Türki̇ye’De 2002 Genel Seçi̇mleri̇ Örneği̇nde Gazete Si̇yasal Reklamlari Üzeri̇ne Bi̇r Anali̇z (original) (raw)
Related papers
Türki̇ye’De Si̇yasal Pazarlama Alaninda Yayinlanan Tezleri̇n Bi̇bli̇yometri̇k Anali̇zi̇
Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
Pazarlama tekniklerinin siyaset alanında kullanılması ile ortaya çıkan siyasal pazarlama kavramı, son yıllarda hem akademisyenlerin hem de siyasal aktörlerin daha fazla dikkatini çekmektedir. Bu alanda Türkiye’de çok sayıda bilimsel çalışma yapılmış olmasına rağmen, henüz yapılan çalışmalarla ile ilgili güncel bir literatür taraması bulunmamaktadır. Bu çalışmada, 1998-2020 yılları arasında Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Ulusal Tez Merkezi veri tabanında “Siyasal Pazarlama” ve “Politik Pazarlama” alanında yayınlanmış olan yüksek lisans ve doktora tezlerinin nicel araştırma yöntemlerinden bibliyometrik yaklaşım çerçevesinde değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, “Siyasal Pazarlama” başlığı altında 44 ve “Politik Pazarlama” başlığı altında 30 olmak üzere toplam 74 adet yüksek lisans ve doktora tezine ulaşılmıştır. Veri tabanı üzerinde yayın izni bulunmayan tezlerin analiz aşamasında yaşanabilecek sorunlara neden olmamaları için yayın izni olmayan toplam 6 adet tez araştırma kapsamı...
2018
Gunumuzde siyasal iletisim ve pazarlama sureclerinde siyasal reklamlarin yogun olarak kullanildigi gorulmektedir. Afis, el ilani ve gazete ile baslayan siyasal reklamcilik faaliyetlerinin alani, televizyon ve internet mecralari (sosyal medya, internet siteleri, spam mesajlar vb.) ile daha da genislemis ve reklam, siyasal iletisimin buyuk kitlelere ulasmak icin kullandigi en onemli arac haline gelmistir. 1970'li yillardan sonra ulkemizde de siyasal secim kampanyalarinda buyuk butceler kullanilarak cesitli siyasal reklamcilik faaliyetlerinin yogun olarak kullanildigi gorulmektedir. Bu calismada, siyasal reklamciligin onemli uygulamalarindan biri olan gazete reklamlarina odaklanilmistir. Amac, secim donemlerine gore farkli ozellikler tasidigi varsayilan gazete reklamlarinda, partilerin secmen kitleleri icin tercih ettikleri ileti ve gorseller ile reklam turlerini belirlemektir. Arastirmanin temel varsayimi gazete reklamlarinin ileti iceriklerinin secim doneminde var olan sorunlara ...
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2021
İçinde bulunduğumuz dijital çağ sadece iletişim kurma biçimlerimizi değil medya kullanım alışkanlıklarımızı da değiştirirken, geçmişte insanların haber alma yöntemleri içinde en ön sıralarda yer alan gazetelerin önemli bir gelir kaynağı olan reklamların da dijital mecralara kaymasına neden olmuştur. Bu durum gazetelere verilen reklam miktarı ve çeşitliliğini erozyona uğratırken kaliteli bir gazetecilik için gereken finansal kaynakları da azaltmaktadır. Bu çalışmanın amacı güncel durumda reklamların gazete içeriği içindeki payını tespit etmek ve bu çalışma için belirlenen kategoriler ışığında analiz etmektir. Çalışmada, Türkiye'nin en yüksek tirajlı üç gazetesinin sektörün geneline dair önemli ipuçları sunacağı varsayımıyla hareket edilmiş, 2020 yılında bu konumda olan Hürriyet, Sabah ve Sözcü gazetelerinin 1-15 Aralık 2020 tarihli İstanbul baskılarında yayınlanan reklamlar içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. İncelenen dönemde üç gazetede toplamda 333,067 santimetrekare yer tutan, 896 adet reklam tespit edilmiştir. Tespit edilen reklamların altı ana kategori altında değerlendirilmesi sonucunda hem alansal hem de adetsel olarak sosyal ilanların en fazla yeri tuttuğu, sosyal ilanların ardından ise devletin basın desteği olarak sunduğu resmi ilanların geldiği görülmüştür. Çalışmanın sonuçları, popüler gazeteler için geçmişte %60'a varan reklam alanlarının incelenen üç gazete özelinde %14,0 ile %24,7 arasında olduğu, geçmişte çok farklı sektörlerden çok sayıda reklam alabilen gazetelerde günümüzde resmi ilan ve vefat ilanlarının ön planda olduğunu ortaya koymaktadır.