Ozon Tedavi̇si̇ni̇n Spor Heki̇mli̇ği̇ndeki̇ Potansi̇yel Endi̇kasyonlari (original) (raw)
Related papers
Oryanti̇ri̇ng Sporcularinin Ci̇ddi̇ Boş Zaman Perspekti̇fleri̇
Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2019
Oryantiring bireylerin kazanım elde etmesine katkı sağlayan eğitici yönüyle ön plana çıkan bir aktivite türü olarak göze çarpmaktadır. Bu noktada bireylerin rekreasyonel amaçlı oryantiring branşına katılımları doğrultusunda deneyim, beceri geliştirmeleri söz konusudur ve bu amaçla kişisel bir çaba harcanmaktadır. Ciddi boş zaman olgusunu ortaya koyan bu yaklaşımla bu araştırmada, oryantiring sporcularının ciddi boş zaman perspektiflerinin ne olduğu, bu perspektifi belirli değişkenlerin değiştirip değiştirmediği sorularına açıklık getirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada Ankara ilinde bir ciddi boş zaman aktivitesi olarak oryantiring sporu ile ilgilenen 128'i kadın 121'i erkek 249 öğrenci çalışma grubunu oluştururken, araştırmanın verileri Gould ve arkadaşları (2008) tarafından geliştirilen, Akgül ve arkadaşları (2016) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Ciddi Boş Zaman Envanteri (Serious Leisure Inventory and Measure / SLIM) ile toplanmıştır. Verilerin normal dağılım göstermediği Skewness-Kurtosis testleriyle ortaya koyulmuş, katılımcıların demografik verilerine yönelik dağılımları betimleyici istatistikler ile gösterilmiştir. İkili gruplar için MannWhitney-U testinden, üç ve üzeri gruplar için Kruskall-Wallis testinden yararlanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara bakıldığında katılımcıların yüksek bir ciddi boş zaman puanı sergiledikleri, en yüksek alt boyut puanını azim, en düşük alt boyut puanını ise uğraşla özdeşim alt boyutunda elde ettikleri görülmüştür.Araştırmadan elde edilen bulgulara bakıldığında katılımcıların oryantiring branşıyla ilişkilerinin ciddi boş zaman kavramıyla iç içe olduğu, bu ilişkiyi cinsiyet, algılanan refah, yaşanılan bölge, oryantiring yapma süresi ve son zamanlarda yarışmalara katılma durumunun değiştirdiği ifade edilebilir. Sonuç olarak oryantiring gibi farklı branşlar üzerinde sınanacak çalışmalarla, rekreasyon gibi farklı çalışmalara ihtiyaç duyulan, genişletilmesi gereken bu alana katkı sağlanması önerilmektedir.
Aerobi̇k Egzersi̇zi̇n Sedanter Kadinlarda Oksi̇dan Ve Anti̇oksi̇dan Kapasi̇teye Etki̇si̇
e-Journal of New World Sciences Academy, 2018
Bu çalışmanın amacı, 8 haftalık aerobik egzersizin sedanter kadınlarda toplam oksidan ve antioksidan kapasite üzerine etkisini araştırmaktır. Araştırmaya 40 kadın gönüllü katılmıştır. Katılımcılar rastgele yöntemle egzersiz (EG) ve kontrol grubu (KG) olarak iki gruba ayrılmıştır (yaş ortalaması, EG:41.05±3.26 ve KG:40.30±4.47 yıldır). Egzersiz grubuna 8 hafta süresince, haftada 3 gün, günde 1 saat aerobikkoş-yürü egzersizleri yaptırılmıştır. Tüm deneklerin çalışma öncesi ve sonrası Toplam Oksidan Kapasite (TOK) ve Toplam Antioksidan Kapasite (TAK) ölçümleri alınmıştır. Mevcut bulgular TOK ve TAK ölçümlerinin tümünde son test ölçümlerinde EG lehine anlamlı farklılık olduğunu göstermiştir (p<0.05). TAK değeri EG'nda 2.10±0.01μmol'den, 2.35±0.06μmol'e çıkarken, KG'nda anlamlı bir değişim oluşmamıştır. TOK değeri ise KG'nda 5.95±1.41mmol'den 5.64±1.67mmol'e düşerken, EG'nda 6.33±1.23mmol'den 3.48±1.94mmol'e düşmüştür (p<0.05). Sonuç olarak 8 haftalık, koş-yürü tarzı aerobik egzersizlerin, sedanter kadınlarda toplam oksidan ve antioksidan kapasite değerlerini olumlu yönde değiştirdiği söylenebilir.
