Erken Çocukluk Döneminde Tefekkür Eğitiminin İmkânı Üzerine Bir Değerlendirme (original) (raw)

Erken çocukluk döneminde 21. yüzyıl becerileri

Istanbul University - DergiPark, 2022

Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişte, toplumsal ihtiyaçlar değişmektedir. Değişen toplumsal ihtiyaçlar, o dönemde yaşayan ve iş gücüne katılan bireylerin de ihtiyaçlarını şekillendirmektedir. İçinde bulunduğumuz bu dönemde 21. yüzyıl becerileri değişen toplumsal şartlara uyum sağlamak ve toplumsal olarak kalkınmak için gereklidir. 21. yüzyıl becerilerini bireylere ve topluma kazandırmanın en etkili yolu ise eğitimdir. 21. yüzyıl becerileri erken çocukluk döneminden başlayarak tüm eğitim süreçlerinde yer bulabilir. Bu araştırma, erken çocukluk döneminde 21. yüzyıl becerilerinin tanımlanmasını amaçlamaktadır. Nitel araştırma deseninin kullanıldığı bu araştırmada, doküman incelemesi ile erken çocukluk döneminde 21. yüzyıl becerilerine yönelik yurt içi ve yurt dışı alan yazın taranmıştır. Alan yazında P21 kaynaklarının 21. yüzyıl becerileri ve erken çocukluk döneminde 21. Yüzyıl becerileri konusunda kapsamlı ve güncel bilgileri içerdiği görülmüştür. Bu nedenle araştırmada P21'in erken çocukluk dönemi 21. yüzyıl becerilerine ilişkin sınıflandırılması temel alınmış, alt başlıklar yurt içi ve yurt dışı kaynaklar ile desteklenmiştir. P21'e göre erken çocukluk döneminde öğrenme ve inovasyon becerileri (erken yaratıcılık ve inovasyon, eleştirel düşünme ve problem çözme, iletişim, işbirliği) yaşam ve kariyer becerileri(esneklik ve uyum, girişim ve özyönetim, sosyal ve kültürlerarası beceriler, üretkenlik ve hesap verilebilirlik, liderlik ve sorumluluk) bilgi, medya ve teknoloji becerileri (erken öğrenme bilgileri ve medya okuryazarlığı) çocuklara kazandırılabilir. Bu becerilerin kazandırılmasında gelişimsel yapı taşlarının bilinmesi ve dikkate alınması, uygulamaların oyun temelli olması gereklidir. Araştırmanın sonucunda, 21. yüzyıl becerilerinin erken çocukluk döneminden itibaren çocuklara kazandırılmasının gerekliliği vurgulanmış, P21in erken çocukluk döneminde 21. yüzyıl becerilerine ilişkin sınıflandırmasının Yurt içi alan yazına katılması sağlanmıştır.

Erken Çocukluk Döneminde Yaratıcılık ve Bakış Açısı Alma

This research aims to investigate the relationship between perspective taking and creative thinking skills of 60-66 month-old children. "Demographic Information Form", "Torrance Creative Thinking Test Figure Test Form A", and "Perspective Taking Test" were administered for this purpose. The study group consists of 90 60-66 month-old-children attending state and private preschools in Ankara. The research is a quantitative study adopted in correlational survey design. As a result of the research, statistically significant relationships have been found between some dimensions of creative thinking skills and perspective taking skills. Besides, perspective taking and creative thinking skills of the children have been found to be significant according to the socioeconomic status, parental education and duration of preschool education.

Okul Öncesi̇ Öğretmenleri̇ni̇n Si̇nekti̇k Tekni̇ği̇ Hakkindaki̇ Görüşleri̇

Iğdır üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2022

Sinektik öğretim amacıyla kullanılan bir tekniktir, Bu çalışmada, okul öncesi öğretmenlerinin, sinektik hakkındaki bilgileri ve okul öncesi eğitimde sinektik tekniğinin kullanımı konusundaki görüşleriyle sinektik tekniği hakkındaki öz yeterlilik algıları ortaya koyulmuştur. Öğretim alanında da kullanılan bu teknik hakkında okul öncesi öğretmenlerinin görüşlerini ortaya koymayı amaçlayan bu araştırma nitel araştırma modelinde desenlenmiştir. Bu araştırma, durum tespiti yapmak amacıyla tarama modelinde desenlenmiş nitel bir araştırmadır. Veri toplamak için yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Bu görüşme formu uzman görüşleri doğrultusunda araştırmacılar tarafından hazırlanmıştır. Araştırma Mersin il merkezinde görevli 20 okul öncesi öğretmeni ile yürütülmüştür. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen açık uçlu soru formu aracılığıyla toplanmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formunda kişisel bilgilerin yanı sıra, sorunun amacına yönelik olarak öğretmenlerin sinektik tekniği hakkındaki bilgi düzeylerine, bu tekniği kullanımı konusundaki görüşlerine ve sinektik tekniği konusundaki yeterlilik algılarına ilişkin sorulara yer verilmiştir. Veriler betimsel analiz ile çözümlenmiştir. Araştırmada katılımcıların sinektik tekniğini genel olarak bildikleri ancak uygulamadıkları ve bu konuda kendilerini yeterli bulmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcıların 14'ü bu tekniği tanımlarken 6'sı hiç bilmediklerini ifade etmişlerdir. Öğretmenlerden sadece 2'si sinektik tekniğini uyguladıklarını, 9'unun ise bu tekniği hiç kullanmadıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca sadece 4 öğretmen kendini bu konuda yeterli bulduğunu ifade ederken 16 katılımcı, kendini bu tekniğin uygulaması konusunda yeterli bulmadığını belirtmiştir.