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2019
Siyaset ve medya, kitlelerin yaşamına yön veren kavramlar olarak, özellikle demokratik toplumlarda bilinçli veya farkında olunmadan kitleleri etkilemektedir. Diğer taraftan içinde bulunduğumuz bilgi iletişim çağı ve enformasyon toplumu, bireyleri bu kavramlar karşısında aktif ve seçici konuma getirmektedir. Siyaset, medya ve hedef kitlenin öneminden yola çıkılarak, siyasal reklamların hedef kitle üzerinde bıraktığı duygusal ve bilişsel etkiyi nitel olarak incelemeyi amaçlayan bu çalışmada, 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri ile ilgili televizyonda ve dijital medyada yayınlanan Ak Parti seçim reklamları analiz edilmiştir. Bu doğrultuda, İngiliz Kültürel Çalışmaları geleneğinden Stuart Hall'ün kodlama ve kodaçımlama tekniği ile öne sürdüğü alımlama analizi uygulanmıştır. Kamuoyu oluşturmak için yapılan seçim reklamlarının, hedef kitle tarafından nasıl bir okuma biçimiyle alımlandığı, örneklem olarak seçilen 10 üniversite öğrencisi ile sınırlandırılarak ve yapılandırılmış soru formu kullanılarak yapılan derinlemesine mülakatla çözümlenmiştir. Önemi; aynı seçim reklam filmlerinin farklı izleyiciler tarafından nasıl okunduğunun ortaya konması olan çalışmanın sonucunda; hedef kitle tarafından büyük oranda egemen okuma yapıldığı, müzakereli ve karşıt okumalarla verilen cevapların da anlamlı sayılabilecek bir seviyede çıktığı görülmüştür. Diğer taraftan hedef kitlenin politik katılımında ve oy verme davranışında siyasi reklamların olumlu veya olumsuz bir etkide bulunduğu ancak hedef kitleleri yönlendirmede tek başına yetersiz olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Selcuk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2005
İbrahim TORUK ** ÖZET Bu çalışmada, 1990-2000 arasındaki 10 yıllık bir dönemde meydana gelen siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeler yazılı medyanın tanıklığında, haber ve reklamlar kanalıyla ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmada inceleme alanı olarak seçilen Hürriyet Gazetesine ait 10 yıllık bir arşiv belli bir sistematik bir doğrultuda eksiksiz olarak taranmış ve bu gazetedeki haber ve reklamlar incelenmiştir. Çalışma dört bölümden oluşmakta olup, ilk bölümde gazetecilik ve reklamcılıkla ilgili tarihsel gelişmelerin yanısıra gazete reklamcılığı konuları üzerinde de durulmuştur. İkinci bölümde dönemin siyasi olayları, konuyla ilgili haberler ve seçim dönemlerinde siyasi partilerin verdikleri ilanlardan incelenmiştir. Üçüncü bölümde dönenim Sosyo-Ekonomik olayları, gazete haberleri ve reklamları aracılığıyla aktarılmıştır. Çalışmanın araştırma kısmını oluşturan dördüncü bölümde; banka, otomotiv, iletişim, beyaz eşya ve bilgisayar sektörlerinde yaşanan gelişmeler betimsel olarak aktarılmış ayrıca otomotiv sektöründe 10 yıla ait 543 adet reklam içerik analizi değerlendirmesine tabii tutulmuştur. Dördüncü bölümde ise 10 yıl boyunca medya sektöründe yaşanan gelişmeler aktarılmıştır.