Akdeniz Medical Journal, 2016
ozone therapy is a method intended to increase the oxygen level in the blood and the delivery of oxygenreleasing substances into the body. ozone, discovered in the mid-1800s, has been used successfully in the disinfection of surgical instruments, operating rooms and drinking water, by means of its strong oxidization property. afterwards, it began to be tried in the human body, with the idea that diseases develop more commonly in environments with low oxygen, and that an increased level of oxygen in the body would be effective against diseases and the affected cells. upon the discovery that cancer cells have a lower respiratory rate, ozone has been tried in many diseases, particularly in cancer. however, with the technical progress since that day, it has been shown that even if more oxygen is available in the environment, it does not cause the elimination of cancer cells. studies on the effect of ozone therapy on cancer and other diseases have revealed no scientific evidence that it is effective in the treatment of cancer and other diseases. on the contrary, many potential side effects of the method were shown and even deaths were identified in the literature. respected international associations and organizations warn patients about ozone therapy as well, emphasizing that there is no evidence showing ozone therapy to be effective in cancer treatment, and that it may have harmful effects. at this point, it is better to abstain from this treatment, until the unknowns of this treatment are clarified, and its possible benefits, side effects and risks are clearly revealed.
Spormetre beden eğitimi ve spor bilimleri dergisi, 2018
Egzersizin insan sağlığına çok yönlü faydaları konusunda günümüzde en dikkat çeken konulardan birisi bilişsel sağlığa olan yararlarıdır. Yönetici işlevler, bir amaca ulaşmak için planlama, bilgiyi kullanma, soyut düşünme ve çıkarımlar yapma gibi birçok özelliği içine alan bir kavram olmakla birlikte aerobik egzersiz ile ilişkisi sık sık çalışılmaktadır. Bu çalışmanın amacı sporcu popülasyonunda, orta ve yüksek şiddetli aerobik egzersizin yönetici işlevlerin ana fonksiyonlarından biri olan bozucu etkiye direnç üzerindeki etkisini incelemektir. Bu çalışmaya herhangi bir kronik hastalığı bulunmayan ve en az 3 yıldır aktif olarak spor yapan 16 sağlıklı erkek katılımcı (yaş=21.31±1.4 yıl) dahil edilmiştir. Araştırma deseni olarak randomize karşılıklı dengeli çalışma dizaynı uygulanmıştır. Katılımcılar test süresince toplamda 4 ayrı gün laboratuvara gelmişler ve deneysel koşullar (orta ve yüksek şiddetli aerobik egzersiz ve dinlenme) için laboratuvara geliş sıraları karşıt dengelenmiştir. Katılımcılar orta şiddetli aerobik egzersiz için %60, yüksek şiddetli aerobik egzersiz için %80 kalp atım rezervinde 3 dakikası ısınma, 3 dakikası soğuma olmak üzere 30 dakikalık egzersiz yapmışlardır. Dinlenme koşulunda ise egzersiz koşullarında geçen süre kadar dergi ve kitapların olduğu sessiz bir odada oturmaları sağlanmıştır. Test koşullarının öncesinde ve 15 dakika sonrasında bozucu etkiye direnç ölçümleri için Stroop testine alınmışlardır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 22.0 paket programı kullanılmıştır. Katılımcıların farklı koşullardaki Stroop testi performansları arasındaki farkın belirlenmesi Two-Way Anova analizi ile gerçekleştirilmiştir. İstatistiksel analiz sonuçlarına göre; Stroop testi doğru sayılarına ilişkin koşullar arası anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır (p>0,05). Katılımcıların Stroop testi reaksiyon zamanları orta ve yüksek şiddetli aerobik egzersiz koşullarında, dinlenme koşuluna göre anlamlı düzeyde azalmıştır (p<0,05). Sonuç olarak bu çalışmada orta ve yüksek şiddetli aerobik egzersizin bozucu etkiye direnç üzerinde olumlu bir etkisinin olduğu ortaya konmuştur.
