A Qualitative Study About The Effects of Women's Shelter Models On Women's Mental Health (original) (raw)
Related papers
Major Issues in Female Dormitories of Universities and their Relationship with Mental Health
Yuksekogretim Dergisi, 2021
Screening and identifying the problems faced by university students, and finding the sources and understanding the variables that cause these problems are very important for mental health. Campus is an environment that is open to many risk factors and much research has confirmed that university study is particularly difficult for women. The aim of this study is to investigate the problems of female students living in university dormitories in a comprehensive manner and to make a relational analysis in the areas that are considered to be related to these problems. In addition, it aims at determining the extent to which university students' depression, anxiety, stress and psychological wellbeing are predicted by the various problem areas experienced by the students. 122 Female students participated in the study. "Newly-Developed Problem Screening Inventory", "Depression-Anxiety-Stress Scale (DASS-21)" and the "Psychological Well-being Scale" were used...
An Assessment of Women's Shelters and Guesthouses Legislation in the Context of Urban Planning
Journal of Architecture and Life, 2022
The shelters or guesthouses referred to by the authors as the “secret of the city” are functional public buildings serving woman and child victims. The victims hiding in these buildings are the city’s “confidants” – the sharers of the secret. There are few academic studies of the relationships which either the victims or the guest houses/shelters form with the city. This paper addresses the case of Turkey because of the shortfalls in works on space-women-planning, the existence of a level of social consciousness and public practices that result in victimisation. It aims to make a search of the relevant legislation to determine the relationship which the shelters and the victims accommodated in them have with the city, the concept of the city and urban life, to explore their relationships with urban planning and development plans in the context of the planning process and the involvement of the urban planner, and to make a descriptive assessment. Legislation of shelters and guesthouses, their relationship with the city, their urban locations and the dimensions of the victim's relationship with the city are evaluated. The study relates to the question of how gender-sensitive cities can be established and is intended to form a basis and serve as a guide for future studies. Methodologically, qualitative research comprises an examination of legislation and a review of the literature based on Turkish case study. In addition to the related legislation and literature survey, internet resources were searched and findings are critically evaluated. The view is taken that urban planners and the sections of society concerned is suggested to be the determinants of the locations of the shelters, the related processes, and the form which the relationship between the victims and the city and its citizens takes, and that the perspective of city planning should be integrated into the system. It is considered that these areas should be planned, programmed and prioritized in policies to eliminate inequality in the context of public space and service.
Effects of Migration on Mental Health of Women
Psikiyatride Guncel Yaklasimlar - Current Approaches in Psychiatry, 2015
Özet Dünyada farklı nedenlerle insanlar bulundukları yaşam yerlerinden ayrılarak farklı bölgelere ve ülkelere doğru yer değiştirmekte, bu durum göç olarak tanımlanmaktadır. Son yarım yüzyılda göç olgusunda yaşanan en önemli değişimlerden birisi kadının göçünün artmasıdır. Kadınlar göç sürecinden en çok etkilenen riskli gruplar arasında yer almaktadır. Özellikle ülkelerinde yaşanan kriz nedeniyle göç etmek zorunda kalan gruplar içerisinde, kadınların özel gereksinimlerine dikkat çekilmektedir. Göç edilen toplumsal çevredeki farklı yaşam biçimi, ekonomik ve çalışma yönünden zor koşullar, dil engeli ve beraberinde gelen uyum sorunları bu kadınların ruhsal sağlığını olumsuz etkilemektedir. Göç etmiş, farklı kültürel gruplara sahip kadınların ruh sağlığını koruyup geliştirmek için bu grupların öncelikli riskli gruplar olarak ele alınması, gereksinim duyulan alanlarına yönelik çok yönlü girişimlerin başlatılması önemlidir.