posterous.com
Toplumsal cinsiyet kavramı, toplum tarafından empoze edilen ve beklenilen, erkeklik ve kadınlıkla ilişkilendirilmiş sosyal ve kültürel normları içermektedir ve kavramın toplumdaki yansıması kadına ve erkeğe atfedilen rollerden oluşmaktadır. Toplumsal cinsiyet rollerinin sunumunda kitle iletişim araçları içinde televizyonun yansınamaz bir yeri vardır. Dolayısıyla, kadın ve erkeğe toplumsal cinsiyet rolleri açısından bakma eğilimi televizyon reklamlarında da somut bir şekilde yer almaktadır. Bu çalışmada, 1960Bu çalışmada, -1990 yılları arasında yazılı basında yer alan reklamlarda kadına yönelik toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl sunulduğu ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Altmışlı yıllara ait reklamlarda kadın evinde, geleneksel rolünde sergilenirken, yetmişlere gelindiğinde sosyal mekan ev dışına çıkmaya başlamıştır. Seksenli yıllarda kadın reklamlarda meslek sahibi olarak görülmekle beraber, bu meslekler kadına atfedilen geleneksel rolüne uygun düşen mesleklerdir.
Türki̇ye’De 2020 Yilindan İti̇baren Yayinlanan Derleme Pi̇yano Ki̇taplarina Genel Bakiş
Motif akademi halkbilim dergisi, 2022
Piyano 18. yüzyılda keşfedilmiş bir enstrüman olup tüm dünyada kullanılmaktadır. Eğitim repertuarı da aynı şekilde son derece yaygındır. Piyanoyu çalma konusunda farklı ülkelerde çeşitli ekoller oluşmuştur. Günümüzde çalınan piyanonun Türk topraklarına gelişi Osmanlı İmparatorluğunda 19. yüzyılda olmuştur. Sarayda padişahlardan başlayarak şehzadeler, sultanlar Avrupa'dan getirtilen eğitmenlerden ders almışlardır. Sonrasında ülkenin eğitimli aileleri de çocuklarına piyano dersi aldırmaya başlamışlardır. Özellikle İstanbul'da yüzyılın sonunda piyano eğitmeni sayısı oldukça artmıştır. Okullardan yetişen eğitmenler zamanla başlangıç repertuar eserlerini derleme kitaplarda tek bir kaynak altında toplamışlardır. İlki 1996'da basılmış bu derleme kitapların sayısı günümüze kadar artış göstermiştir. 2020 yılına kadar 10 tane derleme kitap basılmıştır. 2020 yılından günümüze ise bir adet derleme piyano kitabı basılmıştır. Bu da Ayça Aytuğ'un yazdığı 1. kitabın devamı niteliğindedir. İncelenen derleme kitapların metodolojik olarak yazıldığı gözlemlenmiştir. Piyano öğrenecek tüm amatör ya da uzmanlaşmak isteyen öğrencilerin başvuracakları kaynak olarak kullanılmaları mümkündür.
Journal of International Social Research, 2021
Tekışık'ın kurucusu ve başyazarı olduğu Çağdaş Eğitim Dergisi, 1976 yılından 2013 yılına kadar düzenli bir biçimde yayınlanarak dönemin eğitim sorunlarının ele alınmasında önemli bir araç rolü üstlenmiştir. Bu araştırmada 1976 ve 1986 yılları arasında özel eğitimle ilgili süreli yayınlarda ele alınan konuların Çağdaş Eğitim Dergisi özelinde ele alınması amaçlanmıştır. Derginin ilgili yıllar arasında yayımlanan tüm sayılarına Milli Kütüphane' den ulaşılmış, amaca uygun makale ve yazılar içerik analizi yöntemi ile değerlendirilmiştir. Araştırma sonunda; dergide 1976 ve 1986 yılları arasında özel eğitimle ilgili ele alınan yazı ve makalelerde çoğunlukla zihinsel yetersizlik yaşayan çocuklar ile üstün zekalı çocukların teşhisi ve eğitimi ile ilgili konulara yer verildiği görülmektedir. Bedensel engeli olan çocukların eğitimde fırsat eşitlinden yararlanması, özel eğitime muhtaç çocukların eğitimcilerinin eğitimi ve özel eğitim gerektiren çocukların kaynaştırılması konuları da dergide ele alınan başlıca konular arasında yer almaktadır. Dergide 1976 ve 1986 yılları arasında özel eğitimle ilgili sorunlar da dile getirilmiş, özel eğitimle ilgili teşhis ve kaynaştırma sorunları, özel eğitime ayrılan kaynakların ve verilen değerin yetersizliği, bedensel engelli çocuklar için fiziksel imkanların uygun hale getirilmemesi, özel eğitime verilmesi gereken önem ve değerin eğitim paydaşları tarafından yeterince anlaşılmamış olması temel sorunlar olarak görülmüştür.