Yaşar Kemal’İn Romanlarinda Ekososyoloji̇ (original) (raw)

Yaşar Kemal İn Romanlarinda Geçen Meslekleri̇n Sosyoloji̇k Bağlami

Journal of International Social Research

, romanlarında toplumsal yaşamı derinlemesine işleyen bir yazardır. Çukurova'da geçen romanlarında orada dönüşmekte olan toplumsal yapıyı birey-çevre etkileşimi içinde tüm yönleriyle ele alır. Yine İstanbul'da geçen romanlarında da önemli sorunsallar etrafında değişmekte olan şehir yaşamının birçok yönünü en trajik yanlarıyla konu edinir. Yaşar Kemal roman evreninde çoğunluk ana karakterlerinin yaşadığı toplumu anlatırken doğal olarak yan karakterleri de roman dokusuna yerleştirir. Bu yan karakterler romanın dinamiğine tam anlamıyla yön vermeyebilirler, ancak kimi özellikleriyle romanın içeriğini zenginleştirirler. Elbette toplumda iş tutan bir nalbantın, arzuhalcinin ya da köşkerin ortalama bir okuyucu için durumu ana karakterlerin önüne geçmeyebilir. Ne var ki mesleklere ilgisi olan araştırmacıların, konuya ilgi duyan dikkatli okuyucuların varlığını da unutmamak gerekir. Yaşar Kemal işte bu meraklılar için önemli bir sosyolojik işlevi yerine getirmektedir. Bu çalışmada, Yaşar Kemal'in romanlarında geçen meslekleri ortaya çıkarırken, mesleklerin sosyolojik bağlamını göz ardı etmeden irdeleyeceğiz.

Yaşar Kemal’in “Gülizarlan Ninesi” Öyküsünde Ekofeminist Düşünce

Sosyal bilimler enstitüsü dergisi, 2022

Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Yaşar Kemal roman sanatına damgasını vurmuş bir yazardır. Başta roman olmak üzere, deneme, derleme, röportaj, şiir ve çevirinin yanı sıra öyküler de kaleme alan yazar, edebiyat sanatına ilk adımını attığı öykü türündeki eserlerini Sarı Sıcak (1952) adlı kitapta yayımlar. Bu türde vermeye devam ettiği eserlerini Bütün Hikâyeler (1967) adıyla tekrar bir araya toplayan yazar o tarihten sonra roman sanatına ağırlık verir ve yeni öykülerini kitaplarına almaz. Kumbara adlı çocuk dergisinin 1978 tarihli birinci sayısında yer alan "Gülizarlan Ninesi" adlı öyküsü, yazarın kitaplarına almadığı, bugün de başka bir yerde yayımlanmamış ve özellikle çocuklar için kaleme alınmasıyla ilgi çeken, yetkin bir öyküdür. Anne ve babasından uzakta, ninesiyle beraber yaşayan Gülizar adlı küçük bir kızın hayatının ve geçimlerini sağlamak üzere ormana çiçek toplamak için gittiği bir günün hikâyesinin anlatıldığı bu öyküde çevre duyarlığı, doğa bilinci ve kadının bağımsızlığına dair bir hikâye ve bütün bunları iç içe geçiren özgün bir yaklaşım okurun dikkatini çeker. Bu incelemede, o yıllarda henüz Avrupa'da ilk kez duyulmaya başlayan ekofeminist düşüncenin estetiğini veren Yaşar Kemal'in hiçbir kitabında yayımlanmamış "Gülizarlan Ninesi" adlı öyküsü ekofeminist düşünce çerçevesinden ele alınmıştır.