Anadolu psikiyatri dergisi, 2017
Bulgular: Konukevinde kalan kadınların %76'sı, evinde kalan kadınların %90'ı en az bir psikiyatrik tanıya sahipti. Konukevinde travma sonrası stres bozukluğu (%35), evinde kalan kadınlarda majör depresyon (%66) en sık görülen tanı idi. Evinde kalan grupta majör depresyon, somatizasyon bozukluğu ve yaygın anksiyete bozukluğu diğer gruba göre anlamlı derecede yüksek saptandı. PHQ-SADS Ölçeğine göre evinde kalan grupta, somatizasyon, yaygın anksiyete, panik, depresyon, işlevsellik bozulması alt ölçekleri ve ölçek toplam puanı diğer gruba göre anlamlı derecede yüksek bulundu. YİPDÖ toplam puanı ve kendilik algısı, gelecek algısı, yapısal stil ve aile uyumu alt ölçekleri ise konukevinde kalan grupta anlamlı derecede yüksekti. Aktif başa çıkma alt ölçeği konukevinde kalan kadınlarda, işlevsel olmayan başa çıkma ve davranışsal boş verme alt ölçekleri ise evinde kalanlarda anlamlı olarak yüksek bulundu. İki grubun bağlanma biçimleri arasında fark saptanmadı. Sonuç: Aile içi şiddet, kadınların ruh sağlığını tedavi gerektirecek düzeyde olumsuz etkilemektedir. Evinde kalan ve şiddet gören kadınlara göre konukevlerinde kalan kadınlar, şiddete karşı koymakta koruyucu olan aktif başa çıkma tutumları ve ruhsal dayanıklılık açısından avantajlıdır ve daha az psikopatolojiye sahiptir.
The Effects Of Infertility On Women's Mental Health And Role Of Psychiatric Nursing
Journal of Psychiatric Nursing, 2012
Aile, insan neslinin devamının sağlanmasında ve toplumun beklentilerine uygun bireyler yetiştirilmesinde büyük önem taşıyan bir kurumdur. Üreme ve doğurganlık birey ve aileye özgü evrensel işlevler olarak görülmekte ve çocuk sahibi olma evlilik kurumunun beklenen sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocuk sahibi olamama her iki cinsi de duygusal olarak etkilese de kadınların daha fazla stres ve baskı hissettikleri, anksiyete ve depresyon oranlarının daha yüksek olduğu görülmektedir. Son çalışmalar, infertil kadınların %50'sinin bu süreci yaşamları boyunca karşılaştıkları en sıkıntı verici durum olarak tanımladıklarını ve yaşadıkları psikosoyal acı çekmenin, kanser ve kalp yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden hastalığı olanlarla benzer olduğunu ortaya koymuştur. İnfertil kadınların yüksek düzeyde stres ve anksiyete yaşamalarının altında yatan en önemli sebebin infertiliteye bağlı yaşanan annelik duygusunun kaybı, üretkenliğin kaybı, benlik saygısının kaybı, genetik devamlılığın kaybı olduğu bildirilmektedir. Bu derlemenin amacı, son yıllarda giderek yaygınlaşan ve çiftler için bir yaşam krizine dönüşebilen infertilitenin kadınların ruh sağlığı üzerindeki etkileri ve infertilitede psikiyatri hemşirelerinin rolleri konusunda bir bakış açısı sağlamaktır.
The Genital Hygiene Behavior of Women Living in A Women's Shelter: The Case of Manisa Province
Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi
Amaç: Çalışmanın amacı, kadın konukevindeki kalan kadınların genital hijyen konusundaki davranışlarını belirlemektir. Yöntem: Araştırma, tanımlayıcı tipte olup Manisa ilindeki bir kadın konukevinde 25 Mayıs-31 Aralık 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemi, çalışmaya katılmak için gönüllü olan kadınlardan (n=82) oluşmuştur. Etik kurul onayı ve kurum izni alınmıştır. Veri toplama aracı olarak sosyodemografik form ile araştırmacılar tarafından hazırlanan genital hijyen anket formu kullanılmıştır. Veriler, kadınlarla birebir görüşülerek toplanmıştır. Araştırma verilerinin analizi, SPSS 26.0 programıyla tanımlayıcı istatistikler değerlendirilerek yapılmıştır. Bulgular: Kadınların yaş ortalaması 31.82±8.7 olup %47.6’sının on beş gün veya daha az süredir kadın konukevinde kaldığı bulunmuştur. Kadınların %70.8’inin eğitim durumunun ortaöğretim ve altında olduğu; %59.8’inin gelir düzeyinin düşük olduğu bulunmuştur. Kadınların %39.0’ının son bir yıl içinde genita...