Her spor dalında sporcu yaralanma ile karşılaşmaktadır. Spor yaralanması çeşitlidir. Yaralanma vücudun her bölgesinde meydana gelebilir. Spor yaralanması hem sporcunun geleceği, hem de tıbbi açıdan önemsenmelidir. Yaralanma riski, sporcuların uygun forma ve kondisyona sahip olmasıyla ve sezon dışında, öncesinde ve içindeki önleyici yaklaşımlarla asgari düzeye indirilebilir. Bu bildiride sporcuların yaralanması sonucu üst ekstremite kapsamında omuz yaralanmaları ve tedavi yöntemlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Omuz ekleminin anatomik yapısı ve sık kullanılan bir eklem olması yaralanmaya zemin hazırlamaktadır. Bu durum, kişinin hayat kalitesini ve iş gücünü azaltması bakımında toplumsal bir sorun olabilmektedir. Omuz yaralanmalarının tedavisinde birçok metod bulunmaktadır. Bunların bazıları klinik pratikte gelenekselleşmiş durumda iken (fizik tedavi modaliteleri, enjeksiyon vb.) bazıları son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir.
Covid-19 Pandemisi Sırasında Sporda Kriz Yönetiminin Bir Parçası Olarak Espor Kullanımı
Gençlik Araştırmaları Dergisi, 2021
Tahmin edilemeyen bir şekilde ortaya çıkan ve kısa sürede etkisini geniş çapta gösteren Covid-19 pandemisi birçok sektörde olduğu gibi spor endüstrisinde de krize neden olmuştur. Dünya genelinde uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarıyla birlikte spor müsabakaları durma noktasına gelmiştir. Spor müsabakaları normalleşme süreciyle birlikte yeniden başlasa dahi stadyumlara seyirci alınmasına izin verilmemiştir. Bu nedenle spor organizasyonları ne zaman tam anlamıyla sonlanacağı henüz belli olmayan pandemi süreci boyunca kitlelere ulaşmak için farklı yollar aramışlardır. Fiziki olarak kitlelerine ulaşma fırsatı yakalayamayan spor organizasyonlarının son yıllarda giderek gelişen espor olgusunu çalışmalarına adapte ettikleri görülmektedir. Spor organizasyonlarının Covid-19 salgını sürecinde yaşanan kriz döneminde esporu nasıl kullandıklarını ve kriz yönetiminin bir parçası olarak nasıl ele aldıklarını ortaya koymaktır. Sonuç olarak espor etkinliklerinin, spor organizasyonlarına kitlelere ulaşabilme ve onlarla ilişkilerini canlı tutabilme adına farklı bir içerik oluşturma imkânı sağladığı görülmüştür.
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi
The aim of this study is to investigate the antipathic attitudes of the orienteering athletes towards the protection of the ecocentric (nature centered), anthropocentric (human centered) environment and the environment, and to determine its relationship with benefit through recreation. The study included 294 orienteering athletes, selected by random sampling, from licensed club athletes participating in competitions at national level, The data were obtained by "Ecocentric, Anthropocentric and Antipathic Attitude Towards Environment Scale which is developed by Thompson and Barton (1994) and was adapted to Turkish by Erten (2007). And the Recreational Benefit Scale is used, was developed and reliability studies in the Turkish version by Akgül, Ertüzün and Karaküçük (2008) In the analysis of the data, descriptive statistics, independent single sample test, one-way ANOVA test, Tukey (HSD-LSD) test for in-group comparisons and Pearson Correlation test were used. In this study, .84 for environmental attitude and .95 internal consistency coefficient for recreation benefit were obtained. As a result of the analyzes, the anthropocentric attitudes of the orienteering athletes had the highest average (44,19 ± 8,87), while the ecocentric attitude scores were close to the average (65,30 ± 8,24) and the antipathic attitude scores were below the average (25, 69 ± 13,66). When the recreation benefit scale is examined, participants who exhibit a moderate recreation benefit score (103.35 ± 13.78) have the highest benefit score in the physical (30.27 ± 4.40) and the lowest benefit subscale score in the psychological subscale (34,49) ± 4,95). On the recreation benefit scale, participants with moderate recreation benefit scores received the highest benefit score in the physical subscale and the lowest benefit subscale score in the psychological subscale. According to the findings, significant differences were found between the participants' educational level, perceived income level, daily leisure and orienteering time, ecosentric, anthropocentric and antipathic attitudes towards environment and recreation benefit scale, but no statistically significant difference was found between the gender variable and the scales. According to the findings, the antipathic attitude scores of the participants with lower education level, those with lower income level, those