Yaşar Kemal'in Romanlarının Sosyolojisinde İnsan Sevgisi ve Değerinin Varoluşsal

Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2019

Yaşar Kemal romanlarında, insan, toplum ve çevre üzerine birçok konuyu işlerken, kendi düşünsel tutumuna uygun hareket eden kadın ve erkek roman karakterlerini de başarıyla kurgulamıştır. Yaşar Kemal bir aydın olarak adalet, barış, eşitlik, özgürlük, demokrasi ve insan hakları söylemine sahip olduğu kadar, romanlarında oluşturduğu karakterler aracılığıyla da bu olgularla ilgili tartışmaların yapılmasına olanak sağlamaktadır. Bu açıdan roman evrenine indiğimizde, roman karakterlerinin düşünce dünyaları ile insana, topluma ve çevreye bakış açılarının insan sevgisi, değeri ve hoşgörü üzerine biçimlendiğini görürüz. Yaşar Kemal’in romanlarında insan en yüksek değerdir. Elbette bunun tam da karşısında kötü olanın sergilendiği, kritik edildiği bir roman evrenini başarıyla çizdiğinden söz etmek mümkündür. Bu çalışmada felsefi anlamda iyi ve kötünün karşı karşıya geldiği Yaşar Kemal’in romanlarının sosyolojisinde, insan sevgisi ve değerinin dayandığı varoluşsal kaynaklar irdelenirken, roman...

Sergey Zalıgin’in Ekolojik Roman adlı Eseri Üzerine Ekoeleştirel Bir Okuma

Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi üç aylık bilimsel hakemli bir dergidir ve Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda dört kez, sosyal ve beşerî bilimler alanında yayın yapar. Dergimiz; Felsefe ve Din Bilimleri, Dil Edebiyat ve Sanat, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Eğitim Bilimleri, İktisadi ve İdari Bilimler, Turizm ve Otelcilik şeklinde bölümlenmiştir. Yayınlanan makalelerin ilim ve dil yönünden sorumluluğu yazarlarına aittir. Fikirlerden kesinlikle editörler sorumlu tutulamazlar. Makalelerde belirtilen görüşler, Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi'nin görüşlerini yansıtmazlar. Dergide yayınlanan makalelerin tüm yayın hakları Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi'ne aittir.

Yaşar Kemal’in Romanlarının Sosyolojik Dokusunu Feminist Edebiyat Eleştirisi Bağlamında Değerlendirmek

İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Dergisi

Öz Dünya ve Çağdaş Türk Edebiyatı'nın önemli yazarları arasında kabul edilen Yaşar Kemal, edebiyatın birçok türünde eserler vermiştir. Romancı kimliği daha ön planda tutulan Yaşar Kemal'in yapıtları, Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye toplumsal gerçekliğine ilişkin birçok sosyal olguyu içeriğinde barındırır. Çukurova'dan İstanbul'a uzanan roman coğrafyasında; ağalıktan sosyal eşkıyalığa, mübadeleye, yoksulluğa, çevresel değişime, kırsal yaşama, somut olmayan kültürel miras ögelerine ve savaşların sosyal sonuçlarına kadar birçok sosyal konu yer alır. Roman dilindeki özgün yetkinliği, sosyalkültürel temeli bulunan karakterler oluşturmadaki başarısı, sosyal olayları roman kurgusuna estetik bir beceriyle aktarışı, insani ve çevresel duyarlılığı, Yaşar Kemal'e edebiyat dünyasında kalıcılık kazandırmıştır. Türkiye'de 1950-60'larla başlayan üretim ilişkilerine odaklı toplumsal değişme süreçleri, Çukurova bölgesinden başlamak üzere kendi maddi koşullarını getirmiştir. Bu süreç kuşkusuz sanata da yansımıştır. Yaşar Kemal bu değişmenin sosyolojik dokusunu yapıtlarında birçok yönüyle detaylı bir şekilde işlemiştir. Bu, onu Çukurova ile sınırlı bir roman algısının çok çok ötelerinde evrensel insan gerçekliğine ulaşmış bir sanatçı yapmıştır. Bu insan gerçekliği içinde kadınlar da ana karakterler olarak yer alırlar. Romanlarını yapılandırdığı insani kültürel temel, göz önünde tutulduğunda, Yaşar Kemal romanlarının bütününde kadınların saygın bir konumunun olduğu görülür. Bu çalışmada, Yaşar Kemal'in yayınlamış romanları üzerinde sosyolojik bir inceleme yapılırken, feminist edebiyat eleştirisiyle yapılacak farklı okumalara da katkı sağlamak amaçlanmıştır.