Evaluation of mental status of the blue-collar women and housewives in Honaz district, Denizli
Purpose: This study has been performed to evaluate the mental status of the blue-collar women and housewives in Honaz district, Denizli. Materials and methods: In this cross-sectional study, 110 women working in a textile factory and 110 housewives aged 20-59 in Honaz district were compared in terms of mental health. Data of the study were collected through face to face interview method in December 2012. The first part of the questionnaire contains socio-demographic and cultural data, information about family and household, work life and lifestyle, the second part was 12-item General Health Questionnaire (GHQ) which was developed by Goldberg. GHQ scoring 2 and above is considered mental health distress. Chi-square and multiple logistic regression analysis were used to evaluate the contributing factors of mental health. Results: A total of 220 women including 110 female worker and 110 housewive participated in the study, 68.2% of female worker and 92.7% of housewives were 30 years and above. According to GHQ scoring, mental health distress prevalence of women workers and housewives was 43.6% and 50.0%, respectively and there was no significant difference. Low educational level, older age, being single and presence of people with disabilities at home were found to be independent risk factors. Conclusion: This study revealed that there is no significant difference in terms of mental health distress among blue-collar women and housewives. Mental disorders are common health problems in both groups. Key words: Mental status of women workers and housewives.
Psychological Maltreatment of Women Inventory--Short Form; Turkish Adaptation
PsycTESTS Dataset
Objective: This study aims to adapt a short form of Psychological Maltreatment of Women Inventory (Tolman 1989) to Turkish and to examine the psychometric properties of the Turkish short form. Method: Participants were 852 women between the ages of 23-55 (32.12±10.97 years), who were either married (48%) or in a romantic relationship (47%) during data collection. The questionnaire was comprised of Psychological Maltreatment of Women Inventory (PMWI), Submissive Acts Scale (SAS) and demographic information form. Principal Components Analysis was used for confirmatory construct validity, and Pearson correlation coefficients between SAS and PMWI total scores were calculated for discriminatory validity. Cronbach-Alpha internal consistency coefficients and split-half reliability were measured to establish internal consistency. Results: The three-factor (Restriction/Blaming/Threat; Emotional-Verbal Violence; Responsibility) structure explained 64.3% of variance. Internal consistency coefficient (Cronbach-Alpha) was found to be .93; split half reliability was found to be .90 and .87 for the first and second halves, respectively, and the correlation between the two halves were found to be .71. Conclusion: The Turkish short form of Psychological Maltreatment of Women Inventory is a valid and reliable tool to measure psychological maltreatment experienced by married women, or women in romantic relationships.
Toplum ve Sosyal Hizmet, 2019
Bu araştırmada kadınlarda ruh sağlığı problemleri ve bağlanma örüntüleri arasındaki ilişki sosyal hizmet bakış açısıyla ortaya konulmaya çalışılmıştır. Nicel araştırma tasarımı kullanılmış olan bu çalışmada klinik ve klinik olmayan örneklem grupları ile çalışılmıştır. Klinik örneklem grubunu ruh sağlığı hizmetlerinden faydalanan kadınlar oluştururken; klinik olmayan örneklem grubunu ise benzer sosyo-demografik özellikler gösteren fakat ruh sağlığı hizmeti almayan kadınlar oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin toplanmasında çalışma ve karşılaştırma gruplarında yer alan katılımcılara anket formu uygulanmıştır. Her iki gruptaki kadınlar için üç farklı bölümden oluşan anket formunun birinci bölümünde sosyo-demografik verilerine ilişkin soruların yer aldığı “Tanıtıcı Bilgi Formu”, ikinci bölümde kendi anneleriyle kurmuş oldukları ilişki örüntüsünü geriye dönük olarak değerlendirmek için “Ana-Babaya Bağlanma Ölçeği”, üçüncü bölümde bağlanma boyutlarını ölçmek için oluşturulan “Yakın İliş...
2012
SUMMARY Family is an important institution in maintaining human existence and raising individuals in line with society’s expectations. Fertility and reproduction are seen as universal functions unique to women with raising children as the expected result of the family institution. Incidence of infertility has increased recently and can become a life crisis for a couple. Even though not being able to have a child affects both sexes emotionally, women feel greater amounts of stress, pressure, anxiety, and depression. Recent studies have shown that 50% of infertile women indicated infertility as the most challenging situation they have ever experienced. Moreover, their psychosocial suffering resembles that of fatal disease such as cancer and heart failure. The most important underlying causes of high levels of stress and anxiety that infertile women experience are the loss of maternity, reproduction, sense of self, and genetic continuity. The aim of this compilation is to provide a new...