Foghiányokat kísérő egyszerű nukleotid polimorfizmusok hypodontiában= Single nucleotide polymorphisms in hypodontia (original) (raw)
Related papers
Makarnalık buğdayda önemli tarımsal ve kalite özellikleri için genom boyu ilişki haritalaması
2016
TEZ10993Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2016.Kaynakça (s. 117-144) var.xii, 166 s. : tablo ; 29 cm.Tarımsal morfolojik, tarımsal ve kalite özellikleri makarnalık buğdayda önemli özelliklerdir. Bu karakterlerin genetik kontrolünün anlaşılması ıslahçılara ıslah edilmiş karakterlere sahip çeşitlerin ıslah edilmesinde yardım edebilir. Dört gruptan oluşan 130 makarnalık buğday genotipi 14 agro-morfolojik, tarımsal ve kalite karakteri açısından incelenmiş ve geniş ve önemli varyasyon saptanmıştır. Varyans analiz sonuçları incelenen özelliklerin çoğunluğu açısından genotipler arasında önemli farklılık olduğunu göstermiştir. İncelenen özellikler arasında önemli ilişkiler olduğu saptanmıştır. Moleküler Varyans analizi sonuçları gruplar arasında ve gruplar içerisinde varyasyon olduğunu göstermiştir. Soyağacı sonuçları temel koordinat analizinde tanımlanan grupları doğrulamıştır. Temel koordinat analizi sonuçları incelenen makarnalık buğday genotiplerinin yüksek ve geniş bir var...
Human Molar Crown Traits in Croatian Medieval and Contemporary Populations ACTA
2016
Kosti i zubi iznimno su vrijedan i koristan izvor informacija u bioarheološkim istraživanjima, jer godinama mogu ostati sačuvani u nepromijenjenom obliku. Morfološke osobitosti zuba često su pomogle da se objasne određeni povijesni problemi koji se nalaze u središtu zanimanja antropoloških istraživanja. Svrha rada: U istraživanju smo željeli usporediti morfološke osobitosti kruna humanih kutnjaka u srednjovjekovnoj i suvremenoj hrvatskoj populaciji. Materijali i metode: Za analizu su bila odabrana 252 humana kutnjaka arheološkog (172) i recentnog (80) podrijetla. Kod gornjih kutnjaka određivala se frekvencija metakonusa, hipokonusa, metakonulusa, parastila i Carabellijeva svojstva. Na donjima je zabilježena frekvencija pojavljivanja prednje jamice, središnjeg trokutastog grebena, fisurnog crteža, zakrivljenog nabora, broja kvržica na kutnjacima, protostilida, distalnog trokutastog grebena te pete, šeste i sedme kvržice. Stupanj izraženosti svakog morfološkog obilježja bio je razvrstan prema sustavu ASUDAS (Dentalni antropološki sustav Državnoga sveučilišta Arizone). Analizom i usporedbom zuba arheološkog i suvremenog podrijetla ustanovljene su velike statističke razlike. Rezultati: Na gornjim kutnjacima uočene su razlike u frekvenciji pojavljivanja hipokonusa i metakonulusa, a na donjima je zapažena razlika u frekvenciji pojavljivanja prednje jamice i pete kvržice. Zaključak: Uočene razlike nije moguće objasniti samo istrošenošću zuba, jer su se u istraživanju stručnjaci koristili zubima s niskim stupnjem abrazije. Dodatna objašnjenja treba potražiti među dostupnim povijesnim i arheološkim podacima, jer su se u srednjovjekovnom razdoblju vodili mnogobrojni ratovi, pa su česte bile i migracije stanovništva. Ključne riječi paleostomatologija; kutnjaci; kruna zuba; Hrvatska
