. Kırma Divânî yazı ile yazılan mektup yirmi satırdan oluşmaktadır. Ayrıca mektubun üzerinde, mektubun içeriğini özetleyen bir özet bilgi de yer almaktadır. Mektupta, Mimar İlyas'ın, Mimarbaşı Davud Ağa'nın, İstanbul'dan bina emini olarak gönderilen Koca Mustafa Efendi'nin ve o dönemde Kâbe-i şerif Şeyhülharemi olan Mustafa Efendi'nin de isimleri yer almaktadır. Ayrıca yine mektupta, meremmet, bina emini, tecdîd, kubbe, minber ve kürsi gibi terimler de geçmektedir. Araştırmada adı geçen kişiler detaylı bir şekilde incelenmiştir. Döneminin özelliğini gösteren Türkçe ile yazılan mektubun özgün metninin aslına sâdık kalınarak çevirisi yapılmış, mektubun daha akıcı bir üslupta olması ve okunması amacıyla bazı kelimelerin özgün biçimleri değil de, bugünkü yazılış ve okunuşları verilmiştir. Yine aynı gerekçe ile metnin özgün imlâsına uyulmayarak, çeviri metinde gerekli görülen yerlere noktalama işaretleri konmuştur. Özgün metin ise çalışmanın sonuna eklenmiştir. Osmanlı sanatı ve mimarisiyle ilgili arşiv belgelerinde ve defterlerde malzeme, usta ve işçilerin temin ve tedâriki, yapılan çeşitli harcamalar, yapıların bakım, onarım ve tamirleriyle alakalı pek çok bilgi bulunduğu halde, binaların gerek inşalarında gerekse tamirlerinde görev alan usta ve mimarların isimleri dışında herhangi bir bilgiye rastlanılmamaktadır. Özellikle usta ve mimarların çalışma usullerine yönelik ve bağlı bulundukları örgütlerle ilişkilerine dair bilgi veren özgün kaynaklar oldukça sınırlıdır. Bu bakımdan, bu konularla ilgili arşiv belgelerinin tespit edilip ortaya konulması, bugün meçhulümüz olan pek çok meselenin aydınlatılmasına önemli bir katkı sağlayacağı âşikârdır. Bu araştırmada incelenen Mimar İlyas'ın mektubu, belirtilen konularla ilgili yapılan araştırmaların önemli bir halkasını oluşturacak mahiyettedir.