İslam Tefekkür Geleneği ve Önemi

Günümüz Türkiye'sinde ve İslam dünyasında değişim (tegayyür veya tebeddül), yaşanılan en önemli tecrübe gibi gözüküyor. Bir zaman donukluktan, katılıktan, aşırı muhafazakârlıktan şikâyet edilirken, bugün şikâyet edilen en önemli konu, hiçbir şeyin sabit olmayarak sürekli olarak bir değim içinde bulunmasıdır. Bu noktada en fazla kaygılanılan nokta, değişimin kendisinden çok, yönünün belli olmayışı ile alakalı olarak bir belirsizlikle karşı karşıya bulunuyor olmamızdır. Her ne kadar, bizim Batı'dan geri olduğumuzu varsayan görüşe göre, değişimin saiki belli olduğu için (yani Batı), bu saik hem saik olarak esası, hem de değişimin yönünü ve hedefini gösterdiği için hiç de belirsiz bir gidişat içinde bulunmuyoruz. Ancak bu tavır sahipleri için de, Batı'nın mevcut durumunun kabul edilebilirliği bir tarafa, bundan sonra ne yönde bir değişim içinde bulunduğu da belirsizliğini aynı şekilde koruduğu için, onlar da bu kaygının dışında değillerdir. Çünkü içinde yaşadığımız durum, bir anlamda hedefini kaybetmiş bir değişimin, insanlar karşısında kendi hürriyetini kazanarak, başlı başına bir amaç haline geldiğini gösteriyor. Arzu edilen, belki tam istenildiği şekilde olmasa da, gerçekleşmiş olmakla birlikte, gerçekleşmekle kalmamış, insanlar karşısında bir bağımsızlık kazanarak insanların başına bela olmuştur. Değişim bugün yaşanılan en önemli meselemizdir.

Rönesans ve Öncesinde, Görsel Sanatlar Alanında Üstün/Özel Yetenekli Çocukların Keşfedilmesi ve Sanat Eğitimi Biçimi

Social Mentality And Researcher Thinkers Journal

Orta çağ gibi büyük bir baskı döneminin ardından doğan Rönesans birçok yeteneğin aynı anda ortaya çıkmasına aracılık etmiştir. Şairler, heykeltıraşlar, besteciler, ressamlar, yazarlar ve daha birçok alanda var olan yetenekler adeta yeryüzüne akın etmişlerdir. Sanatın her alanında var olan yeteneklerin gün yüzüne çıktığı böyle bir aydınlanma döneminde sanat bizim bildiğimiz kategoride pek de yer almamıştır. Çağımızda sanatçı, üstün/özel yetenekler ile bezenmiş, tasarım ve estetik bakış açısıyla sıra dışı bir birey olarak algılanırken Rönesans ve öncesinde durum daha farklıdır. "Bizim genellikle 'sanat' olarak çevirdiğimiz techne kelimesi, tıpkı Romalıların ars'ı gibi, bugün bizim 'zanaat' dediğimiz şeyleri de içine alıyordu. Teche/ars, marangozluk ve şiir, ayakkabıcılık ve tıp, heykelcilik ve at terbiyeciliği gibi birbirlerinden çok farklı şeyleri e

Erken Çocukluk Döneminde Fen Eğitimine İlişkin Okulöncesi Öğretmenlerinin Görüşleri

Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2018

This research was conducted for investigating teachers' views on science education in early childhood. Study's research group consisted of 189 preschool teachers in Çorum city centre and districts. In the study, survey method of descriptive research methods was used and content analysis was conducted for data obtained with questionnaire developed by researchers. In research, it was determined that teachers love and are interested in science education. While children's interest and faith in necessity of science education affected teachers' approach towards this education field positively, children's lacking interest and knowledge about field affected teachers' approach negatively. It was determined that teachers most frequently encounter problems like inadequate education environment, material deficiencies and crowded classrooms and such problems led to inability to include science education in curriculum, obtain effective results and teachers' losing motivation. While more than half of teachers consider themselves adequate in science education, they stated that they find the education they had in science education field inadequate. It was determined that teachers rather use internet while preparing plans and activities, there is a science centre in classrooms and they want in-service training on methods and techniques used in science education, field information, activity planning and implementation and material designing.