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi, 2021
Aim: The aim of this study was to investigate the hypodontic (agenesis) and supernumerary tooth formation observed in the Byzantine community of Beybağ, Muğla. Material and Method: During the Beybağ excavations, 161 graves which were unearthed in 2008 were dated to the Byzantine Period. 97 (mandible and/or maxilla) jaw bones obtained from 171 individuals constitute our study material. It was determined that the jaw bones of these 97 individuals belonged to 39 male, 26 female and 32 infant-child. For this purpose, those jaw bones were examined and the jaw bones that were estimated to be hypodontic were radiographically visualized with Kavo 3D exam dental tomography device. In addition, the presence of supernumerary teeth was examined by macroscopic observation. Results: Following examination of materials, hypodontia in five individuals and supernumerary tooth samples in one individual was determined. According to these findings, the incidence of supernumerary teeth in the Byzantine community of Beybağ was found to be 1.03% and the frequency of agenesis was 7.21%. However, only one case of a supernumerary tooth was observed in the maxilla (upper jaw). Conclusion: It was observed that the results we obtained in both the frequency of supernumerary teeth and the frequency of hypodontia (agenesis) in the study yielded similar results with both recent studies and previous studies. We think that this study, which is one of the rare examples, will contribute to other studies in this research field. Keywords: Supernumerary Teeth, Congenital Teeth Absence (Hypodontia-Agenesis), Teeth Variation, Dental Anthropology, Beybağ. ÖZ Amaç: Bu çalışmanın amacı Muğla ili Beybağ Bizans Topluluğu’nda gözlenen hipodonti (agenesis) ve süpernümerer diş oluşumlarını araştırmaktır. Yöntem: Beybağ kazılarında 2008 yılında ortaya çıkarılan 161 adet mezar Bizans Dönemi'ne tarihlendirilmiştir. Çalışma materyalimizi 171 kişiden elde edilen 97 (mandibula ve/veya maksilla) çene kemiği oluşturmaktadır. Bu 97 kişinin çene kemiklerinin 39'unun erkek, 26'sının kız ve 32'sinin bebek-çocuk bireye ait olduğu belirlendi. Bu amaçla söz konusu 97 çene kemiği incelendi ve hipodonti olduğu tahmin edilen çene kemikleri Kavo 3D dental tomografi cihazı ile radyografik olarak görüntülendi. Ayrıca makroskopik gözlemle süpernümerer diş varlığı incelendi. Bulgular: Materyallerin incelenmesinin ardından beş bireyde hipodonti, bir bireyde süpernümerer diş örneği tespit edildi. Bu bulgulara göre Beybağ Bizans toplumunda süpernümerer diş görülme sıklığı %1,03, agenezi sıklığı ise %7,21 olarak bulundu. Üst çenede olmak üzere bir süpernümerer diş vakası görüldü. Sonuç: Çalışmada hem süpernümerer diş sıklığında hem de hipodonti (agenesis) sıklığında elde ettiğimiz sonuçların hem güncel çalışmalarla hem de geçmiş çalışmalarla benzer sonuçlar verdiği gözlendi. Bu alandaki az sayıdaki örneklerden biri olan bu çalışmanın araştırma alanındaki diğer çalışmalara katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Anahtar Kelimeler: Süpernümerer Dişler, Doğuştan Diş Eksikliği (Hipodonti-Agenesis), Diş Varyasyonu, Dental Antropoloji, Beybağ.
