A Tetralogy of Fallot Patient Survived Only with a Classical Blalock-Taussig Shunt for more Than 50 Years (original) (raw)
Related papers
Classical Blalock-Taussig Shunt: Is It Still a Good Alternative Today?
Turkish Journal of Pediatric Disease, 2013
Amaç: Konjenital kalp cerrahisinde tam düzeltme ameliyatları çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerde ve yenidoğan döneminde başarı ile yapılabilmektedir. Ancak bazı kompleks kalp anomalilerinde palyatif girişimler sıklıkla halen kullanılmaktadır. Modifiye Blalock-Taussig şant ameliyatı sonuçları greft açıklık oranlarının düşüklüğü nedeniyle düşük doğum ağırlıklı siyanotik bebeklerde daha az kullanılmakta, bunun yerine santral veya klasik Blalock-Taussig şant ameliyatları yapılmaktadır. Kliniğimizde klasik Blalock-Taussig şant ameliyatı yapılan kompleks kardiyak anomalili yenidoğanların cerrahi sonuçları bu çalışmada değerlendirilmiştir.
Türk Kardiyoloji Derneği arşivi : Türk Kardiyoloji Derneğinin yayın organıdır, 2008
Complete atrioventricular septal defect (AVSD) with tetralogy of Fallot (TOF) is a rare congenital heart anomaly. We evaluated surgical results of total repair in patients with TOF and AVSD. Seven patients (5 girls, 2 boys; age range 2.5 to 14 years) underwent total repair for AVSD and TOF. Three patients had Down syndrome. Three patients had previous systemic-to-pulmonary shunt operations. Accompanying anomalies were left superior vena cava (n=2), left atrial isomerism (n=1), muscular VSD (n=1), and double outlet right ventricle (n=1). Preoperative diagnoses were based on echocardiographic examinations. The two-patch technique was used for surgical repair. Reconstruction of the right ventricular outflow tract was performed using transannular and infundibular patches in four and three patients, respectively. The follow-up period ranged from six months to nine years (mean 3.4+/-2.9 years). No mortality occurred throughout the follow-up period. Two patients had prolonged hospitalizati...
Anadolu Kardiyoloji Dergisi/The Anatolian Journal of Cardiology, 2010
Fallot tetralojili on iki ay altı infantlar ile bir-dört yaş arası çocuk hasta gruplarında tam düzeltme ameliyatı sonrasında kısa dönem mortalite ve morbiditenin belirleyicileri Determinants of short-term mortality and morbidity after the complete repair of tetralogy of Fallot in infant groups under 12 months and one-four years of age Özgün Araşt›rma Original Investigation 544 ÖZET Amaç: Fallot tetralojili 12 ay altı infantlar ile bir-dört yaş arası çocuk hasta gruplarında tam düzeltme ameliyatı sonrasında, her iki grubun erken dönem (1-30 gün) cerrahi sonuçlarını, mortaliteyi ve morbiditeyi etkileyen risk faktörlerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Yöntemler: Fallot tetralojisi nedeniyle ameliyat edilen beş ay ile dört yaş arası 52 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların verileri retrospektif olarak elde edildi.Hastalar yaşlarına göre bir yaş ve altında olanlar Grup 1 (n=21), bir-dört yaş arasında olanlar ise Grup 2 (n=31) olarak tanımlandı. İstatistiksel analizde Mann-Whitney U testi, Ki-kare veya Fisher's tam testten uygun olan kullanıldı, mortalite prediktörlerin saptanması ile ilişkili parametrelerin değerlendirilmesinde lojistik regresyon analizi yapıldı. Bulgular: Her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunan parametreler: yaş (Grup 1; 10.00±1.67 ay ve Grup 2; 2.39±0.77 yıl, p<0.001), ağırlık (Grup 1; 9.74±2.23 kg, Grup 2; 11.97±1.78 kg, p<0.001), McGoon oranı (Grup 1; 1.94±0.29, Grup 2; 2.19±0.27, p=0.001). Mortalite oranı, Grup 1'de %14.2 (3 hasta) iken, Grup 2'de %16 (5 hasta) idi ve anlamlı bir fark saptanmadı. Grup 2'de bir hastada (%0.03) ameliyat sonrası tam blok gelişti. Bu hastaya kalıcı pacemaker takıldı. Mortalite gelişen ve gelişmeyen hasta grupları karşılaştırıldığında anlamlı fark periton diyalizi (p=0.001), plevral effüzyon (p=0.02), sağ ventrikül basınç (p=0.001) ve sağ ventrikül/aorta basınç oranı (p=0.001) gibi değişkenlerde bulundu. Ancak lojistik regresyon analizinde bu risk faktörlerinin mortaliteyi öngörmede anlamlı değeri