Çevreci̇ Eleşti̇ri̇ Bağlaminda Yaşar Kemal’İn Kuşlar Da Gi̇tti̇ Romani Üzeri̇ne Bi̇r Değerlendi̇rme

2017

ÇEVRECİ ELEŞTİRİ BAĞLAMINDA YAŞAR KEMAL'İN KUŞLAR DA GİTTİ ROMANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Cem Yılmaz BUDAN * Özet 1990'lı yılların ilk yarısından itibaren Batı'da müstakil bir eleştiri kuramı niteliği kazanmaya başlayan çevreci eleştiri akımına yönelik akademik çalışmalara, son yıllarda ülkemizde de tesadüf edilebilmektedir. Çevre sorunlarının giderek küresel bir tehdit halini almaya başladığı günümüzde bu problemi merkeze alan kurmaca metinlerin yazılmasının, ilgili sorun hakkında geniş halk kitleleri nezdinde topyekun bir bilincin teşekkül etmesine yardımcı olduğu muhakkaktır. Dolayısıyla bilhassa roman türünde verilen eserlere yansıyan yönleriyle çevre sorunlarının ayrıntılı bir biçimde incelenmesinin büyük önem kazandığı öne sürülebilir. Bu çalışmada çevreci eleştiri akımının kuramsal altyapısının tanıtılması ve tarihsel gelişim seyrinin çizilmesinin ardından, Kuşlar da Gitti romanı bağlamında Yaşar Kemal'in çevre sorunları karşısında geliştirdiği estetik tutum belirlenmeye çalışılacaktır. Romanın, çevreci eleştiri kuramı paralelinde incelenmeye elverişli bulunan diğer kurmaca metinlerden hangi noktalarda ayrıldığı tespit edilerek çevre hassasiyeti konusuna getirdiği yeni yaklaşım biçiminin yorumlanması amaçlanmıştır.

Sosyoloji̇mi̇z İçersi̇nde “Roman Çeşni̇si̇”

the Journal of Academic Social Sciences

Roman insanlar temel kültürel kıymetlerini çağlar boyunca, özgül bir tarih gerekirse Bizans devirlerinden bu yana hep muhafaza edegelmişlerdir. Bu kavmin menşei Hindistan'a kadar takip edilebilir ki oradan bir surette dünyanın hemen her yerine yayılmışlardır. Bazıları konar-göçer hayat tarzını bayağı yakın zamanlara kadar sürdürmüş iken; kimileri de belli şehir ve kasabalarda kendilerini topluca iskân eylemişlerdir. İstanbul Romanlarının yerleşikleri esasen tarihî sura yakın mevkilere inhisar ederler. Bu neşeli ve gamsız insanlara "ana bulvar" toplum bazı menfi sıfatlar nispet etmiş ise de; (müzik yeteneği ve el sanatları gibi) geçek erdemleri kat'iyyen yadsınamamıştır. Bu özgül çalışmada; bu topluluklar; bir akademik makalenin kapsamının elverdiği ölçüde teferruatı haiz şekilde ele alınmışlardır. Bu itibarla başvurulan ana kaynaklar; mühim sosyal bilimci François de Vaux de Foletier'in Fransızca kitabı ile; merhum sosyal-tarihçi Reşad Ekrem Koçu'nun (vefatıyla yarım kalan) şahane çalışması İstanbul Ansiklopedisi'nin bazı ciltlerinden ibarettir. Diğer tâlî kaynaklar da kullanılmıştır. Yazar Kendi şahsî deneyimlerini de çalışmaya derc etmiştir. Modası geçmiş ve hor görülen "Ç*ng*n*" kelimesi; mecburî aktarımlar dışında, yazarca bilinçli olarak atlanmıştır.