Human molar crown traits in Croatian medieval and contemporary populations
ACTA STOMATOLOGICA CROATICA www.ascro.hr Zaprimljen: 13. siječnja 2010. Prihvaćen: 2. ožujka 2010. Adresa za dopisivanje Marin Vodanović Sveučilište u Zagrebu Stomatološki fakultet Zavod za dentalnu antropologiju Gundulićeva 5, 10000 Zagreb Tel: +385 (0)1 4899 214 Fax: +385 (0)1 4802 159 vodanovic@sfzg.hr
Bedensel Belirti Bozukluğu Olan Bir Grup Hastada Genososyogram İle Travmanın İzleri
2021
Travmatik yasam olaylarinin ve kayiplarin etkileri kusaklararasi ve/veya kusakasan iletimle nesilden nesile aktarilabilmektedir. Genososyogram onemli yasam olaylari ve baglantilarla zenginlestirilmis bir soyagaci calismasidir. Genosoyogram calismasi ile cozumlenmemis ve tamamlanmamis travmalarin izleri surmek ve tamamlanmasini saglamak mumkundur. Bedensel belirti bozuklugu etyopatogenezinde travmalarin onemli rolu oldugu bilinmektedir. Bu olgu sunumunda, bedensel belirti bozuklugu tanili 22 hastanin genososyogram calismasi sonuclarinin sunulmasi amaclanmistir. Hastalarin cogunlugunda cocukluk doneminde travmatik yasantilarin oldugu belirlenmistir. Hastalarin yaklasik ucte birinde benzer bedensel belirti oykusu, 2 hastada yildonumu tepkileri oldugu tespit edilmistir. Bedensel belirti bozuklugu olan hastalarda genosoyogram calismasinin travma ve etkilerinin ayrintili olarak incelenmesine ve gecmis kusaklardan aktarilan yuklerin fark edilmesine olanak sagladigi soylenebilir. Genososyog...
2016
Amac: Bu calismanin amaci, adenozin deaminaz (ADA) genindeki G22A polimorfizminin Turk populasyonunda sizofreni ile iliskisinin arastirilmasidir. Yontemler: Bu calismada biz 113 sizofreni tanisi almis hasta ve 121 saglikli kontrol bireylerini inceledik. ADA geni G22A polimorfizmi allel spesifik-polimeraz zincir reaksiyonu (AS-PCR) yontemi kullanilarak belirlendi. Bulgular: ADA genindeki G22A polimorfizmi icin GG, GA ve AA genotip sikliklari sirasi ile kontrol grubu icin %79.3 (96/121), %20,3 (25/121), %0 (0) ve hasta grubu icin %87,6 (99/113), %10,6 (12/113), %1,8 (2/113) olarak belirlendi. Genotip dagilim bakimindan hasta ve kontrol gruplari arasinda anlamli fark bulundu (p=0,017). Ayrica GA genotipinin sikligi hastalarda kontrole nazaran anlamli duzeyde dusuk bulundu (p=0,048, OR=0.46, 95%CI 0.22- 0.96). Fakat allel sikliklari bakimindan iki grup arasinda anlamli fark bulunamadi. Cinsiyet bakimindan karsilastirma yaptigimiz zaman, erkek hastalarda GG genotipinin anlamli duzeyde yu...
2014
Kulturel ve psikolojik faktorlerin genc yetiskinlikte baglanma hiyerarsisi uzerine etkilerini ortaya koymayi amaclayan bu calisma, Malatya evreninde 20-24 yaslar arasindaki 296 ogrenci ornekleminde gerceklestirilmistir. “Ben” cekirdegine en yakin dairede yer alanlar sirasiyla %76,4 oranla anne, %43,6 oranla baba, %36,5 oranla kardes, %20,9 oranla arkadastir. Sevgilisi olanlar icinde %31,9’u sevgiliyi ilk halkaya yerlestirmistir. Genc kizlarin kacinma duzeyleri erkeklere oranla istatistiksel olarak anlamli derecede daha yuksektir (χ 2 =21,083 p=0,000). Cocuklukta ailenin parcalanmis aile olmasi kaygi duzeyini istatistiksel acidan anlamli duzeyde arttirmaktadir (χ 2 =10,078 p=0,002). Kacinma duzeyi yuksek olanlarda, sevgilinin bulundugu cember degeri ve sosyal atomdaki arkadas sayisi anlamli olcude daha dusuktur. Kacinma duzeyinin yuksekligi, birinci cemberdeki kisi sayisinin azalmasi ile sonuclanmakta, ilk cembere arkadasin alinmasini ve sevgili edinmeyi onemli derecede azaltmaktadir...