olmadığı saptandı. Sonuç: Bu sonuçlarımıza göre, semptomatik olan Fallot tetralojili hastalarda, bir yaş ve öncesinde mortalite riskini artıracak ek patoloji bulunmuyorsa, tam düzeltme ameliyatı bir-dört yaş hasta grubu ile benzer riskler, mortalite ve morbidite oranlarında uygulanabilir. (Anadolu Kardiyol Derg 2010 Aralık 1; 10(6): 544-9) Anahtar kelimeler: Fallot tetralojisi, tam düzeltme ameliyatı, infant, çocuk, öngörücü modelleri ABSTRACT Objective: In patients with tetralogy of Fallot, infants less than 12 months old and children between one and four years old were compared after total repair surgery for determination of outcome of surgery, risk factors influencing mortality and morbidity. Methods: Fifty-two patients with tetralogy of Fallot between five months and four years of ages were included into the study. The patients were divided into two groups depending on their ages; Group 1; one year old and younger (n=21) whereas, group 2; one and four years old (n=31). Statistical analysis was performed using Mann-Whitney U, Chi-square or where appropriate Fisher's exact tests and logistic regression analysis was applied for determination of predictors of mortality. Results: The parameters that were different between two groups include; age (Group 1; 10.00±1.67 months and Group 2; 2.39±0.77 years, p<0.001), weight (Group 1; 9.74±2.23 kg, Group 2; 11.97±1.78 kg, p<0.001), McGoon ratio (Group 1; 1.94±0.29, Group 2; 2.19±0.27, p=0.001). Mortality is found in 3 patients in group 1 (14.2%) whereas, in five patients in group 2 (16%) and the difference was not statistically significant. In group 2 in only one patient (0.03%) had complete atrioventricular block and required permanent pacemaker implantation. When patients were compared according to groups with and without mortality, the significant differences were found in following variables: peritoneal dialysis (p=0.001), pleural effusion (p=0.02), right ventricular pressure (p=0.001) and right ventricle/aorta pressures ratio (p=0.001). However, none of these risk factors had significant value in prediction of mortality.
Erişkin Bir Hastada Fallot Tetralojisinin Başarılı Cerrahi Tedavisi
D Dr r. . A Al li i C Ca an n H Ha at te em mi i, , D Dr r. . M Me et te e G Gü ür rs so oy y, , D Dr r. . A Ay yb ba al la a T To on ng gu ut t, , D Dr r. . K Ka ad di ir r Ç Çe ev vi ik ke er r, , D Dr r. . G Gü ür rk ka an n Ç ÇE ET T‹ ‹N N, , D Dr r. . S Se er rd da ar r K Kü üç çü ük ko o¤ ¤l lu u* *, , D Dr r. . E Er rh ha an n K Ka an ns s› ›z z
Journal of Dr. Behcet Uz Children's Hospital, 2015
Fallot tetralojisi tanısı konulan hastaların tam düzeltme ameliyatı öncesi pulmoner arter gelişimini gösteren McGoon oranı, Nakata indeksi, pulmoner arter Z skoru ile arkus aortanın seyri, patent foramen ovalenin (PFO) varlığı veya yokluğu ve hastanın cinsiyeti arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlandı. Yöntemler: Ocak 2003 ile Ocak 2011 tarihleri arasında Fallot tetralojisi tanısı ile tam düzeltme ameliyatı öncesi diyagnostik anjiografi yapılan, öncesinde şant cerrahisi geçirmeyen 100 olgu çalışmaya alındı. Retrospektif olarak ekokardiyografi ile elde edilen sol ventrikül diyastol sonu çapı (LVEDd), PFO ve arkus aortanın seyri, anjiografik olarak ölçülen McGoon oranı, Nakata indeksi, pulmoner arter Z skoru değerlendirildi. Bulgular: Olguların %72'si erkek, %28'i kızdı. Median yaş 21 ay (min: 4 ay max: 228 ay) olan hastaların doğum ağırlıkları ise 2960±550 gramdı. Hastalarda sol arkus aorta hâkimiyeti (%77) izlendi. LVEDd %18 hastada normalin altındaydı. PFO %23, koroner anomali %4, majör aorto pulmoner kollateral arterler (MAPCA) %3, sol superior vena kava %6 oranındaydı. PFO'su olan hastalarda pulmoner arter Z skoru olmayanlara göre daha düşük bulundu (p<0.05). Arkus aorta seyrinin ve cinsiyetin ise hastalar arasında fark oluşturmadığı izlendi. Sonuç: Fallot tetralojili hastalarda PFO'nun varlığı pulmoner arter Z skorunu etkileyebilir. Bunun yanı sıra arkus aorta seyrinin ve cinsiyetin tam düzeltme ameliyatı öncesi pulmoner arter gelişimini etkileyen faktörler olmadığını düşünmekteyiz.