Yaşar Kemal’in Ölmez Otu Romanında Mekânsal Referans Çerçeveleri

Turkish Studies - Language and Literature, 2021

Space is a semantic concept that includes the locations and motions of entities in space, and the human being as an observer. Spatial language, which is the study area of spatial semantics, contains spatial expressions, which are the conventional specifications of the location or translocation of a certain entity. Metaphors or conversational implicatures do not count as spatial expressions. Frames of spatial reference have an important place in the center of spatial expressions based on the relationship between figure and ground. Angular aspects of the "ground", which is the reference in positioning the "figure", can be mentioned by means of frames. In many Turkish sources that use prescriptive grammar methods, the place given to the subject of space is limited. The number of linguistic studies on spatial language in Turkish is also low. The aim of this study is to contribute theoretically to the literature from a linguistic perspective and to present data to typological studies. Which spatial references are used in the expression of spatial knowledge in Turkish? What are the stages, instruments, and relations in the coding of this knowledge as a linguistic category? In order to answer these questions, the conceptual framework is explained and the grammatical coding patterns of spatial references are described. In the study, in which the document analysis method was followed, 775 spatial expressions containing frames of spatial reference were detected in Yashar Kemal's work The Undying Grass and classified according to sub-categories. 607 of the classified expressions are on the horizontal axis, and 168 are on the vertical axis. It has been determined that three frames of spatial reference; intrinsic (n=509), absolute (n=62), and relative (n=36) are used to solve the spatial complexity on the horizontal axis. Spatial frames designate angled spatial nominals (front, back, right, left, etc.) that complement "ground phrase". They pass into the "location" (n=301) in the static spatial relation, the "goal" (n=342) or the "source" state (n=132) in the dynamic spatial relation. Noun phrase-based ground coding strategy is dominant in Turkish. The morphemes +DA, +DAki, +ki in static relation and, the morphemes +A, +DAn in dynamic relation are effective in "ground" conjugation. The spatial relationship is established not only with the case category, but also with word types (spatial nominals, postpositions, adverbs and verbs), word groups (noun and adjective phrase) and spatial texts that are larger than sentences.

ÇEVRECİ ELEŞTİRİ BAĞLAMINDA YAŞAR KEMAL'İN KUŞLAR DA GİTTİ ROMANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME AN EVALUATION ON YAŞAR KEMAL'S NOVEL "KUŞLAR DA GİTTİ" IN THE CONTEXT OF ENVIRONMENTAL CRITICISM

2017

Özet 1990'lı yılların ilk yarısından itibaren Batı'da müstakil bir eleştiri kuramı niteliği kazanmaya başlayan çevreci eleştiri akımına yönelik akademik çalışmalara, son yıllarda ülkemizde de tesadüf edilebilmektedir. Çevre sorunlarının giderek küresel bir tehdit halini almaya başladığı günümüzde bu problemi merkeze alan kurmaca metinlerin yazılmasının, ilgili sorun hakkında geniş halk kitleleri nezdinde topyekun bir bilincin teşekkül etmesine yardımcı olduğu muhakkaktır. Dolayısıyla bilhassa roman türünde verilen eserlere yansıyan yönleriyle çevre sorunlarının ayrıntılı bir biçimde incelenmesinin büyük önem kazandığı öne sürülebilir. Bu çalışmada çevreci eleştiri akımının kuramsal altyapısının tanıtılması ve tarihsel gelişim seyrinin çizilmesinin ardından, Kuşlar da Gitti romanı bağlamında Yaşar Kemal'in çevre sorunları karşısında geliştirdiği estetik tutum belirlenmeye çalışılacaktır. Romanın, çevreci eleştiri kuramı paralelinde incelenmeye elverişli bulunan diğer kurmaca metinlerden hangi noktalarda ayrıldığı tespit edilerek çevre hassasiyeti konusuna getirdiği yeni yaklaşım biçiminin yorumlanması amaçlanmıştır. Abstract Academic studies about ecocriticism, which began to occur as a self-contained critical theory from the beginning of 1990's, are also seen nowadays in our country. Nowadays, when environmental problems have become a global threat, it is certain that the novels with environmental themes can contribute to the formation of mass awareness. In this case, it is possible to assort that analyzing environmental issues by reflections on novels is quite important. In this study, primarly the theoretical background and historical development of ecocriticism will be introduced and then Yaşar Kemal's aesthetic attitude towards environmental problems will be determined in the context of his novel named Kuşlar da Gitti (The Birds Has Also Gone). This study also aims to reveal the characteristics of this novel seperated from other texts that are suitable for examination in this respect and to interpret the new approaches in environmental sensivity.