Fallot Tetralojisinde Transanüler Yama Uygulanmasının Erken ve Orta Dönem Sonuçları
vantipdergisi.yyu.edu.tr
Özet: Amaç: Küçük pulmoner anulusu olan Fallot tetralojisinde (TOF) transanüler yama gerekir. Bu da pulmoner rejürjitasyona yol açabilir. Amacımız transanüler yama gerektiren TOF'lu hastalarda tam onarımı ile ilgili tecrübelerimizi gözden geçirmektir. Metod: Mayıs 2000 ile Mart 2005 tarihleri arasında Van Yüksek İhtisas Hastanesi ile Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 20 hastaya TOF tanısıyla tam onarım operasyonu yapılarak perikardiyal yama ile sağ ventrikül çıkımı ve anülüsü genişletilmiştir. Hastaların yaşları 3 ile 24 arasında değişmekte olup, 11'i kız ve 9'u erkek idi. Bulgular: Tanı tüm hastalarda operasyon öncesi uygulanan ekokardiyografi ve kardiyak kataterizasyonla kondu. Transannuler yama kullanılarak yapılan tam onarım sonrası hastaların fonksiyonel kapasitelerinde anlamlı düzelme oldu. Ölen hastamız olmadı. Sonuç: TOF tanısı konunca yaşına bakılmadan kontrendikasyon olmadıkça tüm hastalar opere edilmelidir. Anulusu dar olan hastalarda transanuler yama kullanılması kısa ve orta dönemde iyi tolere edilir ve hastaların fonksiyonel kapasiteleri düzelir.
Successful One-Stage Total Correction of a Double Aortic Arch with Tetralogy of Fallot
The Journal of Pediatric Research, 2016
Fallot Tetralojisi (TOF) ile çift arkus aorta birlikteliği nadir rastlanan bir durumdur (1). Çift arkus aortadan dolayı semptomu olmayan fakat TOF'a bağlı siyanozu bulunan hastanın başarıyla tek aşamalı tam düzeltim onarımı yapılmış ve hasta şifa ile taburcu edilmiştir. Bu anomali birlikteliği bulunan hastaya olan tanısal yaklaşım ve cerrahi planlama tartışılmıştır.
Klasik Blalock-Taussig Şant: Günümüzde İyi Bir Alternatif mi?
Turkiye Cocuk Hastalıkları Dergisi, 2013
Konjenital kalp cerrahisinde tam düzeltme ameliyatları çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerde ve yenidoğan döneminde başarı ile yapılabilmektedir. Ancak bazı kompleks kalp anomalilerinde palyatif girişimler sıklıkla halen kullanılmaktadır. Modifiye Blalock-Taussig şant ameliyatı sonuçları greft açıklık oranlarının düşüklüğü nedeniyle düşük doğum ağırlıklı siyanotik bebeklerde daha az kullanılmakta, bunun yerine santral veya klasik Blalock-Taussig şant ameliyatları yapılmaktadır. Kliniğimizde klasik Blalock-Taussig şant ameliyatı yapılan kompleks kardiyak anomalili yenidoğanların cerrahi sonuçları bu çalışmada değerlendirilmiştir. Gereç ve Yöntemler: Ocak 2006-Aralık 2011 tarihleri arasında pulmoner kan akımı azalmış kompleks kalp hastalığı bulunan ve klinik durumları nedeni ile tam düzeltme ameliyatı mümkün olmayan ve klasik Blalock-Taussig şant ameliyatı uygulanan düşük doğum ağırlıklı yenidoğan hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. bulgular: Klasik Blalock-Taussig şant ameliyatı yapılan 4 kız, 5 erkek, toplam 9 yenidoğan hasta çalışmada değerlendirildi. Olguların yaşları ortalama 13.89±7.89 (3-25) gün, vücut ağırlıkları ortalama 1950±230 (1700-2350) gramdı. Olguların hepsinde ameliyat sol torakotomi ile yapıldı, sol subklavian arter serbestleştirildikten sonra sol pulmoner artere uç yan anastomoze edildi. Erken dönemde bir hastada anuri gelişmesi dışında majör sorun olmadı, anüri ve böbrek yetmezliği gelişen hasta postoperatif 19. günde sepsis ve multiorgan yetmezliği nedeni ile kaybedildi. sonuç: Düşük doğum ağırlıklı ve palyatif girişim gereken siyanotik bebeklerde hangi tekniğin kullanılması gerektiği halen tartışmalıdır. Santral şantların iyi bir alternatif olduğu düşünülmekle beraber, ana pulmoner arterin çap olarak yetersiz olduğu bu tip hastalarda kardiyopulmoner bypass gereksinimi ameliyat riskini artırmaktadır. Bu tip hastalarda klasik Blalock-Taussig şant ameliyatının halen en iyi yöntemlerden biri olduğu ve düşük komplikasyon riskleriyle yapılabildiği bu çalışmamızda gösterilmiştir.
A Rare Cardiac Anomaly in Absent Pulmonary Valve Syndrome with Tetralogy of Fallot
Medical Bulletin of Haseki
Pulmoner kapak yokluğu sendromu (PKYS), Fallot tetralojisine (FT) benzer fakat farklı bir klinik tablodur. Anatomik özellik olarak rudimente pulmoner kapak (hem darlık hem yetersizlik olan), masif dilate pulmoner arterler ve sıklıkla geniş ventriküler septal defekti (VSD) içerir. Hemen daima patent duktus arteriosus (PDA) yokluğu ile beraberdir. Çocukluk formu iyi seyretmesine rağmen infant formu ciddi solunum problemleri ile beraber olup erken cerrahi (ilk üç-altı ay) gerektirir (1). Ya z›fl maAd re si/Ad dressforCor res pon den ce:Taliha Öner